AKP'li Şıllık Milletvekili: "Kuzey Irak Değil, Kürdistan!"

Genel & Güncel Konular

AKP'li Şıllık Milletvekili: "Kuzey Irak Değil, Kürdistan!"

İletigönderen kush » Pzt Oca 04, 2010 13:03

Mir Dengir Fırat hükümeti eleştirdi. ''Neden Kürdistan'a Kuzey Irak diyoruz''

AK Parti Adana Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, hükümet üyelerinin Kuzey Irak demesini eleştirdi.

ORASI KÜRDİSTAN

Fırat, “Aslında orası Kürdistan” dedi. Kuzey Irak’a giden Fırat, Aknews ajansının sorularını yanıtladı. “Siz Kürdistan Bölgesi diyorsunuz ama Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve İçişleri Bakanı Atalay, ‘Kuzey Irak Yönetimi’ ifadesini kullanıyor. Bir alışkanlığın sonucu mu bu, yoksa özel bir tercih mi?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Bir alışkanlık, tabii ki uzun yıllar bırakın Kürdistan’ı, Kürt kelimesi bile büyük sorun yaratıyordu. Anayasada ‘Kürdistan Bölgesi’ olarak belirtilmiş. İran’da da Kürdistan var. Bu psikolojik bir şey herhalde, nedense Türkiye’de bu pek söylenmiyor. Aslında orası Kürdistan. Yani biz oraya Kürdistan demesek de Kürt Bölgesi yahut işte Kuzey Irak da desek, Irak Anayasası’na göre orası Kürdistan. Dünya da orayı Kürdistan olarak biliyor, dolayısıyla biz söylemişiz söylememişiz çok fazla bir değişim olmayacaktır. İnşallah insanlar buna alışacaklar zaman içinde.”

Kaynak
kalbinizdeki vatan ve bayrak sevgisine selamım olsun!

ya istiklal ya ölüm!

Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!
K. ATATÜRK 20 Ekim 1927
Kullanıcı küçük betizi
kush
Üye
Üye
 
İletiler: 905
Kayıt: Çrş Ara 12, 2007 1:49

Re: AKP "Orası Kuzey Irak Değil Kürdistan"

İletigönderen Başkomutan » Pzt Oca 04, 2010 15:37

Resim

Irak’a 33 yıl aradan sonra ilk resmi ziyareti yapan Cumhurbaşkanı Gül, bir ’ilke’ daha imza attı. Gül, uçakta gazetecilere konuşurken ilk kez ’Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ ifadesini kullandı. Kürt sorunu kaynaklı terörün artık bitmesi gerektiğini söyleyerek herkesten katkı isteyen Gül, "Kanın durması lazım. Bitsin bu iş" diye konuştu....

Dengir'in sözleri haber olmuş... :uzgun:

Kürdistan'ın babası gözaltında!.. :alkis:

Şanlıurfa'da çocuğunun ismini Nüfus Müdürlüğü'nün izniyle "Helin Kürdistan" ismini veren Ahmet Atış, araç kundaklama talimatı verdiği iddiasıyla bugün sabah Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındı.

ARAÇ KUNDAKLAMA TALİMATI ONDAN İDDİASI

Edinilen bilgiye göre, Şanlıurfa'da çeşitli tarihlerde araç kundaklama talimatı verdiği iddia edilen Ahmet Atış, bugün sabah saatlerinde evinde Terörle Mücadele Şube ekipleri tarafından gözaltına alındı.

Gözaltına alınan Ahmet Atış, sorgulanmak üzere merkeze götürüldü. Bu arada, Şanlıurfa'nın Devteşti Mahallesi'nde oturan Ahmet ve Dilek Atış çifti, 2 yaşındaki kızlarına Helin Kürdistan ismini vermiş ve bu ismin basına yansımasının ardından Ahmet Atış hakkında "Örgüt propagandası" yaptığı gerekçesiyle savcılık tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk etmiş, mahkeme de, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakmıştı.

http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=225769
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: AKP "Orası Kuzey Irak Değil Kürdistan"

İletigönderen türkpaşaoğlu » Pzt Oca 04, 2010 16:07

bunların hain bir şerefsiz olduklarını anlaması için bu millete daha ne söylemeleri gerek,
daha ne söylesinler ki bir kısım millet bunların hainliğini tescillesin,
ar damarı çatladımı bir kısım milletin,
yani bu kadar çokmuymuş bu ülkede vatan haini,insanın yüzüne bu kadar hakaret eden hükümete hiçmi bir tepki vermek istemezler,hiçmi zorlarına gitmiyor
ben de bir şey söyliyeyim, nede olsa tükürsen yağmur diyorlar akepe tarafları ve taraftarları;
daima şerefsizliğinizle yaşayınız...
Kullanıcı küçük betizi
türkpaşaoğlu
Üye
Üye
 
İletiler: 96
Kayıt: Çrş Nis 22, 2009 11:53

Re: AKP'li Şıllık Milletvekili: "Kuzey Irak Değil, Kürdistan!"

İletigönderen bozkurtlar diyari » Pzt Oca 04, 2010 17:29

Ulan dingil memo, eger orasini cok benimsiyorsan
defol orada yasa.Allah'in kirosu....
TÜRK GENÇLİĞİNİN ANDI !!!

EY TÜRK'ÜN BÜYÜK ATASI GAZI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK !!!

Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize namus ve şeref sözü verip, kendimizi büyük Türk Milletine adarız.
Kullanıcı küçük betizi
bozkurtlar diyari
Üye
Üye
 
İletiler: 570
Kayıt: Cum Ara 19, 2008 11:27

Re: AKP'li Şıllık Milletvekili: "Kuzey Irak Değil, Kürdistan!"

İletigönderen antalyalim » Pzt Oca 04, 2010 17:45

Dingil Pir Mehmet yazdı:Anayasada ‘Kürdistan Bölgesi’ olarak belirtilmiş.

Hangi ananin yasasinda böyle bir ibare varsa git o ülkede parti üyesi ol.
Türkiye Cumhuriyetinin Anayasasinda böyle birsey olmadigini bilmemen normal, bu senin sucun degil senin gibi kahvehane süprüntülerini Meclise tasiyan geri zekalilarin sucu.
"Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" :turkiye:
Kullanıcı küçük betizi
antalyalim
Çeviri Takımı
Çeviri Takımı
 
İletiler: 522
Kayıt: Sal Ara 16, 2008 21:39
Konum: Evden

Re: AKP'li Şıllık Milletvekili: "Kuzey Irak Değil, Kürdistan!"

İletigönderen Ram » Pzt Oca 04, 2010 18:28

Hamdolsun! Anlatıldığı gibi, korkulduğu gibi bir şey söz konusu değil...

Hz. Recep
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: AKP "Orası Kuzey Irak Değil Kürdistan"

İletigönderen Türk-Kan » Pzt Oca 04, 2010 18:47

Başkomutan yazdı:Dengir'in sözleri haber olmuş... :uzgun:

Asil haber buradadir, esasen bu basligin da oraya eklenmesi gerekir: :arrow: hamdolsun-kurdistan-i-da-kurariz-t16627.html
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: AKP'li Şıllık Milletvekili: "Kuzey Irak Değil, Kürdistan!"

İletigönderen ulusalcı » Pzt Oca 04, 2010 18:54

Dıngır Mıngır Fırat, sen bir Türkle Türkce konusmak icin, önce izin alacaksin!
Kullanıcı küçük betizi
ulusalcı
Üye
Üye
 
İletiler: 93
Kayıt: Cmt Oca 31, 2009 8:09

Re: AKP'li Şıllık Milletvekili: "Kuzey Irak Değil, Kürdistan!"

İletigönderen Haşhaşin » Sal Oca 05, 2010 2:16

Yok yaw. Az daha zorlarlarsa zaten anarşi bu ülkede hakim olucak... yemin ediyorum cellatlığa ilk aday ben olucam.... Her ne pahasına olursa olsun....
Kullanıcı küçük betizi
Haşhaşin
Üye
Üye
 
İletiler: 3
Kayıt: Prş Ara 31, 2009 13:40

İnsanlar Kürdistan’a alışacaklar zaman içinde

İletigönderen kush » Prş Oca 07, 2010 11:51

5 Aşamada Kürdistan
Dengir Fırat böyle söylüyor.“İnsanlar
Kürdistan’a alışacaklar zaman içinde” diyor.
Mehmet Ali Güller

AKP’nin önemli isimlerinden Dengir Mir Mehmet Fırat, “herkesten Kürdistan’a saygı
göstermesini” istedi. AKnews ajansına 2010’un ilk röportajını veren Dengir Fırat
açıklamalarıyla partisinin “Kürt Açılımı”nı sürdüreceği mesajlarını verdi: “Türkiye,
en kısa sürede Irak’la, Kürdistan’la da vizeyi kaldırmalı. Çünkü çok sıcak bir
ilişki var, ticari ilişki var. Kürdistan Bölgesi’yle 5 milyar dolarlık ticaret
hacmimiz var ki, bu çok önemli bir miktar. Türkiye’nin orada bir an önce banka
şubeleri açması lazım. Erbil’de bir konsolosluk açılıyor, inşallah Süleymaniye’de de
bir tane açılır. En üst düzey ziyaretler başladı. Daha evvel Dışişleri Bakanımız
ziyarette bulundu, konsolosluk konusu hal yoluna girdi. Orayı İçişleri Bakanımız da
ziyaret etti. Bunlar ilktir. Ümit ediyorum ki, üst düzey yetkilileri Türkiye’de
ağırlama imkânımız olur. Bizim de daha üst düzeyde Başbakan düzeyinde, Cumhurbaşkanı düzeyinde inşallah ziyaretlerimiz olur.
(…) Aslında orası Kürdistan. Yani biz oraya Kürdistan demesek de, Kürt Bölgesi de
desek, yahut işte Kuzey Irak da desek Irak Anayasası’na göre orası Kürdistan. Dünya
da orayı Kürdistan olarak biliyor. Dolayısıyla biz söylemişiz söylememişiz çok
fazla bir değişim olmayacaktır. İnşallah insanlar buna alışacaklar zaman içinde…”
Evet, Başbakan Erdoğan’ın akıl hocalarından Dengir Fırat böyle söylüyor.“İnsanlar
Kürdistan’a alışacaklar zaman içinde” diyor. Tıpkı Başbakan Erdoğan gibi. Ne demişti
Başbakan son ABD ziyareti sırasında: “Açılımla ilgili sorun alanlarını biliyoruz.
Hazmettire hazmettire bu süreci devam ettirmemiz lazım”.
AKP 2002’den beri süreci hazmettire hazmettire sürdürüyor, mevzi mevzi ilerliyor.
2001’de, Türkiye Cumhuriyeti’nin “casus belli” yani savaş nedeni saydığını, AKP
Kürdistan olarak tanıdı bile…
Gelin AKP’nin ilk günlerine dönelim ve 9 yılda bu noktaya gelen gelişmelerin belli
başlı aşamalarını anımsayalım.
1. Aşama: AKP’nin yönetime getirilme aşaması
ABD, dünyaya tek başına egemen olabilmek için geliştirdiği Büyük Ortadoğu Projesi’ni
hayata geçirebilmek için öncelikle Irak’ı işgal etmeli ve bölmeliydi. Ancak hem
Ecevit iktidarı hem de Türk Ordusu, “Irak’ın toprak bütünlüğünü ve siyasal
birliğini” kırmızı çizgi ilan etmişti. ABD Ecevit-Kıvrıkoğlu ikilisini ikna(!)
edemiyordu. Ne Ecevit’in ansızın hastalanması( !), ne ekonomik kriz, ne de
partisinin Kemal Derviş eliyle bölünmesi Ankara’ya geri adım attıramıyordu. Türk
Devleti, bir yandan Irak’ı işgal öncesi ikna turlarına gelen ABD’lilere “hayır”
yanıtları veriyor bir yandan da “Irak’a Yönelik Politikalarımı zın Genel Esasları”
başlıklı bir genelge hazırlayarak, “Irak’a bölge dışı güçlerin müdahalesinin
önlenmesi için her türlü tedbirin alınacağını” vurguluyordu. Daha da önemlisi, Türk
Devleti, Ordusunun 2002 yazına doğru, Irak’ın kuzeyine
ABD’den önce girip, Türkiye için bir güvenlik kuşağı oluşturma planını uygulamaya
hazırlanıyordu. İşte bu koşullarda erken seçimle Ecevit’i iktidardan indirme ve
2001 yazında kurdurulan AKP’yi işbaşına getirme süreci hızlandırıldı. (Süreç, Türk
Ordusu’nun ABD kaynaklarına göre “hizadan çıktı” diye değerlendirildiği günlerde
başladı aslında. Özellikle TSK’nın Mart 1995 Çelik Harekatı’yla ABD’ye büyük darbe
vurması, Washington’un 1996’da “ merkez sağı tasfiye ve ılımlı İslamcıları iktidara
getirme” planını başlattı.) Çünkü Washington, projesine eşbaşkanlık yapacak bir
hükümet istiyordu.
3 Kasım 2002 seçimleri, daha bir yıl önce kurulan AKP’yi ABD’nin derin desteğiyle ve
büyük medya operasyonuyla yönetime getirdi.
2. Aşama: Yasaklı Erdoğan’ı Başbakan yapma aşaması
Seçimlerden üç gün sonra Cumhurbaşkanı Sezer, seçim yasaklısı Erdoğan’ı sanki
başbakan olmuş gibi 6 Kasım’da Çankaya’da kabul etti. Kuşkusuz Sezer’in bu tavrında
Washington’un dayatmaları etkin oldu. Bu kabulden 9 gün sonra da, Erdoğan Org. Hilmi
Özkök tarafından, 15 Kasım’da Genelkurmay Karargâhı’nda karşılandı. (Bu arada 1
Mart’ta ABD ve AKP’nin istediği olmamış ve TBMM tezkereyi reddetmişti.) Çankaya ve
Genelkurmay nezdinde meşrulaştırılan Erdoğan için yasa(!) değişikliği yapıldı, 9
Mart 2003’te Siirt milletvekili yenileme seçimi uyduruldu ve 15 Mart 2003’te Erdoğan
başbakan yapıldı!
20 Mart’ta Irak’a saldırı başladı ve 2 Nisan 2003’de ABD-AKP mutabakatı yenilendi:
ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell ile Türkiye Dışişleri Bakanı Abdullah Gül arasında
“2 sayfalık 9 maddelik gizli bir anlaşma” yapıldı. Anlaşmanın 7. maddesi, Irak’ın
kuzeyinde kurulacak devletin (Kürdistan!) Türkiye tarafından resmen tanımasıydı.
Ancak ABD, AKP’yi hükümet yapmış ama iktidar yapamamıştı. 1 Mart’ta tezkerenin
reddedilmesiyle, ABD TSK’ya karşı yoğun psikolojik savaş başlattı.
3. Aşama: Erdoğan’ı BOP eşbaşkanı yapma aşaması
Türk Ordusu’na karşı açıktan saldırıya geçen ABD, Irak’ın kuzeyinde görev yapmakta
olan Özel Kuvvetlere bağlı subaylarımıza “çuval operasyonu” da yaptı! Türk
Ordusu’nun direncini kırmak için gayret gösteren Washington’un bu hamlesi, en çok
AKP’nin elini güçlendirdi! 4 Temmuz 2003 tarihli bu operasyondan sonraki 6 aylık
süreçte, AKP palazlandı. Bunun en önemli göstergesi de, Washington ziyaretinden
dönen Başbakan Erdoğan’ın üstlendiği görevi cesurca(!) ifade etmesiydi. Erdoğan, 16
Şubat 2004 akşamı, Kanal D’de yayımlanan Teke Tek programında aynen şöyle dedi: “Şu
anda Amerika'nın da Büyük Ortadoğu Projesi var ya, Genişletilmiş Ortadoğu, yani bu
proje içerisinde Diyarbakır bir merkez, bir yıldız olabilir. Bunu başarmamız lazım”.

Türk devletinin kimi merkezi kurumları ise bu açıktan saldırıyı sessizce izliyor ve
“Diyarbakır, BOP içinde nereye merkez olur?” sorusundan kaçıyorlardı! Üstelik,
Erdoğan ilk kez açıktan BOP’un eşbaşkanı olduğunu yani ABD projesinde
görevlendirildiğini ilan ediyordu.
4. Aşama: Gül’ü Cumhurbaşkanı yapma ve kurumları ele geçirme aşaması
ABD tüm gayretlerine rağmen Türk Ordusu’nun direncini kıramadı ve iradesini
çözemedi. Özellikle AKP’ye karşı yapılan Cumhuriyet mitingleri hem Ordu-Millet
birlikteliğini pekiştiriyor, hem de Erdoğan’ın koltuğunu sarsıyordu. Ancak
Washington-Ankara düzleminde uygulamaya karar verilmiş plan, kurumlara baskı
yapılarak ilerletildi. Abdullah Gül, Çankaya’ya çıkartıldı. Ancak Çankaya’nın teslim
alınmasıyla, tarihe Dolmabahçe mutabakatı olarak geçen Erdoğan-Org. Büyükanıt
görüşmesi arasında bir bağ olduğu değerlendirmesi, pek çok kurumda “yenilgi
travması” yarattı. 4 Mayıs 2007 tarihli bu görüşmeden sonra, ABD saldırısı hızlandı.
Ta 2001’de planlanan, 2006 Danıştay suikastı ile biçimlendirilen Ergenekon tertibi
yürürlüğe kondu ve dalga dalga yapılan operasyonlarla direnen kurumlar ve millet
baskı altına alındı.
AKP’ye direnen merkezi kurumlar teker teker düşüyordu! Üniversite rektörlükleri,
YÖK, Yargı’nın bir bölümü, kimi sendikalar ve en önemlisi elbette Dışişleri… Öyle
ki, “Kürt Açılımı”nın fikri mimarlarından Henri Barkey, 2010’un ilk günlerinde
yaptığı bir söyleşide şöyle diyordu: “Bu yeni politikayla (Kürt Açılımı) ilişkilerde
180 derecelik bir dönüş oldu. Bu noktada krediyi sadece AKP’ye değil Dışişleri
bürokrasisinde çalışan birkaç diplomata da vermek gerek”.
5..Aşama: “Kürt Açılımı” aşaması
Travma yaratan bir diğer görüşme ise henüz Genelkurmay Başkanı olmayan, dönemin Kara
Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ’un, Erdoğan’la baş başa yaptığı 24 Haziran
2008 tarihli görüşmeydi. AKP’nin kapatılma davasının görüşüldüğü bir dönemde yapılan
bu görüşmeden bir süre sonra 30 Temmuz 2008 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarihi
kararını verdi: AKP suçluydu ama ülkeyi yönetmeye devam edecekti!
Sonbahar boyunca AKP, ele geçirdiği mevzilere kuvvet yığdı. ABD seçimleri ve
Obama’nın Başkan yapılmasıyla da yeni bir dönem başlamış oldu.
6-7 Nisan 2009’da Ankara’yı ziyaret eden Obama, hem de TBMM’de yaptığı konuşmada,
AKP’ye “Kürt Sorunu”nu biran önce çözme görevi veriyordu.
Gerçi Abdullah Gül, Obama’nın ziyaretinden bir ay önce, 8 Mart günü Tahran’a
giderken uçakta “2009 yılında çok güzel şeyler olacak” diyerek zaten “2 sayfalık, 9
maddelik gizli anlaşmanın” yürürlükte olduğu mesajını vermişti. Kaldı ki o anlaşma
gereği AKP, TSK’nın tüm açıktan uyarılarına rağmen, Barzani yönetimiyle 2008 boyunca
gizli temaslar yürütmüştü. Irak Özel temsilcimiz Murat Özçelik ile başlayan
gizli-resmi görüşmelerin ilkinin tarihi 14 Ekim 2008’di.
20 Ekim 2005 tarihinde MİT Müsteşarı Emre Taner ile Barzani arasında yapılan
gizli-resmi görüşmeden bu tarihe kadar, Türk Ordusu’nun direnci nedeniyle resmi
görüşme yapılamıyordu. (Aslında ilk “Kürt Açılımı” da o tarihlerde yapılmıştı.
Başbakan Tayyip Erdoğan, Emre Taner’in Barzani ile görüşmesinden iki ay önce, 12
Ağustos 2005 tarihinde “Kürt sorunu, benim sorunumdur” demiş ve “Diyarbakır
Açılımı”na girmişti. Hatta “Demokratik Cumhuriyet temelinde Kürt sorunu nasıl
çözülür?” konulu bir dizi toplantılar yapmıştı.Ancak “tarihi fırsat” o zaman
yakalanamamıştı!)
2008 sonbaharı boyunca yapılan görüşmeler ve Gül’ün “her şey çok güzel olacak”
açıklamasından sonra Talabani, 16 Mart 2009’da Türkiye’ye geldi ve ABD imzalı
“çantadaki planı” çıkardı. Plan kamuoyuna PKK’nın tasfiyesi diye sunuldu. (Ancak
ilerleyen aylarda görüldü ki, PKK’nın tasfiyesi değil, aslında yeniden
yapılandırılması söz konusu…)
Mart-Nisan-Mayı s 2009 ayları kamuoyunu normalleştirme dönemi olarak
değerlendirildi. Gül 23 Mart 2009’da Bağdat’a giderken de, uçakta ilk kez Irak’ın
kuzeyini “Kürdistan” olarak tanımladı. Bu ifade öyle bir etki yaptı ki, 26 Mart’ta
NTV’ye konuşan Neçirvan Barzani, “Gül Kürdistan’ı tanıdı” dedi. Gizli anlaşmanın
takvim sıkıştırması nedeniyle Gül bu kez Prag yolunda konuştu: “Kürt sorununun
çözümü için 2009 tarihi fırsattır”. Gül, 9 Mayıs’taki bu demecinde “Kürt meselesi
Türkiye’nin birinci meselesidir; mutlaka halledilmelidir. Herkes üstüne düşen görevi
yerine getirmelidir” dedi. Açılımın koordinatörü ilan edilen İçişleri Bakanı Beşir
Atalay da, 12 Mayıs 2009 günü Kürt sorununa değiniyor ve şöyle diyordu: “Konjonktür
çözüm için çok müsait!”
Abdullah Gül, bu kez Şam’a giderken, 18 Mayıs 2009’da şöyle diyordu: “Kürt sorunu
bugün çözülmezse, ne zaman çözülecek?”. Gül, diline doladığı “tarihi fırsat”ı da
açıklıyordu: “Tarihi fırsat, kurumların işbirliğidir”.
Peki, gerçekten öyle miydi?
Gül’ün açıklamasından 2 hafta sonra dikkat çekici bir gelişme yaşandı. Mevkidaşıyla
birlikte ABD’de Türk-Amerikan Konseyi’nde konuşan Genelkurmay Başkanı Org. İlker
Başbuğ’un sözleri, Gül’ün “tarihi fırsat, kurumların işbirliğidir” söylemini
kuvvetlendirir nitelikteydi. 2 Haziran 2009 tarihli toplantıda ilk konuşan ABD
Genelkurmay Başkanı Org. Mike Mullen’di: “İlker, PKK konusunda benim üzerimde
çalışıyor. Ben de Pakistan konusunda onun üzerinde çalışıyorum. Çünkü Türkiye'nin
Pakistan ile çok iyi ilişkileri var. Ve Afganistan ile de çok iyi ilişkileri var”.
Kürsüye çıkan Org. Başbuğ da, “PKK’yı bitirmek için özel bir noktadayız” diyordu!
Kurumların işbirliği görüntüsüyle birlikte Başbakan Erdoğan sahneye çıkıyor ve 23
Temmuz 2009 günü artık ilan ediyordu: “Kürt açılımını başlattık!”.
Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri herşeye rağmen direniyordu; Ordu’nun iradesi hala
teslim alınamamıştı. Devreye yeni tertipler sürüldü: “Teğmenlerin Amirallere suikast
yapacağı yalanıyla” ve “Kafes Eylem Planı”yla Deniz Kuvvetleri Komutanlığı; “Kayseri
Operasyonları yla” Jandarma Genel Komutanlığı; “Karargâh Evleri yalanıyla” Hava
Kuvvetleri Komutanlığı; “İrticaya Karşı Eylem Planı”yla Genelkurmay Başkanlığı ve
son olarak “Arınç’a suikast yalanıyla” Özel Kuvvetler Komutanlığı ablukaya alındı!
TSK, “asimetrik psikolojik savaş”la boğuşurken, hükümet “Kürdistan” için hızlı
adımlar attı! Erdoğan, 20 Eylül’de yaptığı açıklamada, Erbil’e konsolosluk
açacaklarını ilan etti. Bölgesel Yönetimin Başkenti olan Erbil’de konsolosluk açmak,
diplomatik tanıma sürecinin ta kendisiydi. Erdoğan, bu sürecin bir işareti olarak da
kurmayı Dengir Mir Mehmet Fırat’ı 19 Aralık’ta Barzani’ye gönderdi.
Daha önemlisi bu ziyaretin hemen ertesinde yapılan Üçlü Mekanizma (ABD, Irak ve
Türkiye) görüşmelerinin 4. ana komite toplantısıydı. İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın
başkanlık ettiği heyette Genelkurmay, MİT, Emniyet ve Dışişleri de yer aldı. Ancak
toplantı ilk kez iki bölüm halinde, iki ayrı şehirde yapıldı. İlk günü Bağdat’ta
yapılan toplantıların devamı, ertesi gün Erbil’de sürdürüldü! Erbil toplantısı,
mekanizmanın üçlü yerine dörtlüye çıkarıldığının yani Türkiye, ABD ve Irak’a,
Kürdistan’ın da eklendiğinin en somut işaretiydi. Başbakan Erdoğan, diğer yandan
Dengir Fırat ve Atalay dışında, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu da aynı günlerde
Barzani’ye gönderdi.
Böylece hem bölgenin ismi hem statüsü hem de idari yapısı tanınmış oldu!
Kaynak
kalbinizdeki vatan ve bayrak sevgisine selamım olsun!

ya istiklal ya ölüm!

Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!
K. ATATÜRK 20 Ekim 1927
Kullanıcı küçük betizi
kush
Üye
Üye
 
İletiler: 905
Kayıt: Çrş Ara 12, 2007 1:49

Re: AKP'li Şıllık Milletvekili: "Kuzey Irak Değil, Kürdistan!"

İletigönderen İL-BARS » Prş Oca 07, 2010 22:11

Kusun içinizdeki zehiri kusabildiğiniz kadar...Ama bugün kustuklarınızı yarın sizlere yutturmasını da biliriz !
Kullanıcı küçük betizi
İL-BARS
Üye
Üye
 
İletiler: 135
Kayıt: Cum Eki 09, 2009 11:21


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x