Zahide Ucar
Ortalık toz-duman. Bu kargaşada herkes bir şey söylüyor. Paşaların alınması, hem de askeri lojmandan alınması herkesi şok etti. Birileri bayram etti, çünkü kaç yıldır dokunmak isteyip dokunamadıkları Paşalara nihayet dokunulmuştu(!)... Diğer kesim ise şoktaydı. Peki bu gürültüde gözden kaçan neydi?
Sevgili okur, AKP her yönden kuşatılmış, yolun sonuna gelmiştir. . Ülkedeki varlığını devam ettirmek için dış bağlantılara bel bağlayan AKP, devletin kurumlarını karşısına alıp kendilerini yalnızlaştırmıştır… Yalancı ekonomi bir bomba gibi kucaklarında patlamak üzeredir. Bu yalanı daha fazla götüremeyecekleri yapılan afaki zamlarla kendini belli etmiştir.
Bel bağladıkları dış odakların destek vermeye devam etmek için yeni şartları vardır: “İran”… AKP İran konusunda zorlanır. 1 Mart tezkeresi tartışmalarını düşünün. İran gündeme geldiğinde AKP bütünlüğünü koruyamayıp bölüneceğini biliyor. AKP bu konuda iç destek de bulamaz. Zaten bütün kurumlar ile kavgalı, askere yüzü yok, kendi tabanı da İran konusunda destek vermez.
ABD AKP’ye güvenmiyor ve İran’a girmeden 2. teskere krizi ihtimalini ortadan kaldırmak istiyor. Bu sebepten AKP’ye destek olmak için borsada dolaşan “Arap ve kaynağı belirsiz” paralar artık garanti değildir. Dolayısı ile varlığının gücünü yabancı devletlerden alan hükümet büyük bir açmazdadır. Kendi kurumlarına yabancı oldukları için de ülke içinde yalnızdır. Bu durumda AKP’nin tek kurtuluşu DARBEDİR!.. İşte askere meydan okuyor görüntülerinin altında bu yatıyor.
Siyasi yasağın geleceğine mutlak olarak bakan AKP lideri, bir kedinin sıkıştırıldığı gibi sıkışmıştır. Masal bitmiştir… Kısacası artık kral çıplaktır.
AKP’nin içli-dışlı olduğu cemaat ve tarikatlar ayrı bir dert... Birçok sivil kuruluş Soros fonlarından besleniyor. AKP belli gruplara artık hakim olamıyor. ABD'nin İran’a saldırı planına destek vermezlerse, bel bağladıkları dış güçlerin iç karışıklık çıkarabileceğini biliyor. Bu durumda öteki ilan ettiği askerden yardım alamaz. Kısacası; ekonomik patlama, muhtemel yabancı müdahalesi ile yapılabilecek provakasyonlar…. Tamamı ile tüketime dayalı olan üretimin yapılmadığı bir ekonomi…
İşte bu nedenle AKP “DARBE” yapılmasını dört gözle bekliyor. Gene mazlum olacak ve askeri mahkemelerde yargılansalar bile toplumun vicdanında aklanacaklar. Ve o mahkemelerin kararlarını hep “acaba“ soru işaretli bırakacaklar. Ayrıca fısıltının hızla yayılan gücünü kullanarak farklı efsaneler yaratabilirler. Türk toplumunun balık hafızası, “öfkesini çabuk unutan bir millet” bu senaryolara çok yatkındır.
01.07.08 tarihli milleti şok eden ve meydan okuma havasında yapılan göz altıların meali işte budur.
Şemdinli, Atabeyler dediler olmadı. Askerin yetkilerini kısıtlarken polisi yetkiyle donattılar, olmadı. Askere psikolojik saldırılar düzenlediler, olmadı. Dayanma güçleri her yönü ile deneniyor. Kısacası AKP “ne olur darbe yapın, bir darbeye muhtacım, beni nadasa bırak ki daha gür çıkayım” diye yalvarıyor.
Peki asker bu işin neresinde?
Asker en başından olacakları ve olanları gördü. Irak konusunda AKP’ye yardımcı olmak yerine kenara çekildiler. Çünkü AKP'nin iyileri kendine, eksikleri başkalarına fatura etme gibi devlet adamlığı ciddiyeti ile bağdaşmayan bir yapıları vardı ve askere fatura çıkaracak girişimleri olabilirdi. Ayrıca ülkede hızla büyüyen, Araplaşan karanlık bir yapı vardı. Baskıladıkça efsane oluyorlardı. Asker bunların bağlantılarını ve amaçlarını istihbarat anlamında da bildiğine göre, Türk Halkı’nın gerçekleri görmesi gerektiğini düşünmüş olabilir.
6 Yılı bir düşünün, bu ülkede olmaz denen neler oldu? Yıllardır kendini din ve Atatürk arkasına saklayan ne kadar hain varsa bu dönem ortaya çıktı ve hepsi cahil cesareti ile devletin değerlerine, Türk Milletine, askere saldırıyor. Asker psikolojik harp eğitimi almıyor mu? Alıyor… Ve asker nereye kadar gidebileceklerini halkın kendisinin de görmesini istiyor.
Asker müdahale etse neler olur biliyor musunuz?
Karanlık kuytularda, güneş görmeyen yerlerde sağlıklı bir şey gelişir mi? Yıllarca gelişti mi? İngiliz mandası daha iyi diyebilen kız nerede yetişti sanıyorsunuz? Her darbenin arkasından bu ülkenin aydın insanları budanırken karanlık tohumlar da karanlık yerlere karanlık merkezlerce ekildi. Yapılan bütün yolsuzluklar darbe mağduriyeti(!)’nin arkasına saklandı, her darbe sanki halka karşı yapılmış gibi zihinlere yerleştirildi. Askerin komuta kademesi bunu biliyor ve oyuna gelmeyecek. Halk ile aralarına bir düşmanlık tohumu daha ekilmesine müsaade etmeyecek.
Ordu bu ülkenin ordusu, mensupları da bu halkın çocukları. Siz hiç asker olmuş bir TUSİAD’cı çocuğu gördünüz mü? Hangi zengin çocuğu askeri okula gider? O zaman askerin halktan sanki çok ayrı, başka ülkeden gelmiş gibi pompalanması kimlerin işine yarıyor?
Hayır, bu sefer olmayacak!... Bu sefer siviller pisliklerini askere temizletemeyecek. Halkın vicdanında kendilerini aklatırken askeri mahkum ettiremeyecekler!... Ve onlar yargı önünde, halkın önünde hesap verecekler. Yargı önünde bütün bağlantıları ortaya çıkacak. Ve onlar çıldıracak. Çıldırdıkça daha çok açık vereceklerdir.
Biz bir daha aynı oyunu seyretmeyeceğiz. Ve olaylar saptırılmaz, iç çatışmanın önüne geçilirse, yıllarca karanlık yerlerde geliştirilmiş İngiliz mandası isteyen insanlar bir daha DİNİ kullanamayacak durumda, gerçek yüzleri açık olmuş bir şekilde tasviye olacaktır.
2. Tasviye olacak grup da AB-D ajanı olan ve yıllarca Atatürk’ü kullanmış, şimdi küfreden karanlık sözde aydınlardır.
Ve biz başarabilirsek, bütün yaraları dışa kusmus, bütün hainleri açık olmuş bir toplum olarak bu safralardan kurtularak yolumuza devam edeceğiz.
Atatürk’ü bu sefer gerçekten anlayarak, dini ihale etmek yerine saf hali ile öğrenerek… Kendi insanımızın değerleri ile çatışmadan, tarihimizle çatışmadan yolumuza devam edeceğiz.
Ve siyasiler bu sefer YAPTIKLARININ FATURASINI kendileri ödeyecek !...
Bu sancılı geçişlerde birilerinin canı yanacak, başka çare yok. Her sistem kendini korurken kurban verir. Bu günün kurban edilenleri yarının yiğitleri olacak. Sadece dikkat edilmesi gereken o yiğitler arasına kaç köstebek, kaç kuş yumurtası ilave edildiği.
AKP ve pek Sayın lideri kahramanlık yapmıyor. Ne olur darbe olsun diye adeta yalvarıyor. İstiyor ki içeride ve dışarıda yaptıkları rezaletlerin faturasını birisi, özellikle asker ödesin, kendileri kurtulsunlar.
Bu sefer tutmayacak, çünkü asker bu oyuna gelmeyecek kadar kendine hakim ve psikolojik savaşın farkında…
Tayyip Bey, bu sefer pamuk eller cebe… Bu faturayı siz ödeyeceksiniz. Gemicik sahibi olan çocuklar ne bizim, ne de askerlerin…
Siyasi yasaklardan sonra “şayet yurt dışına kaçmayacak-pardon çıkmayacaksanız” dokunulmazlık sebebi ile bekleyen dosyalarınız için iyi avukatlar bulmaya bugünden başlasanız çok iyi olur. İsterseniz Öcalan’ın avukatlarını bulun. Ne de olsa birinin meclise taşınmasına ve en gizli komisyonlara girmesine vesile oldunuz.
Öcalan’ı sorgulayan asker de ERGENEKON zanlısı (!)…
Z_eucar@yahoo.com.tr
03.07.2008
http://www.internetajans.com/default.asp?nid=59389
