AKP topu Demirel'e atacak

Kapatma davası için AKP'nin vereceği savunmanın ana hatları belli oldu. İşte ayrıntılar:

Kapatma Davası için savunma hazırlayan AKP, partinin hiçbir dönem şiddet söylemiyle yola çıkmadığını dile getirerek, “Biz RP değiliz. En çok imam hatip lisesi Demirel döneminde açıldı. Biz açmadık” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin kapatma davasına karşı Anayasa Mahkemesi’nde yapılacak savunma konusunda Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya’nın da aralarında bulunduğu kurmaylarından brifing aldı.

Brifingte, 2 Mayıs’ta son bulan savunma süresi için ek süre talebinde bulunmayacağı belirtilerek metnin ana hatları belirlendi. AKP’nin savunması uluslararası anlaşmaların yasaların da üzerinde olduğu belirtilen Anayasa’nın 90’ıncı maddesine dayandırılacağı açıklandı.

Bu çerçevede sadece şiddet ve terör çağrısı yapan partilerin kapatılmasını öngören Avrupa Komisyonu ilkelerinin Türkiye tarafından kabul edildiğini belirtecek olan AKP’li kurmaylar savunmalarını RP’den farkları üzerine kuracak. RP lideri Necmettin Erbakan’ın “Kanlı mı olacak, kansız mı olacak” sözlerinin AİHM tarafından ağır şiddet çağrısı olarak nitelendiği belirtilerek,

“İddianamede delil gösterilen olaylar arasında tek şiddet unsuru bile yoktur” denilecek.

Altı temel dayanak

AİHS GEÇERLİDİR: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile birlikte siyasi partilerin kapatılmasını düzenleyen Venedik kriterlerinin de benimsendiği savunularak, ”Şiddeti ve terörü destekleyen partiler kapatılır” denilecek.

FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜ: AİHS’nin 10. maddesindeki, “Herkes görüşlerini açıklama ve anlatma özgürlüğüne sahiptir” hükmüne işaret edilerek, “Vekiller de bu haklardan yararlanabilir” denilecek.

RP’DEN FARKLIYIZ: RP hakkında açılan kapatma davasının iddianamesinde, partinin Genel Başkanı Necmettin Erbakan’ın “Adil Düzen kurulacak. Sorun ne? Geçiş dönemi sert mi olacak yumuşak mı olacak, kanlı mı olacak kansız mı olacak” sözleri ile bazı RP’li milletvekillerinin ağır şiddet çağrısı yapan konuşmalarına işaret edildiği anımsatılarak, “İddianamede tek şiddet unsuru ile ilişkilendirilmedik” denilecek.

LAİKLİĞİN TEMİNATIYIZ: AKP’nin laikliği zedeleyen değil, tam tersine güçlendiren ve güvencesi olan bir parti olduğu savunularak, Erdoğan’ın laikliğe verdikleri önemi ortaya koyan açıklamalarına yer verilecek.

İMAM HATİP ÖRNEĞİ: AKP döneminde yeni bir tek imam hatip lisesi açılmadığı, bu liselerin en çok Süleyman Demirel’in başbakanlığı döneminde açıldığı vurgulanacak.

DEĞİŞİKLİK TÜRBANA DÖNÜK DEĞİL: MHP ile birlikte hazırlanarak yasalaşan Anayasa’nın 10. ve 42. maddelerinde değişiklik öngören düzenlemenin türbanı değil, geniş kapsamlı olarak özgürlükleri genişletme amacı taşıdığı savunulacak. 10. ve 42. maddelerin gerekçesinde türbana atıf yapılmadığı belirtilecek.

‘İsmailağa kapatmada delil olsun’

Ankara’da aralarında eski Emniyet Genel Müdür Vekili Ertuğrul Çakır ile ünlü türkücü İbrahim Tatlıses’in de bulunduğu 18 sanıklı, “Sauna Operasyonu” davası sırasında çete lideri Kasım Zengin’in İstanbul’da İsmailağa Cemaati’ne ait bir caminin bodrumunda “kadı mahkemesi” kurularak yargılandığına ilişkin iddialar, yeniden gündeme geldi.

İddiaların tanığı olduğu ileri sürülen müteahhit Muzaffer Ergin, “kadı mahkemesi”yle ilgili Başbakan Erdoğan’ın bir televizyon programında, “İsmailağa Cemaati’ni tanırım. Onlar böyle şey yapmaz” dediğini ileri sürerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu.

Yargıtay Savcısı Nuh Tekin’e verilen dilekçe ve ekleri “53” evrak numarası ile kabul edildi. Erdoğan’ın bu sözleri ile yargıya da müdahalede bulunduğu savunulan dilekçe doğrultusunda, 17 Ekim 2006’da özel bir kanalda yayınlanan programın dökümleri incelenecek.

KAYNAK

ben hukukçu değilim çok da anlamam ama akp savunmasında kendini sadece şiddeti desteklememesi hususunda savunmuş.ve Türkiyeye bağlayıcılığı olan avrupa kanunlarına atıf yapmış.iyi de mahkeme akp ye " kardeşim senin bu ülkenin kurallarına dolayısıyla bana olan bağlayıcılığın,benim avrupa kanunlarına olan bağlayıcılığımdan daha fazla" diyemez mi bi de ayrıca laiklik karşıtı fiillerin odağı haline gelmek sadece cami yada imam hatip açmayla mı oluyor ki yalnız onlara değinilmiş.bi de diyor ki milletvekilleri fikir özgürlüğü kapsamında görüşlerini açıklayabilir.benim milletimin hakında karar veren vekiller ben şeriat istiyorum dediği zaman bu da mı fikir özgürlüğü kapsamına girecek.bu özgürlüğün bir eşik noktası yok mudur