AKP ve Abdülmecit / Yusuf DÜLGER

AKP ve Abdülmecit / Yusuf DÜLGER

İletigönderen Güncel Meydan » Cmt Kas 19, 2011 1:37

AKP ve Abdülmecit

AKP Abdülmecit’i anıyor. Kimdir bu padişah, tanımaya çalışalım.

Abdülmecit’in (1839-1861) baba ve anası

Abdülmecit’in Babası İkinci Mahmut, anası “Bez-i Âlem Sultan” takma adıyla meşhur Rusya asıllı Yahudi Leon’un kızı SUZİ’dir. Bezm-i Âlem Sultan adını, “kimliği gizlensin diye” İkinci Abdülhamit vermiştir.

İkinci Mahmut’un anası (Abdülmecit’in ebesi) de “Valide Sultan Nakşidil” takma atlı Fransız AİMEE de Buc’dur.

Abdülmecit’i anma programı 17 Kasım’da başlandı. 17 Kasım’ın Abdülmecit ile hiç ilgisi yoktur, bu tarih Vahdettin’in Türkiye’den kaçış tarihidir. Yoksa AKP şimdilik açıkça Vahdettin’e oynayamıyor da takiyye mi yapıyor?

TBMM Başkanı Cemil Çiçek Atatürk’ü anma programı için milletvekillerine Ax4 kâğıdı ile davetiye gönderirken, Abdülmecit’i anma programına yaldızlı kâğıda basılmış tuğralı nefis davetiye gönderiyor.

Abdülmecit’in kişiliği ve yaptıkları

31’nci Osmanlı padişahı olan 1’nci Abdülmecit, tarihçi İsmail Hami Danişment ve Yılmaz Öztuna’nın ifadelerine göre, “içki iptilası, saray sefahati olan” biri idi. 20 karısı, 3 gözdesi, 8 ikbal’i, 8 kızı, 9 oğlu varmış. Karılarından biri sokak kadını imiş, bu yüzden Abdülmecit dillere düşmüş. Sonra bu kadın padişahı bırakıp başkasına kaçmış. Abdülmecit, “içki ve kadın düşkünü olduğundan genç yaşta” ölmüştür.

Abdülmecit, padişah olunca, “İngilizlerin baskısıyla” Mustafa Reşit Paşayı Sadrazam yapmıştır. “Mason olan Mustafa Reşit Paşa” sadrazam olur olmaz, İskoç Mason Teşkilatı üyesi Lord Rading ile birlikte “Osmanlı’nın büyük vilayetlerinde mason localarının açılmasını sağladı, İngilizlere, Hindistan’daki Müslüman’ları ezmesi için yardımcı oldu.”

Abdülmecit padişah olduktan sonra, “hem boşalan hazineyi rahatlatmak, hem “bazı dengeleri sağlamak için” anası Suzi’nin de fikriyle, “para karşılığında devlet makamlarını satmış, yabancıları devletin önemli makamlarına oturtmuştur.” Mesela Göksu’da kahvecilik yapan, okuma-yazma bilmeyen eski Yeniçeri askeri kahveci Arnavut Mustafa’yı “Paşa” yaparak “sır Kâtipliğine”, Mısır Çarşısı’nda baharatçılık yapan Bulgar Rıza’ya Müşir vererek “Cihan ser Askerliğine (Osmanlı Orduları Başkomutanlığı), Galata’da sandıkçılık yapan Hırvat soylu Boşnak Ahmet’e “Büyük Amiral” rütbesi vererek Kaptanı Derya (Deniz Kuvvetleri Komutanlığı) lığa getirmiştir.”

“Gece gündüz sarhoş dolaşan” Abdülmecit, Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İsmail Paşa’nın evlatlığı Bezmara’ya İstanbul’da görür görmez nikâhına alıp adını “Bezmican” koyarak “Baş İkbal”liğe yüceltmiş, Vilma (Fransız), Virjin (Ermeni), Karolin (Yunan) gibi birçok yabancı kız ve rakkaselerle yatıp kalkmıştır.

Mustafa Reşit Paşa sadrazam olduktan kısa bir süre sonra kendisinin hazırlayıp padişaha onaylattığı “Gülhane Hatt-ı Hümayunu”nu (yönetimde büyük değişiklik ve yenilikler) 3.Kasım.1839 günü halka okumuştur. Buna göre: Yetki devri, devletin yapılanması, eğitim-öğretim esasları, azınlık hakları, tebaanın ırz, namus, can ve mal güvenliği gibi konularda devlet güvencesi getirilmiş, köklü değişikliklerin önü açılmıştır. Bu fermanı dinleyen Müslüman ahali kanaatini, “bundan sonra gâvura gâvur diyemeyeceksiniz” şeklinde özetlemiştir.

Abdülmecit ile birlikte, Fatih döneminden beri okutulan Fen, Matematik gibi dersler “din adamına lazım değil” düşüncesiyle medreselerin müfredatından çıkartılmış, din adamları cahil bırakılmıştır.

Gülhane Hattı Hümayunu “Islahatı Fermanına (18.Şubat.1556) temel olmuştur. Islahat fermanından sonra; Rusya içimizdeki Ortodokslara, İngiltere Protestanlara, Fransa Katoliklere karışır, yabancılar içişlerimize müdahale eder olmuştur.

Bu gelişmelerden sonra yabancılar, Osmanlı topraklarından gayr-i menkul satın alma, yabancı okullar açma fırsatını elde ettiler.

Gülhane Hattı Hümayunu ile Osmanlı devletindeki “Ümmet-i Muhammed” anlayışı bitmiş, “kozmopolit Osmanlı” anlayışı yerleşmiştir.

Gülhane Hattı Hümayunu ve devam eden süreçte Osmanlı devleti “azınlıklar cenneti”ne dönüştürmüştür.

Gülhane ve Tanzimat Fermanlarıyla imparatorluk içindeki ticari faaliyetler yabancıların eline geçmiş, Müslüman Türkler fakirleşmeye, hor görülmeye, devlet hayatından uzaklaştırılmaya başlamıştır.

Abdülmecit’in ileri düşünceler taşıdığını cesur kararlar aldığını, bu kararların insan hakları ve demokrasi açısından bize katkı sağladığını söyleyenler de vardır. Yarar ve zararlarına bakınca, bu padişahın övülecek birisi olmadığı anlaşılır.

AKP’yi anlamak hem zor, hem kolay

Abdullah Gül, Recep Erdoğan, Bülent Arınç, Cemil Çiçek, Mehmet Ali Şahin gibi kişiler dün, “Batı’ya, Masonluğa, Gülhane ve Tanzimat fermanlarına, içkiye, zinaya karşı” idiler, “ahlakçı ve maneviyatçı”, “İslamcı ve mücahit” idiler.

Şimdi ne yapıyorlar?

Batı ile sarmaş dolaşlar. Papa’nın heykeli önünde milli egemenliğimizin devrine imza atıyorlar. Domuz etini kasaplık kıyma listesine sokuyorlar. Zinayı suç olmaktan çıkarıyorlar. Atatürk’ün “dış kaynaklı” olduğu için kapattığı Mason Localarını güncelleştiriyorlar. Bunların o eski “İslamcı” kimlikleri şimdi “diyalogcu, ittifakçı” kimliğine dönüştü. Bu kadro dün “cihat” çağrıları yaparken bugün “cihat-hicret” gibi dini terimlerin yazılmasını bile yasaklıyorlar.


Böylece, AKP’yi anlamak hem zordur, hem kolaydır. Öyle değil mi?

AKP’yi anlamak zordur; çünkü İslam, iman ve ahlak üzere oturmuş, iptidası yerli bir yapı 8-10 sene gibi bir süreçte nasıl altüst oluyor, olgunluk yaşındaki insanlar kendilerini nasıl inkâr ediveriyorlar?

Bir yılan bile derisini senede ancak bir kere değiştirebilirken, bunlar nasıl olur da bir ayda ağız, altı ayda gömlek değiştirirler? Anlamak zor!

AKP’yi anlamak aynı zamanda kolaydır; çünkü makam, mevki, para şöhret, fiyaka, …az şeyler değiller. Bu değerler putlaşınca değişmeler kolay oluyor. AKP’deki değişikliği anlamak şu bakımdan da kolaydır:

Eğer emperyalizmin destekleriyle şöhret bulduysanız, eğer Batılılara bazı sözler verdiyseniz, eğer Okyanus ötesinin AS Başkanlarına Eşbaşkan olduysanız, eğer Siyonizm’in beyin takımlarıyla “iki sayfa, dokuz maddelik gizli” anlaşma yaptıysanız, yani el, kol ve ayaklarınızı kaptırdıysanız; değişiminizi anlamak kolaylaşmıştır; çünkü başka çıkış yolunuz kalmamıştır.

“Beşerdir şaşar” diye bir söz var. Ama şaşmadan dönmenin de bir yolu olmalı, bundan sonra yapacağı işlerin bir hesabı olmalıdır.

Nerden aklınıza geldi 1’nci Abdülmecit?

Abdülmecit ve Reşit Paşa’nın azınlıkçı ruhu bedenlerinize hulul mü etti?

Cumhuriyet-Osmanlı-Beylikler-Büyük Selçukluların 1000 yıllık geçmişinden, büyük kahramanlarından anacak kimseyi bulamadınız da, bir tek şu:

Anası Rus Yahudisi, ebesi Fransız Katoliği, kendisi hovarda ve sarhoş olan,

Müslüman Türkleri ezen, gayri Müslimleri ödüllendirip şımartan,

Bir Masonun oyuncağı olan,

Osmanlıyı parçalayan,

“Padişah-Halife” kılıklı rezili mi buldunuz?

Helal olsun size, bunu herkes yapamaz.

    Not:

    Abdülmecit ile ilgili bilgileri İsmail Hami Danişment’in İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, Yılmaz Öztuna’nın Büyük Türkiye Tarihi, Tahsin Ünal’ın Türk Siyasi Tarihi, Necdet Sevinç’in Osmanlı’nın Yükselişi ve Çöküşü, Ali Kemal Meram’ın Padişah Anaları adlı kitaplarından topladım.

    Abdülmecit’in AKP tarafından itibar görmesi, tarihimizin o dönemi hakkında daha çok bilgi sahibi olmamıza yardımcı oldu.

Yusuf DÜLGER, Konya, 17 Kasım 2011
Em.Din Dersi Öğretmeni




Çok değerli Yusuf Dülger öğretmenimize teşekkür ediyor, ekliyorum:

16 yaşındayken İngilizler tarafından padişah yapıldı.

Batı tarzında prenslik eğitimi almış olan ilk padişahtır.

Sekizgen olan bayrağımızdaki yıldızı beşgene indirdi. Beşgen yıldızın adı İngiliz Tudor yıldızıdır.

Eğitimci-Yazar Mahiye MORGÜL, 18 Kasım 2011
Kullanıcı küçük betizi
Güncel Meydan
Üye
Üye
 
İletiler: 584
Kayıt: Pzr Eki 12, 2008 23:12

Re: AKP ve Abdülmecit / Yusuf DÜLGER

İletigönderen fatih01 » Cmt Kas 19, 2011 1:58

1__Islahatı Fermanına (18.Şubat.1556) TARİH 1856 DIR.
2__"tanzimat ve gülhane fermanı " ; OLAMAZ ÇÜNKÜ İKİSİDE AYNI ŞEYDİR tanzimat fermanın diğer adı gülhane hattı humayunudur.
3__koca padişahı sokaktaki bir ayyaş gibi göstermek akla mantığa vicdana gerçeklere sığmaz
HOCAM SİZ DİN ADAMLIĞINA DEVAM EDİN ALANINIZ OLMAYAN KONULARA GİRMEYİN BENCE.SAYGILAR
Kullanıcı küçük betizi
fatih01
Üye
Üye
 
İletiler: 2
Kayıt: Cmt Kas 19, 2011 1:50

Re: AKP ve Abdülmecit / Yusuf DÜLGER

İletigönderen Dogan1453 » Cmt Kas 19, 2011 2:16

"Gülhane Hattı Hümayunu" yani Tanzimat Fermanı (3 Kasım 1839). “Islahat Fermanına (18.Şubat.1856) temel olmuştur." Islahat fermanından sonra; Rusya içimizdeki Ortodokslara, İngiltere Protestanlara, Fransa Katoliklere karışır, yabancılar içişlerimize müdahale eder olmuştur.

1__Islahatı Fermanına (18.Şubat.1556) TARİH 1856 DIR.
2__"tanzimat ve gülhane fermanı " ; OLAMAZ ÇÜNKÜ İKİSİDE AYNI ŞEYDİR tanzimat fermanın diğer adı gülhane hattı humayunudur.

aynı şeydir yazmışsın
Ama Yusuf hoca zaten Tanzimat'ın Islahat Fermanı'na temel olduğunu söylemiş yanlış bir yer yok iyi okumak gerek anlamak gerek :)
Kullanıcı küçük betizi
Dogan1453
Üye
Üye
 
İletiler: 1
Kayıt: Cmt Kas 19, 2011 2:11

Re: AKP ve Abdülmecit / Yusuf DÜLGER

İletigönderen fatih01 » Cmt Kas 19, 2011 2:19

Gülhane ve Tanzimat Fermanlarıyla imparatorluk içindeki ticari faaliyetler yabancıların eline geçmiş, Müslüman Türkler fakirleşmeye, hor görülmeye, devlet hayatından uzaklaştırılmaya başlamıştır.
OKU O ZAMAN
Kullanıcı küçük betizi
fatih01
Üye
Üye
 
İletiler: 2
Kayıt: Cmt Kas 19, 2011 1:50

Re: AKP ve Abdülmecit / Yusuf DÜLGER

İletigönderen redyellow » Cmt Kas 19, 2011 23:24

Sayın yusuf dülger:

"17 kasımın abdülmecit ile hiç bir alakası yoktur" yazmışsınız, emin misiniz? peki Abdülmecit'in Halife olduğu tarih 17 kasım değil mi?


http://www.tarihtebugun.gen.tr/index.asp?g=17&a=11

Burda öyle yazıyor.
Kullanıcı küçük betizi
redyellow
Üye
Üye
 
İletiler: 2
Kayıt: Cum Eyl 10, 2010 17:55

Re: AKP ve Abdülmecit / Yusuf DÜLGER

İletigönderen Türk-Kan » Cmt Kas 19, 2011 23:38

redyellow yazdı:Sayın yusuf dülger:

"17 kasımın abdülmecit ile hiç bir alakası yoktur" yazmışsınız, emin misiniz? peki Abdülmecit'in Halife olduğu tarih 17 kasım değil mi?

http://www.tarihtebugun.gen.tr/index.asp?g=17&a=11

Burda öyle yazıyor.

Anılan Halife Abdülmecit değil, Sultan Abdülmecit'tir, 1861'de vefat etmiştir. Halife Abdülmecit'in seçildiği tarih de 17 Kasım değildir. 17 Kasım yalnızca Vahdettin'in eşlerini İngiliz generale emanet ederek yurttan kaçtığı tarihtir.
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x