AKŞAMIN SABAHI VAR

AKŞAMIN SABAHI VAR

İletigönderen Feza Tiryaki » Sal Şub 14, 2023 13:16

AKŞAMIN SABAHI VAR

Fili tarif eden körleri bilirsiniz, böyle şaşkın dönemleri, akılların baştan gittiği dönemleri anlatmak için örnek verirler. Bütünü bilmediği, göremediği için, körler tuttuğu yeri anlatırmış.

Hepimiz körlerin yaptığını yapıyoruz, gözlerimiz bağlı, tuttuğumuz yeri anlatıyor, fili anlattığımızı sanıyoruz.

Bu korkunç depreme fil dersek, herkes tutturduğunun peşinde. Algılarımız saldırı altında. Sağlıklı düşünemiyoruz

Kimi, bu durumdan parti çıkarı gözetiyor, her lafını partisine getiriyor, şu kadarcık içi yanmıyor, utanmıyor, insanlık adına bile acı çekmiyor.

Kimi, kendisini parlatma, büyük adamlara oynama, kahraman olma peşinde… Atatürkçüler de kendi ayaklarına ateş ediyor, bu kişilerin ülkelerini bölmeye niyetli terör örgütünün siyasi kanadından yana olduklarını unutuyor, bunları yüceltenlere yardımcı oluyor.

Kimi parti lideri, tehlikelere karşı uyarıyor, başta Hatay olmak üzere yabancıya toprak mülk satışı hemen yasaklanmalı diyor, yalnızca diyor, günah savma benzeri. Eyleme geçme, yasa teklifi, sivil toplumu harekete geçirmek yok. Dedikleri ete kemiğe bürünmüyor.

Deprem oldu. İlk gün bize gösterilenleri gördük, en yetkili ya da tek yetkili ağız, dokuz yüzlerde bir sayı ile açıklıyordu ölü sayısını… Alabildiğine de yıkıntı gösteriyorlardı, uzaklardan. Üç gün öyle bakıldı, vatandaş elleriyle beton parçalarını oradan kaldırıp oraya attı yalnızca. Kimse de çıkıp ne dokuz yüzü ne on bini, buralarda insanlar yaşıyordu, bu taşların altı evdi, gece herkes evindeydi, uykudaydı, demiyordu… Bırakın milleti oyalamayı, bir şey olmamış gibi davranmayı, felaketi sıradanlaştırmayı, demiyordu.

Sonra yaralı sayıları söyleniyordu, binlerle.

Ve sayılar hep artıyordu. Enkazdan çıkarılanlar,( ilk iki gün beklendikten sonra) o da sayıca belliyken yaralılar, nereden çıkıyordu, sayıları binlerle artarak…

Ölenlerin sayısı, günlük, on binlerle artıyor artık. Bir gün önce yirmi bin, sonra otuz binin üstü. Bunlar sayı değil, insan. Yaşamını yitiren canlarımızın sayısı. Üç beş değil, yüz değil, bin değil… Altı gün önce yaşayan, hayalleri olan, umutları olan insanlar. Genç yaşlı çocuk, bebek, ana karnında, henüz doğmamış… Bir aile yok olmuş, ana baba ölmüş, çocuklar yalnız… Çocuklar ölmüş ana babalar evlatsız. Savaş zamanındaki gibi numaralı mezarlar kazılmış Hatay’da, adı bilinmeyen, kimliksiz ölüler, mezarları bir uçtan bir uca…

Yedi günlük yas ilanı dün bitmiş. Değil yedi, yetmiş gün geçse vatanını milletini sevenlerin yası bitmeyecek. Aylarca acımız sürecek. Yıllarca kendimize gelemeyeceğiz… Yaşamanın anlamı değişti, dünyanın yüzü değişti…

“Akıl eden gafil olmaz, etrafına bakınır.”

Ortalıkta dolaşan uyarıcı, sarsıcı sözlerden, eleştirilerden bir demet söz sunarsak:

“Hatay’dan göç adeta teşvik ediliyor. Başta Hatay olmak üzere bütün deprem bölgesi milli güvenlik meselesine dönüşmüştür. Deprem bölgesinde yetkiler askere devredilmeli.
Hataylı kardeşlerim 7000 yıllık Türk yurdu şehrinize sahip çıkın. Cenazelerinizi bırakıp gitmeyin. Hatay vatandır. (Ümit Özdağ)
*
“Zaten 3 gün, süresi itibarıyla ve özellikle böyle bir depremde yok olmanın fotoğrafını çok açık bir şekilde verir bize. O saatten sonra ulaşan yardımın çoğu zaman medyada gördüğümüz şekliyle şovdan başka şey olmayacağı da çok açıktır.” (Cumhuriyet gazetesi, Veysel Ulusoy)
*
“Türk ordusunu neden ortaya sürmediniz? Bu milletle, orduyla ne alıp veremediğiniz var?”(Cem Uzan)
*
“ Bu halka borcunuzu ödeyemeyeceksiniz. Hesap sormazsak bize yazıklar olsun.(Halk TV Emin Çapa)
*
“Samandağı mezarlığında insanlar kendi mezarlarını kendileri kazıyorlar. İki üç kişiyi birlikte gömüyorlar. Devamlı ölü kişiler geliyor. Olumsuz haberler gelmeye devam ediyor.(Fırat Fıstık, Hatay muhabiri)
*
“Halkına yalan söyleyen suçludur. Çok ağır bir şey yaşıyoruz, konuşmak, sormak zorundayız. (Halk TV, Ayşenur Arslan)
*
“Acım da öfkem de çok büyük”. Deprem alanına gidiyorlar, yüzlerinde bir mahcubiyet yok!”(Alim Özinian)
*
“Halklar layık olduklarıyla yönetilirler.” (E. Mütercimler)
*
“ Öfke çok büyük ya, bunu ortadan kaldıramazlar. Öfkeleri müteahhitlere, yağmacılara döndürecekler.” (Erkam Aytav)
*
“ O bakış ne bakışı? Zafer, kin, nefret… Mağlubiyet de var…”(Ahmet Nesin)
*
Fatih Altaylı TRT gerçeğine, işin gösteriş, yandaşlık yanına dikkat çekiyor:

“AFAD gelmeden çekime başlamayan TRT…”
*
Ahmet Hakan kimseyi şaşırtmamış: “ Olumlu şeyler çok. Olumsuz şeyler fasa fiso.”
*
“1999 yılında çıktı deprem vergisi, bu para nerede?” diye soran sorana ekranlarda. Bu sorular şöyle yanıtlanmış bir zamanlar yetkililerce:
“Deprem vergisi depremde harcanacak diye bir şey yok.”
*
“Bizim ulusça unutkanlığımızdır deprem…/Deprem önlenemez ama depremle baş edilebilir./Ve fakat:/Devletin yaptırdığı hastane yıkılıyorsa…/Devletin yaptırdığı okul yıkılıyorsa…/Devletin yaptırdığı karakol yıkılıyorsa…/Devletin yaptırdığı havalimanı yıkılıyorsa…” (Soner Yalçın)
*
“Bir bakıyoruz ki depremden hiç hasar almamış, yasal belgelerin, inşaatlara ilişkin tüm kayıtların bulunduğu depoları yıkma operasyonları yaşanıyor.” (Şükran Soner, Cumhuriyet)
*
'“60 bin nüfuslu ilçenin yarısı yok” diyen AKP’li Fatma Şahin Gaziantep'in Nurdağı ilçesine gitti. Bu sefer de ''Her şerde bir hayır vardır'' dedi, sosyal medyadan tepki geldi. (Yeni Çağ Gazetesi)
*
Sanatçı dediklerimizi de iyi tanımalı. Yas süresinde bile yasa aldırmayanlar… Çekim işinin, eğlenmekten, bayram etmekten ne farkı var?

“Oktay Kaynarca "Setler dursun" diyen Sinema Emekçileri Sendikası'na "Bankalar, fabrikalar duruyor mu?" diyerek sitem etti.”(Haberlerden)
*
Fırsat bu fırsat deyip bölücü niyetlerini açığa çıkaranlar da var. Büyük çözüm dediği ne ola ki? “Büyük ufuklar” Bu söylemin anlamı Anayasa’dan Türk adını çıkartmak olmasın?

“Büyük çözümlere yöneleceğiz. Türkiye bu sorunların üstesinden gelecek, büyük ufuklara yönelecek.” (Perinçek)
*
Duyunca, ürkülen, korkulan bu tür haberler de eksik kalmıyor:

“Cilvegözü sınır kapısı açık. Suriye ile kapalı olan iki sınır kapısı daha açılacak. Bu siyasi değil, insani bir konu. Gelen yardımların Suriye’ye ulaşması için gereken desteği veriyoruz. “(Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 8 Şubat)
*
“Yine bazıları bu sözleri insani değil, faşist der ama ben yine uyarayım. Suriye’de 5 milyon kişinin evsiz kaldığı ve Türkiye’ye doğru gelmekte olduklarının haberleri geliyor. 13 milyon vatandaşımız evsiz iken 10 milyon sığınmacı var iken, 5 milyon sığınmacı daha kaldıramayız.”(Tanju Özkan, Bolu Belediye Başkanı, 13 Şubat)
*
A Haber adlı kuruluş algılara yönelik bir saldırıya geçmiş, kafalara bu korkunç sözü kazımış, düşmanın yapamadığını yapmış:
“Maalesef Hatay’ımızı kaybettik!” Bir savaş haberi, işgal haberi verir gibiler.

Ne zaman mı denmiş bu? Dün, 12 Şubat’ta. Aynı başlığı ABD gazetesinde görmüştük, 10 Şubat’ta: “New York Times: Antakya artık yok”, Yeniçağ gazetesi”

Bir de aynı haber (A Haber) bir adamı konuşturmuş, daha doğrusu istedikleri sözleri Demirköprü’den Ahmet Şahan’a söyletmişler:

“Altmış yaşındayım böyle bir deprem görmedim. Dünyada böyle bir deprem olmamış.” Sonra sözü attıkları başlığa bağlatmışlar: ”Maalesef Hatay’ımızı kaybettik.”

Oysa dünya bu depremin daha büyüğünü gördü. 2011’de 9. 0 büyüklüğündeydi Japonya depremi. 18 bin can kaybı yaşandı. Sonra tedbirlerini aldılar. Japonya’da 2022’deki son deprem 7.3 büyüklüğündeydi, yalnızca iki kişi öldü, dendi.

“Toplam ölü sayısının kaç kişi olduğu ayın 16’sında başlayacak enkaz kaldırmada çıkacak. Şimdiki ölüler, canlı çıkartma sırasında katlanan ölülerdir.”(Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan)

Bu haberi de demin kopyaladım: “ 3 gün önce, 11 Şubat, Haber 7 - Hatay'ın İskenderun ilçesinde arama- kurtarma çalışmaları biten binalarda enkaz kaldırma işlemi başlatıldı.”
*
Yüce Önderimiz Atatürk’ün Onuncu Yıl Nutku’ndan bir bölüm yazalım ve Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ndeki Türk sözüne tahammül edemeyen, değiştirmeye cüret edebilen, bunu da daha birleştirici olur diye yaptığını söyleyen, Grup Yorum’un konserinde dağa çıkan teröristin şarkısını okuyan, günümüzde kahraman ilan edilen popçuyla yazıyı bitirelim:

Onuncu Yıl Nutku’ndan:

"Yurttaşlarım!
Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir."

Gençliğe Hitabe’deki Atatürk’ün sözleri:

“Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk İstiklâlini, Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.”

Konserlerinde H. Levent’in gençlere okuduğu, değiştirdiği sözler:

“Ey Türkiye Gençliği! Birinci vazifen, Türkiye İstiklâlini, Türkiye Cumhuriyetini…”

Türk sözlerini kaldırıyor, yerlerine Türkiye sözü koyuyor.

Anayasa’dan Türk sözünü kaldırmak, Türk vatandaşlığı yerine Türkiye vatandaşlığı getirmek; ulus devlete son vermek; Atatürk Cumhuriyeti’ni yıkmak isteyenlere, bölücülere hizmet eden bir dil bu.

Bundan hiç mi rahatsız olmuyoruz?

Sonra 2021 yılında AFAD ile AHBAP oturmuş birlikte ortaklık protokolü imzalamışlar. Hem ne diyor popçu: AFAD da bizim, AHBAP da. Sonra buyuruyor, tekrarlayın. Yüzlerce kişi robot gibi sayıklıyor, yazıyor aynı sözleri emir alındı ya. Ünlüler de sırada: “Tarkan, AFAD da bizim, AHBAP da. Yanındayım…”

Biri hızını alamamış, bu ikiliye:” Kurban olduklarım” yazmış. İş bu boyutlarda…

“Türk” sözünü kaldırmaya sıra gelince de aynı olacak… O zaman artık herkes bir robot… Kahramanımız, en güvendiğimiz dedi, hadi baş salla!
*
Herkes bildiğini yapsın. Kimi neden seviyoruz, kimi neden eleştiriyoruz bari bunu bilelim…

Süren, acıları, sarsıntısı hiç geçmeyecek, yürekleri yakan, yakmaya da devam edecek bu felaketten ders çıkaralım, bölücülere fırsat vermeyelim, ulus devletimizi, sınırlarımızı Cumhuriyetimizi sonsuza kadar koruyalım…

“Anlatışa göre verirler fetvayı…”

Boşuna denmemiş:

“Akıllı ol da deli sansınlar!”

Feza Tiryaki, 13 Şubat 2023

Ek: https://www.facebook.com/watch/?v=4378336632190257 Değiştirilen Hitabe
https://www.afad.gov.tr/afad-ile-ahbap- ... arasinda...
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 988
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Şu dizine dön: Feza TİRYAKİ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x