Akşener Açıkladı: Dünya Bankası'ndan siyasi risk sigortası yaptırmışlar.

Genel & Güncel Konular

Akşener Açıkladı: Dünya Bankası'ndan siyasi risk sigortası yaptırmışlar.

İletigönderen İlteriş Kağan » Prş Mar 17, 2022 0:04

Hazine garantili projelere yönelik 'müteahhitlerin cebi dolduruluyor' eleştirileri sürerken İYİ Parti lideri çarpıcı detaya dikkat çekti. Köprülerin, şehir hastanelerinin verildiği 5 şirketi işaret etti: Dünya Bankası'ndan yatırımları için siyasi risk sigortası yaptırmışlar. Tarif edilen risklerden biri de kamulaştırma. Yani AK Parti'den sonra yeni hükümet kamulaştırmaya gitmesin diye bu yola başvurmuşlar.
Resim
Yap-İşlet-Devret modeli tartışılırken Akşener, aynı modelle yapılan şehir hastaneleri için her yıl milyarlarca lira kira ödendiğini belirtti. “Milletin ilaç harcamalarını desteklemek için kullanacağımız bütçeyi Erdoğan’ın rantçılarını zengin etmek için kullanıyoruz” ifadesini kullanan İYİ Parti lideri “Rantın 5 atlısı utanmadan Dünya Bankası’nın, yatırım sigortası birimi MIGA’ya yatırımları için siyasi risk sigortası yaptırmış” dedi.

‘YOLSUZLUĞUN SİGORTALANDIĞINI DA ÖĞRENMİŞ OLDUK’

Akşener “Bu vesileyle yolsuzluğu sigortalamanın mümkün olduğunu öğrenmiş olduk. Tarif edilen siyasi risklerden biri kamulaştırma. Yani iktidar gittiğinde ve usulsüzlükleri açığa çıktığında yeni hükümet kamulaştırmaya başvurmasın diye bu yolu seçmişler” diye konuştu. Türk Telekom’un özelleştirilmesi sürecine de değinerek “Cumhuriyet tarihinin en büyük soygununa bilerek ve isteyerek göz yumdular” suçlamasını yöneltti.

'RANTIN 5 ATLISI SİYASİ RİSK SİGORTASI YAPTIRDI'

Akşener, “rantın 5 atlısı” diye nitelendirdiği müteahhitlere ilişkin “Utanmadan, Dünya Bankası’nın, yatırım sigortası birimi, MIGA’ya sözüm ona yatırımları için, siyasi risk sigortası yaptırmışlar. Bu vesileyle, yolsuzluğu da sigortalamak mümkünmüş onu da öğrenmiş olduk” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. AK Parti iktidarının yönetim anlayışını “akıl ve bilimden uzak” olarak nitelendiren Akşener, “AK Parti kadrolarının elinde ekonomimiz can çekişiyor” dedi. Akşener, AK Parti’nin yeni ekonomi modelinin üzerinden 6 ay geçtiğini hatırlatarak, “Faizler düşmedi. Bir tek Merkez Bankası faizi düştü. Faiz lobileri bayram etti. Ekonomik büyüme ise yavaşlama sinyalleri veriyor. Milletimiz böyle ibretlik bir tabloyla karşı karşıyayken bu arkadaşlar hâlâ bizleri ısrarla her geçen gün ağırlaşan sorunlarımızın aslında var olmadığına ikna etmekle uğraşıyorlar. Yani ekonomik modeller geliyor geçiyor ama ikna siyaseti tam gaz sürüyor” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre ayçiçek, zeytinyağı sorununun olmadığını söyleyen Akşener, “Herkes çok mutlu ama onu gıcık ve uyuz etmek için milletçe mutsuzmuş gibi yapıyoruz. Erdoğan’ın fantastik dünyasında her şey bu sistemle işliyor” ifadelerini kullandı.

Akşener, Türk Telekom’un Varlık Fonu’na devri hakkında “’Lübnanlı Hariri’ye özelleştirme yapıyoruz, yabancı sermaye giriyor’ tezahüratları eşliğinde 6.5 milyar dolara sattılar. Sözleşme gereği söz verdiği hiçbir yatırımı Hariri yapmadı. Dönüp tek bir laf etmediler, edemediler. Türk Telekom’un kârını ceplerine indirip götürdüler, Cumhuriyet tarihinin en büyük soygununa bilerek ve isteyerek göz yumdular” şeklinde konuştu. Akşener, ev kadınlarının sesinin duyulmadığının altını çizerek, “Ev kadınlarından öyle şeyler dinliyor, öyle şeylere şahit oluyorum ki bir süre sonra kalbim ağrıyor. Rahmetli Müslüm Baba gibi ‘Batsın bu dünya’ diyorum” dedi. Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’ye ‘iki ayyaş’ diyerek hakaret edildiğini hatırlatan Akşener, “Canları ne istiyorsa söylediler hoş gördük. Atatürk’le Sultan Abdulhamit Han’ı karşı karşıya getirdiler” diye konuştu.

Erdoğan’ın gündemden düşmeyen “Gidiyorlarsa gitsinler” sözlerine 2003 yılından Erdoğan’ın sözlerini hatırlatarak cevap veren Akşener, “2003 yılında Bay Kriz çıktı bir toplantıda ‘Doktorlarına iğne miğne olmuyorum. Hemşirelere oluyorum. Doktorların o yanı zayıf’ demişti. Bu tıp mezunu bir doktorla, sağlık okullarından mezun olmuş birbiriyle çalışmak durumunda olan iki çalışanın arasında fitne koymak ve ikisini birbirinin karşısına dikmektir” ifadelerini kullandı. Akşener, Erdoğan’ın 14 Tıp Bayramı’ndaki “Bu ülkenin hekimlerine ihtiyacı var” sözlerini ise “Aldığı tepkilerden sonra, son dönemde sıklıkla yaptığı üzere geri vites yaptı” diye değerlendirdi.

Akşener, vatandaşların ya ilaç bulamadığını ya da fahiş zamlarla karşılaştığını belirterek, “Bunun başlıca nedeni de ilaçta tamamen dışa bağımlı hale gelmemiz. Çünkü Ak Parti iktidarı SSK İlaç Fabrikası’nı da 2005 yılında kapattı. Yani insanlarımız, yabancı tekellerin elinde olan ilaç firmalarının kârı için adeta kurban edildiler” dedi. Şehir hastanelerini inşa eden ve işleten yandaş şirketlere, her yıl milyarlarca lira kira ödendiğini söyleyen Akşener, “İşin acı tarafı da ne biliyor musunuz? Şehir hastanelerinin 3 yıllık kiralarıyla, yatırım maliyetleri karşılanabiliyor. 22 yıl boyunca ödenen kiralar da, şehir hastanelerini yapan ve işleten şirketlerin kârı oluyor. Yani, Türk doktorunun özlük hakları için kullanacağımız kaynağı, Türk milletinin ilaç harcamalarını desteklemek için kullanacağımız bütçeyi, Sayın Erdoğan’ın rantçılarını zengin etmek için kullanıyoruz. Bitmedi, dahası var. Rantın 5 atlısı, bir de gidip, utanmadan, Dünya Bankası’nın, yatırım sigortası birimi, MIGA’ya, sözüm ona yatırımları için, siyasi risk sigortası yaptırmışlar. Bu vesileyle, yolsuzluğu da sigortalamak mümkünmüş, onu da öğrenmiş olduk. Sigortada tarif edilen siyasi risklerden biri de kamulaştırma. Yani bu fevkalade zeki arkadaşlar, Ak Parti iktidarı sona erdiğinde, yaptıkları onca usulsüzlük ve yolsuzluk açığa çıktığında, yeni gelen hükümet, kamulaştırmaya başvurmasın diye, bu yola başvurmuşlar” şeklinde konuştu.

“Kendilerine kötü bir haberim var” diyen Akşener, “İstediğiniz sigortayı yaptırın, bizim için hiç fark etmez. İktidara geldiğimizde, ki aslanlar gibi geliyoruz; o hastanelerin sözleşmelerini, tek tek inceleteceğiz. İhalelerdeki usulsüzlükleri, sözleşmelerdeki hukuka aykırılıkları, şirketlerin, sözleşmelere uymayan işlemlerini, birer birer tespit edeceğiz. Ve uluslararası hukuku kullanıp, gerekirse tek taraflı olarak feshedeceğiz. İYİ Parti iktidarında bu milletin tek kuruşunun üzerine yatamayacaksınız. Buna izin vermeyeceğiz. O çok güvendiğiniz sigortalar, sizi koruyacak sanıyorsunuz, ama çok yanılıyorsunuz… İşte size, Rus oligarkların durumu. Bu aziz millet, sizden yeterince çekti. Artık biraz da sizin uykularınız kaçsın bakalım” ifadelerini kullandı. Mücadeleden vazgeçmeyeceklerinin altını çizen Akşener, “Çoğu gitti, azı kaldı. O sandık, milletimizin önüne, elbet gelecek ve Bay Kriz, oturduğu o bol varaklı koltuktan inecek. Avrupa’da peşinden koşulan şartları, bu topraklara getireceğiz. Orada özenilen hayatları, bu topraklara getireceğiz. Oradaki satın alma gücünü, bu topraklara getireceğiz. Onlar geldikleri gibi, tıpış tıpış gidecekler. Devri iktidarlarında kaçırdıkları, bu ülkenin yetişmiş insanları da gittikleri gibi dönecekler” dedi.

SEÇİM ENTRİKALARLA DEĞİL MEYDANDA KAZANILIR

Babacan, AK Parti ve MHP’nin seçimi mevcut kurallarla kazanamayacaklarını anladıkları için seçim kurallarını değiştirme gayretine girdiklerini belirterek, “Masa başında üretilen formüllerle, entrikalarla seçim kazanılmaz. Seçim meydanda kazanılır. Hodri meydan” diye konuştu.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin haftalık basın toplantısında vatandaşların beklentilerini dinlediklerini belirterek, “Vatandaşlarımızın gözlerindeki umudu gördük. Sıkıntılar çok büyük. Biz çözeceğiz. Çözersek biz çözeceğiz” dedi. Bir kez daha sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutlayan Babacan, “Hekimlerimizin motivasyonunu kıran her türlü girişimi biz kesin bir dille kınıyoruz. Tehditlerle, baskılarla, hedef göstermelerle ve konuşma yasaklarıyla sağlık çalışanlarına ve tüm ülkeye zarar verilmekte” diye konuştu. Babacan, sağlıkta memnuniyetsizlik olunca iktidarın hekimleri işaret ettiğini vurgulayarak, “Aynı enflasyona sebep olup fahiş etiketleri gösterip geri çekildikleri gibi. Eğer Türkiye’de sağlık hizmetleri geriye gidiyorsa bunun sebebi kötü yönetimdir. Hükümetin bu işi artık becerememesidir. Kimse bunun suçunu sağlık çalışanlarımıza ve hekimlerimize atmaya çalışmasın. Her ikisi de durmaksızın saldırıyor. Niye insanları birbirine karşı öfkeyle dolduruyorsunuz? Başka bir konuşma tarzı bilmiyor musunuz? Sürekli hamaset, sürekli düşman gösterme” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Bahçeli’ye seslenen Babacan, “Masa başında üretilen formüllerle, entrikalarla seçim kazanılmaz. Seçim meydanda kazanılır. Onun için Erdoğan ve Bahçeli’ye hodri meydan diyorum” dedi. AK Parti ve MHP’nin Meclis’e sunduğu seçim kanunu teklifine ilişkin konuşan Babacan, “Görünen o ki temsilde adalet meselesinde iktidar ortaklarının aklına harita mühendisliği yapmak gelmiş. Seçimi mevcut kurallarla artık kazanamayacaklarını nihayet anladıkları için seçimin kurallarını değiştirme gayretine düşmüşler. Fakat yine yanılıyorlar. Çünkü seçimi mevcut seçim sistemi yüzünden kaybedeceklerini sanıyorlar. Oysa kaybetmelerinin asıl sebebi seçim sistemi falan değil. Asıl nedeni evrilip içine düştükleri zihniyet. Kaybeden kendi zihniyetleri olacak. Bir iktidar eğer seçim kurallarını değiştirerek iktidarda kalma derdine düştüyse o iktidarın gitme vakti çoktan gelmiştir. Halkın desteğini kaybedip seçimi matematik formülleriyle kazanacaklarını zannediyorlar. Vay yavrum vay. Uğraşsınlar. Mümkün değil. Erdoğan ve Bahçeli kendi kazdıkları kuyuya kendileri düşecek” şeklinde konuştu.

GETİRDİKLERİ TEKLİFİN ALTINDA EZİLECEKLER

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin haftalık basın toplantısında Türkiye’de ekonominin “bir numaralı mesele” olduğunu belirterek, “Bu iktidar ekonomiyi idare edemiyor” dedi. Karamollaoğlu, akaryakıta gelen fahiş zamları Erdoğan’ın “Durmak yok yola devam” sözünü hatırlatarak, “Vatandaş yola devam edemiyor. Vatandaşın buna güce yetmiyor” diye eleştirdi.

ütçenin sürekli açık verdiğini söyleyen Karamollaoğlu, “Borcumuzu borçla ödüyoruz bu nedenle ekonomi bir türlü düzelmiyor. Bu Kur Korumalı Mevduat maalesef bütçenin üzerine yük getirdi. Kuru koruyacağız derken vatandaşın sırtına yüklediler. Bunu kabullenmek mümkün değil” ifadelerini kullandı. Karamollaoğlu, iktidarın yeni ekonomi modelini açıklamasının üzerinden 6 ay geçtiğini ifade ederek, “Maalesef kalkınma gelişme değil yoksullaşma modeli olarak karşımıza çıktı” dedi.

AK Parti ve MHP’nin bir sonraki seçimde ayakta durabilmesinin imkanı olmadığını vurgulayan Karamollaoğlu, “Bundan dolayı yeni seçim kanununu Meclis’e getirdiler. Tamamen basit ve ucuz politikalar içeriyor. Kendi hazırladıkları kuyuya kendileri düşecek. Getirdikleri bu teklifin altında kendileri ezilecek. Bu hazırladıkları seçim teklifi metninde ümitlerinin bittiğini görüyorum” diye konuştu. Getirilen seçim kanunu teklifine göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devlet hazinesinden para kullanmasının yasak olmadığı bilgisini paylaşan Karamollaoğlu, “Ya Allah’tan korkun. Cumhurbaşkanı da diğer adaylar gibi aday. Nasıl olur da Cumhurbaşkanı devletin bütün imkanlarını sonuna kadar kullanabilir seçimde” diyerek tepki gösterdi.

HALEPÇE'DE ELMA KOKUSU YÜREK YAKTI

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Irak’ın Halepçe kentinin Baas rejimi tarafından kimyasal silahlarla bombalanmasının 34’üncü yılı dolayısıyla sosyal medya hesabından anma mesajı yayımladı. Davutoğlu, Halepçe Katliamı için “Hiç elma kokusu yürek yakar mı? Halepçe’de yaktı” ifadelerini kullanarak, “Çocuk, kadın demeden Kürt kardeşlerimiz 34 yıl önce kimyasal saldırıda katledildi. Bu acı katliamın yıl dönümünde can veren kardeşlerimizi rahmetle anıyorum” ifadelerini kullandı. Saadet Partisi’nin resmi sosyal medya hesabından ise “Elma kokusuna çocuk cenazeleri sığdıran zulümlerin artık sonu gelsin! Halepçe Katliamı’nda hayatını kaybeden kardeşlerimizi rahmetle anıyoruz” paylaşımında bulunuldu.
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 3 konuk

x