Aktütün, ABD-Barzani Saldırısıdır
Türk Milletine Diz Çök Mesajıdır
Ama ABDye-Barzaniye kızmadan önce, sadece şu sorunun cevabını verelim ve evvel emirde kime kızacağımızı bilelim :
-Kandilin elektriği hangi ülkeden sağlanıyor?
1915lerdeki Skys-Picotu, 1920lerdeki Sevri, 1990lardaki Çekiç Güçü, hepsini geçiyorum. Son 1 yıldır ABD Başkanı Bush, Yardımcısı Cheney, Dışişleri Bakanı Rice, Savunma Bakanı Gatesin ağzından Kürdistanı duyduk mu, duymadık mı?..Yine bu isimlerle birlikte, Pentagon askerleri ve dahi bizimkilerin can kardeşleri Barzani-Talabani, PKK sorununa siyasi çözüm istedi mi, istemedi mi? Biz neyi konuşuyoruz? Aktütün niye, nasıl olduyu. Aktütün olacaktı, oldu. Allah esirgesin ama başka kahpe saldırılara da hazırlanalım!..
Size çok yakın tarihten iki sahne:
Sahne 1- Tarih: 28 Mayıs 2004
Yer: ABD Dışişleri Bakanlığı
Katılımcılar: Üçü Musevi asıllı, biri Ulusal Savunma Enstitüsünden, diğeri de öğretim üyesi 5 uzman
Gizli toplantının gündemi, Kerkük'ün Kürtlere bırakılması ve Kürt devleti konusunda AKP hükümeti ile TSK'nın neler düşüneceği-tepkilerinin ne olacağı konusunda 25 yetkilinin sorularını cevaplandırıyorlar
Sorular şunlar;
-Kerkük, Kürt eyaleti içinde kalırsa TSKnın tepkisi ne olur?
-Kürt milliyetçiliğine İslami çevrelerin bakışı ne?
-AKP'nin İslam-Kürt milliyetçiliğine yaklaşımı nedir?
-AKP'nin TSK ile birlikte bölgedeki bir Kürt devletine yaklaşımı ne olur?
-AKP'nin Kuzey Irak'ta kurulacak bir Kürt devletine bakışı ne olabilir?
-AKP içindeki Kürt asıllıların Başbakan Erdoğan üzerindeki etkileri nedir?
-Yaklaşan ekonomik kriz içinde AKP'nin geleceği ne olur?
Cevaplar:
Kerkük'ün Kürt eyaleti içinde kalması TSKnın tepkisine yol açabilir ve Türk askerinin ABDye duyduğu güvensizliği daha da derinleştirebilir
Parti içindeki hassas dengeler sebebiyle AKP'nin 'keskin-net' bir Irak politikası yok
Erdoğan'ın en yakınındaki isimlerin Kürt milliyetçiliği bilinci yüksek. Bunlardan Mir Dengir Fırat parti içindeki ikinci adam ve siyasi işlerden sorumlu. İkinci yardımcı Adana Milletvekili Ömer Çelik de Başbakan üzerinde büyük etkiye sahip. Üçüncü yardımcı da iş dünyasıyla ilişkileri düzenleyen Cüneyt Zapsu
Toplantıda İlnur Çevik ve Cengiz Çandar'a atfen, AKP hükümetinin Kürt Federasyonuna karşı olmadığı, asker ve MGK zorlamalarıyla Kürt etnik federasyonuna karşı çıkmak zorunda kaldığı da kayda geçiriliyordu.
Deneyimli ve namuslu Gazeteci Savaş Süzal bu toplantıyı duyurduğunda, AKPde huzursuzluk baş gösterdi. ABnin sembolü, Barzani-Talabaninin sümbülü Leyla Zananın AB baskısıyla tahliye edilmesinden sonra söyledikleri, üstüne üstlük Başbakan vekili sıfatıyla Abdullah Gül tarafından Dışişleri Konutunda ağırlanması sabırları taşırdı. Neticede on AKP milletvekili bir bildiri yayınladı. (Şimdi 2si dışında o milletvekillerinin hiçbiri Mecliste değil)
İkinci sahneye geçmeden önce bazı ara sahneleri de hatırlatalım:
ABD Savunma Bakanı Gates, kara harekatı sürerken Türkiyeye gelmek üzere yola çıktığında, Çeşitli düzeylerdeki ABD görevlilerince Türklere dobra dobra söylendi. Ben ayrıca Cumhurbaşkanı Gülle Washingtonu ziyaret ettiğinde konuştuklarımızı tekrarlayacağım
askeri yöntemin Türkiye için yalnız başına terör problemini çözmeyeceği, ayrıca ekonomik ve siyasi girişimlerin olması gerektiğini. Kürtlerin sorun ve şikayetlerini ortadan kaldıracak ve asker olmayan uzun dönemli bir çözüm yönünde hareket etmelerine ihtiyaçları olduğu görüşündeyim dedi.
ABDye dönerken de uçakta, Cumhurbaşkanı da, Başbakan da özel olarak askeri olmayan alanlardaki bazı girişimlerini aktardılar. Kaygıları askeri operasyonlardan taviz vermeden bu girişimlerin ne kadarını kamuoyuna açıklayacaklarına dair dengeyi bulmakta açıklamasını yaptı.
Aynı günlerde şimdilerde ABDnin Iraktaki 1 numaralı komutanı olan, Aktütün saldırısından hemen sonra da Barzaniyle bir araya gelen Çuvalcı general Ray Odierno, "Kuzey Irakta uzun vadeli bir çözüm, askeri çözüm değil. Açıkça PKK üzerinde baskı oluşturulmalı ki, böylelikle bu terörist unsurlarla konuşmaya ve müzakere etmeye başlayabilelim" diyordu.
Hatırlayacaksınız Martta da ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Kürdistan üzerinden Ankaraya geldi. ABD Büyükelçisi Wilson , Cheneyin Türkiyeye Iraklı Kürtlerle temas kurun mesajı verdiğini duyurdu.
Bugünlerin habercisi olan son hazırlıklara gelince;
Sahne 2- Tarih Temmuz 2008
Yer: ABD Dışişleri Bakanlığı
Katılımcılar: Türkiyeden aralarında Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulunun da bulunduğu 5-6 kişi. Irakın kuzeyinden bazı akademisyenler. ABD Dışişleri ve Savunma Bakanlığından bürokratlar. (Tanrıkulunun ifadesiyle, toplantıya işin mutfağında çalışan Cumhuriyetçiler ve Demokratlar birlikte katıldılar) Gündem: Kürt sorunu
İki günlük toplantıda ABDliler şunları sordu:
Son 5 yıllık AKP iktidarında Kürt sorununda hangi somut adımların atıldı?..
22 Temmuz seçimlerinden sonra Kürt sorunun çözümü için neler yapıldı?..Türkiyedeki Kürtlerle, K. Iraktaki Kürtler arasında sosyal ve siyasal ilişkinin boyutu ne?...Barzaniye, Talabaniye; K. Iraktaki oluşuma sempati var mı?..Türkiyedeki Kürtler sorunun çözümü için ne istiyor?...
Toplantıda ABD, PKKya nasıl baktığını da ortaya koymuş
PKKya El Kaide gibi yaklaşmıyor ve silahlı örgüt mensuplarının hepsinin öldürülerek bu sorunun çözülmesi gibi bir yaklaşım içinde değilmiş.
Ancak toplantının en can alıcı bölümü şu: ABD PKKyi destekliyor. Ordunun operasyon yapmasına izin vermiyor. İzin verse mesele biter şeklinde Türkiyede toplumda ve devlette çok yaygın bir algılama vardı. ABD, Ordu ve Hükümetle işbirliği yaptı ama operasyonlardan bir sonuç elde edilemedi, operasyonlar başarılı olmadı.
Eeee
Esi şu; ABD, Biz sizinle işbirliği yaptık ama sorun çözülmedi. Demek ki sorun benim sizinle işbirliği yapıp yapmamamda değil. Sorun içeride. Bu meseleyi siyasal adımlar atarak çözün diyecekmiş. Dahası, silahlı çatışmanın sonlanması, sorunun yakın zamanda demokrasi içinde çözülmesi amacıyla Kasım sonrası için Türkiyeyle ilgili A, B, C, D planları hazırlıyormuş.
Erdoğan-Gül ikilisinin Kürt sorunu ve Irakın kuzeyindeki uydu oluşum ile ilgili görüşleri başından belli. (Son saldırı olmasa Gülün Bağdata, oradan Erbile gitmesinin hazırlıklarının yapıldığını hatırlatalım yeter) TSK ve Türk Milletinin de
Bir türlü bu iki engel aşılıp, birilerinin plan-programları hayata geçirilemedi, geçirilemiyor. Peki;
-Dağlıca, Aktütün benzeri saldırılar olur,
-Her saldırıda TSKnın ihmalleri tartışılır,
-Kara harekatına izin verilmesine rağmen PKKnın, Kandilin hiç de söylendiği gibi BBG olmadığı zihinlere çakılırsa,
Neticede, TSKnın hükmü, milletin morali ve direnci kalır mı?...Kalmaz.
Fırsat bu fırsat, emperyalist muhipleri öncülüğünde, Demek ki gerçekten askeri operasyonlar çözüm değilmiş propagandası tabana yayılır, Türkiye bir yandan iç çatışma, öte yandan bölücü-kanlı teröre siyasi çözüm yoluna sokulmaz mı?...Sokulur
Türkiye tamamen emperyalistlerin kucağına oturtulmaz mı?..Oturtulur
Hele de kapıda küresel kriz varken!...
ABD Dışişleri Bakanlığının karanlık odalarındaki planlar-bugüne kadar olduğu gibi- nasıl da tıkır tıkır yürür değil mi?..
Ama ABDye-Barzaniye kızmadan önce, sadece şu sorunun cevabını verelim ve evvel emirde kime kızacağımızı bilelim:
-Kandilin elektriği hangi ülkeden sağlanıyor?
Dayan Türkiye dayan!...
Meyyal Uygur