Hürriyet'te pazar günü Cüneyt Ülsever'in yazısını okuyunca; Türk tarihi konusunda aydın kesimimizin bile ne kadar yetersiz olduğunu bir kez daha hatırladım. Sayın Ülsever, Ali Bulaç'a kızmış; onu eleştiriyor.
Zaman Gazetesi Yazarı Ali Bulaç referandumda hayır diyenleri eleştirirken şöyle yazmış: 'Ne mutlu Türk'üm diyene formülünü kabul edip kolayca 'resmi Türk Kimliği'ni -resmi anayasal Atatürk milliyetçilğini- benimseyenlerin önemli bir bölümünün etnik köken olarak Türk olmayıp Balkan göçmeni, mübadil veya Kafkas muhaciri olması anlamlıdır.'
Görüldüğü üzere; Ali Bulaç; 'Evlad-ı Fatihan/Fatihlerin çocukları' olarak bilinen Rumeli halkını ve Kafkas Türklerini Türk'ten saymıyor. Bulaç da Sevr Antlaşması'nı dayatan Batılı emperyalistler gibi, Türk deyince sadece Orta Anadolu'da yaşayan bir avuç insanı anlıyor. Dün de Hürriyet'te Mehmet Yılmaz, Ali Bulaç'ın Balkan Türklerine Türk demeyip onları Müslüman adı altında andığını yazıyordu. Bu da Yunanlıların taktiği. Oradaki Türk varlığını gizlemek ve asimile etmek için, Türklere, 'Siz Müslamansınız, Türk değilsiniz.' denilmiyor mu?
ANADOLUDAN ÖNCE GÜNEYDOĞU AVRUPA TÜRK İDİ
Ali Bulaç'a öncelikle Türk tarihi için yeni yayınları (Örneğin Selenge Yayınları kitaplarını) okumasını öneriyorum. Sayın Bulaç, o zaman Türk tarihinin Osmanlı tarihinden ibaret olmadığını görecek, büyüklük karşısında şaşıracaktır.
- Özellikle Sovyet tarihçilerinin gösterdiği gibi,Türklerin en eski ana vatanı İtil Suyu (Volga Irmağı) ile Ural Irmağı arasındaki bölgedir. Bu alanda yapılan kazılarda kurganlar (mezarlıklar) bulunmuştur. Türk tipi bu mezarların tarihi MÖ 4. bin yıla kadar gitmektedir. Çok daha yeni olan ve MÖ 1. yıla tarihlenebilen Altay bölgesi kurganları ile benzer olan bu kalıntılar; Türklerin Batı'dan Doğu'ya doğru (Moğolistan ve Kuzey Çin) yayıldıklarını gösteriyor. Atı ilk ehlileştirerek insanlığın hizmetine veren bu ilk Türkler olmuştur. Bunların Güney'e doğru inerek Mezopotomya'ya sarktıkları da Sümerce'de görülen Türk kökenli sözcüklerden anlaşılmaktadır.
Bu konu ile ilgili olarak M. F. Zekiyev'in Türklerin ve Tatarların Kökeni adlı çalışmasını; yine buna kaynak olan ve K.T. Laypanov ile İ. M. Miziyev tarafından yazılan Türk Halklarının Kökenleri adlı kitapları (Selenge Yayınları) öneriyorum. Bu çalışmaları ben 'Yabancı Kaynaklara Göre TÜRK KİMLİĞİ' isimli kitabımda (Kripto Yayınları) özetlemiş ve öbür tezleri de geniş biçimde göstermiş bulunuyorum.
MÖ. 7. Yüzyıldan itibaren Kafkasya'nın kuzeyinde ve Kuzey Karadeniz hattında egemen olan MÖ 3. yüzyıla kadar etkinlikleri süren Sakalar, daha sonra Kıpçak diye bilinen Türklerin atalarıdır. Bu sarı Türkler (Rusça adıyla Kumanlar), Anadolu'ya da girmişler ve Karadeniz'in dağlık bölgelerinde yerleşmişlerdir. Sonrasında Hunlar Karadeniz'in kuzeyinden Fransa'ya kadar olan bir coğrafyaya hükmetmişlerdir. Bunların Ağaçeri kolu da 396'da Kafkasya üzerinden Anadolu'ya girmiştir ve halen Toroslar ve Ege dağlarında varlıklarını sürdürmektedirler.
Güneydoğu Avrupa'daki Sabirler/Sibirler de kuvvetli bir Türk halkı idiler ve Sibirya'ya da adlarını vermiş bulunmaktalar. Macaristan'da İstanbul kapılarına kadar dayanan Hun Türklerinden sonra Avar Türk halkı egemen olmuştur. Bunlar da Balkanlara yayılmışlardır ve etkileri halen Batı Anadolu'da görülmektedir. (Bunun için Türk Kimliği isimli çalışmamızda özel tespitler bulunmaktadır) . Macarlar da özü itibari ile Türk idiler. Has Türklerden Bulgarlar da Güneydoğu Avrupa ve Balkanlarda egemen idiler. Batı Göktürklerin devamı olan Hazar Devleti 300 yıl Hazar Denizi'nin kuzeyinde egemen olmuştu. Kıpçaklar; Moğollar gelene kadar Ukrayna bölgelerinde egemendiler ve İstanbul'un surları dibine kadar uzanmışlardı. Kuzeye giden Oğuzların da varlığını bilmekteyiz.
Kısacası Ukrayna'dan tutun da Macaristan'a kadar olan bölgelerde Türkler çok kuvvetli biçimde yaşıyorlardı. Romanya'nın asıl adının Kumanya; yani Kuman (Kıpçak) Türklerinin yaşadığı yer olduğunu bilmek bile bize çok önemli ipucu verir. Özetle: Anadolu'dan önce Güneydoğu Avrupa ve Balkanlar Türklerin at koşturduğu; atlı kültürü yaydığı bölgelerdi.
Osmanlı'da Karşı Düşünce ve İdam Edilenler adlı çalışmamın son baskısında da özellikle gösterdiğim gibi; Oğuz Türklerinden Kayı boyunun çekirdeğini oluşturduğu Osmanlı, Rumeli'ye kolayca geçti ve orada da hızla yayıldı ise; bu bölgede varlığı binlerce yıl eskiye giden bir soydaş (etnik) varlık bulmasındandır.
- Evet; Balkanlarda Rumlar; Sırplar vardılar ama Hıristiyanlaşmış Macarlar, Kıpçaklar ve Bulgarlar ve hatta Bazı Oğuz kolları var idiler. Osmanlı Türkleri Balkanlarda buralara çok önceden gelmiş,yerleşmiş dinsel olarak asimile olmuş olan Türklerin katkısıyla fethi hızlandırmışlardır.
O bölgede yaşayan Türklerin Sarı Türkler olduğunu, en eski Türk tipinin de aslında 'sarı' olduğunu Ali Bulaç gibi başka köşe yazarlarının da öğrenmesinde yarar var. Bu nedenle Atatürk tipini başkalaştırmaya kalkışanlar; tarih cahilleridir.
Yani Rumeli Türkleri, Anadolu Türklerinden daha önce Türk idiler. Evlad-ı Fatihan olmakta da haklıdırlar.
Rıza ZELYUT
13.10.10 / Güneş Gzt.