ALMANYANIN KANAYAN YARASI:Yabancıların Uyumu
27 Ocakta Almanyanın Hessen ve Aşağı Saksonya eyaletlerinde parlamento seçimleri yapıldı. Eyalet meclisi seçimlerini önemli yapan ise ne Aşağı Saksonyada yaşanan seçim kampanyasında öne çıkan asgari ücret ve eğitim konusu ne de Hessende Avrupanın Londradaki Heathrow havalimanından sonra en büyük havalimanı olan Frankfurt havalimanının alanının genişletilmesi ve gece uçuşlarına ilişkin yasağın yumuşatılmasına yönelik tartışmalardı. Aşağı Saksonya ve Hessendeki seçim kampanyalarında yaşanan tartışmaların federal düzeye taşınmasına sebep olan Hessen Eyalet Başkanı Roland Kochun yabancılar tarafından işlenen suçlarla ilgili yaptığı açıklama oldu. 20 Aralıkta Münih metrosunda biri Türk diğeri Yunanlı iki gencin yaşlı bir Almana saldırmasının ardından Şiddet içerikli suçların yarısının yirmibir yaşından küçük gençler tarafından işlendiğini, bu suçların yarısının ise göçmen gençlere ait olduğunu söyleyen Roland Koch, sözleriyle Almanyada sonu nereye varacağı belli olmayan ancak ülkedeki sosyal yapıyı tehdit eden bir tartışmayı tetikleyen isim oldu.
Muhalefet partileri Kochu ayrımcılık yapmakla suçlarken iktidar partisi Hristiyan Demokrat Birlik Partisi CDU Münih metrosunda yaşanan saldırının ardından patlak veren tartışmaların ülkede yaşayan yabancıların entegrasyon sorunu ile ilgili olduğunu söyleyerek şiddete bulaşmış 21 yaş altı gençlerin yarısının yabancı olduğu gerçeği karşısında ıslah kampı kurulması teklifini gündeme taşıdı. Federal hükümeti oluşturan Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) arasında görüş ayrılıklarını daha da derinleştiren Almanyada yabancı gençlerin şiddete daha fazla eğilimli oldukları tartışmasının seçim kampanyasının merkezine taşındığı eyalet seçimleri 2009 yılında yapılacak federal seçimler hakkında ilk gösterge oldu. Aşağı Saksonya ve Hessen eyalet meclisi seçimleri boyunca yaşanan tartışmalar seçim malzemesi olarak kullanılmaktan hiçbir çekince duyulmayan Almanyada yaşayan yabancılara yönelik düşmanlığın artığını ve sosyal barışı tehdit eder düzeye vardığını gösteriyor.
Yabancı Düşmanı Kampanya ve Yükselen Irkçılık
Kochun açıklamalarının tedirginlikle izlendiği Hessen eyalet meclisi seçimleri Almanyanın yabancıları kendileri üzerinden yürütülen korkuya dayalı seçim politikasının ne denli tehlikeli olabileceğini gösterdi. Almanya için 10 kişi adlı kitabında Almanyada yaşayan Türk kökenli siyasetçiler ile Almanyanın gündemindeki konuları görüşen Mely Kıyak, Hessende Roland Kochun seçim kampanyası boyunca kullandığı ifadelerin ancak iki hafta süre geçtikten sonra Alman gazeteleri tarafından yabancı düşmanlığı olarak nitelendirilmesinin ürkütücü olduğunu söylüyor. Münih metrosunda yaşanan saldırının görüntülerinin kamuoyuna yansımasının ardından, Hristiyan Demokrat Birlik Partisi lideri Şansölye Angela Merkel şiddeti önleme konusunda ne yapılması gerektiği sorusunun sorulmasının gayet normal olduğunu, çünkü yabancı gençler tarafından uygulanan şiddetin görmezden gelinemeyeceğini belirterek, CDU Başkan Yardımcısı Kocha destek verdi.
Yabancı gençler tarafından işlenen suç oranlarında artışın tek sorumlusunun yabancı gençler olamayacağı gibi yabancı gençlerine yönelik cezaların artırılması ve sınır dışı edilmelerin hızlandırılması sorunun çözümü için kesin çözüm olamaz. Kesin olan entegrasyon sorunu ile yabancı düşmanlığı arasında gidip gelen böylesi bir tartışmanın Almanyada yaşayan 15 milyon yabancı için barış içinde birarada yaşamayı engellediği. Almanyanın cevaplaması gereken soru yabancı gençlere yönelik ne tür cezalar verilmesi gerektiği değil yabancı gençleri suç işlemeye iten etkenlerin nasıl ortadan kaldırılacağı olmalı.
Almanyada Kim Yabancıdır?
Almanyada artan yabancı düşmanlığı ve yükselen ırkçılık konusunda tartışılması gereken asıl nokta kimsenin tanımlayamadığı bir kelime yani yabancının kim olduğu. İşveren adına misafir işçi biçiminde Almanyaya gelen ailelerin çocuklarından yani ikinci misafir işçi nesli mi yoksa üçüncü nesil göçmenlerden mi ya da Alman kökenli olmayanlar mı yabancı? Almanyanın uygulaya geldiği, ülkeye gelenlerin göçmen değil yabancı olarak tanımlandığı ayrımcı dışlayıcı gastarbeiter politikası yabancı işçilerin birgün ülkelerine geri dönecekleri varsayımına dayanıyor. Almanyada doğuyup büyüyen, hayatının tümünü orada geçiren, ikinci misafir ya da üçüncü göçmen kuşak kendisinin yabancı olarak nitelendirilip anavatanına dönmesinin istenmesi karşısında tepki gösteriyor.
İkinci misafir ya da üçüncü göçmen kuşağın Almanyada geçici değil kalıcı olduğunu kabullenmek Almanya için pek kolay olmadı. Roland Kochun Almanya farklı kültürlerin buluştuğu ve yeni bir kültürün oluştuğu bir yer değil. Almanyada uzun yıllardır Hristiyan-Batı kültürü hakim. Bizim düzenimize uymayan bir yabancının burada yeri yok. sözleri Almanyada yabancılar için yaşamın pek kolay olmadığını gösteriyor.
Bugün Hessen eyalet meclisi seçimlerinde Eyalet Başkanı Roland Kochun sözlerinin ardından Almanyada yaşanan tartışma oldukça yapay. Almanyada genç yaştakilerin şiddet eğiliminin problem olduğu doğru ancak bunun yalnızca yabancı gençler ile ilgili olmadığı açık. Ülkede 1820 yaş arasındaki gençler tarafından işlenen suçlardan yalnızca yüzde 24.8i Alman kökenli olmayan gençlere ait. Öte yandan Institute for Interdisciplinary Research on Conflict and Violence tarafından 2006 yılında yapılan araştırmaya göre Almanların yüzde 59,4ü ülkede çok fazla yabancı olduğunu ve yüzde 35,3ü yabancıların evlerine gönderilmesi gerektiğini söylüyor. Almanyada Kim Gitsin? sorunu yeni bir olgu değil. Bugün Almanyada yaşanan ikinci nesil misafir işçiler ya da üçüncü nesil göçmenlerin entegrasyon sorunu değil aksine çokkültürlü bir Almanyanın yaratılması sorunu.
Hristiyan Demokratlar Oy Kaybetti
Alman kamu yayın kuruluşları ARD ve ZDFnin açıkladığı Hessen ve Aşağı Saksonyada yapılan eyalet meclisi seçimlerinden çıkan ilk sonuçlara göre Hristiyan Demokratlar Hessende 2003 yılı seçim sonuçları ile karşılaştırıldığında büyük bir oy kaybına uğrarken Aşağı Saksonyada Hristiyan Demokratlar yine kazanan isim oldu. Hessende Roland Koch, yüzde 36,7 oranında oy alarak bir puan fark ile Sosyal Demokrat rakibi Andrea Ypsilanti ise yüzde 36,8 oy alarak Kochu geride bıraktı ve 1999 yılından bu yana oturduğu başbakanlık koltuğuna veda etmek zorunda kaldı. Alman halkının yabancılar ile bir arada yaşamak konusunda ne kadar samimi olduklarını oyladıkları Hessende yapılan seçimlerden çıkan sonuç Roland Kochun yabancı gençler ve şiddeti merkezli seçim kampanyasının Kochu kurtaramadığını gösteriyor. Hessende yaşayanlar Kochun yabancı düşmanı seçim kampanyasının taktik bir popülizm olduğunu anlamış durumdalar. Zira Kochun yabancıları seçim malzemesi olarak kullanması Hessende yaşayanlar tarafından gayet iyi bilinen bir durum.
Koch, 1999 yılında yapılan eyalet meclisi seçimlerinde başbakanlık için henüz ilk kez yarışırken Almanyada uzun yıllardır yaşayan yabancılara çifte vatandaş olma hakkını getiren Yeni Vatandaşlık Kanununa karşı imza kampanyası başlatmıştı. Nitekim Hristiyan Demokratlar için uzun yıllardır egemen görüş lider kültür (leitkultur) yani Almanyada yüzyıllardır tek bir kültür olduğu ve Almanyada yaşamak isteyenlerin bu kültüre uyum sağlamak zorunda olduğu yönünde olageldi. Bugün Hessen seçimlerden çıkan sonuç Almanyada sosyal adalet ve uyum konusunda sevindirici bir gelişme de olsa Kochun başlattığı tartışma Almanyanın başını ağrıtan en büyük problem olmaya devam ediyor. Ve ancak eski Avrupalılar ile yabancıların birlikte yeni bir Almanya oluşturması gerektiğine gerçekten inanıldığı gün Almanyada sosyal adalet ve uyumdan söz edilebilir.