Altaylı: Kılıçdaroğlu galip

Genel & Güncel Konular

Altaylı: Kılıçdaroğlu galip

İletigönderen tuba » Prş Eyl 25, 2008 19:58

Altaylı: Kılıçdaroğlu galip
Gazeteci Fatih Altaylı yorumladı: Dengir Mir Mehmet Fırat kafaları bulandırdı.

Fatih Altaylı HABERTÜRK canlı yayınında yorumladı: "Sayın Kılıçdaroğlu'nun sunduğu belgeler yargının nihai kararını içeriyor. Dengir Fırat'ın yaptığı biraz kafaları bulandırmaktı. Kılıçdaroğlu'nun hazırlıkları yerli yerindeydi. Kamuoyu önünde o kadar çok yıprandı ki, küçümseyerek puan kazanmayı düşündü. Ama Kılıçdaroğlu'nun sakin tavrı engel oldu. Kılıçdaroğlu çok ustaca işi götürdü. Topun sahadan çıkarılmasına izin vermeyince Fırat'ın yapacak fazla işi kalmadı."






Kaynak
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

İletigönderen tuba » Prş Eyl 25, 2008 20:05

Medyanın düello yorumları
Kritik tartışmayı gazeteciler nasıl değerlendirdi? İşte tarihi düellonun yorumları;

CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu'nun, AKP'li Mir Dengir Mehmet Fırat'a yönelik 3 iddiasını ortaya attığı tartışmada, Fırat da bu iddialar karşısında hem cevaplarını verdi hem de yeni iddialar ortaya koydu.

Siyaset tarihimize geçen randevuda karşılıklı belgeler sergilenirken, her iki taraf da tartışmadaki argümanlarıyla ilgili son kararı kamuoyuna bıraktı...

Peki bu kritik tarışmayı gazeteciler nasıl değerlendirdi işte medyanın Kılıçdaroğlu-Fırat buluşmasının ardından yorumları:

Fikret Bila:

Bence iyi oldu. Gayet düzeyli, nitelikli bir tartışma yaptılar. Hiç bir kabalık, itham olmadı. Siyasetin itibar kazandığı kanaatindeyim. Daha önce yaptıkları tartışmalarla kıyaslarsak kendilerine daha çok yakışan bir üslup içinde oldukları görüldü, iyi bir örnek oluşturdular. Kılıçdaroğlu, Fırat'ın daha önce ortağı olduğu şirketinin hayali ihracat yaptığını kanıtladı. Ancak bu belgelerle uyuşturucu iddialarını ağır buldum.

Yavuz Donat:

Düşük profilli bir tartışma. Meclis Başkanı gerekli uyarılarda bulunacak demiştim daha önce. Bunu gördüm. Meclis Başkanı, ekranda belden aşağı vurmayın şeklinde bir uyarıda bulunmuş olsa gerek. Televizyonda iki güzide siyasetçinin bunları konuşmaları siyaset kurumu açısından, siyasetçinin saygınlığı açısından doğru bir şey değildir. Bence tartışmanın kazananı yok, kaybeden Türk siyasetidir. Siyasete hiç yakışmayan bir tartışma. Televizyon ekranları mahkeme salonu değildir.Türkiye'de teftiş mekanizmasının bir daha gözden geçirilmesi gerektiğini de gösterdi bu tartışma.

Derya Sazak:

Ben olgulara bakmaya çalıştım tartışmada. CHP'nin öne sürdüğü iddia vardı. Hayali ihracat iddiası. CHP'nin belgesine karşı, Fırat'ın öne sürdüğü mahkeme kararı aynı olayla ilgili değildir. Şimdi gazeteciler iddiaların belgelerinin incelemeli.

Uğur Dündar:

Umarım bizim demokrasimize katkı sağlar. Çok medeni bir usluptu umarım arkası gelir. Ben bir yorum yapmayacağım yorum halkın. Bu tarz tartışmaları çok yararlı buluyorum. Özellikle medyanın bu kadar tartışıldığı bir dönemde, medyanın bir parçası olarak, iki partinin bu kritik tartışmasında güven unsuru olarak yer almak, medya açısında çok önemliydi...

Nazlı Ilıcak:

Genel izlenimim olumlu. Böyle iddialar kamouyu önünde tartışılınca kimin haklı kimin haksız olduğunu daha iyi anlaşılıyor. Dikkatle takip eden kimin haklı olduğuna karar verecektir. Üslubu çok iyi buldum. Bu belgeler birbiriyle mukeyese edilebildi şimdi. Kılıçdaroğlu'nun belgeleri, Fırat tarafından çürütüldü. Kılıçdaroğlu daha sonra Fırat'ın hazırlıklı olmadığı iddiaları, belgeleri gündeme getirerek kafa karıştırdı.


Kaynak



Prof. Dr. Yalçın Küçük, Uğur Dündar yönetiminde Meclis’te yaşanan tartışmayı yorumladı:





“Şu anda görünen şu bir defa AKP reisleri bu tartışmayı yaptırmamak, engellemek için çok çaba harcadılar. Başta Meclis Başkanı Köksal Toptan Bey. Bu tartışma son derece masum bir tartışma. Diğer AKP’nin ileri gelenleri şimdi tartışmayı sizin için izledikten sonra şu sonucu çıkartıyoruz ki; Bütün AKP reisleri bu işin, AKP için bu tartışmanın kötü olacağını tahmin ediyorlardı, engellemek istediler. Bundan başka izah edemeyiz ve gerçekten de AKP için son derece kötü oldu. Bunu tespit etmemiz lazım ve AKP genel başkan yardımcısı o kükreyen mühterisin diyen Kasımpaşa uslubuyla konuşan insan, bugünkü tartışmada bir dedeydi, büyükbabaydı masal anlattı. Buna mukabil de söylediğim gibi; hesap uzmanlığından yetişmiş, devlette önemli görevlerde bulunmuş olan Kılıçdaroğlu, her iki noktayı da net bir şekilde kanıtlamış oldu. Yalnız bu kanıtlamış oldu meselesinde izin verirseniz bu hayali ihracat konusunda çok kısa bir bilgi vereyim...

Bu Türkiye politikasının Türkiye iktisatının bir kangren eden bir şeydir. İlk defa çok kısa olarak söyleyecek olursam, biz de bir ihracat put haline getirildi, fetiş haline getirildi. Bunun ötesinde de bu o kadar önemli sayıldı ki ihracat yaptığınız takdirde size devlet açıktan para veriyor. Ya verdiğiniz vergiyi iade ediyor yahut teşvik veriyor buna. Bunun için bir takım insanlar çıktı. İhracat yapıyor görünerek ihracat yapmadılar. Bu tarihimizde ilk defa 70’li yılların ortasında çıkan Yahya Demirel skandalıdır. Mobilya ihraç eder görünmüştür. Devletten çok büyük teşvikler almıştır, ancak sonunda mobilya yerine plastik kemerler; bu o zaman yoksulların ayaklarına geçirdiği o plastik ayakkabıları ihraç ettiği ortaya çıkmıştır. Gümrüğü ikna ettiğiniz takdirde müthiş bir hileli kar meselesidir. Bu mesele yabancı ülkeleri çok ilgilendirir. Biz de çok araştırma yaptık. Hesap uzmanları yapar bunu, gümrük kontronörleri yapar. Ben Cumhuriyet gazetesinde ekonomi sayfaları yaparken bunları yapardık. Bizim yaptığımızda şöyle olurdu;

Bizim ihraç rakamlarımızla bizden o malları ithal eden ülkelerin, diyelim Ukrayna, diyelim İngiltere, bizden aldıkları ki onlar için ithalat tutmazdı. Ne demek o? Bizim ki çok büyük görünürdü. Bunları şikayet ederlerdi ne oluyor bu derlerdi. Nitekim buna benzer bi işte Rusya’yla çıktı tırlarınızı kontrol edeceğiz diye. Demek ki hayali ihracat Türkiye’de iktidarda olan insanların, yaptığı bir iştir. Birinci nokta budur.

Bunu net bir şekilde ve Kılıçdaroğlu’nun da çok güzel söylediği gibi ihracat yaparsın sık sık raporlar hazırlanır hepsi ispat edilmez zordur ispatı ama demek ki bu şirketler ilgili bazı gümrük kontronörleri bunları yakalamış, en azından bir tanesi Danıştay kararıyla teyit edilmiş, doğrulanmıştır. Tartışmanın bir kısmı ispat edilmiştir, geri kalanı teferruattır.Bu noktada dolayısıyla çok net bir durum olmuştur ve Dengir Mengir, Dengir Mir çok zayıf bir duruma düşmüştür. Hatta yalvaran bir duruma düşmüştür. Daima iddiaların dışına çıkmıştır.

Ben bu arada bir parantez açayım Odatv’ye öncesinden verdiğim mülakatta bu tartışmanın net bir sonuç vermeyeceğini tahmin etmiştim. Herkes de böyle tahmin ediyordu ama iki taraf arasındaki öylesine büyük bir dengesizlik çıktı ki bu konuda net bir ispat ortaya çıktı. Dengir Bey’in söyledikleri tabi iktidar partisi uzun müddettir. Uzun müddettir iktidarda. Anap’da milletvekili oldu, Saadet’te milletvekili oldu, AKP’de milletvekili oldu. Tabi Kılıçdaroğlu ona çok kibar davrandı. Ona şu da sorulabilir; Mersin milletvekiliydin, Mersin AKP teşkilatı istemedi. O kadar ticaretle iç içeki o kadar kamu çalışanlarını zorlayan bir konumdaki Mersin’deki AKP istemedi onu. Adana yaptılar. Şu anda Adana milletvekili ama bütün MENAS, Mersin’de çıkıyor. Bizinci noktada bunu söyleyebiliriz.

Odatv’ye söylediğim daha önceki açıklamamda da söyledim. Tabi net bir şekilde kaybedenlerden bir tanesi de Deniz Baykal’dır. Şimdi burada bir nokta var Dengir Mir Bey’in bütün iddiayı bu raporu hazırlayanın CHP’den aday adayı olduğuna dayandırdı. Böyle bir dayandırma olmaz. Artık bu böyledir. Bugünkü gazeteleri okuduğunuz takdirde, fenerkon davasında Karaman’a vekalet veren tastik eden noterin, AKP’li olduğu oryata çıkıyor.

Biz devlette çalıştık. Devlette dürüst hazineyi, maliyeyi kamuyu savunan insanlar böyle baskı altında kalırlar. Ben bunu ilk defa görüyorum. Hakkında rapor yapılan bir insan şikayet etmiş, ve bunun üzerine bu kamu görevlisi hakkında soruşturma açılmış. Bu çok nadir olarak yapılır, ancak iktidarda olursanız yapılır. Bu o görevliyi taciz etmektir. Kanunlarımıza göre bütün kamu görevlilerinin aday olma hakları vardır. Aday olamadıkları takdirde kanunlar onu bir ay içinde göreve iade etme yükümlülüğü getirir. Bu demektir ki o kamu görevlisidir. Dolayısıyla bir de bana göre Deniz Baykal kaybetmiştir. Memur bunu yapar sıkıştırılır, belki sonunda bu hazineyi, bu maliyeyi, bunları korumam için artık bu memuriyette kalamıyorum, parlamentoya gireyim daha fazla yapalım o zamanda halkın menfaatlerini koruyabileceği bir partiden aday olmaya çalışır. O memurun CHP’den aday olmayı istemesinden daha doğal hiçbir şey olmaz. Dolayısıyla Dengir Bey’in bu ısrar ettiği nokta son derece zayıf bir noktadır.

İzin verirseniz bundan sonra öbür mesele de ispat edilmiş görünüyor. O kükreyen insan değil hikaye anlattı. Neredeyse solcu çıktı.Bey oğlu solcu çıktı. “Efendim portakal ihraç ediyorduk, aracılar vardı.” bizim sol edebiyattır. “Aracıları ortadan kaldırmak için doğrudan doğruya üreticiden alıp tüketiciye götürmek için.” Bu şirketi kurduk dedi. Burada çok büyük çelişkiler var. 16 dedemden beri zenginim toprak ağasıyım dedi. O zaman bu kadar politikanın içindesin yeni değilsin pek çok millet niye bu tür işlerle uğraşıyorsun? niye tır yapıyorsun?, niye bunlar?. Bir de gayet açık olarak söylendiği gibi, bu tür yakalanmalarda şoför ben yaptım der. Biz Dengir Mengir gibi güneyliyiz. Güneyde ağa öldür onu der öldürür sonrada mahkemeye gider ağama bize bir şey söylemedi ben öldürdüm der. Bunlar alışılır.

Bugünkü tartışmanın en acı tarafı AKP’nin ikinci adamının kükreyen adamın, bütün tartışma boyunca bu tür güzel masallar dede büyük baba masalları anlatmak durumunda kalması bir de şu ortaya çıktı yararlı oldu bende sizin sayenizde izledim. Bu tür insanların nasıl devlette beraber olduklarını çok ilginçtir zaman aşımından, bunlar hep zaman aşımından dolayı. Dolayısyla tahminimizden daha seviyeli daha öğretici bir tartışma oldu. Tekrar tekrar söyleyeceğim 1970’li yıllarda en önemli politik tartışma Süleyman Demirel’in başbakandı, yeğeni Yahya Demirel’in çok büyük bir hayali ihracat skandalının çıkmasıdır. Tarihimizde çok çok önemlidir. Buna devam edilir. Bizim ihracat rakamlarına biz iktisatçı plancı olarak hiç inanmayız. Neden çünkü devletten hazineden milyonlarca dolar almak için ihracatı yüksek gösterirler gümrüklerle anlaşma yaparlar bunu yaparlar. CHP açısından iyi olmuştur ama sabahleyin de söylediğim gibi bugün tekrar aynı noktaya geliyoruz

Kemal Kılıçdaroğlu’nu Deniz Baykal’dan korumak lazımdır. Bir tane CHP’de böyle bir insan çıkmıştır. Devlette yetişmiş, Kamuyu kamunun çıkarlarını savunuyor. Bu ülkede, bu maliye bakanlığında bu diğer bakanlıklarda pek çok Kemal Kılıçdaroğlu vardır. Bunlara kapılarını kapatıyorlar, kapılarını yeteneksiz insanlara bırakıyorlar. Bu açıdan da ümit verici bir gün olmuştur. Onların çıkarılması lazımdır. Yanlış anlaşılmak istemem. Kemal Bey çok çok size söyledim şimdi AKP hem hesap uzmanlığını ortadan kaldırmak istiyor hem, teftiş heyetini bunlar Türk devletinin en önemli kurumlarıdır. Bunları kaldırmak istiyor. Bunu gördünüz. Bilgiyle çöküyorlar yoksa CHP’nin içinde Atilla Kart gibi, Ahmet Ersin gibi, Hamza Çelebi gibi bir avuç muhalefet yapan bilgiyle yapan dürüstlükle yapan insanlar var ama çok azlar. Onların daha çok olması lazım ve diğerlerinin değişmesi lazım.

Ben yine tekrarlıyorum, AKP bugünkü tartışmadan, perişan oldu Deniz Baykal büyük bir darbe aldı. Çok fazla Kılıçdaroğullarının olması lazım. Uğur Dündar çok çekiniyordu ama tam bir başöğretmen, terbiyeli bir başöğretmendi. Sonunda çok başarılı bir tartışma olduğu için bu başarılı tartışma herkesin beğendiğini tahmin ettiğim bu tartışmayı yönetti, çok büyük bir başarı kazandı. Biraz fazla çekingendi ama sonuçta çok herkesin izlediği çok verimli bilgiler veren ve hiçbir kötü sözcüğün olmadığı bir tartışmayı Uğur Dündar yapmış oldu. Başarı onundur.”


odatv.com
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

İletigönderen Çetin Taş » Prş Eyl 25, 2008 21:29

Tüm bu yazarları yani Fikret Bila,Yavuz Donat,Derya Sazak ve Nazlı Ilıcak'ı tartışmadan hemen sonra NTV Radyo'dan;Uğur Dündar'ın görüşünü de kendi sunduğu akşam haberlerinden dinledim.Hepsine yazıklar olsun.Tüm ülkenin izlediği ve dinlediğini onlar sanki izlememişler gibi saçma sapan yorumlar yapıyorlar.Adam açık açık DANIŞTAY kararını okudu.Yani İdari Yargı'nın en üst makamı olan DANIŞTAY'da,yani verilmiş bir karara yapılan itirazın neticesinde o kararı kesin olarak kabul edecek ya da kesin olarak reddedecek olan makamda verilen kararı okudu.Belgenin tarihini ve numarasını verdi.Karşısındaki adam ise Türkiye Cumhuriyeti tarihinde kendisi gibilerin daha önce defalarca yaptıkları gibi demagojiye başvurdu.Bunu yaparken de tüm suçlular gibi hata yaptı.Kendi ağzından aynı suç ile yani HAYALİ İHRACAT suçu ile ilgili düzenlenen 3 ayrı rapor olduğunu söyledi.Eğer bu oturumu yöneten Uğur Dündar değil de Hulki Cevizoülu olsaydı bu hatayı kesinlikle değerlendirirdi.Ne demek istediğimi yıllardır Hulki'yi izleyenler bilirler.Kafalarda hiçbir karışıklık kalmadan tartışmayı ilerletmektir tarzı Hulki Cevizoğlu'nun.Her neyse.Kılıçdaroğlu'nu takdir ettim.Ben yıllardır ilk kez haklı olduğu davayı savunurken de haklı kalabilen bir aydın insan gördüm.Ne yazık ki aydın insanların ve özellikle sol düşünceden insanların yıllardır büyük bir eksiliğidir bu.Ama Kılıçdaroğlu iddialarını belgeleri ile benim beklemediğim kadar açık ve kesin bir şekilde ortaya koydu.Ama yukarıda alıntılanan yazar görüşlerinden de gördüğünüz gibi sistemin doğrudan ya da dolaylı yoldan yemlediği açık olan bu isimlerin tümü kıvırtmışlardır.Delikanlı gibi çıkıp "Evet,sayın Kılıçdaroğlu'nun iddiaları kesinlikle tatmin edicidir."diyememişlerdir.
Ve pek çok kez yazılarını ve tarzını beğenmediğim FATİH ALTAYLI kadar olamadılar.
Yalçın Küçük'de genel olarak doğruları söylemiş.Ama o her zaman ki PROVOKASYON görevini yapmaktan da geri durmamış.Tamamen CHP'nin leyhine olmuş olan böyle bir olayda bile Baykal-Kılıçdaroğlu ayrımı ve ayrımcılığı yapmış.

Ya aklıma geldikçe hırsımdan dudaklarımı ısırıyorum.Yavuz Donat bir yerde dedi ki,"Ben sayın Fırat'ın babasını da tanırım.Çok saygıdeğer ailedir.Uyuşturucu kaçakçılığı iddiaları ile bir arada isimlerinin geçmesi çok çirkin.Böyle olmamalıydı."Bu anlamda sözleri sıraladı.Ulan sen gazeteci değil misin?Yoksa sen avukat mısın?Fırat'ın avukatımısın?Nesini savunuyorsun adamın?Adamın suçlu olduğunu Kılıçdaroğlu ispatlıyor,senin telaşın ne?Niçin?

Hele o Nazlı Ilıcak yok mu?Bu kadın inanın Türkiye'de ki seviyesiz gazeteciliğin,yorumculuğun ve hatta siyasetin baş sorumlularındandır.Aynı şeyi izledik hesapta kadınla ama o konuşunca diyorum ki ben galiba yanlışlıkla basketbol maçı izledim.

Netice olarak bravo Kılıçdaroğlu'na.
Bravo Fatih Altaylı'ya.

Gerisi hikaye.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen İlteriş » Prş Eyl 25, 2008 23:03

Kemal Kilicdaroglu CHP'nin basina gecmeli bence. Bu tartismanin yapilacagi bilindiginden bu yana gecen surede AKP ve Fethullah takimi aleyhinde kullanacaklari bir tek arguman bile bulamamis olduklarina gore bu adam tertemiz bir adamdir.
"Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir"

Mustafa Kemal Ataturk
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş
Üye
Üye
 
İletiler: 1197
Kayıt: Cmt Eki 20, 2007 23:05


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x