Amerika Amerika! Canım Feda Olsun Sana!* / Banu AVAR

Banu AVAR haftalık yazıları ile yaşanan gelişmelere, gündeme ışık tutuyor.

Amerika Amerika! Canım Feda Olsun Sana!* / Banu AVAR

İletigönderen Türk-Kan » Cmt Tem 30, 2011 18:49

Amerika Amerika! Canım Feda Olsun Sana!*

Cüneyt Şaşmaz ‘Cesuryorum’ bloğunda 1 yıl önce, 2010 Ağustos’unda yazdı:

    ‘ABD iki yıl içinde (2012’de) Irak'tan çekilecek; giderken Kuzey Irak'taki aşiret devletinin güvenliğini TSK'ya bırakmak istiyor. O nedenle buna itiraz edenlerin tasfiyesini, kabul edenlerin komuta kademesine getirilmesini arzu ediyor. O nedenle; hem ABD'yi memnun edecek hem de kasaptaki ete soğan doğramayacak birinin ayarlanabilmesi için generallerin hatta albayların sicil dosyaları masaya yatırıldı.’

ABD’nin yakın hedefleri Kuzey Irak’daki aşiret devletiyle kalsa iyi… Sırada Suriye var Lübnan var, İran var.. Asya var. Dünyanın en eski ve en güçlü ordusuna, ihtiyaç var.. Ama efendilerine sadık olması şartıyla…

İşte şimdi sadık neferler aranıp bulunuyor, gereken yerlere konuyor. Vardiya Bizde’den genç bir kardeşim ‘Ne oluyor! Biri bana anlatsın!’ diye haykırıyor.

Olan bu işte.

2010’da Necdet Özel’in önü açılmıştı ve 2011’de şapkasını alıp emeklilikte huzur arayan Genel Kurmay’ın boşalttığı koltuğa oturdu.

Müttefiğimiz batı dünyası zil çalıp oynuyor.. Sevincini fazla açık etmemeye çalışıyor!

Rothshield ve Rockefeller kanadından memurlar yazılar döşendiler.

CSIS’den Bülent Alirıza, yazısında ‘TSK'nın terfi sisteminin alt üst edildiğini' söylerken alayla helmelenmiş sevinci satırlarına yansıyor. ‘Hay Allah, istifalar tam da TSK PKK ile savaşırken geldi!' diyor...

Washington İnstitute adlı düşünce kuruluşundan Soner Çağaptay adlı 'uzman' da yorumunda, ‘AKP döneminde TSK üzüm gibi sıkıldı! 2002'den beride hızla yere çakılıyor!’ diye sevinç çığlıkları atıyor...

    ‘Darbe ve camileri bombalama iddiaları vs TSK'nın imajını yerle bir etti. Ve 2002'de yüzde 90 oranında güvenilen TSK'ya bugün milletin güven oranı yüzde 60! TSK, gözüne fener çakılmış geyik gibi! Ergenekon'un yaktığı projektörlere bakakaldı!’

İşte küresel çetenin uzman görüşleri ve durum değerlendirmesi böyle! Bu cümlelerin içinde birçok itiraf da gizli! Ergenekon’un ‘yaktığı projektörler’ gözleri kör, kulakları sağır, Türk ordusunu da felç etmek içinmiş! Öyle mi!

Yukarıda alıntıladığımız tayfanın Türkiye şubeleri de doğal olarak zil çalıp oynuyor. ‘Askeri vesayet bitmiş!, Sivil idare gelmiş.! Artık Genel Kurmay başkanları hükümetin eteğine yüz sürecekmiş!’

‘Yeni’ Genel Kurmay başkanı çok faydalı işler yapmak için gelmiş… Öbür komutanların zaten gitme zamanı gelmişmiş.. Hatta Dilipak’a göre tüm ordu istifa etmeliymiş!! Aslında ordu diye bir şey olmamalıymış..

Ben devam edeyim: ‘Ordu yerine ABD-Türk ortak polis gücü kurulmalı! Global dünya, ve ‘uluslar arası camiz’ için daha hayırlı!… Yok edin şu ordu’yu! Bakın Yugoslavya’nın ordusu dağılınca ne güzel ‘demokrasi’ geldi.. Aynı anda çoğalan nüfus törpülendi.! Eski Yugoslavya’daki nüfus birbirine kırdırıldı, yarı yarıya azaldı!

‘Türk Ordusu tamlaması bile çağdışı!’ Öyle diyor birileri. Korkuları anlaşılır aslında. Tüm varlığını Amerikan varlığına armağan etmişsen, korkarsın, ürkersin adından bile bazı kurumların!

Türk Ordusu demek Mustafa Kemal Paşa’nın ordusu demektir. Ülkenin ‘BÖLÜNMEZ BÜTÜNLÜĞÜ’ için kanını son damlasına kadar feda edecek askerin ordusu demektir. Peygamber Ocağı demektir. İşte ‘korkunç ‘ olan buydu… Birileri başından beri Kemalist orduyu yok etmeye uğraştı!

Avrupa Birliği dünkü istifaları, ‘Türkiye’ye tam demokrasi geldi!’ diye yorumladı… Mustafa Kemal’i temsil eden en üst kurum da yıkılmıştı! ‘Ordu gidişata tavrını koydu!’ diyenler, uyanın! Tavır şapka alıp giderek konmaz! Bu millet nasıl tavır konulduğunu iyi bilenlerdendir!

Birkaç doğru lafı, çok gecikmiş bir zamanda, giderayak söyleyerek ‘tavır konulmuş’ olmaz.. ‘Kaçılmış’ olur!

1950’den beri ‘küresel operasyonla’ alt üst edilen Kemal’in ordusundaki BİRİLERİNİN durumu budur!...

Ne yazıkki, 60 yıldır yol katetmişlerdir!

Bir kesim subaylar NATO’ya girdikten sonra tangocu Celal İnce’ye yaptırılan ‘Amerika Amerika! Canım feda sana!’ şarkısını benimseyivermiştir..…

    ‘Amerika Amerika!
    Türkler dünya durdukca
    beraberdir seninle!

NATO tatbikatları, Pentagon davetleri, Annapolis ziyaretleri filan derken hemhal oluvermişizdir.

Amerikalıdan çok Amerikalı hissedenler toplumun her yanına sızdığı gibi Ordu’ya da girmiştir!

Gazi Paşa’nın ordusunu dönüştürme operasyonu iyi incelenmelidir..

1947’de operasyon başlamıştır… Amerika ‘sahiptir!’ İmzalar atılmıştır. Karanlıklar prensi Richard Perle’nin özetlediği gibi: ‘Türkiye Amerika’nın Ortadoğu’daki jandarmasıdır!’ ya da küresel tefeci Soros’un dediği gibi ‘Türklerin ihraç malı Türk askerinin kanıdır!’

Menderes ‘NATO’ya girmemiz bir zaruretti!’ demişti: ‘Uluslar arası camia’ denen kan içiciler bizi NATO örümcek ağına alsınlar diye Mehmetçiğin kanı, Kore’de Amerika’ya feda edilmiştir! Şimdi de Suriye’de İran’da Afganistan’da Somali’de o kana ihtiyaç vardır! Müslümanlar Müslümanlara kırdırılmalıdır. Bu Haçlıların yol haritasıdır.

Türkiye NATO’ya alınırken, Türk ordusunun bir subayı üstelik Kurtuluş savaşının önemli bir komutanı Cafer Tayyar Eğilmez, ‘Amerikan dostluğuyla Ortadoğu Federasyonu’ hayali görmeye başlamıştı: ‘ABD ile birlikte, Rusya’ya karşı Ortadoğu cephesi kuracağız!’ diyordu. Pakistan, Afganistan İran ve Türkiye ve tüm İslam ve Türk ülkeleri Ortadoğu Federasyonunda birleşecekti! Arabistan’ın güneyi ve Mısır da bu federasyona girecekti. Amerika bu örgüte destek verecekti!

Eğilmez, bu yol haritasının yine ABD tarafından eline tutuşturulduğunun farkında değildi.

Tek Dünya devletine giden yolda Avrupa Birliği gibi, Asya federasyonu gibi Ortadoğu federasyonu gibi yapılarla ulus devletler yok edilecek, ordular birleştirilecek, işgal kuvvetleri emperyalizme hizmet edecekti.

‘Hürriyetini karakteri sayan’ bir milletin ordusu, yavaşça dönüştürülecek, bir başka ulusun köle askeri haline gelecekti!

Her ne kadar 60 yıllık ‘çalışma’ sonucu, Türk ordusu içinde belli yerlere sızılarak dönüştürülerek, komuta kademelerinde birileri satın alınarak, pazarlıklar yapılarak bir noktaya gelmiş olsalar da , bu ordu halkın içinden gelen, vatan için şehit veren, hürriyetini, toprak ve bayrağını her şeyin üzerinde tutan bir milletin ordusudur… Hedefleri, bu orduyu yok etmek yerine ‘yeni’ özelleşmiş, sahibine sadık, halkına ve komşu halklara düşman bir ordu yaratmaktır. Bu, şerefli Türk ordusunu , Peygamber Ocağı olmaktan çıkarıp ‘haçlı birliğine’ dönüştürme çabasıdır… Hadi, azgın hırslarına gem vuramayan, gözünü Batı bürümüş 20-30 komutanı, bin ikibin subayı ikna ettiniz… Peki zamanı geldiğinde hepsi ASKER olan bu milletle nasıl baş edeceksiniz! Avucunuzu yalarsınız!!

Banu AVAR, 30 Temmuz 2011

http://www.banuavar.com.tr

Elmek: banuavar@superonline.com

http://www.facebook.com/BanuAVAR



* ABD tarafından tangocu CELAL İNCE’ye yaptırılan propaganda şarkısı… 1952

Celal İnce bu eserinden sonra ABD’ye gitti ve bir daha dönmedi, şimdi 90 yaşında.
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Amerika Amerika! Canım Feda Olsun Sana!* / Banu AVAR

İletigönderen muharremerdogan » Prş Eki 04, 2012 16:16

DÜŞÜNECEKSİNİZ!
AB-D Teorisyenleri,Bu projeleri harekete geçirirken ,Acaba nerede duracağını?,Durdurulabileceğini de hesapladılar mı? Hiç sanmıyorum! Afganistan örneği ortada iken,buna inanmak mümkün değildir.Tabii,Bir başka açıdan da bakmak da yarar var.Bu onlar için ne kadar önem taşıyor?Bölge Ülkelerinin hangi rejimle?,Hangi koşullarda? Yaşadıklarını düşündükleri de şüpheli. Dahası, Olası Karışıklıklardan çıkar sağlama düşüncelerinin olması daha fazla ihtimal dâhilindedir. Yapılması gereken nedir? Cevabı bulunması gereken budur! Bir Ülke, Yöneticileri tarafından, Bütün kurumları,"Pasif" duruma düşürülmüş, Adeta "İşgale" Uğramış bir Ülke durumuna düşmüşse, Önce bu durumdan kurtulmak gerekmektedir. Zor durumdayız! Ancak,1919 koşullarında değiliz! O tarihte, içte ve dışta, Düşman Güçlü olmasına Karşın, Ülkesinin kurtuluşuna inanan, Tek başına, Mustafa Kemal Vardı. Ve "O Tek inanan" olarak, Bu durumdan kurtulmayı başarmıştı. Bugün ne kadar eleştirsek de, Ülkesini seven, Kurtuluşa inanan,"Aydın, Yurtsever" İnsanlarımız var. Yani, o günlerden çok fazlasıyla iyiyiz. İsmet Paşa'nın Söylediği gibi; "Bir İşi Hale yola koymak için dahi olmaya gerek yoktur. Önce Namus, Biraz akıl, Bir baş ve iki el, Başınızı iki elinizin arasına alacaksınız ve DÜŞÜNECEKSİNİZ!" Yetmez mi?...
Kullanıcı küçük betizi
muharremerdogan
Üye
Üye
 
İletiler: 1
Kayıt: Pzt Eki 01, 2012 13:21


Şu dizine dön: Banu AVAR

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x