Amerikan Halkı Kime Karşı Silahlanıyor?
Selim Yalçıner
25.11.2009
Amerika Birleşik Devletleri'nde krizden olumsuz etkilenmeyen bir sektör var: Silah sektörü. Devletlerin ya da örgütlerin talep ettikleri konvansiyonel diyebileceğimiz silahları üreten firmalar, düzenli olarak yaratılan gerilimler dolayısıyla satışlarını artırıyorlar, biliniyor. Ancak, tabanca başta olmak üzere, Amerikan yurttaşlarının kendi bireysel güvenlikleri için aldıkları silahların satış rakamlarında görülen olağanüstü artış, neyin, nelerin göstergesi, niçin bu insanlar, kadınlar ve gençler başta olmak üzere –eskisinden farklı olarak- koştura koştura silahlanıyorlar? Sturm&Ruger firması, tabanca satışlarının yüzde 70 arttığını açıklıyor, Glock yüzde 71, Smith&Wesson yüzde 30. Amerikan halkı silahlanıyor. Kime, neye karşı?
Bu sorunun yanıtını en iyi bilenler, doğallıkla, silah üreticileri. Onlara göre, ABD halkının tabanca ve benzeri silahlara olan talebinin artışı, üç nedene dayanıyor:
1- İşsizlik artışı,
2- Suçlarda görülen patlama,
3- Terör korkusu.
Bu nedenlere bir de, Obama Yönetimi'nin, silah satışlarını zorlaştıracak önlemler düşünmekte olduğunu ekleyenler de var, ancak silah üreticileri bu gerekçeyi ihmal ediyorlar, satışlarındaki artışın bu beklentiden kaynaklanmadığını, çünkü silah alanların yüzde 30'unun yeni müşteriler olduğunu, olağan sayılabilecek koşullarda bu oranın en çok yüzde 9'da kaldığını, sürekli silah alanların tutumunda herhangi bir değişiklik gözlemediklerini belirtiyorlar. E, artık onlar ne diyorlarsa inanabiliriz, adamlar işlerini biliyorlar 'bir yerde'. Kaldı ki, Obama Yönetimi'nin almayı düşündüğü önlemler de öyle çok can yakıcı gibi görünmüyor silah üreticilerine. Yani, bir tabanca almadan önce üç gün beklemek, ayda en çok bir silah edinebilmek ve silah bitpazarlarının yasaklanması gibi önlemler pek de Amerikan halkının silahlanma isteğini caydırmaya yol açacak gibi görünmüyor 'iş'i bilenlere göre.
Şimdi, yukarda belirtilen üç nedeni kendimize göre irdelemeye girişebiliriz. İşsizlik, neden silahlanma nedeni oluyor? İşsiz kalanların yağmaya başlayabileceğinden mi endişe ediliyor?
Evet. Rodney King'i anımsarsınız, Rodney Glenn King'i. Los Angeles, bu Afrikalı-Amerikalı'nın dört 'beyaz' polis (üçü Kafkas, biri Latin kökenli, bakın nasıl da kökenlere olan merakı giderici ayrıntılar rahatlıkla bulunabiliyor Amerikan kaynaklarından) tarafından kendinden geçinceye dövülmesi 'eylem'inin raslantıyla bir amatör tarafından filme çekildiği için yargılanmaları ve içlerinde hiç bir Afrikalı-Amerikalı'nın bulunmadığı jüri tarafından salıverilmeleri sonrası günler süren bir isyana, yağmaya tanık olmuştu da, ondan. Kaç gün sürmüştü bu kalkışma- yağma, ve de belleklerimizde hala koruduğumuz, belki hiç bir zaman unutamayacağımız görüntüler, aralarında Uzakdoğu kökenli dükkan sahiplerinin de bulunduğu silahlı kişilerin, kalkışmaya katılanları 'hedef gözeterek' sıktıkları uzun namlulu silahlarla 'devirdikleri' ve 53 kişiyi öldürüp 2 bin kişiyi de yaralamalarıyla iz bırakmıştı.
Kısa tümcelerle; King'i öldüresiye döven polisler salıverilmişti, ardından çıkan isyanda dükkan sahipleri, ellerindeki silahlarla yağmacı olduğunu düşündükleri insanlara rahatlıkla ateş etmişler ve 50'nin üzerinde insanı öldürmüşlerdi. Şimdi, silahlananlar, bu dükkan sahiplerine mi özeniyorlar diye sormayın, gereksiz, tamamıyla öyle. ABD, kuruluş yıllarına geri dönüyor yani. Herkesin kendini koruduğu o vahşi döneme. Köye gelen yabancının, yabancı olduğu için istenmediği, en kısa zamanda köyü terketmesinin söylendiği, bu sözlere karşı koyup da gitmediği durumlarda da, seçilmiş 'Sheriff' tarafından kurşun sıkılarak düşürüldüğü. Filmlerden kafamıza kazınan durumlar, dönemlere geri dönüleceği düşünüldüğü için Amerikalılar silahlanıyor, işsizleri yabancı, öteki yapıyorlar. Ki, 'öteki' yapılan işsizler, bu ülkede sınıf mücadelelerinin daha unutturulmadığı dönemlerde, bebeğini emziren kadınların, boğazından günlerdir hiç bir şey geçmemiş açlara sütlerini sundukları insanlardı, kendilerindendi.
İkinci maddeye gelince, suçlarda görülen artışa; bu, birinci maddeyle yakından ilintili, bizce açıklanmaya gerek göstermiyor.
Üçüncü madde önemli: Terör korkusu. Terör, 'olagan' koşullarda, Hollywood'dan tanıdığımız SWAP'lerin, hadi diyelim 'National Guard'ların konusu aslında, ya da adlarını sıralamakla bitiremeyeceğimiz özel birliklerin. 'Dışardan' gelen bir tehlike sayılabilir. Ne oldu bu anlı şanlı örgütlere, beklenti haline getirilen terörü önleyemeyecek hale mi düştüler? Bu nedenle mi avcılar ya da silah 'tutkunları', hani o ünlü Charlton Heston'un sözcülüğünü yaptığı silah meraklıları, av silahlarından çok insanlara yönelik saldırı silahlarına yöneliyorlar? Nerede kaldı Hollywood'un olay yerine saniyesinde ulaşıp masum sivilleri koruyan ve kötüleri yok eden örgütleri? Demek ki, filmlerle, propandayla falan olmuyor bu işler, sinemada eğlendiriyorsun insanları ama, tehlike –mülkiyete karşı?- baş gösterdiğinde kimse SWAP MWAP beklemiyor, silahlanmaya başlıyor.
ABD işsizlik oranına da değinmeden geçmeyelim: Ünlü Ekonomist Nouriel Roubini,
Amerikan işsizlik oranının açıklandığı gibi yüzde 10.5 olmayıp, iş bulma umudunu yitirenler ve kısa dönem çalışanları da eklendiğinde yüzde 17.5'e ulaştığını belirtiyor. Yani, o da Amerikan halkının silahlanmaya neden merak saldığını rakamlarla onaylıyor. Durum bu. Kapitalizmin doruğunun geldiği nokta.
"Doğru bilgileri nereden alacağız ki, bu kadar yalan yanlış veriler ortaya salındıkça," diye düşünebiliriz, kendimizden, kendi gözlemlerimiz ve değerlendirmelerimizden, doğruları söylediğine inandıklarımızdan, sınıfsal konumu bizimle aynı olanlardan, yüreği bizimle birlikte atanlardan. Başka yolumuz yok.
---
Kaynak: Amerikan halkı kime karşı silahlanıyor? sOL - 25.11.2009