Amerikan medyası savaşı göstermiyor
ABD'de 'Barış Gazeteciliği' dersi veren Dr. Ross'a göre, Amerikan medyası Irak'ta savaş yüzünden acı çeken insanlarla empati kurulmasını engelliyor
ABD'deki Washington Devlet Üniversitesi'nde "Barış Gazeteciliği" dersi veren Dr. Susan Dente Ross, Irak Savaşı'nın özellikle ilk 2 yılında Amerikan basınının savaşla ilgili haberleri yanlı ve ABD Başkan George W. Bush'un perspektifinden verdiğini söyledi. Ross, bu durumun kasım ayındaki Amerikan Kongre Seçimleri'nde Demokratların Kongre'de çoğunluğu ele geçirmesine kadar sürdüğünü belirtti. Ross, Basın Enstitüsü Derneği tarafından Boğaziçi Üniversitesi'nde düzenlenen "6. Gazetecilik Meslekiçi Eğitim Sertifika Programı"nda seminer vermek üzere geldiği İstanbul'da Milliyet'in sorularını yanıtladı.
Neden barış gazeteciliği?
Ross: Dünyanın her yerinde gazeteciler kullandıkları dilin ve görüntülerin çatışmaları nasıl körüklediğinin farkında olmuyorlar. Örneğin Irak Savaşı sırasında ölü ve yaralılarla ilgili haberler medyada uzun süre verilmedi. Irak Savaşı uzun süre çok taktiksel, çok iyi koordine edilmiş, yüksek teknolojiyle yürütülen ve sadece altyapı ve binaların yok edildiği bir olaymış gibi gösterildi bize. Ancak insanlardan bahseden yoktu. Diğer taraftan bahsederken korkunç bir insansızlaştırma eğilimi var, yani sadece rakam veriliyor, "34 kişi öldü" gibi. Ancak siz bir gazeteci olarak ölen kişileri izleyicinize tanıtırsanız, onların kaç yaşında olduklarından, ailelerinden, işlerinden, kısacası o kişilerin hikayelerinden bahsederseniz, ancak o zaman izleyici empati kurabilir. Dolayısıyla medya özellikle günümüzde dünyada bir değişim yaratmak için çok şey yapabilir.
Amerikan medyası Irak Savaşı'nı nasıl yansıttı?
Ross: Savaşın özellikle ilk iki yılında ABD'de medya, savaşı hükümetin ve Bush'un perspektifinden yansıttı. Ancak geçen kasım ayındaki Kongre seçimlerinde Demokratlar çoğunluğu elde ettikten sonra basın, Bush yönetimini eleştiren haberlere de yer vermeye başladı.
ABD medyası Ortadoğu'yu da bu şekilde mi haberleştiriyor?
Ross: Evet, genellikle medya çatışmanın taraflarını aşırı bir şekilde kutuplaştırma eğiliminde, bir taraf kesinlikle haklı ve doğru, diğer taraf kesinlikle haksız ve yanlış gibi gösteriliyor. Ve haksız olan taraf insansızlaştırılıyor, haberlerde oradan asla insan görüntülerine yer verilmiyor. Okuyucu ve izleyici de gerçeklik anlayışını medyanın kendine sunduğu bu görüntüler üzerine kuruyor.
Sıradan Amerikalılar dünyayı medyanın çizdiği bu resme göre mi algılıyor?
Ross: Evet. Ortadoğulular barbar, az gelişmiş ve medeniyetsiz milletler olarak görülüyor. Batılı gazeteciler de bu önyargıları farkında olmadan haberlerine yansıtıyorlar. Bunun dışına çıkmak için farklı düşünebilmek gerekiyor. Barış gazeteciliği, muhabirlere yazdıkları haberin yaratacağı etkinin farkında olarak haber yapmalarını söylüyor. Barış gazeteciliği, tarafsız haberciliğin, insan hayatından ve masum sivillerin öldürülmesinden daha değerli olmadığını söylüyor.
Amerikalıların Ortadoğu'ya olan bu bakışına Türkiye dahil mi?
Ross: Evet. Buraya gelmeden New York Times ve International Herald Tribune'daki geçen aralık ve ocak aylarında çıkmış Türkiye haberlerine baktım. Türkiye'nin hâlâ (AB'ye) üye olmamış olmasının sebebi dini ayrılık olarak yansıtılıyordu, Türkiye bir İslam ülkesi olarak gösteriliyordu, AB'nin öyle olmaması ise Türkiye'nin AB'ye girmemesinin sebebi olarak gösteriliyordu.
Barış gazeteciliği 'taraf tutuyor'
Dr. Ross, "Barış gazeteciliği"ni şöyle tanımlıyor: "Barış gazeteciliği, Batı menşeli gazetecilik eğitiminde ideal tanım olarak var olan tarafsız ve objektif gazetecilik fikrine verilen bir cevaptır. Barış gazeteciliği, tüm gazetecilerin pasif bir gözlemci olarak değil, çatışma çözümüne katkıda bulunma yönünde eğitilmesini öngörüyor." Ross'a göre, işin içine çatışma ve savaş girdiği zaman, olay hangi ülkede olursa olsun, konu ne olursa olsun, profesyonel gazetecilik olarak tanımladığımız rutin gazetecilik, insanlar arasındaki çatışmayı artırıyor.
İPEK YEZDANİ
Kaynak:Milliyet