Amerikancı Gürüz, Türk milliyetçisi olabilir mi?

Amerikancı Gürüz, Türk milliyetçisi olabilir mi?

İletigönderen Türk-Kan » Çrş Oca 21, 2009 23:30

Amerikancı Gürüz, Türk milliyetçisi olabilir mi?

Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alındıktan sonra bir TV kanalına çıkan YÖK eski Başkanı Kemal Gürüz, aynen şöyle dedi:

- “Amerikan emperyalizmi palavradır. Ben Amerikancıyım. Dünya barışını ancak Amerika sağlayabilir. Türkiye’nin Batı ittifakının dışına çıkması felaket olur.”

Gürüz, ilk etapta gözaltına alınmanın vermiş olduğu ‘travmanın’ bir sonucu olarak değerlendirilen bu sözleri, ertesi günü bir başka TV kanalında biraz daha açarak şu ifadeleri kullandı:

- “Türkiye hızla Batı ittifakından kopuyor. Ben Türk milletinin menfaatlerini Batı ülkeleri ittifakı içinde, ABD’nin samimi bir müttefiki olarak yer almasını savunan bir insanım. ABD’yi Amerika yapan değerleri paylaşıyorum. Onların dünyanın lideri olması gerektiğine inanıyorum. Ve Türkiye’nin onların politikalarının belirlenmesinde eşit ortak olmasını savunuyorum.”

Ve ekledi:

- “Ben bir Türk milliyetçisiyim.”

* * *

Kemal Gürüz, bir ‘Amerikan işbirlikçisi’ olabilir, hatta açık açık kendisinin ‘küreselleşmenin finosu’ olduğunu dahi haykırabilir.
Ama, hizmetkârlığını yaptığı ‘Amerikan değerlerini’, Türk kamuoyuna ‘Türk milliyetçiliği’ olarak yedirmeye kalkışırsa, işte bu noktada karşısında ilk önce Türk milliyetçilerini bulur.

Kullanılan ifadeler oldukça sinsidir ve Türk milliyetçiğine karşı yapılmış çok büyük bir hakarettir.

Kemal Gürüz, bu ülkede tam 8 yıl boyunca ‘YÖK Başkanlığı’ yaptı.

Peki bu süre içerisinde, ‘Türk milliyetçiliği’ doğrultusunda hangi icraata imza attı?

‘Başörtüsü’ üzerinden din düşmanlığı yaparak, ülkesine, milletine bağlı olan dindar insanları, ‘inanç hortumcularının’ kucağına yönlendirmenin dışında, arkasında bıraktığı bir tek olumlu iş var mı?

* * *

Türk milliyetçiliğinin ‘olmazsa olmaz’ birinci şartı, Türk milletini millet yapan unsurlardan biri olan ‘Türk diline’ sahip çıkmaktır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, aynen şöyle diyordu:

- “Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.”

Oysa Kemal Gürüz, 21 Aralık 1999 tarihinde Hürriyet gazetesine yaptığı bir açıklamada, aynen şu ifadeleri kullanıyordu:

- “Türkçe bilim dili değildir, bundan sonra olacağa da benzemiyor. Bilimin ön saflarında olma iddiasında olanlar, İngilizceyi en ince ayrıntı, kıvrıntı, nüansına kadar bilmek mecburiyetindedirler.”

Kemal Gürüz’ün açıklamaları ile bir kez daha tescil edilen gerçek, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’e ait üniversitelerin ‘hangi kafalara’ emanet edildiğinin açık bir göstergesidir.

* * *

‘Türk milliyetçileri’ başlarına tebelleş olan işbirlikçi ‘görevliler’ tarafından ‘uykuya’ yatırılınca, meydanı boş bulan birileri ‘milliyetçilik’ adına ahkâm kesiyor.

Yeni YÖK Başkanı’nı ‘İslamcı’ olmakla suçlayıp, AKP’ye karşı muhalefet bayrağını açacağını söyleyen Kemal Gürüz’e, ‘soyu/sopu’ hakkındaki iddiaları karıştırmaya dahi gerek duymadan soruyoruz:

Sizler, ‘laik’ Amerikancısınız.

Onlar, ‘İslamcı’ Amerikancı.

Aranızdaki fark ne?



İsrafil K.KUMBASAR, 21.01.2009





Türkiye'de "Amerikancı" olmak!

Bir süre önce “Ergenekon” operasyonları çerçevesinde önce gözaltına alınıp sonra da serbest bırakılan eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, Ergenekon’la ilgisi olmadığını söyleyerek “Amerikan emperyalizmi palavradır. Ben Amerikancıyım. Dünya barışını ancak Amerika sağlayabilir” demiş. Aslında Gürüz, bu sözleriyle herkesçe bilinen malumunu ilan etmiş oldu. Bunu zaten bilmeyen yoktu. Sayın Gürüz’ün “Amerikancı” olarak kendisini tarif etmesi kendi tercihidir. Bu durumda Gürüz’ün kendisini “şecaat arz ederken sirkatini söylemek” gibi bir durumla karşı karşıya bırakması da kendi sorunudur. Buna itiraz yoktur. İtiraz Gürüz’ün “Amerikan emperyalizmi palavradır” demesinedir. Bir kimse Türkiye’de “mandacılığı savunabilir”, hatta “İngiliz Muhibbisi” olabilir ve kendisini “Amerikancı” olarak da ilan edebilir. Ancak bu ülkede hâlâ bilimle uğraşan bir kimsenin yaşanan onca dünya gerçeğine karşı kör olması kabul edilemez.

“Amerikan emperyalizmi palavradır” demek, tarihte olanlar bir yana, Irak’ta “bir milyonu aşkın insan ölmedi”, Gazze’de İsrail “hiçbir sivile zarar vermedi” demektir. “Amerika’nın kendisini barışa adamış bir ülke” olduğunu söylemektir ki masum bir düşünce değildir. Bu nedenle insanlar cazibesine kapıldıkları ülkelerin emperyalist karakterini de görmekte zorlanırlar. Aslında “Ben Amerikancıyım” demek bir anlamda “ben gerçek Gladyoyum” demektir. Neyse o ayrı bir bahis. Biz konumuza dönelim.

Kemal Gürüz’ün “Ergenekoncu” değil “Amerikancıyım” söylemleri bir gerçeğin daha ortaya çıkmasını sağlamıştır. O da Türkiye’de öteden beri Türklükle alakası olanların potansiyel suçlu muamelesi gördükleri gerçeğidir. Türkiye’de soruşturmadan, kovuşturmadan kurtulmanın yolu “Amerikancılık”, “Kürtçülük”, “Ermenicilik”, “azınlıkçılık”, “mezhepçilik” ya da “AB’cilik”ten geçmektedir. Türkiye’de Mason ol, iktidarın gizemi sizinledir. Rotaryen ol, entelektüel muamelesi görürsün. AB’ci ol, fonlar derya deniz akar! Patrikhaneci ve azınlıkçı ol, popüler olursun. Sorosçu ol, hem maddeten hem de manen adam yerine konulursun. Rusçu ol, servis hizmeti alırsın! Hele hele Amerikancı ol, bütün bunların hepsinden daha fazlasına sahip olursun. Kısacası Türkiye’de “Türk olmak” sorundur.

Bir toplumun kültürel özü, coğrafyasının, tarihsel birikiminin, gelecekle ilgili ideallerinin ve yaşamının unsurları tarafından doldurulmadığı sürece; kavramlar boşlukta asılı lafzı muhayyel olarak kalmak durumundadırlar. Yıllar önce Tanpınar, Huzur adlı ünlü eserinin kahramanının ağzından şöyle demişti: “Biz şimdi bir tepki devrinde yaşıyoruz. Kendimizi sevmiyoruz. Kafamız bir yığın mukayeselerle dolu: Dede’yi, Wagner olmadığı için, Yunus’u Verlaine, Baki’yi Goethe ve Gide yapamadığımız için beğenmiyoruz. Uçsuz bucaksız Asya’nın o kadar zenginliği içinde, dünyanın en iyi giyinmiş milleti olduğumuz halde çırılçıplak yaşıyoruz. Coğrafya, kültür her şey, bizden bir yeni sentez bekliyor; biz misyonlarımızın farkında değiliz. Başka milletlerin tecrübesini yaşamaya çalışıyoruz” (Tanpınar, Huzur, . s.28.)

Kendi coğrafyasından, tarihinden, tecrübesinden, kültüründen ve değerlerinden kopuk insanlar, kültürel sürgünlerdir. Kültürel sürgünler göçmen kuşlarına benzerler, nerede uygun vaha görürlerse orada kışlarlar. Beynini ve gönlünü başka kültürlerin emrine verenler dünyaya onların çıkarları doğrultusunda bakarlar. Ünlü İtalyan düşünürü Gramsci “İnsanların beyinlerini satın alırsanız, elleri ve ayakları arkadan gelir” der.


Özcan YENİÇERİ, 21.01.2009





"Amerikancılık" dün hakaret, bugün şeref!..

Eskiler “Güleriz ağlanacak halimize” demişler. Hayat mektebinde dokunan bu özlü söz, galiba bugünler için daha da geçerli.
İşte bir örnek. Prof. Dr. Kemal Gürüz demiş ki; “Amerikan emperyalizmi palavradır. Ben Amerikancıyım. Dünya barışını ancak Amerika sağlayabilir. Türkiye’nin Batı ittifakının dışına çıkması felaket olur. Bu hükümet, ülkeyi Batı ittifakının dışına çıkarıyor. Asıl büyük tehlike budur.”

Bunları okuyunca, kimi güldü, kimi ne hale gelmişiz diye üzüldü.

Doğrusu açık sözlülüğünden dolayı Hoca’yı kutlamayı düşündük. Çünkü ülkemizde kripto Amerikancıların sayısı çok fazla. Kutlayacaktık, tam bu sırada bir haber gelmez mi, hevesimiz kursağımızda kaldı. Meğer Hoca, kendisine 2002’de “Amerikancı” diyen bir meslektaşı aleyhine, “Bu bana hakarettir” diyerek dava açmış, 15 bin TL. tazminat da kazanmış.

Gel de çık işin içinden. Amerikancılık 2002’de “hakaret” ti, aradan 7 yıl geçince “şeref” olmuş. Ne dönüş ama, tam 180 derece.

* * *

Gürüz’ü bilmeyiz de, Türkiye’nin değiştiğinde şüphe yok. Hem de 180 derece.

Biz Hoca’nın öncelikle büyük tehlike saydığı, “Bu hükümet, ülkeyi Batı ittifakının dışına çıkarıyor” endişesi üzerinde biraz duralım.

Peşinen söyleyelim ki, burada da Gürüz’den ayrılıyoruz. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana, bu hükümet kadar AB’ci ve ABD’ci olanı görülmedi.

Bu gerçeği daha somut örneklerle ifade edecek olursak:
    -İşte Kıbrıs milli davamız. Haçlıların istediği hale sokulmadı mı?

    -Devletin kuruluş senedi olan Lozan delinmedi mi?

    -Başta azınlık vakıflarına, Patrikhane’ye, Ruhban Okulu’na tanınan imtiyazlarla, egemenliğimiz tehdit altına sokulmadı mı?

    -Devletimizin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü demek olan, tek millet, milli devlet gerçeği inkâr edilmedi mi?

    -Türkiye’nin 36 etnik parça halinde olduğu vurgulanmadı mı?

    -Anayasa devletin dili Türkçe dediği, hiçbir Batı ülkesinde de örneği olmadığı halde, TRT etnik bir lehçeyle 24 saat yayın yapmıyor mu?

    -2002’de dibe vuran bölücü terör; yasalar değiştirildiği, bölücülük propagandası suç sayılmadığı, teröristler muhatap alınıp açıktan pazarlık yapıldığı, bölücülük meşrulaştırılıp itibarlı hale getirildiği, devlet otoritesi zayıflatıldığı, ajanlar bölgede cirit attığı, bölücülüğü besleyen büyük zenginler türetildiği, PKK’ya destek mitingleri rahatça yapıldığı, teröristbaşının hücresinden PKK’yı yönettiği, bölücülüğün silahsız kanadının TBMM’de temsil edilip devletimize meydan okuduğu için bunca şehit verilmedi, bu noktaya gelinmedi mi?

    - Barzani kukla devletini meşrulaştıracak süreç başlatılmadı mı?

    -Sözde “soykırım” cı, saldırgan Ermenistan’la diyalog kurulmadı mı?
Hiç şüphe yok ki, evet. İşte “Batı ittifakçılığının” sonucu. Bunun için Gürüz’ün telaşlanmasına gerek yok (!)

Peki durum böyleyse, Batı’ya düşman mı olacağız? Hayır. Teslimiyeti bırakıp, Batı’yla da, Doğu’yla da, her tarafla da şahsiyetli ilişkiler kuracağız. O kadar.

* * *

Gelelim “Amerikan emperyalizmi” ve “Dünya barışı” na.

Dünya gücü olan devletlerin, “dünya barışından” sorumlu olduğu çok doğrudur. Ama ırkçı ve sömürgeci kültüre sahip olanlar, maalesef bunun farkında olamıyorlar. Sadece sömürü, sadece çıkarı düşünüyorlar.

Bu gerçeği görmek o kadar zor mu? Mesela soralım;

Amerika’nın Irak’ta ne işi var? Türkiye’ye niçin “soykırım” yalanıyla sürekli baskı yapılıyor? Niçin 17 yıldır Azerbaycan toprakları işgal altında, 1 milyondan fazla Türk sürgünde ölümle pençeleşiyor? Niçin Gazze’de aç bırakılan sivil halkın üstüne bomba yağdırılıyor? Türkiye’de 40 bin insanın hayatına mal olan bölücü terör, 30 yıldır niçin destekleniyor? Niçin Kıbrıs Türk’ü 35 yıldır ambargo altında?

Evet sizler bu olanları; Azerbaycan, Filistin, Pakistan, Afganistan başta, bütün ülkelerde katledilen masum milyonların feryadını duymayabilir, insanlığın yüzünü kızartacak tecavüz, işkence ve haksızlıkları görmeyebilirsiniz. Bu neyi değiştirir?

Bay bilmem neciler, unutmayın bütün bu olanlarda sizin de önemli payınız var. Bilmem övünebilir misiniz?


Sadi SOMUNCUOĞLU, 21.01.2009
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen bezgin » Prş Oca 22, 2009 0:41

Kemal Gürüz, kendi agzindanYÖK Baskanligi'ni hangi altyapiyla gerceklestirdigini de itiraf etmis oldu. Bu ülkeyi 50 yil araliksiz sag iktidarlar yönettigine göre herhangi bir YÖK Baskani'nin bu tür bir aciklama yapmasi yadirganmamali. Cünkü "Amerikaperest" olmadan Türkiye'de hicbir devlet koltuguna oturamazsiniz.

Bu firsatla aklimda uzun zamandir dolanan bir düsünceyi de belirtmek isterim. Bu zavalli insanlarin nasil bu kadar köpeklesebildikleri, vicdandan ve akildan nasil uzaklastiklari beni hayrete düsürüyor. Acaba yogun ruhsal deneylerle mi bu hale geliyorlar?
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

İletigönderen dervishizir » Prş Oca 22, 2009 2:23

ya bu adamın ne üdüğü belli değildi zaten dallama dallama konuşuyor. Tayyibide buda aynı telden. hayret bir şey ya amerika bile elimize bakarken bu adamların kendi kendilerine kurdukları hayallerine bak ya bizi düşünme gürüz aga yuh. kafasına jop mu yedi bu yaa :)))))))) Şimdiye kadar gelenlerin hepsi satılık demkki ki bu gibi adamlara yer verip himaye etmişler. Mezardakilerin bile kemikleri sızlasın ters dönerler inşallahhhhhhh. hayatta olanlarıda teneşir paklar insallahhhhh.. amin :)
Seni Oktay Sinanoğlu hocama havale ediyorum Gürüzzzzzzzz o sana yıllar önce lafını söylemişti.
Kullanıcı küçük betizi
dervishizir
Üye
Üye
 
İletiler: 144
Kayıt: Sal Ağu 19, 2008 1:40

İletigönderen Panzehir » Prş Oca 22, 2009 3:08

Hâlâ sağ - sol deniyor ya yazık gerçekten... İnsanlar sağ'da sol'da oyuncaklarıyla oynarken, oyuncak mağazalarının sahipleri servetlerine servet, güçlerine güç katıyorlar.

İşin trajik yani, traji ~ komik yanı da budur..

Gün gelir devran döner
Adımıza türküler söylenir bu şehirde!..
...
Kullanıcı küçük betizi
Panzehir
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
İletiler: 3483
Kayıt: Pzr Şub 18, 2007 20:02

İletigönderen yahac » Prş Oca 22, 2009 7:05

Yanlis adama carptilar bu defa. Kendilerinden cikti. Ama iginctir tutuklulugu fazla uzun surmedi...
Aralarinda gecen diyalogu merak ediyorum. Acaba su cinsten olabilir mi?" Abi, n'aptiniz yaaa, ben sizdenim ya, siz de ben de hep Amerikanci'yiz!!! Inanmazsaniz CIA'ya sorun, falan... "gibi...

Gariban ulkemin traji-komik manzaralari... :(
Kullanıcı küçük betizi
yahac
Üye
Üye
 
İletiler: 154
Kayıt: Pzt Kas 05, 2007 17:05


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 3 konuk

x