Ram'in Yuvarlak Şovâlye sözünü duyunca aklıma
yürüyen ve içi bombos bir zirh olarak varolmayan şovalye kavramı ve bir kitaptaki Gurdulu karakteri geldi...
İtalo Calvino'nun Varolmayan Şovalyesi, acemice herşey olabilen Gurdulu karakterinin desendeki zıt motifidir.
Gurdulu, varolmayan şovalyenin tersine vardır, ancak sadece görünürde..
Gerçekte, kendi diye birsey yoktur.. Buna ihtiyacı da....Elindeki çorba kasesine başını daldırdığında ona soyle seslenilir, "hey gurdulu, çorba seni değil sen onu içeceksın"..
Gurdulu çoktan kendini elindekı çorbayla özdeslestirmiştir..
Bir nedenle kazdığı mezara -varlığını gömmesi gereken cesetle karıştırdığından- kendisini gömebilir!...
İşin garibi, bundan da büyük bir keyif alır.. Toprak altından yükselen çığlığını duyanlar, onun gülüyor mu yoksa korkmuş mu olduğunu anlayamazlar..
Bunun gibi, onun gülünecek bir deli olduğunu da düşünebilirsiniz...
Ancak deli olmak için önce varolmak gerekli değil midir
burada sözü Calvino'ya verelim...
"evrenle bir bütün oluşturdundan, organik maddeden ayrışmayan, bu nedenle henüz varolmadığını söyleyebileceğimiz ilkel insanla başladık, yavaş yavaş, ürünler ve durumlarla bir bütün oluşturduğundan, hiç bir şeyle sürtüşmeyen, çevresindeki şeylerle (doğa olsun,tarih olsun) ilişkisi(savaşım ve savaşım yoluyla uyum) kalmamış, bu yüzden varolmayan, ancak
soyut düzenek gibi işleyen yapay insana vardık."
Sonuç olarak, Gurdulu'yu çok düşünür oldum son günlerde....