Anadilde Eğitim / Doç. Dr. Bünyamin AYHAN

Anadilde Eğitim / Doç. Dr. Bünyamin AYHAN

İletigönderen Balasagun » Cmt Şub 26, 2011 11:07

Anadilde Eğitim


Kürt dili, dil açısından Hint Avrupa dil grubunun alt dalı olan Batı İran dil grubundandır. Burada kullanılan rakamları önemlidir, üstelik Kürtçede Türkçe, Arapça ve modernleşmeyle birlikte İngilizce ve Fransızca kelimeler de bulunmaktadır.

Batılılar metinlerde dört farklı Kürt lehçesinden söz etmektedirler. Zazaca, Gurani, Sorani ve Kırmançi. Bu diller bu lehçelerin farklı alfabeler kullanıldığı görülmektedir. Bunlar; Latince, Arapça ve Kril alfabeleridir. Sorani ve Kırmançi, neredeyse birbirlerini anlamazlar.


İnsanın anne-babasını seçme şansı yoktur. Bu açıdan bireyin hangi dilin içinde doğacağı ve bunu annesinden öğreneceği de önceden kestirilemeyecek bir olgudur. Dil, insanın kimliğini gösteren en önemli unsurlardan biridir. Aynı zamanda dil kültürel genetiğin bir göstergesidir. Toplumun bütün kodları dilde bütünleşir. Dil aynı zamanda hayatı anlamlandıran ve bireyleri dünyayı algılamasına olanak sağlayan en önemli araçtır. Dil bu kadar önemli aklı bir soru gelmektedir. Diller nasıl oluşmakta, nasıl gelişmekte ve toplumsal yapıları etkileyecek bir hale gelmektedir. Bu uzun bir tartışma noktasıdır. Ancak konu ile bağlantılı olarak şunu şu soruyu sormak daha önemli görülmektedir.

Devletin dili kimin dilidir?..

Devletin dili ve toplumun dili farklı olabilir mi? Ve devletin dili kimin dilidir? Burada rahatlıkla devletin oluşturan toplumun dilinin devletin dili olarak ifade edebiliriz. Ancak tarihsel süreçte ve günümüzde bu durum böyle işlememektedir. Her toplumun dili devlet dili olmadığı gibi, devletlerin dili de toplumlarından farklı olabilmektedir. Bu durum genellikle devleti kuran siyasi iradenin dilinin millî devlet dili olarak üst yapıyı inşa eden bir koruyucu şemsiye inşa etmesiyle çözülür. Bu yapılar ulus devlet sürecinde katılaşarak nerdeyse her toplumun geçmesi gereken bir yol olmuştur. Avrupa’da devletler gelişirken devletin dilinin ne olacağı ciddi şekilde tartışılmıştır. Devletin dili ne olacaktır?

Avrupa’dan örnekler...

Örneğin, İngiltere’de uzun yıllar sarayda Fransızca konuşulmuştur. Halk dili ile saray dili farklıdır. Saray daha sonra halkın diline uymuştur. Fransa’da ise Fransız devleti kurulduğunda Fransızca konuşan nüfus, nüfusun yüzde 50’sinin altındadır. Almanya ve İtalya’da ise durum daha vahimdir. Almanya’da neredeyse Almancayı ise bazı köylüler ve alta tabakada yaşayan halk kesimi kullanmaktadır. İtalya’da ise durum daha kötüdür. Almanya’da Almanca ve Alman ideolojisinin gelişmesinde Latince İncil hareketi ve inancı hayatî bir rol oynamıştır. Din toplumu ve dili yeniden inşa etmiştir. Türkiye’de Kürtçe olgusunun gelişiminde din adamlarını dikkate almak gerekir. Tipografik insan tipinin medrese çeşidi olan insan karakterinin oluşmasında dinin önemli bir etkisi vardır. Türkiye cumhuriyetinin mirasını devraldığı Osmanlı, dil ile ilgili birçok sorunun kaynağı olmuştur. Devletin siyasal ve toplumsal alanda yaşadığı büyük değişim ve devletin sınırlarının ulaştığı nokta aslında Türk dilinin de ulaştığı noktayı işaret etmektedir. Ancak bu gelişme kurumsal ve bir amaç etrafında oluşan bir gelişme olmamıştır. Modern anlamda bir sömürge mantığıyla hareket etmeyen Osmanlı, dil konusunda da emperyal bir politika izlememiştir.

Modernleşme sürecindeki gelişmeler

Modernleşme süreciyle birlikte Osmanlı’da gelişen siyasi ve sosyal yapıların neticesinde aydınlar dil konusunda tekrar düşünmeye başlamışlardır. Bir başka nokta çok uluslu devlette Tanzimat’la birlikte yeni siyasal yapılanmanın neticesinde dilim durumu daha temel bir sorun olarak devam etmesidir. Resmi dil ne olmalıdır sorusuna meclislerde Türkçe zorunlu olarak devlet dili olmasıyla sorun çözülmüştür. Ancak merkezi dil kullanma ve devletin yeniden organizasyonunda birçok yapı rahatsız olmuştur. Bunların başında Bedirhanlar gelmektedir. Bu süreçte Bedirhanlar beyliklerini kaybetmişler ve bugün de devam eden kültürel boyutta Kürtçe meselesi ve Kürt sorununun temelini oluşturmuşlardır.

Kürt dilinin özellikleri

Bugün Türkiye’de anadil eğitimin sorun olarak algılanmasında Kürt olgusunun siyasal talepleri ve ulus devlet yolunda attıkları adımlar gelmektedir. Türkiye’de anadilde eğitim, insanî bir hak olmaktan öte siyasî yapının kültürü ve bireyleri dönüştürme taleplerinin orta aşamalarından biri olarak gözükmektedir.
Kürt dili, dil açısından Hint Avrupa dil grubunun alt dalı olan Batı İran dil grubundandır. Burada kullanılan rakamları önemlidir. Üstelik Kürtçede Türkçe, Arapça ve modernleşmeyle birlikte İngilizce ve Fransızca kelimeler de bulunmaktadır. Batılılar metinlerde dört farklı Kürt lehçesinden söz etmektedirler. Zazaca, Gurani, Sorani ve Kırmançi. Bu diller bu lehçelerin farklı alfabeler kullanıldığı görülmektedir. Bunlar; Latince, Arapça ve Kril alfabeleridir. Kürt lehçeleri arasında farklılık oldukça fazladır. Sorani ve Kırmançi, neredeyse birbirlerini anlamazlar. Türkiye’de Kürtçe ilk metinler Ahmet hani’den Kürdistan gazetesine kadar (Bedirhanlılar, Kahire 1898) Kırmançi kökenlidir. Bugün güneyde Sorani lehçesi üzerinden bir Kürt edebiyatı ve akademik dil oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Türkiye’de Cumhuriyetin ilanından hemen sonra 1925’de çıkarılan Takriri Sükun Kürt olgusuyla ilgili her türlü simge, sembol yasaklanmıştır. Bu süreç bazı noktalarda hala devam etmektedir. Bunun iki temel nedeni vardır; biri ulus devletin sürekliliğini sağlamak, ikincisi belirlenmiş bir paradigma etrafında bütün toplumsal tabakaları eritmektir. Bu aynı zamanda o dönemin geçerli olan bir politik yapılanmasıdır. Bugünkü konjonktürel durumda Kürt olgusu batı destekli siyasal bir yapılanmayla Ortadoğu pandorasının kapılarını açacak bir anahtar görünümündedir. Burada ülkeleri inşa edilmiş sınırlarının değiştirilmesi ve haritaların kanla yeniden çizilmesi süreci hayata geçirilmektedir.

Dil, ulus inşa etmenin en önemli aracıdır

Bu noktada sınırları değişebilecek olan başta Türkiye, İran, Irak ve Suriye’dir. Çünkü ulus inşa etmenin de en önemli aracı dildir. Kuzey Irak’ta kullanılmaya başlanan Soranice, Türkiye’nin de bu tartışmaların dışında kalamayacağını göstermiştir. Ana dilde eğitim tartışmaları bu bağlamda devletin içerisinde yeni bir devlet yapılanmasının temelidir. Çünkü anadilde eğitimin devlet aracılığıyla verilmesi Türkiye’de yaklaşık yüzde 10 olan Kürt nüfusun çocuklarının eğitiminin devlet eliyle verilmesi yaklaşık yarım milyon insanın devlet kanalıyla Kürtçe eğitime tahsis edilmesi anlamına gelir. Bu adımın doğurabileceği sakıncalar bulunmaktadır. Anadilde eğitimin ekonomik külfeti sorunun bir boyutunu oluşturmakla birlikte, asıl sorun devletin kurum, kuruluşları ve işleyiş yapısının devamlılığı açısından eğitim bütünlüğünün ortadan kaldırılması düşüncesinde yatmaktadır.

Fransa ve Almanya iyi bir örnek

Gerek Kürtçe ve gerekse çeşitli taleplerle gündeme gelmesi muhtemel bir başka dilin ortaya çıkaracağı ayrılık toplumsal bütünlüğün tutkalı vazifesi gören Türk milleti kavramının içini boşaltacaktır, ilköğretim çağından itibaren devlet ve millet bilinciyle yetiştirilen bireylerin kimliği önce dilde oluşur. Azınlık vasfı taşıyan bireyler ayrı olarak incelenmek kaydıyla toplumu oluşturan diğer asli grupların bütünlüklü bir eğitim ve öğretim sisteminden uzak tutulması millet olma bilincine zarar verir. Demokrasi çoksesliliğin ahengi olarak nitelenmekle birlikte, toplumsal farklılıkları aynı zeminde buluşturacak ölçüde kilit bir anlam da taşımaktadır. Bu konuda Fransa ve Almanya iyi bir örnek teşkil etmektedir.

Yeniçağ, 28 Kasım 2010
“Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin”
Kullanıcı küçük betizi
Balasagun
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 3523
Kayıt: Cum Eki 17, 2008 13:18

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 3 konuk

x