ANALARIMIZ

ANALARIMIZ

İletigönderen Feza Tiryaki » Cmt May 11, 2013 21:48

ANALARIMIZ

Resim


Bizim kültürümüzde ana önde gelir. Bir kalabalığı anlatacak olsak, “ana baba günü” der çıkarız. Çalışmayan çocuk, “ana baba eline bakar. “ Anayı başta söyleriz. Kurnaza, “anasının gözü” denir de, babasının gözü denmez. “Analı kuzu” sözü, anne bakımıyla, ilgisiyle, sevgisiyle büyüyen, el üstünde tutulan çocuğa denir. Babalı kuzu denildiğini duyan var mı, anası ölmüş bir çocuğa?

Pek çok sözümüz ana köküyle başlar: Anayurt, anavatan, Anadolu, anadil, anayasa, anayasal, Anafartalar (Gelibolu yarımadasında, Mustafa Kemal Atatürk yönetiminde kazanılan zaferin geçtiği tarihî, coğrafî bölge.) Anadoluhisar (yer özel adı), anabilim, anayol, anadal, anagiriş, anayön (kuzey-güney-doğu-batı), anafikir, anadüşünce, anakonu, anaduygu, anavarlık, anaçizgi (anadoğru), anakent (büyükşehir), anakara (kıta), anadut (çiftçilikte bir gereç), anaolay, anaakça (sermaye), anamal (sermaye), anamalcı (sermaye düzeni), anadamar, anabölüm, anaerkil (toplum bilimde), anayemek, anamgil (yakınlarım), anaarı (beyarı), anacıl (anaya düşkün), anasınıfı, anasaat ( gök biliminde), anasıl (asıl olarak), anasır (unsur), anakoyak (anaakarsu), anaç (genç, dinç, doğurgan), analı, analık (üvey ana)…

Herkesin yaşamında en önemli kişi anasıdır. “Ananın bastığı yavru incinmez,” sözü, ananın çocuğuna karşı olan sonsuz sevgisini, koruma içgüdüsünü anlatır. Ananın yavrusuna bilerek zarar vermeyeceğini söyler bu söz. Çocuklar da bunu bilirler, anneden gelen bir acı söz, bir uyarma kendi yararları içindir. “Ananın vurduğu yerden gül biter,” sözü boşuna mıdır? Buradaki vurma, yanlış anlaşılmasın, sözün göndermeli (mecaz) anlamındadır, analar çocuğuna doğruyu söyler, evlâdının iyiliğini ister, anlamında… Kendi zayıflığını, zavallılığını saklamak amacıyla, sözle başaramadığını kaba güç kullanarak başarmak isteğinden, eğitimsizlikten doğan dövmek değildir burada sözü edilen vurma…

“Kadınanalar” bizim toplumumuzun değerlerinden doğmuştur, bize hastır. “Yaş yaşamış, bilge kadın” anlamına gelir bu söz. Sözü dinlenen, sözüne güvenilen, deneyimli, güngörmüş, bilgili kadın… Özellikle köylerimizde derde düşen, başı sıkışan, kadınanaların kapısını çalar. Öğüdünü alır. Hastaysa doğal yollardan neler yapabileceğini öğrenir.

Herkes için de anneleri, büyükanneleri birer kadınanadır. Saygıyla anılır, sevilirler…

Annesini yadsıyana, beğenmeyene, “ Kestane, kabuğundan çıkmış, kabuğunu beğenmemiş” derler…

Gelip geçen acımasız yıllar için de, “Anan güzel idi, hani yeri, baban zengin idi, hani evi?” diye sorarlar…

Kızların analarına benzeyeceğini, analarının görgüsüyle yetişeceklerini de şu söz bir güzel anlatır:

“Anasına bak, kızını al, kenarına bak, bezini al…”

Kişiyi en çok seven onun anasıdır:

“Ana gibi yâr, Bağdat gibi diyar olmaz.” Buradaki yâr, seven, sevgili anlamında. Bağdat ise eskinin en güzel kentlerinden birinin adı… Masal kenti… Günümüzde yayılmacıların yağmaladığı, yok ettiği, tarihte adı çok geçen bir destansı kent…

*

Anadil, başka diller türetmiş dil demektir. Türkçe bir anadildir. Anadili, anamızdan öğrendiğimiz dil. Bizim anadilimiz Türkçedir.

Dilimiz üzerine Atatürk çok incelemeler yapmış, çalışmalar başlatmıştır. Toplattığı 1. Türk Dili Kurultayında, (1932) ” Türk Dili, başlıca dünya dillerinin anasıdır” denmiştir. Atatürk Türk dilini Sümerceye kadar dayandırıyordu.

Türk Dili’nin en önemli özelliği dilbilgisiydi, Türkçe dilbilgisinin güzelliği, düzgünlüğü, sağlam yapısıydı… Atatürk, kurduğu Türk Dili Tetkik Cemiyeti’nin yapacağı dil çalışmalarıyla, “Türk dilinin bu zenginliğini ortaya çıkarmak, onun, dünya dilleri arasında kendi değerine yakışır bir yüksekliğe erişmesini sağlamak” istiyordu. Atatürk, şöyle diyordu:

“Türk dili geçmişte bütün güzel özellikleri taşımaktaydı. Sonraki yöneticilerin yanlış tutumu ile, bu güzel dil, sahipsiz kalmış, kapıları yabancı sözlere ardına kadar açılmıştı…”

Tarihte Türklerin güçlü oldukları zamanlarda Türk dili de üstün olmuş, zayıfladıklarında Türk dili sahipsiz, kimsesiz kalmıştır… Tıpkı bu son yıllarda başımıza gelenler gibi…

*

Hem anamız, hem anadilimiz saldırı altında.

Eğitim sistemindeki son değişiklikler, anaları Türk anası olmaktan çıkaracak. İkinci sınıf insan olacak kızlar, kadınlar. Çalışmayacak, üretmeyecek, eve kapanacak… Toplumda yeri olan, söz sahibi, yer sahibi, iş güç sahibi, bilen, sorgulayan, öğrenen, okuyan, erkeklerin çalıştığı bütün mesleklerde çalışan analar tarihe karışacak…

Anadilimiz Türkçemiz, dünyanın en büyük üçüncü- dördüncü dili, küçük toplulukların konuştuğu yerel ağızlarla bir tutulacak, Türk diline yerel ağızların seviyesinde bir dilmiş gibi davranılacak…

Bunların olacağı belli… Gidilen yol, yolun sonu iyice görünüyor. Şimdi sorsanız çevrenizdekilere, annenizi seviyor musunuz, diye. Kim sevmem diyecek? Hiç kimse.

O halde bu yaptıklarımız ne? Bu gidişimiz ne? Bu durumumuz ne?

En beğenmediğiniz bile anasına hayattaysa saygı gösterir. Bilir ki kendisi o anadan bir parçadır. O ananın eseridir, iyi yönüyle de, kötü yönüyle de…

Analarını kaybedenin bir eli, bir organı kopmuş gibidir. Ölüm eğer sırasıyla gelmişse, herkes anasının öldüğünü görür, o acıyı yaşa Yaşamı boyunca da unutamaz…

*

Anası yaşayanlar, ananızın değerini ananız yaşarken kendisine gösteriniz, belli ediniz, çevrenize kanıtlayınız…

Yarın dünya kadınlarının anneler günüymüş. Amerikalı bir kadının annesi çok yıllar önce ölmüşmüş de, o da yıllar sonra bu günü anneler için kutlamışmış da, sonra bu gün… “Bırakın bu masalları, Amerikalı’nın gününden bana ne, anneye yılda bir gün ayrılır mı, her gün annemizin olmalı, bu gün aslında alış verişi canlandırma günü küresel paragözlerin!” deseniz de, sizi duyan nasılsa olmayacak. Siz ne kadar yırtınsanız da, bu gün bir kandırmaca deseniz de, “büyük çoğunluk” ödevini iyi bellemiş çocuklar gibi bildiğini okuyacak, onları caydıramayacaksınız.

Madem ülkemizde de bu küreselcilerin ticarete dönüştürdükleri gün capcanlı yaşıyor, bunu değiştiremiyorsunuz, istemeden de olsa ona uyacaksınız.

En iyisi bu günü, en başta büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ı anarak, o büyük Türk anasına Türk ulusunun şükranlarını sunarak kutlayalım.
Resim

Sonra şehitlerimizin analarını analım. Evlâtlarını vatanımız uğruna, vatanın korunması, bağımsızlığı, geleceği uğruna şehit veren analara sevgimizi, şükranlarımızı, gönül borcumuzu belirterek, önlerinde eğilerek, o mübarek ellerinden öperek bu günü kutlayalım. Ölmüşlerse dualarımızı esirgemeyelim… Yaşıyorlarsa, yakınlarımızda şehit anası varsa ilk önce onları ziyaret edelim, kapılarında sıraya girelim, ellerini öpmek, hayır dualarını almak için…

Yardıma gereksinmeleri varsa öğrenelim, belli etmeden, kendimizi gizleyerek, onları incitmeden yardım edelim.

Mezarlık ziyaretlerimize şehit analarıyla birlikte onların evlâtlarını ziyaret ederek başlayalım. Sonra kendi analarımıza gidelim.

Yok, ben bu gün ille de anama armağan alacağım, uzaktayım ona çiçek yollayacağım diyorsanız bunun yerine onların gönlünü alınız. Onlara gönül çiçekleri gönderiniz. Nasıl mı?

Annenize alacağınız kişisel bir armağanın yerine ona bir “vatan armağanı” alınız.


En güzel çiçek özgür bir vatanda açar. Özgürlüğümüz, birliğimiz bütünlüğümüz için analara en güzel çiçeği,“vatan sevgisi” çiçeğini gönderiniz…

Onu bir gazetemize, ulusumuza doğruları bin bir güçlükle duyurmaya çalışan, ulusal çıkarlarımızı gözeterek yayın yapan bir basılı yayına abone yapınız.

Bataklığın içindeki bir çiçek gibi açan, bu yandaş, satılmış basın yayının arasında size doğruları söylemeye çalışan, uyaran ulusal (millî) basın yayın yaşasın… Gelişsin, sizin sesiniz olsun… Örneğin, bir partiye bağlı olmayan, bağımsız “Yeniçağ” gazetesi niye en çok satan gazetemiz olmasın? Bir elin parmağını geçmeyen bu gazeteler neden diğer yayınların üstüne çıkmasın, hepsini geride bırakmasın?

Parayı veren para verdiği yeri kontrol edermiş, söz sahibi olurmuş. Yoldan ara sıra çıkan, umulmadık anda bölücülerin sesi oluveren ulusalcı görünen bazı ünlü gazeteleri bile belki böyle adam edersiniz. Aboneliğimi çekerim ha, adam gibi yayın yapacaksanız yapın dersiniz!

Partilerinizi, derneklerinizi yoldan saptırtmazsınız…

Anneniz okuma yazma bilmiyorsa, komşunuz adına, bir başka ana adına yapınız bunu. Gazeteleri kapıya gelsin, konu komşu okusun. Dinci, bölücü bazı paçavraları, biliyorsunuz kapılara bedava bırakıyorlar. Onların yıkıcı etkilerini belli mi olur belki böylece engellersiniz.

Size doğruları bin bir özveriyle duyuran bilgiağı (internet) gazetelerine de parasal destek veriniz, yardım ettiğinizi gösteren belgeyi annenize, işte çiçeğin diyerek gönderiniz, “ İşte çiçeğin annem, işte ülkemizin çiçeklerinden biri sana armağanım! “ deyiniz!

Bu “Anneler Günü” başka yıllardaki gibi değil.

Düşmanın - şimdilik çoğumuza görünmeyen - hançeri boğazımıza dayalı.

Vatan anamız ağlıyor.


Bize bir şey oldu mu yanacak olan anamızdır.

Bilirsiniz: “Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar.”

Bunalınca, kızınca, en güç anında kim “Ana!” diye bağırmaz?

“Anasının gözü” hainler “anamızı ağlatıyor.” “ Anasının ipini pazara çıkarmış” bunlar. Her dümen, her yol bunlarda… Akıllarınca “Anasını belleyecekler” yurtseverlerin…

Vatanın durumunu bizden saklıyorlar. Bizi çocukmuşuz gibi “barış” masallarıyla kandırıyorlar. Yandaş basın yayın algımızla gece gündüz hiç durmadan oynuyor. Ulusa (millete) sıtmayı gösterip ölüme razı etmeye çalışıyorlar.

Buna dur demek, hiç olmazsa bunun için bir ilk adım olacak ziyaretleri, yardımları yapmak, elimizi “vatan ana” için cebimize atmak o kadar mı güç?


Feza Tiryaki, 11 Mayıs 2013


Ek açıklama: Yazının ilk bölümü geçen yıl Nisan ayında şehit anaları için yazdığım yazıdan düzenlenerek alınma.
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1012
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Re: ANALARIMIZ

İletigönderen Feza Tiryaki » Pzr May 11, 2014 11:29

"Analarımız!"
Geçen yıldan daha kötü bir durumda, daha da çamura batmış durumda Mayıs ayının ikinci Pazar gününü yaşıyoruz. Geçen yıla ekleyeceğim tek sözcük yok! Analarımıza umut bağlamaya devam edelim! Anaların değerini bilelim.
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1012
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12


Şu dizine dön: Feza TİRYAKİ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x