Yargılaştıramadıklarımızdan mısınız?mehmetaltan@stargazete.comDünün en önemli haberi neydi? Tartışmasız asgari ücretin yeniden belirlenmesi. Milyonlarca insanı ilgilendiren karar öğleden sonra alındı. Asgari ücret, 16 yaşından büyükler için 1 Ocaktan itibaren net 527,13 YTL oldu.
Belirlenemeyen ise hem kurumlararası, hem de kurum içi olmak üzere yargıdaki kargaşaydı...
Sabahtan beri ne olup bittiğini öğrenmeye çalışmaktan harap olmuş bir halde yazının başına oturduğumda...
Türkiyenin döküldüğüne kanaatim tamdı...
Cevap veremediğim soru ise şuydu:
Tel tel mi dökülüyordu, pul pul mu?
* * *
İki binin altında nüfusa sahip olan beldelerde...
Belediyecilik açısından hizmetlerin verilmesinin ne teorik ne de pratik planda mümkün olmadığını düşünen hükümet...
Belde belediyelerini kapattı...
Belde belediyelerinin kapanmasını öngören kanun 22 Martta Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmişti.
Anayasa Mahkemesi, düzenlemeyle ilgili kararında bu tarihe kadar dava açmış belde belediyelerinin seçime girebilmesine imkán tanıdı.
Ancak Danıştay 8. Dairesi, yasanın yürürlük tarihinin Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararının yayımlandığı 6 Aralık olduğuna hükmetti. Ayrıca dava açma süresinin gerekçeli kararın Resmî Gazetede yayımı tarihinden itibaren başladığını ve 60 gün olduğunu iddia etti.
Bu karara uyan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) da 6 Şubat 2009a kadar dava açacak belde belediyelerinin yerel seçime gireceğini açıkladı.
* * *
Danıştayın bu tasarrufu hükümetin de tepkisini çekti.
Danıştay kararının hukukî yönünü irdeleyen Erdoğan, kuvvetler ayrılığını hatırlattı.
Düzenlemenin TBMM tarafından yapıldığına dikkat çeken Erdoğan, bu konudaki tasarruf yetkisinin sadece Anayasa Mahkemesine ait olduğunu söyledi.
Başbakan, Danıştayı üstü kapalı bir şekilde yetkisini aşmakla suçlarken, Türkiyede ikinci bir Anayasa Mahkemesi daha çıktı dedi.
Tek kaybedenin söz konusu beldeler olduğunu anlatan Başbakan:
Önemli olan oraya hizmeti verecek olan kurumdur. O kurumun gücü var mı yok mu? O kurumun gücü yoksa oraya hizmet gitmez. Ama efendim burası belde, mahalle veya köy değil. Mahalle olup hizmet giderse o mu daha iyi, belde olup da orası çok ilkel bir şekilde kalırsa o mu iyi? Bana göre öbürü daha iyi. Bunları görmek lazım diye konuştu.
Tam yazıyı bağlarken, bu kez de Danıştay, hem başbakana hem de Anayasa Mahkemesi Başkanına sert bir yanıt verdi.
* * *
Danıştay 8. Dairesinin kapatılan bir beldeye yerel seçime girme vizesi vermesinin ardından Yüksek Seçim Kurulunun da bu hakkı tüm beldelere vermesi, Anayasa Mahkemesinin eleştirisine yol açtı...
Mahkeme Başkanvekili Osman Ali Feyyaz Paksüt de...
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıçın yaptığı yazılı açıklamadan haberi olmadığını ve bu görüşe katılmadığını açıkladı...
Haşim Kılıç da sabah saatlerinde Paksüte cevap verdi:
O zaten muhalifti karşı oy kullanmıştı. Haberinin olmaması normal. Ben üyelerin desteğiyle bu açıklamayı yaptım...
* * *
Hemen ardından 8 mahkeme üyesi de bir açıklama yaparak, Kılıçı yalanladılar ve Anayasa Mahkemesi Başkanlığı tarafından, kapatılan belediyelerin dava açma süresine ilişkin dün yapılan açıklamanın, Anayasa Mahkemesinin görüşünü yansıtmadığını söylediler.
Böylece tarihinde ilk kez 11 asil ve 4 yedek üyenin bulunduğu Anayasa Mahkemesi kamuoyunun önünde ikiye bölünmüş oldu.
Anayasa Mahkemesi ile Yüksek Seçim Kurulu arasında böyle bir yetki kavgası oldu mu, onu ise hatırlamıyorum...
* * *
Bu olayın sorumluluğu başkana aittir. Eğer böyle hazin bir durum varsa elbette ki başkan mesuldür. Üyelerle konuşması gerekirdi. Ondan sonra açıklamayı yapmalıydı... diyenler de var...
Haşim Kılıçın açıklamaları boşa düşmüş ya da matematiksel bir hata varmış gibi bir algıya sebep olan haberle, Haşim Kılıçın açıklamaları arasında bir çelişki olmadığı görülüyor diyenler de...
Ayrıca Anayasa Mahkemesinin İç Tüzüğünün 32. maddesine göre Başkanın açıklama yetkisi olduğunu hatırlatanlar da...
* * *
Ben bir vatandaş olarak, günün sonunda saç başa birbirine girmiş, çamur içinde yuvarlanan yargısal bir devlet resmi görüyorum...
Yeni asgari ücretle de hayatlarında fazla bir değişiklik olmayacak olan milyonlar ise, zaten yaşamın çok zor şartlarıyla saç başa olduklarından, muhtemelen Ankaradaki bu yargısal devlet resmine hiç mi hiç aldırmamışlardır...
Beldeler mahalle de olsa...
Beldeler belde de kalsa, onların yaşam şartları pek değişmiyor çünkü...
[img]http://www.ssm.gov.tr/TR/dokumantasyon/basinbulteni/PublishingImages/stargazete_logo.gif[/img]