1933 Yılından beri okullarımızda okunan Andımız 2013 yılında kaldırıldı. Andımızın kaldırılması bebek katili narko terör örgütü başı Öcalan’ın talebiydi. Türk düşmanlığı PKK ve AKP’nin ortak paydası olduğu için, sözde barış süreci denilen kepaze süreçte kaldırıldı.

“ABD merkezli "Kuzey Amerika Ulusal Kürt Kongresi" isimli bir kuruluşun, 20 yıllık toplantı tutanaklarının bazı yerlerinin tercümesi.
Türkiye’de KEMALİST REJİM YIKILMADAN BAĞIMSIZLIK KAZANAMAYIZ. Bu nedenle KEMALİST hareketi yok etmek için bilimsel projeler başlattık. Amacımıza ulaşmak için İSLAMİ CEMAAT VE ORGANİZASYONLARLA İŞBİRLİĞİ YAPIYORUZ.
Kürt probleminin gerçek ve tek çözümü birleşik bağımsız Kürdistan’dır. Bağımsızlıktan asla vazgeçilmeyecektir. Diyorlar.”

Türk Eğitim-Sen Danıştay’da dava açtı. Danıştay 8. Dairesi andımızı kaldıran yönetmeliği oy çokluğu ile iptal etti. Milli Eğitim Bakanlığı dairenin kararını temyiz etti. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu MEB’in itirazını oy çokluğu ile kabul ederek Danıştay 8. Dairesinin kararını kaldırdı. Bu karara göre okullarda andımızın okunmayacak.

Andımızın okunması 1933 yılında Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip tarafından hazırlanıp uygulamaya konmuştur. 1933 yılındaki Andımızın sözleri şöyledir:
Türküm, doğruyum, çalışkanım.
Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak,
Yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir.
Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
AKP andımızı kaldırmakta son derece haklıdır(!).. Neden mi? Açıklayalım!
Türk’üm dese Türk değiller. Hatta Türk kelimesi kendilerinde kaşıntıya neden oluyor. O nedenle 2002 yılından beri Türk adını her yerden siliyorlar. Türk düşmanlıklarını din kılıfıyla örtüyorlar.

Doğruyum deseler doğru değiller. Hatta bütün doğrulara savaş açmış durumdalar.

Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak deseler olmaz. Ülkeyi bizden-sizden diye ikiye böldüler. Kendilerinden olmayan büyük-küçük kim varsa düşmanlar.

Yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir deseler yalan. Yurdunu seven Türk topraklarını, vatan topraklarını Yunanistan’a peşkeş çekmez. Süleyman Şah’ın türbesinin bulunduğu vatan topraklarını bırakıp kaçmaz. Budunumu(milletimi) özümden çok sevmek hiç diyemezler. Daha milletin adını söyleyemiyorlar.

Ülküm yükselmek, ileri gitmektir deseler olmaz. Özledikleri Ortaçağ yönetimi, gitmek istedikleri tarih, Osmanlı’nın gerileme ve yıkılma dönemidir. Fatih Sultan Mehmet’i değil, Abdülhamit’i örnek alırlar. Vahdettin gibi bir hainden kahraman çıkartmaya çalışırlar.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun demek yerine kurşun yemeyi tercih ederler.

Türkleri kendi ülkesinde azınlığa düşürmek, henüz milletleşme sürecini tamamlayamamış Türkiye Cumhuriyeti Devletinin milletleşme sürecini sabote etmek için 9 milyon Suriyeliyi ülkeye getirip, Türkiye’nin her yerine yaydılar. Suriyelilere Türk Milletine verilmeyen ayrıcalıklı haklar tanıdılar.

Ömer Çelik, 2013 yılında Moskova'da iken bir çağrı yapmış ve "Geçmişte yapılan bazı yanlışlıklar yüzünden ülkemizi terk etmiş Hıristiyan ve Yahudiler var. Hepsine 'Ülkenize geri dönebilirsiniz' diyoruz." demiştir.

2002 yılından beri Türkiye’de 36(bazen rakam değişiyor) etnik yapıdan bahsediliyor. CİA’nın Anadolu’da köy köy dolaşıp tuttuğu raporda 36 etnik unsur iddiası vardır. AKP’nin CİA’nın iddiasını dillendirmesi ciddiyetle yorumlanması gereken bir konudur.

AKPM Sosyalist Grup Başkanı Andreas Gross’un öğle yemeğinde bir araya geldiği Erdoğan’ın “Anayasanın Türklük vurgusu yapan ilk 3 maddesine ihtiyaç kalmadı” dediğini açıkladı.(yeniçağ gazetesi) Nisan 2011

Türk Milleti ideolojisini 2002’den beri tasfiye ediyoruz. (Mehmet UÇUM-CB Danışmanı)

AKP’nin kitabında Türklük yok. (Recep Tayyip Erdoğan)

Türklük şart değil. (Abdullah Gül)

AKP ile hepimiz Türk olmaktan kurtulduk. (Aziz Babuşçu-AKP İl Başkanı)

Türk diye bir ırk yok. (Yasin Aktay-AKP’li vekil)

Arap kökümüze dönmeliyiz. (Mustafa Şimşek-AKP Maliye Bakanı)

Kahrolsun Türkçülük. (Mehmet Metiner)

Türklük anayasadan çıkacak. (Ahmet Davutoğlu)

Kısacası, AKP’nin ANDIMIZIN SÖZLERİ ile kan ve ruh uyuşmazlığı vardır. Onlar kendi ideolojilerini adım adım uyguluyor. Rehber İmamlık rejiminin ideolojisini bütün alanlara yayıyorlar da… Hedefteki Türk Milleti ne yapıyor?

Aslında Tarihçi Halil İnalcık bütün bu olanların nedenini basit bir şekilde açıklamış. Ruhu şad olsun.
Diyor ki;
Tanzimattan sonra Türk aydınları azınlık liderlerine yalvarırdı. Gelin, Ermeni, Kürt, Arnavut, Rum yerine Osmanlıyız diyelim diye. Kabul ettiremediler. Türk hariç hepsi etnikçilik yaptı. Ne zaman ki Cumhuriyet kurulup Atatürk “Büyük Türk Milleti” diye ortaya çıktı, hepsi ağız değiştirip Osmanlıcı kesildiler. Prof. Halil İnalcık

- Zahide UÇAR (13.03.2021)

- Prof.Dr.Erol Güngör diyor ki;
“İslâmcılık şimdiye kadar hep hâkim milliyete karşı hoşnutsuzluğunu doğrudan doğruya belirtemeyen etnik azınlıkların ideolojisi olmuştur. Bunların amacı İslâm ülkeleri arasında birlik sağlamaktan ziyade yaşadıkları ülkede milliyetçi politikayı etkisizleştirmektir." Bu azınlıklar "ayrılıkçı bir politika" takip edecek kadar kalabalık ve güçlü olduklarını hissettikleri an, kendi istikametlerinde bir milliyetçilik hareketi açıklamaktan hiç geri kalmazlar; böyle bir güce erişemedikleri müddetçe "İslâm davasının şampiyonu" olarak görünürler.

- Necdet Sevinç diyor ki; Milliyetsiz-İslamcılar tarafından kuşatılan kirli siyasetin zaafı yüzünden devşirmenin "virüslü kanı" Türk Devletini çürütmektedir.

Hepsi de sözün tam ve tüm anlamıyla NESNEL VE SOMUT, gerçek ATATÜRK’CÜ VATANSEVER, baştan sona MUHTEŞEM VE MÜKEMMEL yazilar. Çok değerli yazarları rahmetli hocamız büyük tarihci Prof.İNALCIK'a, sevgili Zahide UÇAR’a, sevgili İlteriş KAĞAN’a, sayın hocamız Prof.GÜNGÖR’e ve sayın SEVİNÇ’e en yürekten tebrikler ve teşekkürler, sevgiler ve saygılar, en iyi dilekler, üstün başarılar ve özel bir ithaf :

ANDIMIZ, BİZİM ADIMIZ VE AŞKIMIZDIR

Andımız,
Bizim,ezeli ve ebedi adımız ve ulu aşkımızdır,
Bu kadim yurda ve ulusa sevgi ve saygımızdır.
Onu yasaklayanlar ve yasaklamayı taslayanlar meczubdur
Ve tarihin en iğrenç çöplüğüne süpürülmeye mahkümdur.
Andımız,
Dahi önder Atatürk'e sonsuz şükran ve minnet söylemidir
Ve tüm iç ve dış,açık ve gizli düşmana ise lanet eylemidir.

Gönül Pınar Atacı, 14.Mart.2021