

Engin Ardıçın Seyir Defteri... 9. Gün... Hala hiçbir anırma ibaresi yok!.. Çok yönlü bir sosyal patlama ha yaşandı, ha yaşanacak...
Biz okuyucusuna saygısı olan gazeteci verdiği sözü tutmalıdır diyerek konuyu gündemimize aldık. Yoksa Ardıçın anırması bizim boyumuzu ne uzatır, ne kısaltır...
Benim yine de kendisine nacizane tavsiyem bir an önce anırmasıdır.
Yoksa kimse yaftalamadan düşünmeyecek, sözüne güvenilmez etiketini orasına burasına yapıştırdıkları Engin Ardıç posterleriyle bilboardları donatacaklar.... Konu artık kontrolden çıktı, kamuya maloldu. Karakaçan Bey meseleye el koydu. Kolay değil, onlar için de onur meselesi!
Enginin kahin teyzesi göçmeden önce Engin Ardıç anırmazsa başına gelecekler diye bir kehanet vasiyet etmiş. Aktaralım:
- 1. Cumhuriyet kutlamaları ve 10 Kasım anmalarına Mustafa gölgesi düşmesiyle öfke dalgası kabaracak ve Ardıçı manşetlerde gören marjinaller, sen misin her gün İttihat-Terakki üzerinden Cumhuriyete ve Atatürke küfreden... düsturuyla kitlesel eylemler gerçekleştirecekler...
2. Ben bu yazıyı Akşamda yazdım, Sabah okurunu bağlamaz dediği basına sızacak. Akşamdan Sabaha hiçbirşeyin değişmeyeceğini belletmeye niyetli okuyucuları, boğazından geçen her kuruşun emeği için iade-i itibar isteyecek
3. Tüketici haklarını koruma dernekleri, insanların para karşılığı, boş vaadlerle kandırılmasına, yaptırım uygulanmamasını AİHMe taşıyacak
4. Gazetecilik mesleğine karşı oluşan güven bunalımının tedavisini üstlenen sivil toplum örgütleri sponsor bulamayacaklar ve tedavi faturasını Engine yollayacaklar
5. Öksüz ve yetimler ayaklanacak... Yetim hakkı 500 bin YTLyi anırma esnasında kusar umuduyla, öğürmesi beklenen paralar için geri dönüşüm makinesi icad edecekler
6. Yurdun çeşitli yörelerinde kurulan eşek federasyonları Karakaçan Bey ile irtibata geçecek. Enginin anırmamasını iletişim usullerine hakaret sayıp hakkında tazminat davası açacaklar...
Efendim? Dün sabaha karşı Gümüşsuyundan aşağı inerken anırdın mı? Haberini aldık; ama içinden anırmışsın be Enginim...
Sayılmaz!
Yapamıyorsan, bir kaç yol önereyim. Bilmemek değil, öğrenmemek ayıp. En ekonomik ve pratik yoldan başlayalım: Birkaç gün sabahları çiğ yumurta iç, sesin açılsın. Sonra al birini karşına, prova yap. Replikleriniz şöyle:
- - A de bakiiimm!
- AAAAAAAA
- Bir de İ de!
-İİİİİİİİ
- Söyle bakiiim!
-Aİ
- Bir de uzatarak...
-AAİİİİİİİİİİİİİİİİİ
İşin tabi bir de lojistik boyutu var. Sen bu sözü bütün okurlarına verdin. Şimdi Taksime kamp kuran İstanbullular bu anırmayı duyup da, benim Edirnede ki, Doğu Beyazıttaki, Rizedeki, Diyarbakırdaki... Ne bileyim Şereflikoçhisardaki vatandaşım(Başbakan gibi oldu) duyamazasa; bu da olmaz. Seni il il, ilçe ilçe, köy köy gezdirip, panayır yerinde anırtacak halimiz yok.
BM destekli Engin Ardıçı Anırtma Paketine bakalım; ne yapabiliriz?
Buldum. Sen kendini hazır hissettiğinde anıracaksın, bunu kaydedip bir gazete alana bir Engin Ardıç anırıyor CDsi bedava promosyonu yoluyla yurt sathına yayılacak.
Ha olur da, madem CDm çıkacak, o zaman senfonik bir çalışma yapayım dersen, saygı duyarız. Hakkındır. Bunca emeğin sonunda dinlenilebilir bireser çıksın ortaya değil mi ama? Yarın öbür gün, torunlarına da hatıran kalır.
Bir nevi albümün çıkacak; ister çık bir yaylada kuzu melemeleri, köpek havlamaları, inek möölemeleri arasında unplugged kayıt yaptır...(Engin anlasın diye onun dilinde yazıyorum, Türkçeye saygım sonsuz) İster Kızılordu Korosundan geri vokal yapmalarını iste... İstersen Yaseminden rica et düet yapın!
Görsel bir boyut kazandırmak istiyorsan, tavsiyem Mustafa Erdoğan! Donkeys in the Ahır diye bir proje hazırlasın. Sen anırdıkça ahenkle kuyruk sallayan eşekler muhteşem durur arkanda. Kamera dünyanın en güzel gözlerine zoom yapar!
Veya... TRT Ankara Çocuk korosu sen anırdıkça arkadaşım eş, arkadaşım şek diye fon oluştursun. (Ama Manço ailesine telif ödemeden olmaz, korsana hayır!)
Verdiğin sözü tut Engin. Dile düşme, mahçup olma! Atatürkçüler, ulusalcılar, milliyetçiler, yetimler, açlar, açıktalar... topyekün bir millet üzerine gelmesin diye şu kriz ortamında elli tane sektörü üretime geçiriyoruz!
Kıymetimizi bil! Sana bu kıyağı TMSF yapmaz!
Selcan TAŞÇI, 12 Kasım 2008