
ANITKABİR’E SALDIRI
"Su uyur, düşman uyumaz" der atalarımız.Yedi ay önce düşman(!) Anıtkabir’e saldırmıştı bir kaç koldan. Sonra sustular. Şu anda uykuda gibiler. Ne zaman yeniden saldıracaklar bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey, bunların iki ileri bir geri giderek işleri kotarmaları… Önce bir işi ortaya atıyorlar, sonra gelecek tepkileri gözlemliyorlar, aradan bir süre geçince de yeniden kaldıkları yerden işi sürdürüyorlar…
Bu konu, Ocak ayı sonu Şubat ayı başlarında tartışıldı. İlk önce Yeni Akit gazetesinde haber oldu. Neredeyse bütün bilgiağı (internet) gazeteleri haberi duyurdu. MHP lideri Bahçeli bu konuda konuştu. Vatan Gazetesi yazarı Ruhat Mengi aynı konuda köşesinde yazı yazdı. Yazısı diğer gazetelerde şöyle duyuruldu.
“Vatan Gazetesi yazarı Ruhat Mengi soruyor: Sıra Anıtkabir'e mi geldi?”
Ruhat mengi yazısını şöyle bitiriyor:
"Artık önce bazı gazetelerin, bazı köşe yazarlarının veya üç günde yıldız yapılmış bazı TV şahsiyetlerinin “Atatürk’le ya da milli bayramlarla ilgili ipe sapa gelmez olumsuz iddiaları”nın, “önemsizleştirme” çabalarının arkasından o konularda eyleme geçilmesine sıkça rastlandığı için insan “sıra Anıtkabir’e mi geldi” diye düşünüyor. O zaman da “Ee yetti artık, bırakın bu işleri, kimse yutmuyor” demek gerekiyor.
Sıra Anıtkabir’e kadar geldi mi acaba? “Dilini yutmuş bir toplum” ile gelir efendim!" (26.01.2012 , Ruhat Mengi)
MHP lideri Bahçeli'nin konuşması şu başlıkla yayınlandı:
"Sıra Anıtkabir'e geldi"
“19 Mayıs’ın statlarda kutlanmaması kararı, Anıtkabir’in botanik parkına çevrilmesi, İstiklal Marşı’nın susturulması, bölücülüğün tetikçisi olanlar tarafından önerilen okullardan andımızın kaldırılması etaplar halinde uygulamaya mı konulacak? İktidar zihniyeti, Türk milletinin yaşama alanını daraltarak, kazanımlarını eriterek ve bin yıllık kardeşlik hukukuna göz dikerek yeni bir Bizans taktiğinin içine girmiştir.”
Bu tartışmaları duyunca, Anıtkabir konusunda iki yazı yazmıştım. Birincisi Anıtkabir’e saldırıları anlatan, bunun nedenlerini irdeleyen bir yazıydı.
Anıtkabir’in özellikleri, yapılış aşamaları sırasıyla açıklandı burada.
Diğer yazı, Anıtkabir’i bilerek gezme rehberi olarak yazıldı. Anıtkabir’in bütün özellikleri, yanınızda bir rehberle geziyormuşsunuz gibi açıklandı. Bu arada "Kurtuluş Savaşı " tarihimiz kısaca, önemli günleriyle, zaferleriyle anlatıldı.
O dönemde Güncel Meydan bir süreliğine bakım için kapalıydı. Bu yazılarımı orada yayınlayamamıştık. Şimdi güncelleştirerek yeniden yayınlayacağız.
30 Ağustos Zafer Bayramı’na çok az bir süre kala, hem, bu yurdu kurtaran, Cumhuriyeti kuran büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve kahraman Türk Ordusu’nu şükranla (minnettarlıkla, iç yükümüyle), sevgiyle, saygıyla anmak, O’na ve emanetlerine sahip çıktığımızı göstermek, hem de şimdilik bu konuda sessiz duran Atatürk düşmanlarının oyunlarını bozmak için Anıtkabir konusunu yeniden gündeme getirelim... Kurtuluş Savaşı tarihimizi Anıtkabir’i gezerken bir kez daha tüm görkemiyle anımsayalım, şehitlerimizi, gazilerimizi analım, Türk tarihiyle onur duyalım…
Anıtkabir’i, iyice bütün ayrıntılarıyla tanıyalım ki yeniden gelebilecek saldırıları bilinçli bir şekilde püskürtelim!
Bu yazı dizisi üç bölüm daha sürecek.
Yazı, tanıtıcı, bilgilendirici resimlerle hazırlandı.
Bu yazının üçüncü ve dürdüncü bölümü ("Anıtkabir'in Yapılışı" " Anıtkabir'i bilerek Gezelim mi?")Anıtkabir'i yapım aşamasından başlayarak günümüzdeki durumuna kadar tüm özellikleriyle anlatıyor.
Feza Tiryaki, 6 Ağustos 2012