
ANITKABİR'DEN RAHATSIZLAR
Tarihçi Nurettin Can Gülekli benim hocamdı Gazi Eğitim’de. Yunan kültürüne hayran olunduğu, öyle bir yayın ve eğitim siyasetinin olduğu o günlerde bile bizi gerçek bilgilerle aydınlatmış, Eski Yunan’la bugünkü Yunan’ı kesin çizgilerle ayırmıştı.
Bugünkü Yunan’a, Anadolu işgalcilerine, barbar, ürüyen itler gibi derdi, derste, sohbetlerinde. Yunan Başbakanı'nın kameralar önünde barbar Türkler sohbeti yaptığı günümüzde bir tarihçimiz vaktiyle onlara yakışanı ne güzel demiş değil mi?
1981 yılında ilk basımı yapılan Anıtkabir rehberi kitabı var elimde. Anıtkabir’in yerinin seçimini, Anıtkabir proje yarışmasını, yarışmanın sonuçlarını, Anıtkabir’deki heykel ve kabartmaları anlatmış bu eserinin ilk bölümünde. İkinci bölümü ise Anıtkabir rehberi adında, Anıtkabirin tüm eserlerini, bölümlerini tek tek en ince ayrıntısına kadar anlatıyor.
Bu da nerden çıktı şimdi, niye bunları anlatıyorsunuz diyecektir belki bazı okurlar.
Bilenler ise biliyordur.
Atatürk’e saldırmanın boyutu her geçen gün artıyor , her geçen gün şekil ve kılıf değiştirerek önümüze çıkıyor.
Çamurcu gazetelerden birinde yayınlanmış, Murat Altun adlı biri tam vakti ve yeridir, kuluçkadaki yumurtalar civciv oldu, kabuğunu kıralım bari artık diye olmalı, aklınıza en son gelecek ihaneti yapıvermiş geçen gün bu gazetede. Bu kişi, Şahlanış Hareketi lideriymiş. Anıtkabiri yıkarak şahlanacaklarını sanıyorlar sanırım. Anıkkabir’i yıkmaya fırsat kollayanların, Cumhuriyet düşmanlarının, Atatürk devrimleriyle kuyruk acısı olan gericilerin, şeyhlerin, dervişlerin, yobazların, dıştaki ve içteki Türk düşmanlarının elleri üzerinde şahlanmak olmasın bu?..
“Anıtkabir, tıpkı Yahudilerin ağlama duvarı haline getirilmiş. Bu ülkenin en önde gelen liderleri bile gidip burada adeta ağlıyorlar. Anıtkabir, bulunduğu şekli ile de tapınaklara benzerliği mevcuttur. Türkiye’nin kurucusu Aziz Gazimiz Mustafa Kemal Atatürk’e ve toplumumuzun örf ve adetlerine bu adeta haksızlıktır. Anıtkabir ile Yunan tapınakları arasında hiçbir fark yoktur” demiş bu kişi.
Tastamam böyle demiş. Nasıl Anayasamızı, ilk kez böyle didikletmeye başlattılar, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Bilgi Üniversitesi'ndeki Anayasa konulu toplantıya, değiştirilemez maddelerin tartışmaya açtırıldığı bir toplantıya katılmış ve bu işin önünü açtırmıştı, bu da aynı yol, aynı taktik.
Anayasamızın bu ilk dört maddesini bir gazete(Hürriyet) oylamaya sundu da tek bir savcımız harekete geçemedi, durduramadı bu Anayasaya aykırı eylemi. Ceza verilmedi.
Bu iş de aynı olacaktır. Biri bir pislik yumurtlayacak, gerisi gelecek. Pislik büyüyerek , yuvarlanarak tepe aşağı inecek, önüne çıkanı alıp götürecek, kazılan pislik kuyusuna hep birlikte düşülecek.…
Yıllar önce şaka yollu denilenler, bunlar bir şey değil, bu zihniyet Anıtkabir’i bile yıkmaya kalkarsa şaşmayın diyenlerin sözleri gerçekleşti bile.
Bu söze karşı yurtseverler, Türk Milleti'nin evlâtları feryat etmişler. Kimi küfür etmiş, kimi canını dişine takmış, bu denilenin doğru olmadığını ispatlamaya çalışmış bilgiağı gazetelerinde, bilgiağındaki sayfalarında. Ruhat Mengi de bu konuyu köşesinde yazmış.
Murat Altun’un yazısını okuyunca önce, ört ki ölem dedim. Sonra düşündükçe düşündükçe zaten böyle olmamız için, yılmamız, teslim olmamız, meydanı bunlara bırakmamız için bunlar yapılıyor, tuzağına düşmeyelim bu utanması kalmamışların diyerek bu yazıyı yazmaya karar verdim.
İçinin zehrini bu şekilde dışa vuranlar bunu yaparken üstelik Atatürkçü görünmeye çalışıyorlar.
Övüyor gibi görünüp sövme modası aldı başını gidiyor. Bunların Okyanus ötesindeki akılverenleri, uzman yıkıcılar bunlara yol gösteriyor olmalı, yoksa “Bu yaşta bu zekâ” derler adama.
Bunca yıl, bu kişilerin ağızlarından tek ses çıkmamış bu konuda. Sonra akıllarına bir anda Anıtkabir gelivermiş. Yunan tapınağına benzetivermişler. Rahatsız olmuşlar Yunan’a benzetince de. Yunan’a vatanı peşkeş çekmekten ise hiç gocunmuyorlar nedense. Mudanya’ya bağlı Zeytinbağı’nın adını kaldırıp Yunanca ad vermiş AKP’li belediye. Trilye denecekmiş buraya, Zeytinbağı adı kaldırılmış, öz be öz Türk yurdunda, İçişleri Bakanlığının onayıyla olmuş bitmiş bu iş, yürürlüğe girmiş, resmi gazetede yayınlanmış karar. Yunan Papaz ülkemizde karşılıksız, istediği araziyi kapatıyor, elinde âsasıyla ülkemizde fink atıyor, istediği müzede, salonda vatandaşını Yunanistan’dan çağırıp ayin yaptırıyor, bu açıkça yapılan Yunan işgalinden rahatsız değil bunlar ama Anıtkabir’den rahatsızlar.
Meseleyi tam bilmeden, Anıtkabir’i yıkamaz kimse, demeyiniz.
Bunlar, biz aklımızı başımıza almazsak daha neler yapacaklar neler…
Yeni tasarılarına göre de hedeflerinde, şimdi Anıtkabir var.
Akıllarınca, Anıtkabir’i Atatürkçülere yıktıracaklar.
Türk’ü Türk’e kırdıracaklar!
İşte gördünüz, Murat Altun adlı, Şahlanış Hareketi lideriyim diyen biri, Atatürk'e layık bir anıtmezar yapacağız, bunu yıkacağız, millete sözümüzdür diyor. Burası, Yunan tapınağına benziyormuş.
Bunlar cin!
Bizden görünerek Anıtkabiri yıkmaya, Türk Milletini, yeniden - nereye belli değil- türbe şeklinde yaptırmaya ikna edecekler!
Türk Milleti’nin hem gönlünde yatan , hem de Türkiye’nin kalbi Ankara’nın Anıttepesi’ndeki Anıtkabir’de yatan Atatürk’ün ruhunu incitmeye geldi sıra.
Türkiye Cumhuriyeti’nin rejimini değiştirme çalışmaları sürerken- eski Büyükelçi ve CHP Milletvekili Onur Öymen, yeni Anayasa çalışmalarının amacı bu diyor- eş zamanlı olarak Anıtkabir’e de saldırı başlatıldı.
Beyinler alışsın, “Gerçekten öyle mi, hımmm… doğru valla!” densin, bu algı karışıklığıyla iş kıvamına getirilsin…
Cellât ipi çeksin!
Tehlike bilmediğimiz kadar büyük...
Bize doğrudan saldırmıyorlar, bu bir tapınak diye saldırıyorlar! Dikkat ediniz bu işi iktidara bırakmamışlar, iktidar, işin dışındaymış gibi görünüyor. Tetikçiler ise iş başında. Buna kanan çok olur, bilmeyen kanar. Hem de büyük Türk Milleti diye seslenerek, Atatürk’e saygılı ifadeler kullanarak atılmışlar ortaya. Şunlara bakın siz:
“Anıtkabir’e şiddetle karşıymışlar!”
Vay maşallah!
İşte bu yüzden ANITKABİR adlı bir dizi yazı yazdım. Anıtkabir”in yapılışını , yapılırken sırasıyla neler düşünüldüğünü, nasıl aşamalardan geçildiğini anlattım.
Anıtkabir’in nasıl yapıldığını, özelliklerini iyi bilmeliyiz ki, bu işbirlikçilere karşı suskun kalmayalım, kafamızı karıştırmalarına izin vermeyelim.
Bunların rahatsız oldukları Anıtkabir'i tanımak, bilmek, özelliklerini öğrenmek ister misiniz?
Feza Tiryaki, 27 Ocak 2012