Anlaşma

KAFADARLARIN anlaşması kolay olur. Yakınlaşma ve ilerleme sağlamaları da. Türk askerini adadan çıkarma konusunda bile.

Kıbrıs haberlerine bakılırsa, Kuzey’i ve Güney’i yönetenler arasında işler iyi gitmekte. Talat, “Mutabakat ilan edecek durumda değiliz ama, ciddi yakınlaşma ve önemli ilerlemeler var” diyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nce adaya yollanan özel danışman Alexander Downer’in herhalde büyük katkısı olmuştur bu uzlaşmaya. Ama asıl etken, Kuzey’dekiyle Hristofias arasında eskiden beri var olan ideolojik yakınlık, hatta amaç birliğidir. Talat, Türkiye’den önce Akel’li yoldaşın kolunda AB’ye girme niyetinde. Avrupalı bir sonuç sağlayıp nisan seçimlerini kazanarak tek vatandaşlık ve tek anayasa ilkelerine dayalı AB’li Kıbrıs Cumhuriyeti’nin eyalet başkanı olmayı düşünüyor.

Peki, kafadarların arkalarındakiler? Kuzey’de Ulusal Birlik Partisi iktidarı ile Güney’deki Rum Ulusal Konseyi nasıl bakıyorlar bu işe?

Ayrıca, Ankara va Atina?

Öyle anlaşılıyor ki, Kıbrıslı kafadarlar BM Genel Sekreteri’nin de adaya gelişinden yararlanıp onun ağzından bir “ortak çözüm” ilan ettirerek hem kendi hükümetleriyle anavatanlarını, hem de dünya kamuoyunu böyle bir sürpriz manevrayla yanlarına almak ve bir an önce hedefe varmak niyetindeler.

Onlara göre, herkes armut toplar; kurnaz tilkiler olarak sade onlar vardır.

Atina’yı ve Ankara’yı yönetenler ile Londra’dakiler, bütün sakıncalarına karşın, Annan Planı’na benzer bir çözüme yine de kötü gözle bakmazlar.

Papandreu, İsmail Cem döneminde hayal ettiği noktaya varmış olacak ve Anadolu’nun güney kıyısına kısa sürede tam anlamıyla Elenleşecek bir ada devleti kondurulduğunu düşünerek sevinecektir. Erdoğan ise dünya stratejileri çapında düşünmeye pek alışık olmadığı için, adadan çekilmeye zorlanarak saygınlığı iyice örselenmiş olacak bir ordunun Türkiye’sinde kendini daha rahat hissedecektir. Londra, her zaman olduğu gibi, Kıbrıs’ta içine yeni nifak tohumları ekilmiş bir ortaklık devletinin daha kurulmasından memnun olarak, egemenliklerini saklı tuttuğu ada üslerini kullanmayı sürdürecektir.

Türkiye, burnunun dibinde bir adadaki bu kafadarların, anavatanlarında ve daha uzaklarda başka kafadarları da ayarlayarak böyle çoraplar örmesini hâlâ uzaktan mı seyredecek? Muhalefet partileri, vaktiyle Kıbrıs’ı “ulusal dava” yapmış gazeteler ve o dava uğruna şehitler vermiş Anadolu insanları neredeler?

Mümtaz SOYSAL

Kaynak