Arkadaşlar, Yunus Emre'ye ait aşağıdaki şiirin anlamını öğrencilik yıllarımdan beri düşünürüm. Niyazi-i Mısrî'nin şerhinden başka ikna edici bir açıklamaya rastlamadım. Aranızda tasavvufla ilgilenen ve bu şiirin değişik anlam açıklamalarına rastlayan varsa burada bizimle paylaşsın. Yunus'un da şiirde belirttiği gibi bu dörtlükler hiç bir söze benzemiyor ama "Manda yuva yapmış söğüt dalına, yavrusunu sinek kapmış gördün mü" diye başlayan nükteli türküye temel olduğunu düşünüyorum. Halk içinde zamanla tasavvufi anlamının kaybolarak nükteli anlamının öne çıktığını tahmin ediyorum.
Çıktım erik dalına
Anda yedim üzümü
Bostan ıssı kakıyıp
Der ne yersin kozumu
Uğruluk yaptı bana
Bühtan eyledim ona
Çerçi de geldi aydır
Hani aldın gözgünü
Kerpiç koydum kazana
Poyraz ile kaynattım
Nedir diye sorana
Bandım verdim özünü
İplik verdim cullaha
Sarıp yumak etmemiş
Becid becid ısmarlar
Gelsin alsın bezini
Bir serçenin kanadın
Kırk katıra yüklettim
Çift dahi çekemedi
Şöyle kaldı kazını
Bir sinek bir kartalı
Salladı vurdu yere
Yalan değil gerçektir
Ben de gördüm tozunu
Bir küt ile güreştim
Elsiz ayağım aldı
Güreşip basamadım
Gövündürdü özümü
Kafdağı'ndan bir taşı
Şöyle attılar bana
Öylelik yola düştü
Bozayazdı yüzümü
Balık kavağa çıkmış
Zift turşusun yemeğe
Leylek koduk doğurmuş
Baka şunun sözünü
Gözsüze fısıldadım
Sağır sözüm işitmiş
Dilsiz çağırıp söyler
Dilimdeki sözümü
Bir öküz boğazladım
Kakladım sere kodum
Öküz ıssı geldi der
Boğazladım kazımı
Bundan da kurtulmadım
Nideyim bilemedim
Bir çerçi de geldi der
Kanı aldın gözgümü
Tosbağaya sataştım
Gözsüz sepek yoldaşı
Sordum sefer nereye
Kayseri'ye âzimi
Yunus bir söz söylemiş
Hiçbir söze benzemez
Münafıklar elinden
Örter mâ'na yüzünü
Issı : Sahibi
Kakımak: Kızmak
Koz : Ceviz
Buhtan : İftira
Çerçi : Seyyar satıcı
Becid : Acele
Küt : Kötürüm
Göyündürmek : Kendi kendine yanmak
Koduk : Sıpa
Gözsüzsepek : Köstebek
Munafık: İçi dışı bir olmayan, sahte müslüman