
Bugün Antakya halkı ayaktaydı. Hatay’ı terörist yatakhanesi yapmaya kalkışanları protesto ediyorlardı. İşçi Partisi Antakya örgütünün düzenlediğini okudum basından. Valilik iptal kararı aldı. İptal edildiğini sokak sokak duyuruldu, yine de halk meydanlara aktı…
Suriye - Türkiye kardeştir, Amerika kalleştir!
Suriye ile savaşa hayır!
Terör kampları kapatılsın, teröristler dışarı atılsın!
ABD bölgemizden defolsun!
Özetle bunları talep ediyorlardı. Basın açıklamasının yapılacağı noktaya giden bütün yolları polis ekiplerinin kesmesine rağmen, binlerce insan orada toplandı. Yolları kesilen mahallelerin parklarında ayrı ayrı mitingler yapıldı; bütün şehir ayaktaydı.
İskenderun’dan ve Samandağ’dan şehre girişler kesildi, Adana’dan, Mersin’den, Antep’ten gelen İP, ADD ve CHP otobüsleri Antakya’ya sokulmadı. Buna rağmen…
CHP Hatay Mv.Refik Eryılmaz, CHP Mersin Mv.İsa Gök, İP Başkan Yrd. H.Basri Özbey’in konuştuğu basın açıklamasından sonra da halk protestoya devam etti.
Hatay halkı başka illere benzemez. Antakya ve Samandağ’da asırlardan beri sömürgeci batılılara karşı genetik kodlara işlenmiş öyle bir direniş ruhu vardır ki… Selezya komutanı Tarkon di Mete’nin ruhu ondadır, Akmenid Kraliçesi Artemis’in ruhu ondadır, Leyla Zeynep (Sitti Zenobia) ruhu ondadır, Selevkos ana kraliçesi Maye Aba ondadır, Hatayi Hz.Hızır’ın ruhu ondadır…
Akmenidler, Sasaniler, Selevkoslar, Eyyubiler, Selçuklular, Osmanlılar ve Türkiye… Her birinde yüzlerce kahramanlık destanı tarihe yazılmıştır. Hepsinde Roma’lı köle tacirlerine, Venedikli korsanlara karşı direniş öyküsü saklıdır.
Antakya, ne İskender takmıştır ne Sezar… Antakya’yı altı kere kuşatıp şehri yakarak esir alabilen Romalılar… Tarkon di Mete’ye Pozantı’da yenilen Septemus Seferus’lar…
O direniş tarihlerini bildiğim için, her şey yakışır Hataylılara. Onlara bin selam!
Onlar, Fransız işgalini oylarıyla def etmiş, Türkiye'ye gönüllü katılmış, antiemperyalist, yürekli insanlardır. Tarihin en büyük direniş devleti SELEVKOS Oğuzlu devleti orada kurulmuştur. Osmaniye/Kas-ata Beli beyi Tarkon Di METE ve beş kuşak onun hanedanı 150 yıl sahillerimize o Cenevizli Yahudi korsanlarını sokmamış, Filistin’den İzmir’e kadar bütün Selezya sahillerinde çocuklara koruyucu olmuş, korsanlar bir tane bile çocuk kaçıramamışlardı. Tarkon di Mete’nın kızı Leyla da deniz savaşçısıydı, tıpkı Leyla Zeynep gibi. Hilal uğruna savaşan Amazon analarımızdı onlar.
Zeynep Sultan ile kocası Doğan Bey, birlikte orda, Antakya Arkeoloji Müzesinin arka bahçesinde bir duvarın dibinde öylece unutulmuşken, şimdi mutlu seyrediyordur torunlarını. Altına yalnızca “Palmira dönemi yüksek kaya kabartma” yazanlara inat, “Adımızı tarihten sildiler ama ruhumuzu silemediler, işte!” diyorlardır…
Antakya; ANATİ KAYI; Anası Kos; bugüne çevirirsem Oğuzoğlu, halkıyla bugün bir kere daha gurur duydum. Bugün Hatay’ı uluslar arası terörist yatakhanesine çevirmeye çalışanlara karşı, gösterdikleri tepkiden dolayı onları bin kere kutluyorum.
Yüreğimize umut ışığı verdiniz, size bin teşekkür ediyorum.
Bu protestoyu düzenleyen İşçi Partilileri ve CHP’lileri ayrıca kutluyorum.
Suriye’nin ve Hatay’ın başına örülen bu kara beladan bir an önce son kurtulmasını diliyorum.
Mahiye MORGÜL, 16 Eylül 2012