
Amerika’nın senaryosunu yazdığı, iktidarında figüranlık rolü üstlendiği çapulcu tiyatrosunun “Kobani’ye geçiş”indeki gerçeklere gelelim..
Erbil’den 152 kişilik kadroyla yola çıkan ve yoldaki 9 firar ile Urfa-Suruç’a ulaşan çapulcu sürüsünden 116’sı sınırımızın öbür tarafına geçti. Dikkat edin (bu satırları kaleme aldığım an itibarıyla) “Kobaniye geçtiler” demiyorum. 27 çapulcu Çukobirlik kampında kalmaya devam ediyor; kendi aralarında ve ABD ile koordinasyon için. Kalanların ara sıra sınırı geçip gelmesi gündemde. Ayrıca; Suruç’ta 15 kadar silah ve araçlarla bekleme modundalar. Çapulcular, sınırımızı terk etmeden tam 2 saat önce ABD tarafından bombardıman yapıldı ve IŞİD 1 kilometre kadar Güney ve Doğu olmak üzere her iki kanatta geri çektirildi. Ondan sonrada çapulcular araçlarının farlarını yakarak ve zılgıt çekerek içeriye girdi. IŞİD’in karanlıkta indirdiği 4 ÖSO militan olayının ardından oldu bunlar.
Hala bu anlattıklarımdan tiyatrodaki aleni tuhaflıkları sezemediniz mi?..
Devam o zaman!..
Sınırı akşam saatlerinde geçen 116 çapulcu Kobani’ye girmedi. PYD ile yapılan anlaşma gereği bize göre Batı yakasında sınıra yakın bir yerde konuşlandılar. Çapulcuların orada bekleme şartı da şöyle;
“Sıcak çatışmanın içine girmeyiz. Bize koordinatları verin. Biz buradan ateş açar vururuz.”
Şimdii!..
Okuduğunuz bu gerçek bilgilerden sonra tivi ekranlarına ve gazete sayfalarına bir daha bakın..
Aptallar ve de hainler için gerçekten süper senaryo değil mi?..
30 Ekim’deki rekor MGK’dan da yeni bilgilere ulaştık.
Oldukça hacimli çantalarla toplantıya katılan askeri kanat iktidara terör bölgesinde yaşanan olaylar ve “çözüm süreci” ile ilgili oldukça önemli uyarılarda bulundu. “Sabrın da sonu var” mesajı iktidara açık bir lisanla iletildi. Hükümet kaynaklarından elde edebildiğimiz bilgilerle çerçeveyi şöyle çizelim;
TSK kanadı,terör bölgesinden gelen tüm bilgileri hükümetin önüne serdi. Yaşanan ayaklanmaların ardından daha büyük sıkıntılarla karşılaşacağımızın altı çizildikten sonra,
“Doğu ve Güneydoğu’da şehirlerimiz kopma noktasına geliyor” uyarısı yapıldı.
Sözde kantonların sözde temsilcileri ile yapılan görüşmelerden dolayı duyulan rahatsızlık ve sakıncalar da net bir dille ifade edildi.
“Çözüm süreci” nin başından bu yana askerin tavrı tekrar hatırlatıldı Hükümet kanadına.. Yaşanan gerçekler yine belgeleriyle iktidarın önüne konuldu, acilen tedbirlerin yürürlüğe konulması istendi ve denildi ki;
“Daha sıkıntılı döneme giriyoruz. Sokaklarda insanlarımız kalleşçe infaz ediliyor. Sabrında sonu var”..
Beni bilirsiniz!..
Pazar günleri pek canınızı sıkmamayı tercih ederim.
Nokta..
Ahmet TAKAN, 2 Kasım 2014
ahttakan@gmail.com