
Ak Partinin üst üste iktidar olmasının akümülatörü şüphesiz ki Tayyip Erdoğan’dır. Tayyip Erdoğan’sız bir Ak Parti düşünülemez bile. Çünkü Tayyip Erdoğan var ise Ak Parti vardır, Tayyip Erdoğan yok ise Ak Parti yoktur.
Nitekim Tayyip Erdoğan, seçimlerde aldığı oylarla milletin sevgisini şahsında toplamış, bundan dolayı da yükselişi devam etmiştir. Buna rağmen Tayyip Erdoğan’ın başarılı yükselişini hazmedemeyenler yok değildir.
Bunlardan birisi Cemil Çiçek ve onunla işbirliği halinde olan takribi 30’a yakın milletvekilidir. Nitekim ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Eric Edelman, 20 Mayıs 2004 tarihinde merkezine gönderdiği belgede, bu hususa vurgu yapmaktadır. Belgede yer alan; “Erdoğan’a karşı ordu-Çiçek el ele” ibaresi, Çiçek’in politikasından ordunun da haberdar olduğunu ve desteklendiğini iddia etmektedir.
Cemil Çiçek, politikasında son derece sinsidir. Nitekim Cemil Çiçek 1976’larda Milli Selamet Partisi Yozgat İl Başkanlığından uzaklaştırılmış, bilahare Yozgat’a yapmış olduğumuz ziyaret esnasında tavassutumuzla yine il yönetimine alınmış, böylece siyasi tırmanışını bugüne kadar devam ettirmiş, her dönemde kazip şöhret olarak aranır olmuştur. Acaba neden?
Çok becerikli olduğundan mı, yoksa dıştan destek aldığından mı, doğrusu cai sualdir. Her parti değiştirdiğinde hem milletvekili olması, hem de kurulan hükümetlerde mutlaka bakan olarak görev alması, biraz düşündürücü değil mi?
Tayyip Erdoğan için diğer tuzak kurucu ise Abdullah Gül ve ekibidir. Gül’ün, Tayyip Erdoğan’ı alttan alta vurma çalışmaları elan devam etmektedir. Bunu bilen Amerika’nın bahis konusu Ankara büyükelçisi, merkezden Tayyip Erdoğan’a destek verilmesini talep etmekte, Erdoğan’ın ABD çıkarları ile en çok örtüşen lider olduğunu hatırlatmaktadır.
Gül’ün başını çektiği grupla makul ve uyumlu görüntüsünün altında Erdoğan’la rekabet ettiği, ancak bunun Cemil Çiçek rekabetinden farklı olarak, daha uyumlu yollarla yapıldığı görülmektedir. Zira CPH, MHP, Fethullah Gülen ekibi, tabanda yer alan hümanist kesimin Abdullah Gül’den yana tavır koyacakları sezgisi mevcuttur.
Wikileaks belgelerinde Abdullah Gül için; “Kendi ihtirasları var. Zaman zaman bizimle konuşurken kaba saba bir adam olan Erdoğan’a tabi olmaktan duyduğu rahatsızlığı dile getirmektedir. ABD’nin Irak politikasını yada AB’nin Kıbrıs siyasetini sert bir biçimde eleştiren Erdoğan’ın manevra alanını daraltmaya çalışması, Erdoğan’ın gözünün sürekli olarak arkada kalmasına ve Türk-Amerikan ilişkilerine yönelik muhalif görüşler dile getirerek kendini ispatlamaya çalışmasına neden olmaktadır” bilgileri yer almaktadır.
Bugün bile Abdullah Gül’ün, Tayyip Erdoğan’ın dış gezileri esnasında perde arkasından oyun çevirmeye devam ettiğini görüyoruz. Erdoğan’ın altını oymaya yönelik çalışmalar içinde bulunduğuna millet olarak kaniyiz.
Parti içindeki bu ayrışmaya yönelik çalışmalara Tayyip Erdoğan’ın bugünden gerekli tedbirleri alması ve yapılmakta olan fesat çalışmalara dikkat etmesi gerekir. Muhterislere beleşten siyasetten pay kapma imkanı verilmemelidir.
Ve minallahi’t Tevfik.
Dipçe: Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu, Sızıntı Wikiyeaks’ta Ünlü Türkler adlı eserden istifade edilmiştir.
İsmail MÜFTÜOĞLU, 10 Eylül 2012
i-muftuoglu@hotmail.com