
Atatürk çiftlikleri neden kurmuştur, o çiftliklerde neler yapılmıştır? Bu çiftliklerin tarımsal ve sinai üretim, deneme, eğitim, işletme alanları olduğunu kaçımız biliriz.
Cumhuriyet öncesinde kendimize yetecek gıdayı dahi üretemiyorduk. Buğday Rusya’dan, un Romanya’dan başka gıda maddeleri çeşitli ülkelerden getiriliyordu.
Atatürk’ün önceliği tarımda kendi kendine yetecek bir ülke yaratmaktı, işe millete örnek olacak çiftlikler kurmakla başladı.
ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ

Atatürk Orman Çiftliği’nin inşaat çalışmalarına 5 Mayıs 1925 günü başlandı. Kanallar açılarak bataklık kurutuldu. Arazinin düzenlenmesinden sonra binaların yapımına geçildi. Atatürk’ün bizzat müfettiş gibi izlediği çalışmalar bir yılda bitirildi.
İnşaat çalışmaları bitince tarım faaliyetleri başladı. Çiftlikte önce arpa, buğday, yulaf, çavdar ve mısır üretimine öncelik verildi. Örneğin 1927 yılında 2.600 kg olan Yulaf üretimi 43.000 kg’a, 1933’de 30 bin kg olan pancar üretimi 185 bin kg’a çıkarıldı.
Ardından hayvancılığa başlandı. 5.000 adet kıvırcık koyunu getirildi. Koyunların kuzuları köylüye dağıtıldı. Koyunculuğun iyi sonuç vermesi üzerine ikişer bin koyun kapasiteli 3 modern ağıl yapıldı. Anadolu insanı yeni bir gelire kavuşturuldu. Koyun üretiminin artışı ile birlikte yün üretimi de arttı.
Küçükbaş hayvancılığın yanısıra büyükbaş hayvan yetiştiriciliğine de önem verildi. Getirilen damızlık boğa ve tosunlar çevreye dağıtıldı. Köylünün günlük süt üretimi 2-3 litreden 18-20 litreye çıkarıldı. Tavukçuluk, arıcılık çalışmaları başladı. Modern kovanlar, kümesler yapıldı, çevre köylerde arıcılık yaygınlaştırıldı.
Ankara’nın süt ihtiyacını karşılamak için inekhanenin karşısında günlük 3.000 litrelik süt işleyebilen buzhanesi ile birlikle süt fabrikası kuruldu. Ankaralı ilk pastörize sütü bu fabrikadan içti.
Sütün yanı sıra peynircilik de geliştirildi. Sütçülük ve süt ürünleri için Avusturya ve Macaristan’dan uzmanlar getirildi.
Atatürk Orman Çiftliği’nde üretilen süt, yoğurt, tereyağ soda, et, sebze gibi ürünler Ankara’nın ve İstanbul’un çeşitli yerlerinde satışa sunuldu. Bu ürünler Köşk’e de getirilirdi. Atatürk kendi kurduğu bu çiftliklerden gelen sütün, yoğurdun parasını fatura karşılığı öderdi.
Atatürk Orman Çiftliği’nde bu tarımsal gelişmelere paralel sanayi kuruluşları da oluşturuldu. Çiftlik içinde malt, bira, soda, gazoz, şarap fabrikaları kuruldu.
Meyveciliğe önem verildi. Kuruluşundan 8 yıl sonra çiftlik 4 milyon meyve fidanı, 250 bin kök asmadan oluşan bir bağa sahip oldu. Asmalar üretilip köylüye dağıtıldı.
SİLİFKE TEKİR ÇİFTLİĞİ (4)

“Var paşam. Silifke dolayında bir çiftlik var, toprağı çok verimli borcundan dolayı satılıyor” derler.
Atatürk 8 Temmuz 1925’de ihale ile çiftliği satın alır.
Hemen çiftliğin düzenlenmesine girişilir. Modern bir çiftliğe gerekli personel, makine, tohum, ilaç gönderilmeye başlanır. Damızlık atlar, inekler, koyunlar ve kümes hayvanları için ahırlar yapıldı. Kanallar açıldı. Çeşitli ağaçlar dikildi. Kısa zamanda ders alınacak örnek bir çiftlik görüntüsü oluşturuldu.
İşi gücü o zamana kadar olmayan kahve köşelerinde oturan köylüler iş-güç, para sahibi oldular. Atatürk, Kıbrıs Adasından erken yetişen ve hastalığa tutulmayan bir cins buğday getirtti, çiftlikte üreterek tüm çevreye dağıttırdı. Kıbrıs ve Sakız adasından turfanda yetişen türden çok miktarda bakla tohumu satın almış özenle üretilen baklalar ülkenin her yanına dağıtıldı.
Çeltik ekilmeye başlandı. Çeltik konusunda büyük başarı elde edildi, İtalya’dan tohum getirildi. Şimdilerde bile Çukurova’nın hemen her yerinde ekilen çeltikler Silifke çiftliğinden dağıtılmıştır.
Çiftlikte sığırcılık şubesi 1929’da Suriye’nin Halep kentinden satın alınan inek ve boğalarla, koyunculuk şubesi 1930 yılında Rus hükümetinin Atatürk’e hediye ettiği Karagül ırkı koç ve kuzuları ile kuruldu. Karagül koyunları astragan denilen kürklerin yapıldığı cinstendi. Silifke çiftliğinde özenle yetiştirildiler. Elde edilen deriler kürk yapmak üzere Ankara’ya gönderildi ve büyük gelir elde edildi.
Avşar köyü yakınında büyük bir okaliptüs örnek ormanı yapıldı. Toros dağlarında modern mandıralar kuruldu.
1981 yılında Çiftlikte köylülerle konuşmuştum. Soyadını Yalçın olarak anımsadığım kişi şunları anlattı.
“Bir gün bahçede otururken Atatürk etrafta inekleri gördü. ‘Bu ineklerden kaç kilo süt alıyorsunuz.’ diye sordu. Etraftakiler ‘2-3 kilo’ deyince, Atatürk yanındaki Tarım Bakanı Muhlis Erkmen’e döndü ‘Bu bölgeye uygun inek tipi hangisidir bir araştırın’ dedi. 1 ay sonra Halep kırması bir inek cinsi getirdiler. 18-20 kilo süt almaya başladık. Hâlâ aynı cins inekler var. İneklerimizin neslini de Atatürk ıslah etti.”
Tekir Çiftliği’nin bir başka özelliği de Atatürk’ün Tekir köyü çevresindeki köylülerin katılımı ile ilk Tarım Kredi Kooperatifi kurmuş olmasıdır Atatürk, 1936 yılında merkezi Tekir Çiftliği olmak üzere 10 köyden 36 üreticinin kurucu üye olduğu bir kooperatif kurdu ve 1 no’lu kurucu üyesi oldu.
YALOVA ÇİFTLİKLERİ
Atatürk 1928’de Yalova’ya geldiğinde harap bir halde gördüğü millet ve Baltacı Çiftliği arazilerini kurulacak bir zirai işletmenin meyvecilik ve hayvancılık bakımından bölgeye faydalar sağlayacağını düşünerek satın aldırdı ve 1929 yılında çiftlikleri kurdurdu.
Çiftliğin bir bölümü başlangıçta batak araziydi. Bunlar giderek kurutuldu, tarıma elverişli topraklar haline getirildi.
Çiftliğin hemen yanında 4000 ağaçlı terk edilmiş bir zeytinlik bulunuyordu. Burayı gören Atatürk, zeytinliğin gençleştirilmesi ve yenilenmesi ve bir zeytinlik kurulması için talimat verdi. 4000 ağaçlı zeytinlikte bakım çalışmaları yapılırken, İtalya’dan çeşitli zeytin fidanları ithal edildi. Yurt dışından getirilen teknisyenlerle kurslar açıldı ve genç ziraat mühendislerinden bazıları zeytincilik üzerine eğitim almak üzere İtalya’ya gönderildi.
Atatürk, çiçekçi Pandeli Roketos’u, Termal’in çiçeklendirilmesi için görevlendirdi. Pandeli Usta, yetiştirdiği çiçeklerle Termal’i süsledi. Pandeli’nin yetiştirdiği ustalar, daha sonra köylerinde çiçekçilikle uğraştılar. Yalova o gün başlayan çalışmalarla bu gün önemli bir çiçekçilik ihracat merkezi olmuştur.
Çiftliklerin hazineye bağışlanması amacı ile yapılan envanter çalışmasındaki kayıtlara göre Yalova Çiftlikleri’nde, bin litre pastörize süt ve bin kilogram tereyağı işleme kapasitesinde bir modern süt fabrikası, bir yoğurt imalathanesi, bir tavuk çiftliği vardı. Baltacı Çiftliği’ndeki süt imalathanesi, Atatürk’ün sağlığında, günde 15000 litre pastörize süt ve 1000 kg tereyağı işletme kapasitesine sahipti.
Umarım okuyucularımız bu kısa makaleye sığdırabildiklerimle bile başta söylediğim “Çiftliklerde yapılanlara şaşıracaksınız.” sözümün abartı olmadığı kanısına varmışlardır.
Nazmi KAL, “Bütün Dünya”, Ocak 2016