Şimdi Bakın Ne Anlatacağım
Konu: “Bilmektir”
Sorun Da: Allah’ın Bilinemeyeşinin Kullanılmasıdır”
İnsanlar her zaman iki sınıftır: İyiler ve kötüler, daha açmamız gerekirse Kaliteler ve kalitesizler. Kalite insanlar en önemli konularda başarılıdırlar, en zor olanları başaranlardır, en işlenmemesi gereken günahları işlemezler, en yapılmaması gereken yanlışları yapmazlar, kısacası her alanda iyidirler; kalitesizlerse, en önemli konularda başarısızdırlar, en zor olanları başaramayanlardır, en işlenmemesi gereken günahları işlerler (bebek katilidirler), en yapılmaması gereken yanlışları yaparlar, kısacası bir din konusunda iyidirler (o da lafta). Böyle olmalarının nedeni de en başta çok kolay bir seçimi yapmamalarıdır. İyi olmak aslında en başa dayanır, o da bir seçim kadar kolay. Kötü pislikler bir seçim kadar kolay olanı yapmadıkları için kötüdürler.
Şöyle:
Birisi bana bir soru sorsun Atatürk kimdir diye veya ben sorduğunu var sayıp çabucak yanıtlamaya çalışayım:
Atatürk bir Rasul’dür, armudun “a”sıyla; son elçiyse Resul’dür elmanın “e”siyle.
Atatürk kimdir? Kısa yanıt Atatürk bir elçidir. Uzun yanıtsa şu: Tüm elçiler neyse Atatürk de odur. Zaten ayet gereği Allah’ın hiçbir elçisi arasında ayrım yapılmaz. Biz hepimiz eşitiz ama Biz eşitiz. Atatürk’ünden, Kuark’ından, Elma’sından Karınca’sından, Güneş’inden Allah’ına kadar… Allah hep BİZ öznesini kullanır, çünkü O’nda hiç bencillik yoktur. Zaten kötülerin de başı da BİZ demeyerek BİZ’den olmadıkları için belada değil mi?
Kuran 38 harfli Nebat alfabesi ve Fasih Arapça (28 harfli kureyş alfabesi ve kureyş Arapçası değil) üzerine inmiş bir SÖZ’dü. Ancak son Resul Muhammed’in düşmanları olan süfyani, muaviye kısacası günümüzdeki adıyla tayyib ve fetullah (bu arada ben imlaya çok dikkat eden birisiyim) Kuran’ı bozmak için çabalarken Allah’ın vaadi gereği bozamadıklarından son Nebi Muhammed öldükten sonra Kuran’ın üzerine indiği alfabeyi, grameri ve hatta kelimelerin anlamlarını bozdular. Örnek olarak saç anlamını taşıyan “humurhune” kelimesine başörtü anlamını yüklediler. Allah Kuran’ı “alak” yani “Oku” suresiyle başlatmışken sanki en büyük yazar olan Allah’tan daha iyi biliyorlarmış gibi Resmi sıra diye bir saçmalık uydurup Fatiha’yla başlattılar ve Nasr suresi (yani yardım) ile bitmesi gerekirken Nas suresiyle bitirmişlerdir. Kuran’ı bozamadıklarından ayetleri bir arkadaşımın kötü dediği benzetmeyle iskambil kağıdı gibi kardırlar.
Hicr suresi 91’in ayette Allah şunu diyor: “Onlar Kuran’ı parçalayanlardır.”
Ve bir de Kuran varken Kuran’ı bozmak için HADİS diye bir saçmalık uydurdular.
Allah “Sadece Allah’ın ipine, yani Kuran’a tutunun der.” Ve ayette şunu der: “Bu Kuran sizin hadisleriniz gibi uydurma bir söz değildir.” Son Resul’ün görevi zarfı (Kuran’ı) iletmektir, yani Posta’cıdır.
Kuran’ın isimlerinden birisi de Bilim’dir. Çünkü Kuran’da Rakim (yani Rakam eşittir Matemetik eşittir Bilim) ve Kehf (yani Fizik eşittir Sanat vardır). Kuran kesinlikle San’ıldığı gibi kitap değildir. Çünkü Sanmak ve Bilmek birbirlerine çok uçtur.
Şöyle bir yaklaşımda da bulunabiliriz:
Tanrı’nın (Tanrı ismi Allah’ın 137 sıfatı ve isminden birisidir, ama bu pislikler Allah’ı kötü tanıtmak için O’nun isimlerini 99’a indirmişlerdir, madem 99 isimden başka isim yok, içinde niçin Rabb, İlahinnas, Settar, Seriül Hisap isimleri ve diğer isimleri yer almıyor) yarattığı bu evren hologlarımında 3 sınıf varlık vardır: Birincisi Işık’tan hızlı Melek’ler, yani takyonlar, ikincisi: Işık hızındaki Cinler, İfritler, yani enerji grubu; üçüncüsü: Hem, Takyon, hem enerji hem de Madde olan İnsan.
Allah’ın yarattığı bu üç sınıf içinde sadece okumasıyla, yazmasıyla, düşünmesiyle, maddi yüz görünümüyle, kısacası negatifleri hariç tüm bütünüyle sadece İnsan benzer Allah’a…
Bu arada: “Sanırım en çok sen benziyorsun ATA’mız Atatürk.”
Güzele çirkin demek onu sözler örtmeye çalışmaktır, yani küfürdür, yani kafirliktir (kefere örtmek demektir); çirkine güzel demek de onu sözlerle örtmeye çalışmaktır, yani küfürdür, yani kafirliktir.
O yüzden: Bilirim (Sanrım değil) feto ve tayyo Allah’ın yarattıkları içinde en çok siz benziyorsunuz şeytana... Ne mutlu kafir veya kürt değilim, bunun yerine T Ü R K!’üm.
Ve bu arada Allah Kuran’da T Ü R K’leri, A T A T Ü R K’ü, KUVVA - İ MİLLİYEYİ, yani TÜRK ASKERİ’ni övmüştür. Ve Kuran TÜRK ASKERİ en güçlü ASKER der Kuran’da.
Fetih suresi 16’ıncı ayet: Araplardan, geri bırakılmış olanlara de ki: "Siz yakında çok zorlu savaş veren bir kavimle çarpışmaya çağrılacaksınız. Ya onlarla çarpışırsınız, yahut onlar Müslüman olurlar. Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir ödül verecektir. Yok eğer önceden döndüğünüz gibi yüz çevirirseniz, Allah sizi acıklı bir azapla cezalandırır."
İşte Atatürk’e Rasul diyen Allah TÜRK ASKERİ’ni böyle övüyor. Hilmi gibi askerleri değil. KUVVA’’YI MİLLİYE askerlerini. Son Resul Muhammed kimsin, Musa kimsin, İsa kimsin? BİZ Atatürk’üz. Biz hepimiz EŞİTİZ.
Serdar Şahin