Atatürk, laikliği Selçuklular'dan mı aldı?!?

Atatürk, laikliği Selçuklular'dan mı aldı?!?

İletigönderen kaye » Çrş Eki 15, 2008 23:20



Atatürk, laikliği Selçuklular'dan mı aldı?!?



Mustafa Kemal’in Türkiye’yi işgal eden sömürgeci Batı’yı def etmesini göz ardı ederek, onu yıpratmak isteyenler de laikliğe sığınıyor!..
Ağzından bir kez bile “Hedefimiz Avrupa’dır” sözü çıkmayan Atatürk’ü “AB’ci!” göstermek isteyenler, “çağdaş uygarlık” hedefini “hedefi Avrupa idi” biçimine dönüştürüyorlar..
Yalan...







“LAİKLİK FRANSA’DAN ALINMADI!..”
Bu gerçek dışı iddialarına gösterdikleri kanıtlardan biri de laiklik.. “Atatürk laikliği Fransa’dan aldı. Bu da hedefinin Avrupa olduğunu gösteriyor” diyorlar.
Bunun da yalan olduğu, geçen Ceviz Kabuğu programında ortaya çıktı.
ART’de (Avrasya TV) canlı olarak yayımlanan Ceviz Kabuğu’na telefonla katılan araştırmacı yazar Cengiz Özakıncı, “Bu yargı Batı misyonerliğinin bir yargısıdır” dedi.
Yaklaşık 900 yıl öncesini inceleyen Atatürk, laiklik için Selçuklu Sultanı Tuğrul’dan esinlenmiş!..
Bu bilgi, tüm değerleri ve yorumları altüst ediyor.
Türkiye’de ciddi gazetecilik yapılıyor olsaydı, Sayın Özakıncı’nın Ceviz Kabuğu’ndaki açıklaması birçok gazeteye manşet, televizyonlara da birinci haber olurdu.. Rakip görüştekiler de en azından -reddetmek adına- karşı çıkardı...
Nerdee..
Bakınız, Cengiz Özakıncı neler diyor:
“1058 yılında Selçuklu Sultanı Tuğrul, Abbasi halifesi ile din işlerinin halife tarafından yürütülmesi ve saltanat işlerine karışmaması gerektiğinde anlaşır. Halife kendi belindeki kılıcı sultanın beline takar.”
Peki bunun kaynağı var mı?
“Bunun kaynağı Nutuk’tur. Nutuk’ta Belgeler bölümünde 18 sayfalık bir yer kaplar.”


DİL DEVRİMİ’NİN KAYNAĞI DA AVRUPA DEĞİL!..
Peki, AKP’lilerde “travma yaratan” dil devriminin kaynağı Batı mı? Hayır!..
Yakında çıkacak kitabında bu konulara geniş yer verdiğini açıklayan Özakıncı şunları söylüyor:
“Atatürk, dil devrimini de Avrupa’dan değil Karamanoğlu Mehmet Bey’den almıştır.”
Nasıl, Atatürk’ü çağdaş uygarlıktan uzaklaştırarak “Avrupacı” ya da “AB’ci” yapmak isteyenlerin tezleri yerle bir oluyor, değil mi?..
Ne demişti Mustafa Kemal?
“Türk genci ecdadını tanıdıkça büyük işler yapmak için kendisinde kuvvet bulacaktır!”
“Türklüğün unutulmuş medeni vasfı bir güneş gibi doğacaktır!..”
Birileri elbirliğiyle unutturmaya çalışsa da; gerçekler yüzlerce yıl sonra da gün ışığına çıkıyor!..



PROF. ÖZTÜRK’TEN TOKAT GİBİ AÇIKLAMALAR..
Ceviz Kabuğu’nun canlı yayın konuğu, Halkın Yükselişi Partisi (HYP) Genel Başkanı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ün açıklamaları ve bilimsel yorumları da tokat gibiydi.
Bunları hiç unutmamamız gerekiyor.
Dünkü Yeniçağ’da yayımlanan bu bilgilerin bir kısmının başlığını mutlaka buraya almalıyım.

Öztürk’ün çarpıcı açıklamalarının bir kısmı şöyle:

“Cami sayısı arttıkça, Türkiye’deki ahlaksızlıkta liste başına doğru çıkıyoruz. Cami sayısı arttıkça ahlaksızlığın azalması gerekmez mi?.. Türkiye’de dinci denen bir çete var. Ama milyonlarca samimi dindar var.”

“Maşallah Meclis Tarikatlar Konfederasyonu gibi. (100 bine yakın camide imamlara ödenen maaşları kastederek) İslam size, 2 katrilyonla namaz kıldırın demiyor. Bu namazlar kabul olmaz!.. Osmanlı bile 3 kıtada sadece 15 bin cami yapmıştı. Şimdi mescitleri de katarsanız, Cumhuriyet Türkiyesi’nde 100 bin oldu. Osmanlı camilerinin hangisinin altında dükkân vardı?..

Secdeler hakiki ve samimi olsaydı, Müslümanların ve Türkiye’nin hâli bu olur muydu?..”

-(’Türkiye’nin DNA’sını değiştireceklerini açıklıyor bu konuda kitaplar yazıyorlar’sözü üzerine) “DNA’mızı değiştirip de p****leşecek mi millet?.. DNA’yı değiştireceğiz demek, milleti p****leştireceğiz, soysuzlaştıracağız, demektir.”

- “Ateizm mert bir kurumdur. Mertlikle cehenneme gitmektir. Ateist namuslu olabilir, riya yapmaz. Bir tek namussuz ateist görmedim, ama namussuz Müslüman gördüm. Bu ülkede, senelerce Kâbe’ye küfreden Müslüman gördüm.”

-(’Seçim öncesi Bülent Arınç’ın Dindar Cumhurbaşkanı seçtirmiyorlar sözü halkta tuttu, sözüm üzerine) “Tuttuysa, Allah bu milletin belasını verecektir!.. Abdestsiz namaz kılan binlerce onursuz var bu ülkede. Din üçkâğıtçılığına hayatım boyunca düşman olacağım.”


Kaynak








**************************************************************************************************

Yaşar Nuri Öztürk'ün katıldığı bu Cevizkabuğu Programı'nı seyretmediyseniz çok şey kaçırdınız demektir.
Ama bir daha hiç seyredemezsiniz değil elbet. Sitemizde mevcut; Ram sağolsun.
Nasıl mı, aşağıda:

Buradan İndirebilirsiniz


.................................................................................................... ........................................................................................
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57

İletigönderen Ram » Çrş Eki 15, 2008 23:57

kaye, konu için teşekkürler.

Cengiz ÖZAKINCI bunu daha evvel de dile getirmişti. Yalnız Hûlki CEVİZOĞLU, pek konuşturmadı önceki izlencede ÖZAKINCI'yı, gönül mü alıyor nedir¿? Her ne kadar "sınır duvarı" örneği Türkiye için gerçekçi olmasada, diğer önerilerini ve görüşlerini duyamadık.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen kaye » Prş Eki 16, 2008 0:17

Bilemiyorum, belki konuyu dağıtmak istememiştir ya da aklında başka birşey varsa kulağından kaçmıştır (gözünden kaçmıştır'ın işitseli :) ) veya konu-konuk kıtlığı çekiyorsa başka programa da saklayayım diye düşünmüş olabilir, aklıma başka bir şey getirmek istemiyorum çünkü Yaşar Nuri'nin programında, Özakıncı bu konuyla alakalı kitabını çıkarttığında ilk kendi programına katılma sözünü de almıştı Hulki.


...
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57

İletigönderen erenus » Prş Eki 16, 2008 3:12

Kaye, paylaşım için teşekkürler...


birinci örnek

Karahanlılar Devletinde, orta Asya’da kurulmuş olan ilk Müslüman Türk Devleti uygulamasında, din işlerinin hükümdarlığa bağlı bir devlet memuriyeti tarafından yürütüldüğünü görmekteyiz.

Büyük Selçuklularda da aynı şekilde olmuştur. Büyük Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey devlet’in yani dünya işlerinin başında olmuş. Abbasi Halifesi ise ödenekleri devlet tarafından karşılanan bir memur gibi Müslümanların dini işleri ile ilgilenmiştir. Ama asıl dini hukuki işler, hükümdar tarafından tayin edilen kadılar tarafından yürütülmüştür.

Melik Şah ise, bir takım hukuk düzenlemelerinde, dini esaslardan da yararlanmakla birlikte, çoğu örf hukukundan alınmış malzemeyle bir takım kanunî düzenlemeler yapmıştır. Özellikle Delhi Türk Sultanlığının “Kalaç Sultanlığının” hükümdarlarından meşhur Sultan Alaattin Kalaç’ın bu konudaki sözleri çok dikkat çekicidir.

Şöyle diyor: “Din ve devlet birbirlerinden tamamen ayrı şeyler olup, bunlardan birincisi yani din müftülere ve kadılara, ikincisi ise beylere yani hükümdarlara ait işlerdendir.”

Aynı anlayışın aşağı yukarı bütün hakimiyetleri boyunca Babürlülerde olduğunu, özellikle Evrengzip’in bu konuda çok daha açık olduğunu, çok değişik inanca mensup tebaası arasında, en azından duygu birliği meydana getirmek gayreti içerisinde bir takım yeni yorumlamalara, yeni değerlendirmelere gittiğini biliyoruz...

1774 öncesi bütün Türk tarihi bugünkü laik uygulamanın esasını gösterir bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır. Ve dolayısıyla laiklik Türk tarihine ve kültürüne hiç yabancı olmayan, Türk Toplumunun kolaylıkla anlayabileceği, benimseyeceği bir uygulama olarak görülmekte ve algılanmaktadır.


Algılanmalıdır da.

Kaynak: Prof. Dr. Reşat Genç
ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ, Sayı 28, Cilt: X, Mart 1994

ikinci örnek

İnönü Üniversitesi Darende İlahiyat Fakültesi öğretim görevlisi Dr. Ahmet Ak, Matüridi Kaynaklarda Matüridi ve Matüridîlik başlıklı doktora tezini BÜYÜK TÜRK ALİMİ MATÜRİDİ VE MATÜRİDİLİK adıyla yayınladı..

Matüridî’nin Temel Görüşleri başlığı altında (Sh: 58–86) Tanrı’nın Bir’liği, ispatı ile iman problemi konularında Matüridî’nin kendi kitaplarına dayanılarak bilgiler verilmektedir. Matüridî, imanın, kesb açısından insana, yaratma (halk) açısından Tanrı'ya ait olduğunu ifade etmiştir. O’na göre eylemler (ameller) imandan bir parça değildir. Bu sebeple dini eylemleri yapmayanlar dinden çıkmazlar. İman artmaz ve eksilmez, aynı zamanda zorlama da kabul etmez. Matüridî’ye göre devlet yönetimi inançla ilgili olmayıp akli, sosyal, hukuki bir konudur.


“…(Matüridi ye göre) hiç kimse bir başkasını inanmadığı için kınayamaz, baskı altına alamaz… Olgun bir mümin olabilmek, ancak hakiki bir imana sahip olup, güzel işler yapmakla mümkündür… İmam Matüridi, dini siyasete alet etmemiştir… Matüridî’nin görüşleri önce Maveraünnehir ve Horasan’da, sonra Irak, Suriye ve Anadolu’da yayılmıştır… Araştıran, sorgulayan ve her şeyin mümkün olan en iyisinin yapılmasını isteyen; kardeşlik ve eşitlik, birlik ve beraberlik, barış ve adalet anlayışı üzerine kurulan iman nazariyesini savunan İmam Matüridi ve ona nispet edilen Matüridîlik iyi bilindiği takdirde, günümüzdeki Müslümanların daha sağlıklı bir din anlayışına kavuşmalarına yardım edeceğini düşünmekteyiz. Ayrıca sağlam bir din anlayışına sahip olan müslümanların, dünya barışının teminine de önemli katkı sağlayacağı kanaatindeyiz”
Ahmet Ak, Büyük Türk Âlimi Matüridive Matüridîlik, İstanbul,2008


"Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerimi inkâr edenler ve bana taan edenler çıkabilir. Hattâ bunlar benim yakın bildiğim ve inandıklarım arasından bile olabilir. Fakat, ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve kuvvetlidir ki, bu fikirler, Hind'den, Mısır'dan döner, dolaşır gene gelir, feyizli neticeleri kalpleri doldurur!"

Resim
Kullanıcı küçük betizi
erenus
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 423
Kayıt: Prş Eki 18, 2007 6:07

İletigönderen maydonos » Prş Eki 16, 2008 4:12

nutuk satir satir okutulup bu millete siir gibi yutturulmadigi surece bizim gelecegimiz karanlik...sorun bakalim kac kisinin evinde nutuk var...bence bizi bize yabancilastiran bu guruhtan kurtulmadikca batakliga batacagiz.kolay gelsin...
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

İletigönderen kaye » Prş Eki 16, 2008 7:56

Maydonos haklısın, elin Hitler'inin "Kavgam"ı bile yüzbinler satarken bu ülkede, acaba kaçımız bırak evinde bulundurmayı, merak edip eline aldı!!!

Erenus, ben bu yazıyı buraya koyduktan sonra tahmin etmiştim senin bu konuda birşeyler iliştireceğinden. Bilmişim demek ki..
Aslında Özakıncı'ya söylemeli bence bu konuyla alakalı kitabını yazarken sana muhakkak danışsın. Bir de demekki C.Özakıncı'dan daha evvel bu işi araştıranlar varmış, ilk gibi lanse edilmişti sanki Cevizkabuğu'nda.

Bilmiyoruz, bilmiyoruz, okumuyoruz, hiç araştırma gayretinde de değiliz maalesef. maydosonos'un dediği gibi evimizde bile yok..

Benim bildiğim erenus aslında bu konuyu tarih bölümümüzde de işler :) :)


.....
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x