Türk milletiyle Amerikan milletleri ve karşılıklı olduğuna emin bulunduğum muhabbet ve samimiyetin tabii menşei hakkında birkaç söz söylemek isterim.
Türk milleti zaten demokrattır. Eğer bu hakikat şimdiye kadar medeni beşeriyet tarafından tamamıyla anlaşılmamış bulunuyorsa, bunun sebeplerini muhterem sefirimiz Osmanlı İmparatorluğunun son devirlerini işaret ederek çok güzel ifade ettiler. Diğer taraftan Amerikan Milletinin kendini hissettiği dakikada istinad ettiği ( .) demokrasidir
Amerikalılar bu mevhibe ile mümtaz bir millet olarak beşeriyet dünyasında arzı mevcudiyet eyledi. Büyük bir millet birliği kurdu. İşte bu noktadandır ki Türk milleti Amerika milleti hakkında derin ve kuvvetli bir muhabbet hisseder. Ümit ederim ki bu müşahede iki millet arasındaki mevcut olan muhabbeti kökleştirecektir. Yalnız bu kadarla kalmayacak, belki tüm beşeriyeti birbirini sevmeye ve bu müşterek sevgiye mani olan mazi hurafelerini silmeye, dünyayı sulh ve huzur altına sokmaya medar olacaktır.
Muhterem Amerikalılar,
Temsil etmekle mubayi olduğum Türk milletinin, Yeni Türkiye Cumhuriyetinin insani gayesi işte bundan ibarettir. Bu yüksek gayede zaten çok yükselmiş bulunan Amerika milletinin, Türk milleti ile beraber olduğundan şüphem yoktur.
Yazan: Ali TURAN
İNGİLİZCE KONUŞMA METNİ:
For those who have asked this the Translation of the Speech
I would like to mentıon a few words about the natural origin of the undeniable sincere relationship between the people of Turkey and those of the United States of America.
The Turks are already a Democratic Nation . İf this true fact has not been understood by todays civilised world I must direct attention to the remarkable comments made by our ambassador regarding the last days of the Ottoman empire. On the other hand the American people have always relied and depended on democrasy to identify them as a nation since their inception . İt has been through this blessing that they have been placed amongst todays civilised world as a new nation (country). This has given them acceptance as a new nation . Thus the Turkish people feel a strong sentiment of love and understanding towards the American people . I do hope that the observation of this fact will encourage further dialog and warm relations between the two nations; but this will not be all!
I am sure that this will also allow the rest of the civilised world to have more good will towards one another and ERASE all past negative FABLES and experiences;thus leading the world towards a more peaceful and lawful existence. Dear Americans as a proud representative of the Turkish nation I give you this as a goal and sole purpose of the new Turkish people. I have no doubt that the American nation who has already reached this ultimate goal shall understand and join the new Turkish nation.
Amerikan milletleri, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra hızlı bir şekilde ahmaklaştırılmıştır. ABD harici bir tehditle muhattap değildir. Sözde algıladığını iddia ettiği tehditler 10.000 küsür kilometre ötededir ve bu sözde tehditleri terörist olarak göstererek hunharca katletmektedir. Dolayısıyla, yakın ve orta vadede, -her ne kadar gücü git gide azalsada- ABD dıştan ykılamaz yahut adam edilemez.
İş ABD vatandaşlarına düşmektedir. Bu kimselere seslenecek, mühim birileri gerekmektedir. Fakat bu, her defasında "İsrail haritadan silinmelidir" diyen Ahmedinejad gibi ahmaklık yapıp dünyaya Amerikan kültürünü, siyonizmi ve küresel pazarı satmaya çalışan profesyonel öğrenciler yetiştiren Columbia Üniversitesi'nde konuşmaya başlayarak olmaz. Önce kendini, koşulları ve sistemi, "Hilari Hilari" diye bağıran dişlek ABD'lilere anlatacaksın. Hamburger canavarı obezlere, çeverecilere, savaş karşıtlarına... Yanına hükümetler ve sistem karşıtları sanatçıları, yazarları, psikolojik buhran içindeki askerleri alarak anlatacaksın. Önce bunlar bilecek ki seni, bir kitle oluşabilsin...
Günümüzde imkânlar geniş. Yurtta sulh, cihanda sulh, ABD ve ABDvari ülkeler oldukça imkânsızdır. Yoksa bir ABD yıkılır, bir ABD kurulur.
Peki bütün bunları kim ya da kimler yapacak¿?
E bir gün birileri çıkar elbet...
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.