Atatürk ve kitaplar

Atatürk ve kitaplar

İletigönderen dertsiz » Pzt Tem 02, 2007 2:47

Kuran, "ikra bismirabbike helak" yani, "oku, seni yaradan allahin adiyla" diye baslar. ve kuranda, insanlarin okumasi, ögrenmesi, kendilerini ve cevrelerini egitmesi tesvik edilir.

fakat bu yapilmamaktadir. evlerde bulunan kuranlar, naylonlara sarilip, özel dikilmis kablarla duvarda asili olarak bekletilmektedir. kuran, yasli teyzelerin/amcalarin cuma aksamlari okudugu, okurken de manasini anliyamadigi bir "ruhen rahatlatici" kitap haline dönüstürülmüstür.

Rahmetli Atatürkün, Cumhuriyetin kurulusunda, ilk yaptigi islerden birisi, kuranin türkce tercümesi ve türkce ilmihal kitaplarini hazirlatmak olmustur.

su anda, türkiyede müslümanlar dinini biliyor ve yasiyorsa, bunda Atatürkün büyük hizmeti olmustur. 9 cilt Elmalilinin hazirladigi Kuran Tefsiri kitabini, parasini kendi cebinden vererek bsatirtiyor ve anadoluda halka bedava dagittiriyor. ve ardindan, Ilmihal kitabi hazirlatmak istiyor.bunun üzerine, ö.nasuhi bilmen hoca, hazirladigi ilmihal kitabini, "bu millete hediyem" olsun diyerek, atatürkün vermek istedigi telif ücreitini almiyarak hazirliyor.

simdilerde agizlarini her actiklarinda Atatürke hakaret etmeyi marifet sayanlar, Atatürkün okudugu kitaplarin %1 ni okumus olsalardi, adam olurlardi.

Atatürk, Millet Meclisinde yaptigi konusmada(18 sahifelik), 20 degisik ayeti orjinal okuyor, tercüme ediyor ve yorumluyor, hadislerle acikliyor.

(10.000(yazi ile onbin) kitap okumus. öyle üstünkörü okumak seklinde degil. cümlelerin altlarini cizmis, notlar almis, özetler cikartmis.)

okudugu kitaplarin konulara göre dagilimi

1233 tarih
173 felsefe
161 dini
387 dil/filoloji
261 askerlik
204 siyasal bilimler
150 hukuk






İnceden inceye okunan 4 bini aşkın kitap

Bir idealistin oluşmasında kitap kültürü gerçekten önemlidir. Atatürk'ün okudukları ile reformları, devrimleri arasında direkt bir ilişki vardır. O'nun salt bir olayın ya da bir düşünce akımının izleyicisi olmadığı, değişik görüş ve düşüncelerden kendine özgü bir senteze ulaşmış olduğu dikkat çekmektedir. Atatürk'ün askerlikten tarihe, dilden uygarlıklara, sosyolojiden psikolojiye, felsefeden ekonomiye kadar uzanan ilgi alanının genişliğini ve okuduğu düşünür ile yazarları en iyi anlatan kaynak özel kitaplığıdır. Kısa bir yaşama sığdırılan ve üzerine not düşülecek kadar inceden inceye okunan 4000'i aşkın kitap... Şimdi şu soruyu sormak uygun olacaktır: "Yaşamış ve yaşamakta olan devlet adamı ve liderlerden, hepsi sorgulanmak ve dikkatle okunmak şartıyla, bu kadar geniş özel kitaplığa sahip olan kaç kişi sayabiliriz?"

49 günde 5 kitap okudu

Mustafa Kemal, XVI. Kolordu Komutanı iken kendi anı defterindeki kayıtlara göre, 49 günde şu kitapları okumuştur: Namık Kemal'in "Osmanlı Tarihi", Mehmet Emin'in "Türkçe Şiirler", Tevfik Fikret'in "Rübab-ı Şikeste", Georges Fonsegrive'in "Felsefe" ve Alphonse Daudet'nin "Sapho" isimli kitapları.

Rabyonalizm ve Pozitivizm için Descartes, Kant ve August Comte
Rasyonalizmin önemli temsilcilerinden Descartes'ın "Metot Üzerine Konuşmalar" kitabı Atatürk'ün isteğiyle Türkçeye çevrilerek basılmıştır. Rasyonalizmin diğer önemli temsilcisi olan Kant'ın eserlerinden "Kant ve Felsefesi" adlı inceleme de yine o dönemde yayımlanmıştır. Pozitivizmin öncüsü Auguste Comte da incelediği düşünürler arasındadır.

Rousseau'dan Cumhuriyet, Montesquieu'den monarşi
Rousseau'nun, birey özgürlüğüne önem vermesi ve toplumda siyasal rejim olarak cumhuriyetçi olması, Mustafa Kemal için çok önemliydi. Diğer önemli olan husus ise Rousseau'nun, birey için özgürlüklerin "mutlak olamayacağı", sınırları olabileceği ve sınırların ise yasalarla tayin ve tespit edilebileceği ve böylece yasalara itaat eden her insanın aslında kendine itaat etmiş olacağı görüşüydü. "Toplum Sözleşmesi"ni dikkatle okuyup işaretlediğini görüyoruz. Ayrıca, milletvekillerine Rousseau'yu baştan sona okumalarını önermektedir. Bununla birlikte O'nun Montesquieu'nün "Yasaların Ruhu" adlı ünlü yapıtını da incelemekten geri kalmadığını biliyoruz. Bir taraftan Rousseau'dan "cumhuriyet", diğer taraftan Montesquieu'dan "monarşi" okumaktadır.

Ziya Gökalp ve Durkheim'dan sosyoloji
Atatürk'ün düşünce yapısı üzerinde Ziya Gökalp'in özel ve önemli bir yeri olduğu da kuşkusuzdur. Atatürk, önemli düşünürlerden Durkheim'ın düşüncelerini yalnızca Ziya Gökalp'ten öğrenmekle yetinmeyip doğrudan Durkheim'ın kitaplarına da değinmiştir.

Wells'ten dünya tarihi
Dünya tarihine ilişkin George Wells'in "Tarihin Ana Hatları" kitabı üzerinde çok durmuştur. Bir konuşmasında "Wells'in, 'Birleşik Dünya Devleti' kurma düşünün, tatlı bir düş olduğunu yadsıyacak değiliz", derken "Olabilir ki bir sıra bölgesel birleşmeler yapılabilir" düşüncesini dile getirmiştir.

Atatürk, Gobineau'nun "İnsan Irklarının Eşitsizliği Üzerine Deneme" başlıklı kitabı üzerine koymuş olduğu işaretlerden Gobineau'nun görüşlerine katılmadığı anlaşılmaktadır.

Atatürk'ün "millet" tanımında Ernest Renan'ın ve Eugene Pittard'ın görüşlerine katıldığını biliyoruz. Bunda adı geçen düşünürlerin "ırkçı" olmayışları önemli rol oynamaktadır. Düşünürler millet tanımını, antropolojik bir kavram olarak değil, dil ve kültüre, ülkü birliğine bağlı bir kavram olarak görmektedirler. Bu düşünce biçimi de Atatürk'ün milliyetçilik anlayışını tanımlamaktadır.


Anıtkabir Derneği tarafından yayımlanan, Atatürk'ün okuduğu kitaplar , Harp Akademileri omutanlığı'ndaki sempozyuma katılanlara sergilendi. Atatürk'ün bugüne dek okuduğu tespit edilen yaklaşık 4 bin kitaptan seçilen bölümlerin yer aldığı sergi ilgiyle incelendi.

****

yazinin tamami
link silindi: Türk-Kan






Asagidaki yazi, 2000 senesinde yazilmis. O tarihten sonra, bu konuda epey calisma yapilmis ve Atatürk Kütüphanesi olusturulmus, ve halen bu konudaki calismalar devam etmektedir.

Bu bakimdan, asagidaki yazida verilen rakamlar eksiktir.


******

Anıtkabir Derneği Başkanı emekli Tümg. Turhan Olcaytu, Anıtkabir'deki Atatürk kitaplarının kullanıma açılacağını açıkladı.
77 yıllık Cumhuriyet'in hâlâ bir "Atatürk kitaplığı" yaratamadığının bilmem farkında mısınız? Bunca "Atatürk" lafı edilen bir ülkede Atatürk'ün kütüphanesinin hâlâ bir araya toplanamamış olması şaşırtıcı bir durum değil mi?

Resmi kayıtlara göre Atatürk'ün kütüphanesinde 4 bin 280 kitap var.
Lakin kütüphane, değişik adreslere dağılmış durumda...
Kitapların 2 bin 280'i halen Anıtkabir'de korunuyor.
Bin 900 kitap ise Çankaya Köşkü Atatürk Kitaplığı'nda bulunuyor.
Ayrıca İstanbul Üniversitesi'nde ve Sofya'daki Türk Büyükelçiliği'nde de 100 civarında kitap var.

Hem Anıtkabir hem de Çankaya Köşkü yetkileri "Kütüphane bizde olmalı" dedikleri için bu kitaplar bir araya getirilemiyor.
Bu anlaşmazlık, araştırmacılar için büyük sorun yarattığı gibi, aslında kamuya ait olması gereken bu mirasın halka ulaşmasını da engelliyor.
Oysa kitaplar Atatürk'e yaraşır bir kütüphanede toplanabilse, sayfaları dijital ortama aktarılabilse, tıpkı basımları yapılıp halka açılabilse, Atatürk'ün bu kitapların kenarına düştüğü notlar, altını çizdiği satırlar ve kitaplara ilişkin olarak -ATASE'de saklanan- not defterine yazdığı yazılar da aynı kütüphane içinde sergilenebilse, o zaman Cumhuriyet'in ilham kaynaklarına ulaşabileceğiz.
Olcaytu'nun açıklamasının bu yönde bir adım olmasını umuyorum.

Gelelim kitapların içeriklerine...
Resmi kaynaklarda adı pek geçmez, ama Atatürk'e neler okuması gerektiğini ilk öğreten kişi, liseden sınıf arkadaşı Ömer Naci olmuştur.

Ömer Naci şairdir. Askeri İdadi'de yatılı okurken Mustafa Kemal'e gelip okuyacak kitap istemiş, verdiği kitapları görünce hiçbirini beğenmemiş ve bunlar yerine başka kitaplar okumasını önermiştir. Atatürk anılarında "Şiir ve edebiyat diye bir şey olduğuna o zaman muttali oldum. Şiir bana cazip göründü" diyecektir.

Namık Kemal'le, "hürriyet" idealiyle ve ihtilalci fikirlerle o kitaplar sayesinde tanışır.
Henüz 15-16 yaşlarındadır ve imparatorluğun son yüzyılı kapıyı çalmak üzeredir. Uzunca bir süre, okumaya vakit olmayacaktır.

* * *
Atatürk'ün günlüğü incelendiğinde, onun düşünce dünyasında dönüşüm yaratan asıl kitapları 1916 yılında Doğu cephesinde okuduğu anlaşılır.
Artık 35 yaşındadır ve Paşa olmuştur.
Bitlis'te gündüzleri cephededir, geceleri ise çadır ışığında, öksürük nöbetleri içinde kitap okur.
Bu kitaplar arasında Alphonse Daudet'nin "Paris Adetleri" adlı aşk romanı da vardır, Mehmet Emin'in "Türkçe Şiirleri"i de...
Her biri ayrı bir iz bırakır Mustafa Kemal üzerinde...
Örneğin iki aşk arasında sıkışmış bir kadının özgürlük tutkusunu anlatan "Paris Adetleri"ni, 19 Kasım 1916 günü bitirir.

3 gün sonra Bitlis'ten Silvan'a dönerken yolda Kurmay Başkanı İzzettin Yarbay'la (Çalışlar) "kadınlara özgürlük verilmesi, örtünmenin kaldırılması" konusunda sohbet eder.
Kadınların sokağa bile çıkmadıkları bu uzak Anadolu köşesindeki sohbette "kadınlarla bir arada bulunmanın erkeklerin ahlakı, duygu ve düşünceleri üzerinde yapacağı olumlu etki"den söz edilir.

Yine Doğu cephesinde okunmuş kitaplar arasında en önemlilerinden biri Şehbenderzade Ahmet Hilmi'ye aittir. M. Kemal, "Allah'ı İnkar Mümkün Müdür" adlı bu kitabı 1 Aralık günü okumaya başlar ve 3 günde bitirir.

August Comte"la ve pozitivizmle tanışmıştır artık... Dini ideolojiye karşı fen bilimlerinin yükselişinin farkına varmış, "hayatta en hakiki mürşidin ilim olduğu" inancının temellerini atmıştır.

* * *
Atatürk'ü ve Cumhuriyeti daha iyi anlatabilmek için, bu kitaplar güzel bir kütüphanede toplanıp, yanına not düşülmüş satırlar sergilenemez mi?

29 Ekim-10 Kasım aralığının tarihi çağrışımlarına dayanarak "Atatürk'te Cumhuriyet fikrinin temellerini atan kitaplar" bahsini sürdürüyoruz.

Mustafa Kemal'in 1923'e kadar olan düşünce serüveni üç aşamadan geçer:
İlk aşama "hürriyet" fikriyle donandığı 20'li ve 30'lu yaşlarıdır.
1920'lere doğru, zihninde "milli hakimiyet" fikri filizlenir.

Ve nihayet Ankara'ya geldikten sonra "cumhuriyet" fikri olgunlaşır.
3 yıllık bu son dönemde okuduğu kitaplar ve o kitapların Mustafa Kemal üzerindeki etkisi özellikle incelenmeye değerdir.

BMM reisinin, bir yandan savaş haberleriyle uğraşırken öte yandan Ankara'nın ıssız, tehlikeli, soğuk gecelerinde şafak sökünceye kadar okuduğu kitaplar, kurmayı düşündüğü yeni rejimin ipuçlarını taşır.

O dönem Atatürk'ün başucu kitaplarından biri Fransız düşünürü Jean Jacques Rousseau'nun "Mukavele-i İçtimaiyye"si yani "Toplum Sözleşmesi"dir.
Fransız devrimine de kaynaklık eden bu kitap 1756'da yazılmış, Türkçe'ye ancak 150 yıl sonra çevrilebilmiştir.

Bugün Çankaya Köşkü'nün "Atatürk kitaplığı"nda saklanan kitabın 156. sayfasındaki birkaç satırın yanında Atatürk'ün "Mühimdir" notu vardır. Altı çizili bu satırlarda şu iki cümle yazılıdır:
"Egemenlik gücü basit ve tektir. Bu gücü bölmek, yok etmek demektir."
İlk Meclis'te savaşı yönetebilmek için bütün yetkileri kendisinde toplamaya çalışan Başkumandan'ın bu satırları neden "mühim" bulduğunu anlamak kolay.
Nitekim Mustafa Kemal Meclis'te olağanüstü yetkilerle donatılmasına itiraz eden ve "kuvvetler ayrılığı"nı savunan muhalefete karşı "egemenlik gücünün bölünemeyeceği" temasını sık sık kullanacaktır.

Bakın kitabın 169. sayfasında altını çizdiği satırlarda ne yazıyor:
"Bir hükümetin kurulması için gerekli olan fiil, karmadır. İki ayrı fiilden meydana gelmiştir: Kanun yapma ve onu uygulama fiili..."
Şimdi Mustafa Kemal'in Aralık 1921 günü Meclis'te yaptığı konuşmaya kulak verelim:
"Beyler, sorarım size, bir hükümetin kurulması için gerekli olan fiil nedir? İzninizle ben tekrar edeyim: Bu fiil, kanun yapmadan ve kanunu uygulamadan oluşan karma bir fiildir."
Mustafa Kemal, o konuşmasında milletvekillerine Rousseau'yu dikkatle incelediğini de açıklar ve bunu onlara da tavsiye eder.

* * *
Aslında "Atatürk kitaplığı"ndaki her kitabın ve bu kitaplarda altı çizilen her satırın ayrı öyküsü var. Bunlardan biri de İsmail Hakkı Babanzade'nin "Hukuk-u Esasiyye"sinde (Temel Haklar) yeralıyor.
Gazi'nin 1923 yılında, Cumhuriyet ilan edilmeden önce okuduğu bu kitabın 119. sayfasında Montesquieu'den (altı çizili) bir alıntı yapılmış. Aynen şöyle:
"Cumhuriyet ve demokrasileri yaşatan genel kural, siyasi fazilettir."
Bugün ülkenin dört bir yanına asılı "Cumhuriyet fazilettir" atasözünü borçlu olduğumuz bu alıntının yer aldığı kitapta Atatürk'ün el yazısıyla düştüğü küçük bir not daha var. Nottan ziyade bir hesap bu:
Kitabın kenarına eski Türkçe olarak alt alta "1923" ve "1789" sayıları yazılıp çıkarma işlemi yapılmış. Sonuna da "134 sene evvel" notu düşülmüş.
Bu küçük hesap, Türk devriminin, Fransa'daki atasına göre 134 yıl geciktiğini belgeliyor.
Atatürk, kitabı bitirdikten sonra kapağına imzasını atmış.
Cumhuriyet, 134 yıl gecikmeyle de olsa artık dilinin ucundadır.

* * *
Geçen yazıda bütün bu kitapları bir araya toplayacak bir "Atatürk kütüphanesi"ni kurup Atatürk'ün özel notlarıyla birlikte kamuya açmakta ne kadar geciktiğimizden bahsetmiştim.
Bunun daha da gecikeceği anlaşılıyor. Ancak dün görüştüğüm Anıtkabir Derneği Başkanı Turan Olcaytu, bütün bu kitapların fotokopilerini çıkarıp tercümeleriyle birlikte, 20 cilt "tıpkı basım" yayınlayacaklarını söyledi.
Bu projenin bir an önce gerçekleşmesini diliyorum. Çünkü bugün tartışıp durduğumuz pek çok sorunun yanıtı o kitaplarda, altı çizili olarak duruyor.

http://www.candundar.com.tr/index.php?Did=2728






Atatürk aynı zamanda kitap ve makalelerde yazmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk, yaşamının her döneminde kitapla bütünleşmiştir. Bu okuma sevgisinin kendisine sağladığı bilgi birikimini zaman zaman yazmaya dönüştüren Atatürk, yaşamının farklı dönemlerinde farklı konularda kitaplar yazmıştır. Yazdıkları gerek güncelliği, gerekse yol göstericiliği açısından bu gün dahi tartışmasız greçekleri içermektedir. Mesleğinin ilk yıllarından itibaren askerlikle ilgili birikimlerini aşağıda isimleri belirtilen kitaplarda toparlanmıştır.

a) Takımın Muharebe Talimi b) Cumalı Ordugahı c) Tabiye Tatbikat ve Seyahati d) Bölüğün Muharebe Talimi e) Zabit ve Kumandan ile Hasbihal (Subay ve Komutan ile Konuşmalar) f) Tabiye Meselesinin Halli ve Emirlerin Sureti Tahririne Dair Nesayih

NUTUK

Yurdumuzun parçalanıp, işgal edildiği günlerden başlayarak, Türk tarihinde bir dönüm noktası olan İstiklal Savaşı'nı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ve inkılapların yapılışını anlatan Nutuk, siyasi ve milli tarihimizin birinci elden, değerli bir kaynak eseridir.

Atatürk'ün kendi kaleminden çıkan bu eser, yine Atatürk tarafından, Cumhuriyet Halk Partisi'nin 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında Ankara'da toplanan İkinci Kurultayı'nda 36,5 saat süren ve altı günde okunan tarihi bir hitabeye dayandığı için Nutuk adını almıştır.

Nutuk, milleti ülkenin geleceğini belirleyecek olan milli birlik ilkesi etrafında bilinçlendirip, kenetlendirerek, milli irade ve milli hakimiyet kavramlarının harekete dönüştürülmesi yoluyla, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşundan Cumhuriyetin ilanına kadar uzanan başarılı bir tarihi akışın hikayesidir.

BÖLÜĞÜN MUHAREBE EĞİTİMİ

"Bölük Muharebe Eğitimi" olarak yayınlanan eser, meskun yerlerde muharebe, savunma ve taarruz konularını kapsamaktadır. Meskun yerlerin sınırlayıcı durumlarının muharebeye etkisi, savunma mevziinin seçimi, savunma mevziinin hazırlanması, ateş sahalarının temizlenmesi, ateş taksimi, ateş tutmayan ölü bölgelerin kapatılması ve mevziin işgali gibi savunmanın esasını oluşturan konular işlenmiştir. Ayrıca taarruzda birliğin aldığı tertip ve düzen, ilerleme, ateş üstünlüğü, ihtiyatların kullanılması gibi taarruz harekatında her zaman karşılaşılacak konular ele alınmıştır.

Genç Kurmay Önyüzbaşı Mustafa Kemal (Atatürk) tarafından, Almanca aslından tercüme edilen ve bağlı olduğu ordunun eğitimine katkısı olan bu eserden yeni nesillerin de faydalanabilmeleri için bugünkü Türkçe'ye çevrilmiştir.

CUMALI ORDUGAHI

Cumalı Ordugahı; Makedonya bölgesinde, Köprülü - İştip yolu üzerinde bulunmaktadır. Bu ordugahta, 3. Süvari Tümen Komutanı Tuğgeneral Suphi Paşa'nın komutası altında kurulan bir süvari tugayına eğitim ve manevra yaptırılmıştır. Bu manevraya katılan Mustafa Kemal, "Cumalı Ordugahı" adlı eserini yazmış; süvari, bölük, alay, tugay eğitim ve manevralarını anlatmıştır.

TAKIMIN MUHAREBE EĞİTİMİ

Bu kitap; Berlin Askeri Üniversitesi eski müdürlerinden General Litzmann'ın "Seferber Mevcudunda Takım, Bölük ve Taburun Muharebe Talimleri" adlı eserinin ilk bölümünü oluşturmakta olup, Selanik'te 3.Ordu Karargahı'nda görevli, Kurmay Kıdemli Yüzbaşı Mustafa Kemal tarafından Almanca'dan Osmanlıca diline çevrilmiş ve 1908 yılında Selanik Asır Matbaasında basılmıştır.

Mustafa Kemal Paşa, subayların arazide yetiştirilmesini amaçlayan tatbikatın, önemini vurgulayan bu eserini, 1911 yılında 5. Kolordu Harekat Şube Müdürü iken yazmıştır. Bu eserde, karşılıklı olarak kırmızı ve mavi muharebe birliklerinin Selanik-Kılkış arasında yaptıkları savunma ve taarruz uygulamalarının değerlendirilmesi yapılmıştır.

TAKTİK VE TATBİKAT GEZİSİ

Bu eserinde, bir muharebeyi sevk ve idarede belirli kuralların olamadığını vurgulaması yanında, komutan olan kişinin nitelikleri üzerinde de durmuştur. Bunlar ise; birliğini barışta ve savaşta eğitmek, yönetmek ve gözetmekteki üstün başarı, elindeki kuvvetin eksikliğini giderecek düşünce gücü ve astlarından her konuda üstünlüğü sağlamaktır. Bunun yanında, kişisel cesaret, başkalarının hareketini önceden seziş ve harekatını en uygun zamanda yapabilme yeteneği olmalıdır. Ortak amacın gerçekleştirilebilmesi için birliklerini başarılı bir şekilde yönetmeli, astları üzerinde etkili olmalı ve otoritesini kurabilmelidir.

Bu eserde ayrıca bir komutanın başarılı olabilmesi için bu kuralları sadece okumuş ve öğremiş olmanın yeterli olamadığı, bunların tatbikatının da önemi belirtilmiştir

SUBAY VE KOMUTAN İLE KONUŞMALAR

"Subay ve Komutan ile Konuşmalar" Atatürkün askerliğe ilişkin eserlerinin en önemlilerinden birisidir. Bu eser, Atatürk, 1914 yılında Kurmay Yarbay rütbesiyle Sofya askeri Ataşesi olarak bulunduğu sırada, Nuri conker'in "Zabit ve Kumandan (Subay ve Komutan)" adlı kitabına karşılık olarak yazılmıştır.

Genç subayın, içinde bulunduğu ordudaki aksaklıkları, hataları nasıl sezdiğini; bunlara karşı tepkisiz kalmayarak üst makamlara hatalar ve çözüm yollarını nasıl sunduğunu; ülkenin içinde bulunduğu askeri ve siyasal durumdan duyduğu acıları kitabın birinci bölümünde bulmaktayız.

Atatürk, bir subayın taşıması gereken özveri, ölümü göze alma, emri altındakileri sevk ve idare edebilme, taarruz ruhu, insiyatif özellikleri hakkında, Nuri Conker'in görüşlerine katılmış ve kendi düşüncelerini de çeşitli örneklerle destekleyerek açıklamıştır.

Atatürk, eserin son bölümünde, Kuzey Afrika'da birlikte çarpıştığı korkusuz ve yiğit silah arkadaşlarını anmış ve onları "yüksek askerlik niteliklerine" sahip insanlar olarak tanımlamıştır. Bu davranışı O'nun diğer bütün üstünlüklerinin yanı sıra insancıl yönünede tanıklık eder.

kaynak
http://www.ataturk.net/ata/yazdigi.html






Atatürk hakkında yazılan kitapların yanısıra, okuduğu kitapların da incelenmesinde fayda var.

Savai meydanlarında bile kitap okumuş, notlar almış sayfalarına. Ve 4500 kadar kitabının kütüphanesinde bulunduğu bilinmektedir. Bu kitapların 2500 kadarını okumuştur.

Kütüphanesinde bulunan kitaplara bir göz attığımızda, TC.Devletinin kuruluşunun ve kuruluşundaki entellektüel yapının bir tesadüf olmadığını anlarız.


ATATÜRKÜN KİTAPLIĞINDAKİ TÜRKÇE VE OSMANLICA KİTAPLARDAN BAZILARI

Ahmet Vefik Paşa : Lehçe-i Osmani
Ahmet Vefik Paşa : Lehçe-i Osmani
Mehmet Salahi : Kamus-u Osmani
Avram Galanti : Türkçede Arabi ve Latin Harfleri ve İmla Meselesi
Mehmet Ali : Tahsil-i Lisan-ı Alman
Nüzhet : Kendi Kendine Almanca
Ahmet Cevat : Türkçe sarf ve nahif
Kazım Nami : Türkçe Oku, Türkçe Yaz
Mithat Sadullah : Latin Harflerinin Türkçeye tatbiki
İbn Emin Mahmut Esat : Tarih-i Din-i İslam
Osman Bin Süleyman : Kamus
Lütfullah Ahmet : Hayat-ı Hazret-i Muhammet
Abdunnaim Bin Hasan : Ceridetül Evail ve Hamidetül Evahir
Ahmet Halit : İslam Büyükleri
Abdurrahmanil Cami : Tercüme-i Nefhatül İnsan
Mehmet Cemil : Hukuku Düvel
Katip Çelebi : Cihannuma
Feridun Bey : Feridun Bey Münşeatı
Mehmet Bin Sait : Kitabü'l Tabakatü'l-Kebir
Şemseddin Sami : Kamusu Alam (6 cilt)
Şemseddin Sami : Kamusu Okyanus
H.Z. Ülken : Aristo Metafizik
Süheyl Ünver : İbn-i Sina
Ahmet Rifat : Lügat-ı Tarihiye ve Osmaniye
M.Fuat : Amerika'da Tükler ve Gördüklerim
Rıza Tevfik : Kamus-u Felsefe
Cemal Paşa : Hatırat (1913 - 1922)
Mehmet Cemil : Sulhta ve Harpte Hukuku Düvel
Evliya Çelebi : Seyyahatname
Suphi : Tekmiletül'l-iber
Lütfi Simavi : Devr-i İnkılap
Mustafa Necip : Selimname
Osmanzade Taib : Hakikatü'l Vüzera
Ahmet Saip : Vaka-i Sultan Aziz
Ahmet Hilmi : Tarih-i İslam
Mazhar Fevzi : Hayr-i Sahil
Ziya Paşa : Endülüs Tarihi
Resulzade Mehmet Emin : Azerbaycan Cumhuriyeti
Ali Reşat : Tarih-i Osmaniye
Ali Reşat : Kurun-u Cedide Tarihi
Sebahattin : İttihat ve Terakki Cemiyetine Açık Mektuplar
Mahmut Esat : Tarih-i Dini İslam
Ahmet Mithat : İnkılap
Ahmet Cevdet : Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa
Mustafa Efendi : Tarih-i Selanik
M. Şemsettin : İslam Tarihi
Ahmet Rasim : Osmanlı Tarihi
Necip Asım : Türk Tarihi
Mustafa Nuri Paşa : Netayic-ül Vukuat
Mehmet Zihni : Neşahir-ün Nisa
Mehmet Şemsettin : Mufassal Türk Tarihi
Ziya Gökalp : Türk Medeniyeti Tarihi


ATATÜRK'ÜN OKUDUĞU YABANCI KİTAPLARDAN BİRKAÇI

M. Roux de Rochelle : Etats-Unis D'Amerique
M. Dubois de Jancigny ve M. Xavier Raymond : Inde
M. Chopin : Russie
M. G. L. Domeny de Nenzi : Oceanique
Bary de St Vinvent : Iles de l'Ocean
M. Ph. Le Bas : Etats de la Confederation Germanique
M. Van Hasselt : Belgique et Hollande
M. Louis Lacrcix : Iles de la Grece
M. Louis Lacrcix : Chili, Paraguay, Uruguay, Buenos Aires
Champollion Figeac : Egypte Ancienne
M. J. J. Marcel : Egypte depuis la conquete des Arabes
Rozet et Carette : Algerie, Etats Tripolitains, Tunisie
Lavalle ve Gueroult : Espagne
M. Ph de Golbery : Histoire et Description de la Suisse et du Tyrol
M. G. Pauthier : Chine et son Description Historique
M. Chepin ve A. Ubicini : Provinces Danubiennes et Roumanies
M. Ph. le Bas : Suede et Norvege
Ferdinand Denis : Portugal
Ferdinand Denis : Afrique
Ferdinand Deniz - M. C. Famin : Bresil, Colombie et Guyane
M. Larenaudiere ve M. Lacroix : Mexique Guatamala Perou
M. Davezat : Iles de l'Afrigue
M. A. Tardieu, M. S. Cherubini : Senegambie et Guinee
M. N. Desvergers : Nubie, Abyssinie
Lacroix Yanoski : Italie Ancienne
M. Le Chevalier Artaud : Italie Sicile
Frederic Lacroix : İles Baleres et Pithyuse
M. Friess De Colonma : Histoires des Antilles
M. Elias Rensult M. Roux De Rochelle : Villes Anseatiques
M. Ferdinand Hoeger : Chaldee Assyrie Medie Babylonie
M. Neel Desverges : Arabie
S. Munk : Palestine Description Geographique historique et areheologique
Jean Yanosky ve M. Jules David : Syrie Ancienne et Moderne
M. Dubeux : Tatarie, Beloutchistan
M. V. Valmont, M. Xavier Raymond : Boutan et Nepal
Ernest Lqvi see ve Alfred Rambaud : Histoire Generale du IV e Siecle a nos jours (12 cilt)
Jean Jaures : Histoire Socialiste de la Revolution Française
Hilaire de Barenton : Le Mystere des pyramides


ATATÜRK'ÜN DİL DEVRİMİ SIRASINDA ÇALIŞTIĞI KİTAPLARDAN BAZILARI

H. F. Kuergic : Psychologie de Quelgues Elements des Langues Turques (1)
Vilhelm Thomson : Inscription de l'Orkhon
M. Guizot : Dictionnaire Universel des Synonymes
M. Brasseur de Bourburg : La Langue Maya
Hilaire de Barenton : L'Origine des langues des Religions et des Peuples



Kullanıcı küçük betizi
dertsiz
Üye
Üye
 
İletiler: 248
Kayıt: Çrş May 16, 2007 1:10
Konum: uzaydan

İletigönderen Türk-Kan » Pzt Tem 02, 2007 22:34

dertsiz, önemli paylasim icin tesekkürler... :wink:
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen dertsiz » Pzt Tem 02, 2007 23:09

Atatürk aynı zamanda uzun vadeli görebilmiştir birçok meseleyi.

===

''Bugün Sovyetler Birliği dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Fakat yarın ne olacağını bugünden kimse kestiremez. Tıpkı Osmanlı gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan gibi parçalanabilir, ufalanabilir. Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir. İşte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir...

Bizim bu dostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır olmak yalnız o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır? Manevi köprülerini sağlam tutarak. Dil bir köprüdür. İnanç bir köprüdür. Tarih bir köprüdür. Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde birleşmeliyiz. Onların (Dış Türkler'in) bize yakınlaşmasını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekli...''


===

Ne dersiniz? Dedikleri bir bir çıkmamaktamıdır?





ve gene diğer bir beyanatı>>>

Düşün bir kere, Osmanlı İmparatorluğu ne oldu? Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ne oldu? Dünyayı ürküten Almanya’dan bugün ne kaldı: Demek hiçbir şey sürekli değildir. Bugün ölümsüz gibi görünen nice güçlerden, ileride belki pek az şey kalacaktır. Devletler ve Milletler, bu idrakin içinde olmalıdırlar. Bugün Sovyet Rusya, dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse kestiremez. Tıpkı Osmanlı İmparatorluğu gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gibi parçalanabilir. Bugün elinde tuttuğu milletler, avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni bir dengeye ulaşır. O zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir. Bizim, bu dostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir, öz kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız.

Hazır olmak, yalnız o günü susup beklemek değildir, hazırlanmak lâzımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır? Manevî köprülerini sağlam tutarak!

Dil, bir köprüdür;
İnanç, bir köprüdür;
Tarih, bir köprüdür.

Bugün biz bu kitlelerden dil bakımından, gelenek, görenek, tarih bakımından ayrılmış, çok uzağa düşmüşüz. Bizim bulunduğumuz yer mi doğru, onlarınki mi? Bunun hesabını yapmakta fayda yoktur. Onların bize yaklaşmasını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekli… Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz. Tarih bağı kurmamız lazım, folklor bağı kurmamız lâzım… Bunları kim yapacak? Elbette biz! Nasıl yapacağız? İşte görüyorsunuz, dil encümenleri, tarih encümenleri kuruluyor… Dilimizi, onun diline yaklaştırmaya ve böylece birbirimizi daha kolay anlar hale gelmeye çalışıyoruz… Tarihimizi ona yaklaştırmaya çalışıyoruz, ortak bir mazi yaratmak peşindeyiz. Bunlar açıktan yapılmaz, adı konarak yapılmaz, bunlar devletlerin ve milletlerin derin düşünceleridir.

Mustafa Kemal ATATÜRK
29 Ekim 1933
Kullanıcı küçük betizi
dertsiz
Üye
Üye
 
İletiler: 248
Kayıt: Çrş May 16, 2007 1:10
Konum: uzaydan

İletigönderen Türk-Kan » Pzt Tem 02, 2007 23:47

dertsiz, basligi düzenledigimi farkettiginizi düsünerek uyarida bulunmamistim. :)

Forum Kuralları

6. Foruma mesaj gönderirken; boş mesaj göndermek, arka arkaya birden fazla mesaj göndermek, konuyla alakası olmayan mesaj göndermek ................... yasaktır.


Mesajinizda "düzenle" tusunu kullanirsaniz, ekleme, düzenleme gibi islemlerinizi arka arkaya mesaj atmadan yerine getirebilirsiniz :wink: kolay gelsin.
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen PearL-GraiN » Pzt Şub 23, 2009 12:42

Kurallara uyun.
Kural 21 yazdı:Çokluortam dosyalarının (görüntü, ses veyahut resim dosyaları gibi) sunulduğu bölümler ve sohbet bölümü haricinde kalan bölümlerde; konu içeriğine binaen konuyu açan üyeye, "teşekkür etmek" ve benzeri kutlama iletileri göndermek uygunsuz ve gereksizdir. Bu kurala uymayan üyeler uyarılır.
Kullanıcı küçük betizi
PearL-GraiN
Üye
Üye
 
İletiler: 174
Kayıt: Pzt Eki 20, 2008 10:51
Konum: Ne önemi var...


Şu dizine dön: Mustafa Kemâl ATATÜRK

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x