Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti hedef alınıyor

Genel & Güncel Konular

Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti hedef alınıyor

İletigönderen Başkomutan » Sal Mar 09, 2010 16:01

ATATÜRK VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ HEDEF ALINIYOR

Resim

CHP Başkanı Deniz Baykal Meclis Grup Toplantısı'nda partililere seslendi. Gündeminde Erdoğan vardı ama bu kez ona ek olarak Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a da yüklendi.

Baykal Başbuğ'un ismini telafuz etmedi. Ama Köşk'te yapılan 3'lü görüşmede "siyasi pazarlık" yapıldığı ve hemen ardından gözaltındaki iki kuvvet komutanı ve bir ordu komutanının bırakıldığını söyledi. Birkaç gün sonra da askeri savcılığın "irtica ile eylem planı" altındaki imzanın Dursun Çiçek'e ait olduğu yönünde görüş bildirdiğine dikkat çekti.

Baykal "Kamuoyuyla oyuncakla oynar gibi oynayamazsınız. Eğer Genelkurmay'da bir irtica eylem planı hazırlanmışsa bunun gerçekten ortaya çıkması lazım, yukarıdaki siyasi pazarlıklarla değil..." dedi.

Baykal şöyle konuştu:

BAŞBAKANA ŞİİRLİ CEVAP
Başbakan "olur olur bal gibi olur" diyor, bize şarkı söylüyor.

Başbakana Özdemir Asaf'ın şiiriyle cevap vereyim:

İnsansız adalet olmaz

Adaletsiz insan olur mu?

Olur, olmaz mı!

Ama olmaz olsun!

DÜNYA KADINLAR GÜNÜ'NÜ TEKEL İŞÇİSİ KADINLARA ADIYORUM

Dünya Kadınlar Günü’nü izninizle bu yıl çoluk çocuğunun rızkı için Ankara’nın soğuğunda mücadele eden Tekel’deki kadın işçilerimize adamak istiyorum.

Türkiye’deki kadın işçilerimizin bu gününü Tekel’de çalışan kadın işçilerimizin şahsında kutlamak istiyorum.

EKONOMİK GELİŞMELER

Türkiye’nin ekonomik sıkıntılarını geride bırakmaya yönelik umut verici ilerleme hala gerçekleştirilmiş değildir. Ocak ayında 68 bin kişi daha kredi kartı borcunu ödeyemeyenler kervanına eklenmiştir.

2 yıl 1 aylık süre içinde kredi borcunu ödeyemeyenler 2 milyon kişiyi aşmış, 4 kat yükselmiştir. Ferdi kredi borcunu ödeyemeyenler ise 12 kat artmıştır. Bunlar üzüntü verici bir tabloyu bize gösteriyor.

En büyük sıkıntıyı yaşayan grupların başında ise esnaf ve çiftçimiz gelmektedir. Esnafın yarısı sermayeden yemektedir. Mahcup olmamak için işini devam ettirir görünmektedir. İşsizlik patladı, neden? Çünkü tarımı bitirirseniz işsizlik patlar. Tarım işsizliği emen bir sünger gibidir. Siz tarımı bitirirseniz işsizlik patlar. CHP iktidarında öncelikle ele alınacak kesimlerin başında çiftçilerimiz ve köylülerimiz gelmektedir.

ZİRAAT BANKASI REKOR KAR AÇIKLADI AMA ÇİFTÇİ ZOR DURUMDA

Çiftçi bu kadar sıkıntı çekerken Ziraat bankası tarihini en büyük karını yapıyor. Ziraat Bankası 3.5 katrilyon kazanacak ama çiftçi en perişan dönemini yaşayacak.

Aynı şeyi diğer bankalar açısından bakın. İşsizlik büyüdü, sanayi üretimi daraldı ama bankalar kar ediyor. Bu neyi ifade ediyor. Bu AKP’nin politikasının insan odaklı değil, rant odaklı olduğunu ifade ediyor.

ABD 1915 OLAYLARI YAŞANMADAN ERMENİ MESELESİNE İLGİ GÖSTERİYOR

ABD Kongresinde kabul edilen Ermeni Tasarı'sı çok önemli. Biz iyi niyetle hükümete hep uyarılarda bulunduk ama maalesef bu noktaya gelinmiştir. Kamuoyunun aydınlanması açısından bir noktaya dikkat çekiyorum. ABD Kongresi 1890 yılından itibaren Ermeni meselesine ilgi göstermiştir. Yani daha 1915 olayları yaşanmadan....

Daha 1890 yılında Erzurum İsyanı’nda ABD konuya sahip çıkmaya çalışmıştır. 1894 isyanından sonra yani 116 yıl önce bir karar ile Osmanlı Devleti’nin katliam yaptığını ilan ederek suçlamıştır.

1896’da ABD Kongresi’nde Osmanlı aleyhine bir karar alınmıştır. 1910’da Adana’daki olayların ardından ABD karasularımıza gözdağı için iki tane savaş gemisini göndermiştir. 1915’ten önce yaşananlar bunlar.

1920 ile 1975 yılları arasında ise konu hiç gündeme gelmemiştir. 116 yıldır ABD Kongresi bu olaylarla ilgili olarak bizi suçluyor.

SADECE OSMANLI DEĞİL TÜRKİYE CUMHURİYETİ HEDEF ALINIYOR

Bu tasarı 1915’teki olaylar hakkında ABD Kongresi’nin karar almasını değil 1915-1923 arasında yaşananlar için ABD Kongresi’nin bir karar almasının istiyor.

Yani artık sadece Osmanlı değil Türkiye Cumhuriyeti ve Mustafa Kemal Atatürk dönemi de Ermeni iddialarının hedefi haline getirilmek isteniyor.

Ne kadar itham edici, ne kadar karanlık bir zihniyetin yansıması. Bu Türkiye’nin gelecekteki politikasını belirlemek için kullanılmak istenene bir araç haline getirilmek istenmektedir.

Osmanlı döneminde yapılan müdahalelerin amacı Osmanlı’da bir Ermeni devletinin yaratılması amacına hizmet ediyordu. 1925’ten sonra yaşanan gelişmeler bunu gündemden düşürdü.

Şimdi tekrar gündeme geliyor. Bu Ermenistan konusunda, Kafkasya konusunda Türkiye’yi bir istikamete sokma çabasının aracı olarak gündeme geliyor. Ermenistan’la ilişkilerin gelişmesi için gereken zihni ortamın Ermenistan’da henüz oluşmadığını söyledik.

Azerbaycan’daki işgal devam ettiği sürece, soykırım iftirasını Türkiye’nin alnına damgalamak isterken dostluk arayışının maalesef mümkün olamayacağını anlattık. Protokol uygulanabilir olmadığını söylemiştik, sonra bir de baktık ki, Ermenistan Anayasa Mahkemesi “bunu kabul etmiyoruz” dedi.

Azerbaycan ile dostluğu yıkacaksınız dedik. Bu protokol ile bunu yıkmayın dedik. Kalkıştılar. Üstüne üstlük Ermenistan Anayasa Mahkemesi bir karar aldı, “Soykırım’a devam, Türkiye ile sınırı da tanımıyoruz.”

O PROTOKOLÜ MECLİS GÜNDEMİNDEN ÇEKİN

Biz sevimli gözüktük ama peki ne oldu? Artık hiçbir anlam taşımadığı ortaya çıkan aldatmaca belgesi olan bu protokoller meclis gündeminde çekilmelidir. Hükümet olayı iç politika zemininde kurcalamaya çalışıyor. Yapılması kaçınılmaz olan tek bir iş var. O protokollerin Meclis gündeminde çekilmesi.

Yapılması gereken hiçbir tarihi gerçekliğe uymayan, bir aldatmaca olan derhal o protokollerin artık anlamını kaybettiğini söyleyip meclis gündeminden geri çekmektir.

GÜMRÜKTEN MAL KAÇIRIR GİBİ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YAPILMAZ

Anayasa bir siyasi partinin kendi özel meselesi değildir. 70 milyonun işidir, onların geleceklerinin işidir. Ben istediklerimi parlamentoda yapıp geçeyim düşüncesi doğru değildir. İşbirliğine açık anlayışla yapmak lazım. Gümrükten mal kaçırır gibi, selin önünden kütük kapar gibi Anayasa değişikliği yapmak doğru değildir.

ERDOĞAN'A ŞİİRLİ CEVAP

HSYK'yı ve Anayasa Mahkemesi'ni RTÜK'e benzetmelerine kimse müsaade edemez. Ama Başbakan "olur olur bal gibi olur" diyor, bize şarkı söylüyor.

Başbakana Özdemir Asaf'ın şiiriyle cevap vereyim:

İnsansız adalet olmaz

Adaletsiz insan olur mu?

Olur, olmaz mı!

Ama olmaz olsun!

OLUR OLUR DEDİN KAÇ KİŞİ ÖLDÜ?

Başbakan olur olur diyor ya nasıl olur? Habur kapısında olduğu gibi olur. O protokole imza atma dedik, olur olur dedin, attın, ne oldu? 2004'de AB'de atma o imzayı güney Kıbrıs'ı tanımayı taahhüt ediyorsun dedik. Olur olur dedi. Şimdi tıkandık kaldık. Bu hep böyle olur. Ben yaptım oldu dersin olanlar olur. Bak hızlı tren ben yaptım oldu dedin, bak 38 vatandaşamız canını kaybetti. Belediye başkanıyken planlarla oynama dediler. Ben yaparım dedin. Dere yatağına tır parkı yaptırdın, aile yakıanlarına verdin sel bastı 31 ölü... oldu ama bal gibi olmadı, çok acı oldu

ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANI ELEŞTİRDİ

Anayasa Mahkemesi başkanı "tutuklamalarla ilgili eleştiriler var. Hiçbir şey söylemeden aylarca içerde yatanlar var. Bu ileştilerde ciddi haklılık payı var. Önemli olan tutuklamanın cezalandırma aracı olarak kullanılmaması. Adil yargılamanın çabuk gerçekleşmesi önemli. İçerde aylarca kimseyi tutuklu olarak tutamazsınız, sonra da pardon diyemezsiniz. Eğer siz bu tutuklamayı gereksiz uzatırsanız insan hakları ihlalidir" diyor. Bunlar kimin döneminde oluyor? Başbakana rağmen mi bu şikayetler yaşanıyor.

3'LÜ ZİRVEDEN SONRAKİ 'TESADÜFLER'

Bir süre önce Türkiye'de Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genel Kurmay başkanı buluştu. Buluşmadan sonra şunlar oldu:

1) Bir süre önce gözaltına alınan iki kuvvet komutanı ve bir ordu komutanı salıverildi. Bu zirveden sonra bu tahliyeler gerçekleşti.

2) Genelkurmay'la ilişkili olarak iki önemli açıklama yapıldı.

Bu açıklamalardan birisi de "İrtica eylem planı"nın orjinal olabileceğini söyledi. Ve savcılık Dursun Çiçek'in tutuklanması için harekete geçti. Mahkeme gerek yok dedi. Böyle bir kanaatin bu aşamada ifade edilmesi için kamuoyunu tatmin edecek bir araştırmanın yapıldığını söylemek mümkün değil.

Parmak izi araştırmadan Genelkurmay o araştırmayı yapıyor. Bir belgenin üzerinde parmak izi var mı yok mu? DNA ve Parmak izi araştırması matematiksel bir kesinlikle sonucu verir.

SİYASİ PAZARLIKLA AÇIKLAMA YAPILDI

İmzanın atıldığı kalemin cinsi araştırılımalıdır diyor, bunlar yapıldı mı? hayır. İstanbul ve Ankara'daki mahkemeleri bile tatmin etmeyen verilerle bu suçlamanın varit olabileceği genelkurmay tarafından açıklandı. Dursun Çiçek'le ilgili olarak amirlerini yanıltmak suçlamasıyla dava açılacağı da söylendi.

Eğer Genelkurmay'da bir irtica eylem planı hazırlanmışsa bunun gerçekten ortaya çıkması lazım, yarım yamalak değil, gerçekten, yukarıdaki siyasi pazarlıklarla değil... Bu arkadaş genelkurmayın kalbinde çalışıyor. Eğer orada gerçekten bu belge hazırlanmışsa onun önünü arkasını aydınlatmak durumundayız. Kamuoyuyla oyuncakla oynar gibi oynayamazsınız. Ciddi olacaksınız. Adaletin gereği neyse onu yapacaksınız.

7 YIL SONRA ORTAYA ÇIKAN YANLIŞ

İkinci gelişme ise şöyle: İstanbul'daki tatbikat senaryosu uygulamasıyla ilgili gene genelkurmayın atadığı bir bilirkişinin ataması çıktı. O raporda çok ilginç ifadeler var. "Kara kuvvetleri komutanlığının emrine rağmen alternatif harekat planlarına ağırlık verilmiş. Plandaki olasılığı en yüksek senaryo bölümü Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndan gizlenmiş" Yani bundan 7 yıl önce İstanbul'da 1. ordunun yaptığı tatbikatın emirlere uymayan bir şekilde yapıldığı 7 yıl sonra bu davadan sonra tespit edilmiş. 7 yıl önceki yanlışlıkların adı şimdi konulmaya çalışılıyor. Yapılan usulsuzlükler 7 yıl boyunca komutanlıklar bundan haberdar olmamış, bu yanlışlıkların hesabı kimseden sorulmamış, kimseye soruşturma açılmamış. Günün birinde türk silahlı kvvetlerine karşı bir pskikoloik hareket ortaya çıktıktan sonra fark edilmiş ki istanbulda 1. ordu komutanlığında yapılan işler yanlış...Türkiye'den adalet manzaraları...

BİR KÖY OKULUNA YARDIM ETTİ DİYE BÖLÜCÜ OLDU

Bir önemli belge de Erzincan başsavcısı ve 3. ordu komutanı hakkında yürütülen dava konusu... Bir haftada hazırlanan iddianameye bakınca görüyoruz ki 12 tane gizli tanığın iddialarıyla bezenmiş. 61 sayfalık bir iddianame. "Şüpheli Saldıray Berk: 3. Ordu komutanı Saldıray Berk Erzincan'daki alevi köylerle özel olarak ilgilenmekte, ordunun imkanlarını kullanmakta. Yaptığı yardımlar nedeniyle dedeler tarafından sevilmektedir. Bu da Ergenekon Terör Örgütü'nün lideri durumundaki şüpheli Saldıray Berk'in amacını ortaya koymaktadır...

Bir ordu komutanın mezhep ayrımcılığı yapması Ergenekon silahlı terör örgütünün ülkemizde yaşayanlar arasında çatışma çıkararak, toplumsal barışın bozulması, yürütme organlarının zafiyete düşürülerek ülkede kaos ortamı yaratılarak askeri darbeye zemin hazırlanması... " Tüm bunlar bir okula yardım yapıldı diye olacakmış... Yazıklar olsun, yazıklar olsun!
Tek çare bu zihniyeti bir an önce iktidardan uzaklaştırmaktır.


internethaber
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti hedef alınıyor

İletigönderen yigitler » Sal Mar 09, 2010 21:13

Korkunc bir sey bu. Birinin buna dur demesi lazim. Ama Turkiye Cumhuriyeti kolay kolay yikilmaz, kolay kolay kurulamadigi gibi.
Kullanıcı küçük betizi
yigitler
Üye
Üye
 
İletiler: 600
Kayıt: Pzr Ara 07, 2008 21:41

Re: Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti hedef alınıyor

İletigönderen Comte » Çrş Mar 10, 2010 19:37

yigitler yazdı:Korkunc bir sey bu. Birinin buna dur demesi lazim. Ama Turkiye Cumhuriyeti kolay kolay yikilmaz, kolay kolay kurulamadigi gibi.


Cok kolay yikilir. Cok kolay yikarlar.

Ancak önemli olan, yikmak isteyenlere karsi nasil durmamiz gerektigi. Atatürk'ü dinlersek, iste o zaman yikamazlar:

SESSİZ, DURGUN BAŞI EĞİK KALMAYINIZ, UYANINIZ.
MİLLİ BAĞIMSIZLIĞIMIZI ÇİĞNİYORLAR. HAKLARINIZI SAVUNMAK İÇİN BİRLEŞİNİZ, DÜŞMANIN KARŞISINA DİKİLİNİZ.
SESİNİZİ DUYURUNUZ, BÜTÜN DÜNYAYA;
BEN TÜRKÜM BAĞIMSIZLIK BANA ATALARIMDAN MİRAS KALDI,
ONU SANA VERMEM”DİYE HAYKIRINIZ!
Resim
Kullanıcı küçük betizi
Comte
Dilmaç
Dilmaç
 
İletiler: 195
Kayıt: Prş Ara 10, 2009 17:21

Re: Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti hedef alınıyor

İletigönderen İrfan Tuna » Çrş Mar 10, 2010 23:17

Evet gerçekten de Kemalizm ve Ulusal Devlet çok sistemli bir saldırıyla karşı karşıya.

Bugün kim, ''Ermeni soykırımı iddiası emperyalist bir yalandır'' diyorsa; kim, ''Kıbrıs'ı veren Türkiye'yi verir'' diyorsa; kim, Irak'ın Kuzeyindeki Amerikan kuklalarına kurdurulan Kukla Devlet'in Türkiye tarafından himaye edilmesine karşı çıkıyorsa; kim, Kürt yurttaşlarımızı ulusal devlet çatısı altında ayrılıkçı siyasetin ve terörün etkisinden kurtarmaya çalışıyorsa bu saldırının hedefindedir...

Mustafa Kemal önderliğinde kurulan Ulusal Devleti ve ortak ulusal değerlerimizi savunan herkes bu emperyalist saldırının hedefindedir...

Üstelik çok zor kurulan şeyleri yıkmak, sanıldığı gibi, yapmak kadar zor değildir.

Benim merak ettiğim, Asimetrik bir psikolojik savaşla karşı karşıya olduğumuzu ilan eden Genelkurmay Başkanı Sayın İlker Başbuğ, ''Bildiklerini'' Türkiye Cumhuriyeti tümüyle yıkıldıktan sonra mı açıklayacak acaba?
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Re: Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti hedef alınıyor

İletigönderen Başkomutan » Cum Mar 12, 2010 17:22

ABD Atatürk'e Soykırımcı Dedi

Tasarının “Bulgular” başlıklı ikinci maddesinin birinci fıkrası aynen şöyle:“Ermeni Soykırımı, Osmanlı İmparatorluğu tarafından tasarlanmış ve 1915’ten 1923’e kadar uygulanmıştır.


Amerikan Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi “Ermeni Soykırımı Karar Tasarısı’nı kabul Etti“.

Bunu herkes biliyor. Cumhurbaşkanı, Başbakan, diğer siyasiler hep bir ağızdan kararı telin etti.

Temsilciler Meclisi’nin 252 no’lu karar tasarısını çok dikkatle okumak gerekiyor.

Tasarının “Bulgular” başlıklı ikinci maddesinin birinci fıkrası aynen şöyle:

“Ermeni Soykırımı, Osmanlı İmparatorluğu tarafından tasarlanmış ve 1915’ten 1923’e kadar uygulanmıştır.”

Tarih dikkatinizi çekti mi?

Önceki tasarılarda bu tarih “1915- 1919” şeklindeydi.

“1919 – 1923” kronolojisini kullanan ilk isim Amerikan Başkanı Clinton oldu. Clinton 24 Nisan 1998 tarihli konuşmasında, “1915 ile 1923 yılları arasındaki tehcir ve kıyımlardan” söz etti. Ama kullandığı kelime soykırım değil tehcirdi.

Bugün Kurtuluş Savaşı’nın yaşandığı dönemde soykırım yapıldığı iddia ediliyor. Bu iddia Amerikan Kongresi’nin resmi kayıtlarına giriyor.

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu 19 Mayıs 1919 tarihiyle başlatılır. Meclis, 23 Nisan 1920 yılında oluşur.

Birleşmiş Milletler, soykırımı “Bir ulusun ana karnındaki çocukları dahil soyun tüketilmesine yönelik sistematik biçimde tedhiş ve cinayete maruz kalması” şeklinde tanımlıyor.

Peki, bu iddia sahiplerinde göre Kurtuluş Savaşı sırasında Ermeni nüfusunu sistematik biçimde katletme kararını kim aldı?

Mustafa Kemal Atatürk mü? Ermenilerin yaşadığı bölgenin ordu komutanı Kazım Karabekir mi?

Osmanlı mirasında siyasi rant çıkarmayı sevenlerin bu sorulara yanıt vermesi gerekiyor…

Kurtuluş Savaşı sırasında Ermenilere soykırım yapıldığı kabul edilirse, bu suçun bir numaralı şüphelisi / sanığı Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir olur.

Kazım Karabekir’in karargahını bugün terörist olduğu ve Ergenekon örgütünün yöneticisi olduğu iddiasıyla sanık sandalyesine oturtulan bir komutan yönetiyor. Adı, 3’üncü Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk.

Hakikaten ilginç tesadüf.

Ya da buna ne kadar tesadüf denilebilirse…

Amerikan soykırım karar tasarısının başka ilginç bölümleri de var.

Mesela soykırım iddiasını teyit eden belgelerin bulunduğu ülkeler arasında Vatikan’da yer alıyor. Katolik Hıristiyanların ruhani ülkesinde o belgeler acaba nereden geldi?

Bir başka örnek daha?

Dönemin Amerikan Büyükelçisi Henry Morgenthau’nun Ermeni tehcirine karşı protestoları organize ettiğini, hatta bunlara öncülük yaptığını biliyor muydunuz?

Amerikan tasarısının 2’inci maddesinin 9’uncu fıkrasında, Büyükelçi Morgentau’nun bizzat dönemin ABD Dışişleri Bakanı Robert Lansing tarafından talimatlandırıldığı da anlatılıyor.

Odatv.com
toplumsalhaber

"Müttefikimizdir ne yapsa yeridir..."

Lozan anlaşmasını bugüne kadar yok sayan Amerika'nın 1927 de Temsilciler Meclisi üyesi William Upshaw kudurmuş bir köpek gibi ağzından köpükler saçarak havlamaya başlamıştı

- "... Lozan Anlaşması Timurleng kadar hunhar korkunç İvan kadar sefih ve kafatasları piramidi üstünde oturan Cengiz Han kadar kepaze olan bir diktatörün zekice yürüttüğü politikasının bir toplamıdır.Bu canavar savaşlardan bıkmış bir dünyaya tüm uygar uluslara onursuzluk getiren bir anlaşmayı kabul ettirmiştir.Buna her yerde Türk zaferi dediler. Dünya parlementolarını bu anlaşmaya kabule ikna ettiler.Büyük sermaye gurupları,ticaret erbabı ve bazı din temsilcileri bile Türkiye’yi uygar uluslar masasında Uluslararası bir konum durumuna yücelterek Amerika’yı yüksek ülkülerinden uzaklaştırmada birleştiler.
William UPSHAW

Türkiye Kurtuluş savaşı ve Anadolu ihtilali ile batı dünyasının yüksek ülkülerine set çekmişti.Emperyalizmin Ortadoğu ve Asya hayallerine o tarihde son vermişti. İşte bu köpeğin öfkesi bu nedenle idi. Türkiye kendisine Bu gözle bakan,uçsuz bucaksız nefret taşıyanlardan sadece 20 yıl sonra yardım istedi ve Lord Curzo’nun sözü gerçekleşti o zaman Mustafa Kemal’in masada aldıkları iade edildi Türkiye 1947’de ne acıdır ki batıya kayıtsız şartsız işbirliği sözü verdi gelen geçen hükümetler bu sözden hiç dönmediler.Bugünkü halimizin açıklaması Mustafa Kemal’in kurduğu tam bağımsız Türkiye Cumhuriyet'inin son 50 yıldır yaşadıklarında gizli...

‘’DİŞ DEĞİL TIRNAK DEĞİL BİR ÜLKE NİYE KANAR’’
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti hedef alınıyor

İletigönderen yigitler » Cum Mar 12, 2010 21:10

Başkomutan yazdı:ABD Atatürk'e Soykırımcı Dedi

Tasarının “Bulgular” başlıklı ikinci maddesinin birinci fıkrası aynen şöyle:“Ermeni Soykırımı, Osmanlı İmparatorluğu tarafından tasarlanmış ve 1915’ten 1923’e kadar uygulanmıştır.


Amerikan Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi “Ermeni Soykırımı Karar Tasarısı’nı kabul Etti“.

Bunu herkes biliyor. Cumhurbaşkanı, Başbakan, diğer siyasiler hep bir ağızdan kararı telin etti.

Temsilciler Meclisi’nin 252 no’lu karar tasarısını çok dikkatle okumak gerekiyor.

Tasarının “Bulgular” başlıklı ikinci maddesinin birinci fıkrası aynen şöyle:

“Ermeni Soykırımı, Osmanlı İmparatorluğu tarafından tasarlanmış ve 1915’ten 1923’e kadar uygulanmıştır.”

Tarih dikkatinizi çekti mi?

Önceki tasarılarda bu tarih “1915- 1919” şeklindeydi.

“1919 – 1923” kronolojisini kullanan ilk isim Amerikan Başkanı Clinton oldu. Clinton 24 Nisan 1998 tarihli konuşmasında, “1915 ile 1923 yılları arasındaki tehcir ve kıyımlardan” söz etti. Ama kullandığı kelime soykırım değil tehcirdi.

Bugün Kurtuluş Savaşı’nın yaşandığı dönemde soykırım yapıldığı iddia ediliyor. Bu iddia Amerikan Kongresi’nin resmi kayıtlarına giriyor.

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu 19 Mayıs 1919 tarihiyle başlatılır. Meclis, 23 Nisan 1920 yılında oluşur.

Birleşmiş Milletler, soykırımı “Bir ulusun ana karnındaki çocukları dahil soyun tüketilmesine yönelik sistematik biçimde tedhiş ve cinayete maruz kalması” şeklinde tanımlıyor.

Peki, bu iddia sahiplerinde göre Kurtuluş Savaşı sırasında Ermeni nüfusunu sistematik biçimde katletme kararını kim aldı?

Mustafa Kemal Atatürk mü? Ermenilerin yaşadığı bölgenin ordu komutanı Kazım Karabekir mi?

Osmanlı mirasında siyasi rant çıkarmayı sevenlerin bu sorulara yanıt vermesi gerekiyor…

Kurtuluş Savaşı sırasında Ermenilere soykırım yapıldığı kabul edilirse, bu suçun bir numaralı şüphelisi / sanığı Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir olur.

Kazım Karabekir’in karargahını bugün terörist olduğu ve Ergenekon örgütünün yöneticisi olduğu iddiasıyla sanık sandalyesine oturtulan bir komutan yönetiyor. Adı, 3’üncü Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk.

Hakikaten ilginç tesadüf.

Ya da buna ne kadar tesadüf denilebilirse…

Amerikan soykırım karar tasarısının başka ilginç bölümleri de var.

Mesela soykırım iddiasını teyit eden belgelerin bulunduğu ülkeler arasında Vatikan’da yer alıyor. Katolik Hıristiyanların ruhani ülkesinde o belgeler acaba nereden geldi?

Bir başka örnek daha?

Dönemin Amerikan Büyükelçisi Henry Morgenthau’nun Ermeni tehcirine karşı protestoları organize ettiğini, hatta bunlara öncülük yaptığını biliyor muydunuz?

Amerikan tasarısının 2’inci maddesinin 9’uncu fıkrasında, Büyükelçi Morgentau’nun bizzat dönemin ABD Dışişleri Bakanı Robert Lansing tarafından talimatlandırıldığı da anlatılıyor.

Odatv.com
toplumsalhaber

"Müttefikimizdir ne yapsa yeridir..."

Lozan anlaşmasını bugüne kadar yok sayan Amerika'nın 1927 de Temsilciler Meclisi üyesi William Upshaw kudurmuş bir köpek gibi ağzından köpükler saçarak havlamaya başlamıştı

- "... Lozan Anlaşması Timurleng kadar hunhar korkunç İvan kadar sefih ve kafatasları piramidi üstünde oturan Cengiz Han kadar kepaze olan bir diktatörün zekice yürüttüğü politikasının bir toplamıdır.Bu canavar savaşlardan bıkmış bir dünyaya tüm uygar uluslara onursuzluk getiren bir anlaşmayı kabul ettirmiştir.Buna her yerde Türk zaferi dediler. Dünya parlementolarını bu anlaşmaya kabule ikna ettiler.Büyük sermaye gurupları,ticaret erbabı ve bazı din temsilcileri bile Türkiye’yi uygar uluslar masasında Uluslararası bir konum durumuna yücelterek Amerika’yı yüksek ülkülerinden uzaklaştırmada birleştiler.
William UPSHAW

Türkiye Kurtuluş savaşı ve Anadolu ihtilali ile batı dünyasının yüksek ülkülerine set çekmişti.Emperyalizmin Ortadoğu ve Asya hayallerine o tarihde son vermişti. İşte bu köpeğin öfkesi bu nedenle idi. Türkiye kendisine Bu gözle bakan,uçsuz bucaksız nefret taşıyanlardan sadece 20 yıl sonra yardım istedi ve Lord Curzo’nun sözü gerçekleşti o zaman Mustafa Kemal’in masada aldıkları iade edildi Türkiye 1947’de ne acıdır ki batıya kayıtsız şartsız işbirliği sözü verdi gelen geçen hükümetler bu sözden hiç dönmediler.Bugünkü halimizin açıklaması Mustafa Kemal’in kurduğu tam bağımsız Türkiye Cumhuriyet'inin son 50 yıldır yaşadıklarında gizli...

‘’DİŞ DEĞİL TIRNAK DEĞİL BİR ÜLKE NİYE KANAR’’

Soykirimcilar babalarinin ogullaridir! Pis capulcular! Once kendi milletlerindeki sorunlarini cozsunler, bizimle de ugrasmasinlar.
Kullanıcı küçük betizi
yigitler
Üye
Üye
 
İletiler: 600
Kayıt: Pzr Ara 07, 2008 21:41

Re: Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti hedef alınıyor

İletigönderen İrfan Tuna » Cum Mar 12, 2010 22:23

Vatanımızı emperyalistlerin işgalinden kurtarmak için yüzyıl önce emperyalistlere ve uşaklarına karşı yaptığımız bir savaş nedeniyle bizi yapmadığımız bir soykırımla suçlayanlar, önce kendileri şu anda Irak'ta, Afganistan'da ve dünyanın dört bir yanında katlettikleri ve katletmekte oldukları milyonlarca insanın hesabını versinler... Önce kendi katliamlarıyla, haydutluklarıyla, kendi tarihleriyle yüzleşsinler...
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Re: Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti hedef alınıyor

İletigönderen Başkomutan » Cum Mar 19, 2010 17:36

Atatürk’e saldırılar azalırsa, işte asıl o zaman korkun!

Dün Adapazarı’nda artık “sıradanlaşan” bir saldırı daha gerçekleşmiş...

Üniversite mezunu 26 yaşındaki bir genç, kent meydanında bulunan Atatürk Anıtı’na baltayla saldırmış...

Anıtın arkasındaki kaideye önce boya tüpüyle Nazi işareti olarak bilinen gamalı haç işareti çizmiş, sonra da elindeki baltayla heykeli tahrip etmeye kalkışmış...

***


Türkiye’nin çeşitli illerindeki yüzlerce Atatürk heykeline, bugüne kadar defalarca benzeri saldırılar düzenlendi...

Ama...

Dünkü eylemin özelliği, bu işe ilk kez bir “üniversite mezunu” nun bu kalkışması...

Hayatının en az 18 yılını okumaya, yazmaya ayıracaksın...

Cumhuriyetin sana sağladığı olanaklardan yararlanıp, her 10 Türk’ten sadece birine nasip olan “üniversitede okuma hakkı”nı yakalayacaksın...

Gel gör ki aydınlanıp, çağdaşlaşacağına, yüzlerce yıl öncesinin yobaz kafasıyla bir “heykel”den intikam almaya kalkışacaksın...

Eğitimini ve belki de varlığını borçlu olduğun adamın heykelini kırmaya kalkışacaksın...

Bunu yaparken de gamalı haç işaretini çizerek, “faşistliğini” tüm dünyaya ilan etmekte hiçbir sakınca görmeyeceksin!

***


Diyeceksiniz ki; “Canım, çok büyütmüyor musun? İstediği kadar üniversite bitirmiş olsun, sıradan bir meczup işte!”

Asıl bunu kabullenemem...

Eğer bu ülkede en az 18 yıl okuyup üniversite bitiren bir genç, o üniversiteden “meczup” olarak çıkıyorsa; o zaman suçu başkalarında aramamız gerekir...

Onu yetiştiren bütün öğretmenleri...

Üniversitedeki eğitim ve öğretimi sorgulamamız kaçınılmaz bir hal alır.

Belki de bir gencin “meczup” olarak yetişmesini engelleyemeyen eğitim sisteminin tümüyle değişmesini tartışmamız şart olur!

***


Hoş; bu “üniversiteli” arkadaş, Atatürk düşmanı olarak yetişen tek üniversiteli de değil...

Ondan biraz daha fazla mürekkep yalama şansını bulmuş olan nice tarikatçı ve liboş; aynı işi baltayla değil, “dil”le ve “kalem” le yapıyor...

Hemen her gün ekranlara çıkarak ya da köşelerinde Atatürk’e ve arkadaşlarına en ağır hakaretlerle saldırıyor; onu küçümsüyor, yerin dibine sokmaya çalışıyor...

Adapazarı’ndaki gencin onlardan tek farkı, “eski teknoloji” kullanıyor olması...

***


Sakın bunlara bakıp da öfkelenmeyin, üzülmeyin, karamsarlığa kapılmayın!

Unutmayın ki bu tür saldırılar, bu örümcek kafalı adamların Atatürk ilke ve devrimlerinden hâlâ ne kadar korktuklarının kanıtıdır...

Eğer gün gelir de bu zavallılar artık Atatürk’le uğraşmayı “gereksiz bulurlarsa” işte; asıl o zaman korkun!


MUSTAFA MUTLU / VATAN - 19.03.10
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x