
Amerikalı tarihçi Prof. Dr. Heath Lowry, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün bugün hayatta olsa AB üyeliğine tam destek vereceğini ve CHP'nin AB üyeliğine yaklaşımından rahatsızlık duyacağını söyledi.
Princeton Üniversitesi öğretim üyelerinden Lowry, Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği'nde "Atatürk Yaşasaydı'' başlıklı bir konuşma yaptı. Kendisini Atatürk hayranı olarak tanımlayan Lowry, "Yaşıyor olsaydı, AB'ye uyumda ilerleme kaydedilememesi dolayısıyla sabırsızlanırdı." dedi. Heath Lowry, Atatürk'ün, CHP'nin bugünkü yönetiminin AB üyeliğini, "Türk devletinin laikliğe olan bağlılığını zayıflatmak üzere tasarlanmış İslamcı senaryo ile bir görmesinden", siyasi sorunlardaki yetersizliğinden ve kullandığı söylemden hoşnutsuzluk duyacağını kaydetti. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusunun, hayatta olsa ordunun bugün siyasette oynadığı role de karşı çıkacağını belirten Amerikalı tarihçi, Atatürk'ün üniformasını çıkararak siyasete atıldığını hatırlattı ve onun çizdiği yol izlenseydi, Türkiye'de askerî müdahalelere yol açan olayların önlenmesinin mümkün olabileceğini ifade etti. Atatürk'ün, 'Genelkurmay'ın, ülke siyasetinde egemen rol oynamasından kaygı duyacağına şüphesi olmadığını' söyleyen Lowry, Atatürk'ün orduyu, 'iktidarı ele almak üzere bekleyen bir kurum yerine toprak bütünlüğünün koruyucusu' olarak gördüğünü anlattı. Günümüz Türkiye'sinde en belirgin yaklaşımın, "ya sev ya terk et" olduğunu savunan Lowry, Atatürk'ün, sorunların çözümüne 'siyah-beyaz' bakmadığını söyledi. Atatürk'ün, zaafları da olduğunu belirten Lowry, "Hayatının son on yılında, muhalefete karşı hoşgörüsü azalmıştı. Cumhuriyet'e şekil verdikleri parlak yandaşlarından oluşan kadro bir kenara itilmiş ve Atatürk'ün etrafında 'evet efendimciler' toplanmıştı. Her liderin zaafları vardır. Bu da Atatürk'ün zaafıydı.'' ifadelerini kullandı.
Kaynak
Kocaman bir hasssssssss....'in ardindan Tayyip'imin deyimiyle "Sevsinler seni" diyerek kisa bir anektodu aktaralim size Prof. Lowry, bakalim Atatürk yasasaymis ne dermis:
I. Dünya Savaşı sonrasında, Ulusların birbirleriyle ilişkilerini bir düzene koymak amacıyla 1920 yılında bir Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti) kuruldu. Bu günkü Birleşmiş Milletler kuruluşunun ilk adımıydı. Tüzüğüne göre, cemiyet kurallarına uyacağını kabul ve taahhüt eden devletlerin başvurusu üzerine yapılan inceleme ve oylama sonucunda o devletin üye olup olmamasına karar veriliyordu.
1932 yılına kadar Türkiye Cumhuriyetinin herhangi bir üyelik başvurusu olmadı. O yıl, Cemiyet-i Akvam, üyelik başvurusu yapmamızın yararlı olacağını resmen iletti Türkiye Cumhuriyetine!..
Mustafa Kemal Atatürkün cevabı şöyle oldu: Biz üyelik başvurusu yapmayı düşünmüyoruz. Ama, Cemiyet-i Akvam, eğer bizzat bizi üyeliğe davet ederse; düşünür ve karar veririz.