Aydınlık ufuk; Kâtip Çelebi / Mevlüt Uluğtekin YILMAZ

Aydınlık ufuk; Kâtip Çelebi / Mevlüt Uluğtekin YILMAZ

İletigönderen Balasagun » Prş Eki 31, 2013 10:28

Aydınlık ufuk; Kâtip Çelebi (1)

Kâtip Çelebi (1609-1657) 17. yüzyıl fikir ve düşünce hayatının adeta bir güneşidir. Kararan zihinlere doğan bu güneş, günümüze de ışık saçmaktadır. Görkemli bir mantık ve muhakeme sahibi olan bu bilgeyi, ayrıntılı biçimde size anlatmak istiyorum. Anlatmak istiyorum; çünkü günümüzde ‘hamileleri’ sokakta istemeyen; çocuklarının düğününde eşinin oynamasına izin veren kocaya ‘deyyus’ diyen -yaşadığımız politik iklimden de cesaret alan- pek çok ahmak türedi bu ülkede! Çelebimiz o ahmaklara şöyle diyordu: “Bu soydan türlü sünnetlerle, halkı kendi haline koyup, (din adamları) din ve dünya işine zararı umumi olan ve düzeni bozan işlere baksınlar!”

1600’lü yıllarda Kâtip Çelebi, aklın ve müspet bilimlerin korkusuz savunucusudur. “Matematik biliminin öğrenilmesinin günah olup-olmadığı” tartışılırken, o yaptığı keskin çıkışlarla; İslam’ın akla ve müspet bilimlere karşı olmadığını adeta haykırıyordu. Ve yine o yıllarda ‘Kadıların matematik ve geometri öğrenmesi gerekir’ diye, çırpınıyordu. O gerçekten bir hak, hukuk ve toplum huzurunun savunucusuydu.

17. yüzyılın ilk yarısında İstanbul’da adlarına Kadızâdeliler denilen, akıl yoksunu sözde dindarlar türemişti. Bu din tüccarlarının ortaya attığı saçma-sapan iddiaları bir bir çürüten sadece Kâtip Çelebi idi. Söz gelimi; Kadızâdeli vaizler, Firavun’un imanla ölüp-ölmediğini İstanbulluların gündemine sokunca, şöyle der: “Yıllar öncesine ait bir olay. Şimdi bunu tartışmanın sırası mı? Hem bize ne? Bırakalım da bunu Yahudiler tartışsın. Çünkü Firavun’dan eziyeti onlar gördü.”

O, yaşadığı yüzyılda; aklın, mantığın, halk huzurunun temsilcisidir.

Çelebimiz, Abdullah adlı bir sipahinin oğlu olarak 1609’da İstanbul’da doğdu. Kırımlı İsa Halife’den Kur’an öğrendi. İlyas Hoca’dan Arapça dil bilgisi, Böğrü Ahmed Çelebi’den hat dersleri aldı. 14 yaşında Anadolu Muhasebesi kalemine girdi. Pek çok sefere katıldı. Bağdat Seferi’nden dönerken babasını yitirdi. Babasından kalan mirası çoğunlukla kitap almaya harcadı. Çok iyi Arapça ve Farsça bilirdi. Çeviri yapacak düzeyde Latince’ye egemendi. Tarih, coğrafya, kozmoğrafya, kaynakça ve din konularında ilginçliğini hâlâ koruyan eserler verdi. Eserleri tüm dünyada ilgi ile izlendi.

Onun, coğrafya ve kozmoğrafya alanındaki “Cihannüma” adlı eseri en büyük çalışması sayılır. 20 yılda tamamladığı “Keşfü’z-Zünun” adlı eserinde, kitap adlarının ve yazarlarının yer aldığı 14.500 kaynaktan söz eder. Bu eser, türü itibariyle Osmanlı’da ilk çalışmadır. “Fezleke” onun ilk tarih kitabıdır... Kâtip Çelebi’nin bu eserleri yanında, “En Doğruyu Seçmek İçin Hak Terazisi” anlamındaki o küçücük “Mizanü’ül- Hakk” adlı eseri, benim için tüm eserlerinden önemlidir. Topluma, akla, mantığa önem veren açıklamalarının yer aldığı o ölümsüz eseri 17. yüzyılın adeta akıl defteridir. Mizanü’ül-Hakk, günümüz Türk aydının da başucu kitabı olabilecek bir değerdedir.

İstanbul’un pek çok camisinde kürsüleri işgal eden Kadızâdeli vaizler, Kur’an’da olmayan ‘haramlar’ icat etmişlerdi. Hz. Muhammed zamanı dışındaki davranışların; yemeği kaşıkla yemenin, matematik eğitiminin, Arap entarisi yerine şalvar giymenin haram olduğunu yayarak; böylesi pek çok uydurma günahlardan söz ediyorlardı... İstanbul halkının kafası karışmış; halk şaşkın durumdaydı. Çağını çok iyi tanıyan Kâtip Çelebi, halkın aklını kilitlemeye çalışan bu iğrenç insanlara Mizanü’ül- Hakk ile öyle bir cevap verir ki, o cevap günümüzde de geçerlidir... O cevabı ve konuyla ilgili TRT’de geçen bir anımı gelecek hafta anlatacağım efendim.

Mevlüt Uluğtekin YILMAZ, 24 Ekim 2013
ulugtekinyilmaz@hotmail.com
“Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin”
Kullanıcı küçük betizi
Balasagun
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 3523
Kayıt: Cum Eki 17, 2008 13:18

Re: Aydınlık ufuk; Kâtip Çelebi / Mevlüt Uluğtekin YILMAZ

İletigönderen Balasagun » Prş Eki 31, 2013 10:40

Aydınlık ufuk; Kâtip Çelebi (2)

Geçen hafta başladığımız toplum huzuru ve Kâtip Çelebi konusundan söz etmeyi sürdürelim...

17. yüzyılda türeyen, sözde din adamı Kadızâdeliler çok acayip ve İslam güzelliğine yakışmayan -burada yazamayacağım derecede- ahlâksız insanlardı. İstanbul’un camilerinde vaizlik yapan bu karanlık adamlar, kendilerine karşı gelenleri ya dövüyorlar, ya da ölüm tehdidiyle sözde ‘imana davet’ ediyorlardı. Öyle ki; selam vermenin şekline karışıyor; matematik, geometri öğrenmenin, yemeği kaşıkla yemenin, bıyığı uzatmanın günah olduğunu söylüyorlardı. Ve daha aklınıza gelebilecek her türlü saçmalıklara kendilerince sözde bir ‘din’ gerekçesi bularak itiraz ediyorlardı. Sözgelimi, erkeklerin şalvar yerine Arap entarisi giymesini, selâmlaşmanın kesinlikle Peygamber zamanındaki ifadesiyle yapılmasını istiyorlar; yapmayana dinden çıkmış gözüyle bakıyorlardı... Ama Kâtip Çelebi’den de gerekli dersi alıyorlardı.

Selam konusuyla ilgili benim de bir anım var... TRT’de Program Denetçisi olarak çalıştığım yıllardı. Sanırım 1990 yılıydı. Dinî Yayınlar’da görevli Yapımcı (Prodüktör) arkadaş ‘selam’ konusunu işleyen bir metin getirdi. Yapımcı din eğitimi almış, sakin, beyefendi bir arkadaştı. Metni verip odadan ayrılınca hemen okumaya başladım. Metin yazarı akademik unvanlı idi. Yazar, selam vermenin güzelliğinden, toplumdaki yararından söz ettikten sonra, ‘Selamın Hz. Muhammet zamanında olduğu gibi verilmesine’ özellikle vurgu yapıyordu. Yapımcı arkadaşımı odama çağırdım. Kendisine, toplumda sıkıntı yaratabileceğini, dolayısıyla selamın nasıl verileceğine dair kesin ifadeli o bölümün çıkarılmasını istedim. Bu sözü söylememle birlikte o kibar arkadaşım -hani ne derler- açtı ağzını, yumdu gözünü... “Bu konunun din konusu olduğunu, bunu bilemeyeceğimi, oysa yazarın dinî konuda uzman olduğunu” sesini yükselterek anlattı. Ben, ısrar edince, bu kez de “Konuyu TRT Genel Müdürü’ne ileteceğini” filan söyledi. Ben de “İstediğin yere başvur” dedikten sonra; “Siz ve o uzman kişi, Kâtip Çelebi’nin Mizanü’ül Hakk adlı eserini okumalısınız” deyip o bölümü çıkarttım. Nitekim son denetim de benim bu kararıma uydu ve metin bu haliyle yayımlandı.

Kâtip Çelebi “En Doğruyu Seçmek İçin Hak Terazisi” anlamındaki, o küçücük “Mizanü’ül- Hakk” adlı harika eserinde selam konusunda şöyle der:

“Her kavmin arasına bir türlü selamlaşma yayılıp yerleşti, kaldı. Bugün Osmanlı Devleti’nde mesela padişahların huzurunda selam yerine yer öperler. Din ve devlet büyüklerinin önünde, özellikle bilginlerin huzurlarında eğilirler. Diğer ayak takımı kimi “sabah’al hayr”, kimi “Aşk ola” deye esenleşir. Ve nicesi de sünnet üzere selam verirler. İmdi, bu adetler sünnete aykırıdır, vazgeçin diye bunlarla kavga ve cedelleşme ahmaklıktır. Zira defalarla söylendi ki kavmin örfünü değiştirmek çok güçtür.

Bu soydan türlü sünnetlerle, halkı kendi haline koyup,
(din adamları) din ve dünya işine zararı umumi olan ve düzeni bozan işlere baksınlar.”

Çelebimiz, yaşadığı sürece, halkı din adına birbirine düşürmek isteyenlerle mücadele etti. Onun devrinden çok az bir zaman önce -1580 yılında- bir Şeyhülislâm “Gökleri incelemek uğursuzluk getirir” diye rasathane yıktırmıştı... Bunları bilen Çelebi, İslam’ın matematik, geometri gibi akla dayanan bilimlere karşı olmadığını anlatır ve bu bilimlerin önemi üzerinde özellikle durur.

Yabancıların “Hacı Kalfa” (doğrusu ‘Hacı Halife’) diye bildikleri, günümüze de ışık saçan bu seçkin atamız, aydınlık fikirleriyle yüzyıllar boyu unutulmayacak. Durağı uçmak olsun.

Esen kalın efendim.

Mevlüt Uluğtekin YILMAZ, 31 Ekim 2013
ulugtekinyilmaz@hotmail.com
“Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin”
Kullanıcı küçük betizi
Balasagun
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 3523
Kayıt: Cum Eki 17, 2008 13:18


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x