Bağımlı İhanet Ağından Seçmeleri Okudunuz

ARI, TESEV, Açık Toplum Vakfı, HYD, Genç Siviller, GTP, SODEV, Bianet, STGM, TÜSEV, MAZLUMDER, STEP, LGBTT, Barış ve Kardeşlik Forumu, Türk Demokrasi Vakfı, LDP, Küresel BAK vesaire...

Bağımlı İhanet Ağından Seçmeleri Okudunuz

İletigönderen Ram » Sal Eki 20, 2009 21:54

AİHM'den Kapatılan Kürt Gazetelerine Binlerce TL Tazminat

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Kürt Sorunu'nu temel alan dört gazetenin 26 çalışanını açtığı davalarda Türkiye'yi, ifade özgürlüğünü ihlal ettiği için mahkum etti.

Ülkede Özgür Gündem, Gündem, Güncel ve Gerçek Demokrasi gazetelerinde gazete sahibi, yayın yönetmeni, yazı işleri müdürü, haber müdürü ve gazeteci çalışan 26 kişi, Türkiye'deki yargılamalarda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 10. maddesinin ihlal edildiğini savunarak AİHM'e başvurmuşlardı.

Anayasa Mahkemesi korudu, AİHM mahkum etti

AİHM'in verdiği mahkumiyet kararları, Türkiye'de gazetelerin yayınının bir aya kadar durdurulmasında başvurulan, Anayasa Mahkemesi'ninse uygulanmasında "Anayasaya aykırılık" görmediği Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) 6/son maddesiyle de ilgiliydi.

AİHM, başvuru sahiplerine 5 bin avro'dan (10 bin 750 TL) 40 bin avro'ya (86 bin TL) kadar varan tutarlarda maddi tazminat; her bir başvuru sahibine bin 800 avro (3 bin 870 TL) manevi tazminat ve mahkeme giderleri karşılığında da toplam 4 bin avro (8 bin 600 TL) ödenmesine karar verdi.

"Orantısız" yaptırıma "oybirliğiyle" mahkumiyet

Yayın durdurma cezalarıyla birlikte, "PKK/ Kongra-Gel örgütü propagandası" ve başka gerekçelerle Ülkede Özgür Gündem gazetesi sahibi Ali Gürbüz, yargılandığı davalarda 217 bin avro (yaklaşık 467 bin TL) ödemeye mahkum edilmişti.

Bu gazete ve Gündem gazetesinin yayın yetkilisi Özlem Aktan hakkında iki, Gündem ve Güncel gazeteleri sahibi Lüfti Ürper hakkında da üç suçlama yöneltildi. Ayrıca, Gerçek Demokrasi gazetesi sahibi Hüseyin Bektaş hakkında da davalar açılmıştı.

Kasım 2006- Ekim 2007 döneminde yayına geçen dört gazetenin yayının üst üste 15 günden bir aya kadar varan süreler için durdurulmasını "orantısız yaptırımlar" olarak değerlendiren AİHM, "Sadece belirli bir gazete sayısının yayını durdurulmadı, ileride yayın içeriğine dair herhangi bir fikir sahibi olunmayan sayılar için de yasaklama getirildi. Başvuru sahipleri yerel mahkemede yargılanmadan suçlulukları tescil edildi."

Sonuç olarak yayın durdurma kararlarının, başvurucu sahiplerini benzer haberler yayımlana konusundaki faaliyetlerinden vazgeçirmek gibi bir etkisi oldu ve söz konusu kararlar onların profesyonel etkinliklerini engelledi.

Türkiye'den yargıç Işıl Karakaş'ın da bulunduğu yedi kişilik heyet, oybirliğiyle Türkiye'nin ifade özgürlüğü hakkını hiçe saydığına karar verdi.

Kaynak:
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/117747-aihmden-kapatilan-kurt-gazetelerine-binlerce-tl-tazminat



Türkiye Basın Özgürlüğünde En Kötü 50 Ülke Arasına Girdi

Türkiye, Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün yayımladığı Dünya Basın Özgürlüğü Sıralaması'nda geçen yıla göre 20 sıra birden gerileyerek 175 ülke içerisinde 122. sırada yer aldı.

Türkiye, Venezuela'nın önünde, Filipinler ile birlikte 122. sırada bulunuyor. Geçen yıl Türkiye ile 102. sırayı paylaşan Ermenistan da bu yıl 111. sırada görünüyor. Ayrıca, Kuzey Kıbrıs sıralamada 51. sırada, Kıbrıs Yönetimi de 25. sırada gösterildi.

Gazete kapatmaları ve yoğun davalar geriletti

RSF açıklamasında, "Bu düşüşün nedeni, Türkiye'de özellikle azınlıklar içerisinde Kürtleri hedef alan, gazetelere yönelik sansür vakalarındaki patlama ve kamu makamları içerisinde özellikle Ordu ve yargının kamuoyuna mal olmuş sorunları kendi tekelinde tutma isteği olarak gösterilebilir" denildi.

Kaynak:
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/117742-turkiye-basin-ozgurlugunde-en-kotu-50-ulke-arasina-girdi



Devlet Barış Gruplarının Mektubunu Resmen Teslim Aldı

Kandil'den ve Birleşmiş Milletler'in Mahmur'daki mülteci kampından gelen barış grubu, Habur sınır kapısından geçtikten sonra, dört özel yetkili savcıya ifade vermeye başladı.

Resim

İfade verme işlemlerinde Diyarbakır, Van ve Şırnak barolarına üye 40'tan fazla avukat da hazır bulunuyor.

Fırat Haber Ajansı'nın (ANF) haberine göre, grup, Kürt sorunun çözümüne ilişkin taleplerini içeren mektupları Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanlığı'na iletilmek üzere Şırnak Vali yardımcısı Abdullah Akdaş'a iletti.

Grup mektuplarında Kürt sorunun çözümü için girişimlerin devam etlemesini, siyasetin tıkanması ve hapisteki PKK lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine geldiklerini dile getirmiş, Öcalan'ın yol haritasının açıklanmasını, operasyonların durmasını, özgür, eşit ve birlikte yaşamayı, Kürtlerin ifade, siyaset özgürlüklerinin, özellikle Kürtçe'yle ilgili kültürel haklarının hayata geçmesini istediklerini söylemişlerdi.

Gruptakiler, Ceza Yasası'nın (TCK) "etkin pişmanlık" başlıklı 221. maddesinden yararlanmak istemediğini belirtti. Ancak NTV'deki Canlı Gaste programına telefonla katılan eski Diyartbakır Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu, yasanın kişiler istemediklerini söyleseler bile, yargının bu maddeyi uygulayıp barış grubundakileri serbest bırakabileceğini söyledi. Programa Diyarbakır'daki canlşı yayından katılan 199'daki barış grubunda yer alan Günlük gazetesi Yayın Koordinatörü Yüksel Genç de 10 yıl sonra konjonktürün çok farklı olduğunu, bugün Kürt sorununun artık adı telaffuz edilerek, PKK, Abdullah Öcalan faktörleriyle birlikte konuşulabildiğini söyledi.

ANF'nin haberlerine göre, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Osman Güneş de konuyla bizzat ilgilenerek İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e sürekli olarak bilgi verdi.

Kaynak:
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.bianet.org/bianet/siyaset/117728-devlet-baris-gruplarinin-mektubunu-resmen-teslim-aldi



Barış Grupları Taleplerini Açıkladı

Kandil'den ve Mahmur'daki mülteci kampından gelen "barış grupları"nın devlet yetkililerine ve kamuoyuna yönelik olarak yazdığı mektubun metnini Fırat Haber Ajansı (ANF) yayımladı.

Gruptakiler, PKK'nin hapisteki lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine, Kürt sorunun çözümünde tıkanan siyasi sürecin açılması için kendi özgür iradeleriyle geldiklerini, Ceza Yasası'ndaki "etkin pişmanlık" maddesinden yararlanmak için gelmediklerini söylüyor.

"Sorunun kaynağı değil, çözümün tarafıyız" diyen, kendini "Barış ve Demokratik Çözüm Grubu" olarak adlandıran grubun mesajları özetle şöyle:

Öcalan'ın yol haritasının açıklanması: Öcalan'ın hazırladığı yol haritasının kamuoyuna açıklaması ve muhataplarına verilmesi.

Operasyonların durması: Askeri ve siyasi alana dönük operasyonların durdurulması ve Kürt sorununun barışçıl ve demokratik siyasi çözümünün önünün açılması.

Çözüm demokratikleşme, diyalog ve müzakerede: Çözümün Türkiye'nin gerçek anlamda demokratikleşmesine bağlı olarak Kürt halkının özgür iradesini esas alma temelinde diyalog ve müzakere yöntemiyle gerçekleştirilmesi.

Özgür, eşit, birlikte yaşam: Türkiye demokratik ulusunun bir parçası olarak Kürt halk kimliğimiz temelinde ve anayasal güvenceye sahip olarak özgür, eşit ve birlikte yaşamak.

Kürtçe'ye özgürlük: Anadilimiz olan Kürtçe'yi her yerde özgürce konuşmak, öğrenmek, geliştirmek ve tarihi değerlerimizi, kültürümüzü ve coğrafyamızı anadilimizde yaşamak. Çocuklarımızı Kürtçe adlandırmak, Kürtçe eğitmek ve büyütmek.

Kültürel haklar: Kürt halkı olarak tarihimizi, kültürümüzü, sanat ve edebiyatımızı özgürce yaşamak, geliştirmek ve korumak.

Siyaset, ifade ve örgütlenme özgürlüğü: Kendi kimliğimizle demokratik toplumsal örgütlenmemizi geliştirmek, demokratik siyaset yapmak ve kendimizi özgürce ifade etmek.

Yeterli olanaklarla, baskıdan uzak, güvenlik içinde yaşam: Köy, kasaba ve şehirlerinde özel harekatçı, korucu ve polisin baskı ve zulmünden uzak, yeterli imkanlara kavuşmuş ve güvenlik içinde yaşamak.

Demokratik anayasa: Türkiye'nin demokratikleşmesini ve bunun için sivil-demokratik bir anayasanın hazırlanmasını istiyoruz.

Grup, mektubun sonunda, "Bu taleplerimiz temelinde, Kürt sorununun demokratik çözümünü, Türkiye'de barış ve demokrasi isteyen herkesle tartışmak ve birlikte çalışmak için bu adımı atıyoruz" diyor.

Kaynak:
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.bianet.org/bianet/siyaset/117723-baris-gruplari-taleplerini-acikladi



"Hükümet, Öcalan'ın Muhatap Olduğunu Artık Görmeli"

Resim

Türkiye Barış Meclisi'nden Hakan Tahmaz, Barış Grupları'nın Türkiye'ye gelişiyle ilgili sürecin, hapisteki PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Kürt sorununun çözümünde muhatap olduğunu kesin olarak gösterdiğini söylüyor: "Başka bir aktörün bu rolü oynayabilmesinin olanağı yok!"

Tahmaz'a göre, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti, Avrupa, Kandil ve Irak'taki Mahmur mülteci kampındaki Kürtlerin gelip toplumsal yaşama katılmasını sağlayacak yasal düzenlemeleri yapmalı.

Tahmaz, geçtiğimiz aylarda Kandil'de PKK liderleriyle de görüşmüş ve izlenimlerini Birgün gazetesinde kaleme almıştı. Tahmaz, bu süreçte hem Kürt siyaseti hareketinin hem de hükümetin toplumu sürece katmaya dikkat eden bir dil kullanması gerektiğini vurguluyor. Barış Meclisi üyesinin bazı saptama ve değerlendirmeleri şöyle:

Öcalan muhatap

Bir yanda PKK çatışmaların yükseleceğini ifade ettiği, diğer yanda AKP'nin DTP'ye sırtını dönmeye başladığını hissettirdiği dönemde, Öcalan'ın çağrısından hemen sonra Barış Grupları'nın gelmesi, Öcalan'ın muhatap olduğunu açıkça gösteriyor. Başbakan konuşmasında, bu süreci Öcalan'a bağlamak doğru değil, diyor; ama yanılıyor. Öcalan bu sürece doğrudan dahildir. Şimdi inisiyatif Öcalan'da ve AKP'de. Ana aktörler bunlar.

Teslim olun demekle olmaz

AKP şunu görmeli. PKK, Kürt hareketi çözüm konusunda daha istekli görünüyor. Çözümün önünü açmalı. Ama bu "Gelin, teslim olun" demekle olmaz. Gelebilmelerinin zeminlerini yaratmak gerek. Adına af demeden, Avrupa'daki, Mahmur'dakilerine ve Kandil'deki silahlı güçlerin toplumsal yaşama katılımının önünü açacak bir düzenleme gerekiyor.

Bütünlüklü proje

İki gündür esen havaya bakarsanız, "PKK sorunu"nun çözüleceği varsayılıyor. Ama yanlış. Daha kapsamlı bir adım olmadan, Bütünlüklü bir projeyi işler hale getirmeden olmayacak. PKK liderlerinden Cemil Bayık'ın açıklamaları da bunu gösteriyor.

Titiz ve dikkatli dil

Bundan sonrasında, karşılıklı titiz ve dikkatli davranışlarla bu süreç gelişebilir. Herkes biliyor ki, bir yenişememe durumu var. Silahla, bastırmayla Kürt hareketinin kökünü kazıyabilmenin mümkün olmadığı ortada. Diğer yanda, silahlı mücadeleyle, çatışarak sonuç almanın mümkün olmadığını da PKK görmüş durumda. Şimdi, sadece kendi kamuoyunu tatmin etmek üzere değil, toplumu bu sürece katmaya dikkate alan bir yaklaşım, dil gerekiyor. Sorun, toplumu rencide etmeden çözülmek zorunda. Yüksek beklentiler doğru değil. Barış Grupları için "Teslim oldular" demek de doğru değil. Öcalan'ın çağrısı olmasaydı, bu gerçekleşmezdi. Sonuçta kendi rızalarıyla geldiler.

Kaynak:
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.bianet.org/bianet/siyaset/117748-hukumet-ocalanin-muhatap-oldugunu-artik-gormeli



Barış Grubunun Tamamı Serbest, Diyarbakır'a Gidiyor

Silopi Sulh Ceza Yargıcı, üçü Kandil'den, ikisi Mahmur mülteci kampından gelen Barış Grubu'nun beş üyesini serbest bıraktı. Savcılar sabah saatlerinde 29'unun serbest kalmasına karar vermiş, beş kişininse tuklanmasını istemişti.

bianet'in iki gündür Silopi'de bulunan Diyarbakır Baro Başkanı M. Emin Aktar'dan aldığı bilgiye göre, yargıç beş kişiyi Ceza Yasası'ndaki "etkin pişmanlık" maddesinden yararlanma ihtimallerini göz önünde bulundurarak serbest bıraktı.

Ancak Aktar, savcıların hazırlık soruşturmasını tamamlamasının ardından dava açması ve Barış Grubu üyelerinin yargılanma ihtimallerinin sürdüğünü de ekledi.

Barış Grubu üyeleri, mesajlarını içeren mektupta da, savcılara verdikleri ifadelerde de "etkin pişmanlık" maddesinden yararlanmak istemediklerini belirtmişti.

Aktar, NTV'de katıldığı canlı yayında, savcıların Barış Grubu üyelerine örgüte ne zaman katıldıklarını, eylemlerinin olup olmadığını, örgütten neden ayrıldıklarını ve Türkiye'ye geliş amaçlarını sorduğunu, "pişman mısınız" sorusunu sormadığını da anlattı.

Barış Grubu Diyarbakır'a gidiyor

Barış Grubu'nun üyeleri, Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) otobüsleriyle bölgeden ayrılıyor. DTP Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak'ın bianet'e verdiği bilgiye göre, Silopi'de binlerce kişinin toplandığı bölgede grubun Kandil'den ve Mahmur'dan gelen bölümlerinin iki temsilcisi, kısa birer konuşma yaptı.

Grup daha sonra, Cizre, Nusaybin, Mardin'deki karşılama noktalarına uğrayarak Diyarbakır'a geçecek. Kışanak, asıl büyük karşılama töreninin Diyarbakır'da olacağını söyledi. Kışanak, yorgun olan grubun bundan sonraki programınınsa, bu akşamdan sonra belli olacağını aktardı.

Fırat Haber Ajansı'nın haberine göre, binlerce kişi Diyarbakır'daki Çınar ilçesinde, karşılama için toplanmaya başladı.

Kaynak:
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.bianet.org/bianet/insan-haklari/117743-baris-grubunun-tamami-serbest-diyarbakira-gidiyor
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Şu dizine dön: Türkiye Ağı

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x