Bahane Hazır...

Suriye vurulmalıdır, zira askeri uçağımızı düşürdüler. Türkiye’nin teşebbüsü ile BM ve NATO alarmda. Bu oyun bayatlamış bir oyundur. Çünkü Suriye’yi vurmak için sırtlanlar çemkirmeye başlamıştır. Bu konuda yazdığımız tüm makalelerimizde dikkat çektiğimiz hususlar, maalesef realize edilmektedir.

Suriye emperyal güçlerin hedefindedir. İsrail’in yeni yerleşim alanı temin etmek için engel teşkil eden Suriye ortadan kaldırılmalı, böylece İsrail’in önü açılmalı ve büyük İsrail devleti kurulduktan sonra da İran vurulmalıdır. Emperyal çetelerin hesabı budur. Yoksa demokrasi, insan hakları teranesi bahanedir.

Basında tek yönlü verilen haberler, provokatif ve göstermelik haberlerdir. Yok, camiler bombalanıyor, insanlar katlediliyor. Bu haberlerin bir kısmı doğru olsa dahi bombalayanlar, katledenler kimler, belirsizdir. Muhaliflerin dolar ve euro zengini olduğu da, yine bazı haber ajanslarında yer almaktadır.

Türkiye’de de tek yönlü yayınlarla milletimiz manipüle edilmektedir. Mevcut hükümet Ortadoğu bölgesinde hiçbir olayda inisiyatif kullanamamakta, rol model olarak ortalarda dolaşıp durmaktadır. Bir başka ifade ile emperyal çetelerin ve İslam düşmanı Hıristiyan ülkelerin bir nevi jandarmalığını yapmaktadır. Bunu görmekten, insan olarak üzüntü duyuyoruz.

Elbette ki zulmeden kim olursa olsun karşısında durmalıyız. Ancak ABD ve ırkçı emperyalist zalimlerle aynı safta görünmek daha büyük zulümdür. Askeri uçağımızın düşürülmesi elbette ki hoş karşılanamaz. Ama bunu bahane ederek ırkçı emperyalistlerin silah gücü haline gelen NATO’nun devreye sokulması, bir başka büyük zulmün doğmasına sebebiyet verir ki, bunun manevi sorumluluğu son derece büyüktür.

NATO’ya dahil bir ülkeye hasmane bir fiil ika edilirse, o takdirde NATO’nun statüsüne göre NATO kuvvetleri devreye girer ve onlar yandaşlarını koruma bahanesiyle, binlerce bombayı, Libya’da olduğu gibi, Suriye’nin üzerine yağdırmaya başlar. Hazırlanan senaryo budur. Bu da milyonlarca Müslüman’ın öldürülmesine neden olur. Ülkemizin yöneticileri ve Mecliste grubu bulunan partiler, bu hususu gözden uzak tutmamalıdır.

Yapılan ve yapılacak olan ajitasyonlar sonucunda NATO Suriye’ye saldırarak, bir taşla iki kuş vuracaktır. Birincisi Suriye tahrip edilecek, akabinde de kefere birlikleri İslam coğrafyasına bir kere daha girecek ve sömürüsünü tamamlamadan, kolay kolay da çıkmayacaktır. İkincisi Türkiye’yi koruma adına ön planda göstermeyecek, böylece hükümetin prestijini artırmış olacaktır. Tabii ki bu oyunları millet yutarsa.

Zira Türkiye uzun bir müddetten beri Suriye’ye hasmane tavır içindedir. Bundan dolayı zaman zaman yaptırdığı toplantılarla dünya ülkelerini yönlendirmeye çalışmaktadır. Bu, dış politikayı takip eden herkes tarafından bilinmektedir.
Elbette ki Türk savaş uçağının düşürülmesinin hesabı sorulmalıdır. Ama bu hesap sorma, çemkiren çakalların önünü açmak şeklinde olmamalıdır. Türkiye bu hesabı tek başına sorabilecek durumdadır. NATO’nun öldürücü vuruşuna ihtiyacı yoktur. Ama maksat kuzuyu kurda yedirmekse, bahane hazır, uçağımız düşürüldü. Bu meselede Sayın Başbakan kendisini, tecrübesizliği sebebiyle yanlış dış politikalara yönlendiren Dışişleri Bakanının bilgisine göre hareket etmemeli, mutlaka kendi aklını kullanmalıdır. Zira Dışişleri Bakanının Ortadoğu politikaları çürüktür, sakattır. Akli değil, hissiyata yöneliktir. Her nedense İslam ülkelerine bakışı şaşıdır.

Arap baharı münasebetiyle Sayın Başbakanın kazandığı ivme, tutarsız politikalar sebebiyle düşme istikametindedir. Zira Dışişleri Bakanının tutarsızlığı, İslam ülkelerini birbirine hasım haline getirmiş, kamplara bölmüştür. Tunus’ta, Libya’da uygulananlar, şimdi de bu yanlış bakış sebebiyle Suriye’ye karşı uygulanacak ve Suriye’nin vurulmasını sağlayacaktır. Bu oyuna Başbakanın gelmemesi gerekir.

Ancak Ziya Paşanın dediği gibi; “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir / Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir” sözü gereği Suriye yetkililerinin dikkatleri elbette ki çekilmeli, ikazlar yapılmalı, ama bunun arkasında asla ABD, AB ve ırkçı emperyalistler olmamalıdır.

İsmail MÜFTÜOĞLU, 25 Haziran 2012