
Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, partisinin, Cumhurbaşkanı seçim sürecinde yaşanan gelişmelerden ve bugün gelinen noktadan Türk demokrasisi adına büyük üzüntü ve endişe duyduğunu belirtti. Türkiyenin temel siyasi sorunlarının, şahsi ihtiras ve hesapların esiri olmadan, partiler üstü bir anlayışla ve uzlaşma yoluyla ele alınmasını temel bir siyasi ilke olarak benimsediklerini ifade eden Bahçeli, partisinin cumhurbaşkanı konusunun geniş tabanlı bir toplumsal ve siyasi uzlaşma zemininde ele alınmasını, genç Türk demokrasisinin rüşdünü ispat etmesinin önemli ve anlamlı bir göstergesi olarak kabul ettiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanının, devletin başı olarak Türkiye Cumhuriyetinin ve Türk Milletinin birliğini temsil ettiğini belirten Bahçeli, şunları kaydetti: Bu bakımdan, bu yüce makama seçilecek şahsiyetin kim olduğu ve hangi partiye mensup bulunduğundan ziyade, temsil ettiği siyasi zihniyet önem taşımaktadır. Cumhurbaşkanının her türlü şaibeden uzak temiz bir maziye sahip olması, milli ve manevi değerlere, Cumhuriyetin temel ilkelerine, üniter devlet yapısı, milli birlik ve ülke bütünlüğüne saygılı bir siyasi anlayışın temsilcisi olması vazgeçilmez bir şarttır. Bu bakımdan Cumhurbaşkanı seçilecek şahsiyetin, geçmişi ve bugünüyle buna uygun bir sicili olması elzemdir. Burada temel sorun, Cumhurbaşkanının çok geniş Anayasal yetkilerini hangi siyasi zihniyetin, ne amaçla kullanacağıdır. Siyasi ve hukuki meşruiyetin aranacağı nokta budur.
MHPnin, aylar öncesinden başlayarak Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda ilkeli ve sorumlu bir tutum sergilediğini kaydeden Bahçeli, Türkiyenin bir kaos ortamına ve cepheleşmelere sürüklenmesini ortak akıl ve vicdanla önlemek için Cumhurbaşkanını milli iradeyi arkasına alan yeni Meclisin seçmesini somut seçim tarihi de belirterek önerdiklerini anımsatarak, şunları kaydetti:
Başbakan Erdoğan ve AKP, siyasi ihtiraslarını ve kısır parti hesaplarını aşarak, Türkiyenin geleceğini her düşüncenin önünde ve üstünde tutan bir vatanseverlik şuuruyla hareket etme faziletini gösterememiştir. Sağduyunun sesine kulaklarını tıkayan Başbakan, diyalog ve uzlaşma yollarını bilinçli olarak baştan itibaren kapatmıştır. Bu konuyu siyasi inat ve iddia haline getiren ve siyasi hesaplarını aşabilme erdemini gösteremeyen Başbakan Erdoğan, çok tehlikeli sonuçları olacak siyasi bir kumar oynamıştır. Başbakan ve partisinin Cumhurbaşkanlığı makamını siyasi ve ideolojik misyon yeri olarak gördüğü bütün çıplaklığıyla anlaşılmıştır. Cumhurbaşkanlığını zapt edilecek son kale olarak gören bu sakat zihniyetin, bu yüce makamı devletle hesaplaşma aracı olarak kullanmak istediği ortaya çıkmıştır. Bunun sonucu, Cumhurbaşkanı seçimine siyasi tarihimizde ilk defa ideolojik bir içerik ve nitelik kazandırılmıştır.
SANAL ADAYLAR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın, konuyu zamana yayarak kendisi için bir çıkış kapısı arayışına yöneldiğini, sanal adayları podyuma çıkararak Cumhurbaşkanlığını anket, müşterek bahis ve piyango konusu haline getirdiğini öne süren Bahçeli, Ucuz bir işporta ve kapkaç anlayışıyla yürütülen bu süreç sonunda Türkiye utanç verici bir skandal yaşamış ve tek seçici Erdoğanın adayı, yangından kaçırılırcasına son anda açıklanmıştır iddiasında bulundu.
Bahçeli, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: Bunun samimiyetle, ciddiyetle, demokrasi gelenekleriyle, milli iradenin temsilcisi olan TBMMye saygıyla uzaktan yakından alakası olmadığı ortadadır. Bundan sonra başlayacak olan AKP kontrolündeki Çankaya ve güdümlü Cumhurbaşkanı döneminin de AKPye bir hayır getirmeyeceği çok iyi bilinmelidir. Bu şekilde atanmış adayın Meclis onayından geçirilerek Cumhurbaşkanlığına çıkarılması, önümüzdeki siyasi döneme devredilecek bir çıbanbaşı mirası olacaktır. Bunun Türkiyeye vereceği zararlar da ilerde yaşanarak daha iyi anlaşılacaktır. Sonuç olarak, Türk demokrasisi Parlamentosu ve siyaset kurumu maalesef bu hayati sınavdan yüzünün akıyla çıkamamıştır.
Kaynak