Bahçeli: YÖK başkanı yetkisini aştı

Genel & Güncel Konular

Bahçeli: YÖK başkanı yetkisini aştı

İletigönderen Türk-Kan » Çrş Şub 27, 2008 10:19

Resim

Bahçeli: YÖK başkanı yetkisini aştı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Irak'ın kuzeyindeki PKK unsurlarına yönelik olarak süren kara harekatının topyekün bir mücadeleye dönüştürülmesini istedi.

Bahçeli türban konusu ile ilgili olarak da YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ı eleştirerek "Açıklamaları yetkisini aşmıştır" diye konuştu.


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Peşmerge yönetiminin, PKK teröristlerine yeniden yardım ve yataklık etmemesi için caydırıcı davranılmalı, kesin sonuç alıncaya kadar bölgede kalınmalıdır'' dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak'ın kuzeyine yaptığı kara harekatını değerlendirdi.

Hükümetin göstermiş olduğu zafiyeti değerlendirerek, şiddetini ve cüretini giderek artıran bölücü terör örgütüne yönelik beklenen kara harekatının geçen hafta nihayet başladığını ifade eden Bahçeli, ''Mehmetçik, olumsuz hava ve coğrafya şartlarına rağmen Türk milletinin varlığına göz diken hainleri, saklandıkları inlerinden çıkararak gereken dersi vermek için iftihar edilecek mücadele içindedir'' diye konuştu.

Devlet Bahçeli, eksi 20 derece soğuk altında, karla kaplı yüksek bir coğrafyada, 35 kilogramlık teçhizatı şerefle taşıyarak yürütülen operasyonun her türlü takdirin ve övgünün üstünde olduğunu vurgulayarak, ''Kahraman Mehmetçiğimizi ve komutanlarını kutluyor, gidilecek her noktada sonuna kadar destekçisi olacağımızı buradan açıklıyorum. Cenab-ı Allah'tan bütün vatan evlatlarına yardımcı olmasını niyaz ediyorum'' değerlendirmesinde bulundu.

Operasyonun başından bu güne kadar teröristlerin yuvalandığı noktaların ele geçirildiğini ve çok sayıda teröristin etkisiz hale getirildiğinin açıklamalardan anlaşıldığını dile getiren Bahçeli, bir yandan Türk askeri ile gurur duyarken, öte yandan da 10 binlerce Mehmetçiğin katıldığı bu çapta bir operasyonda karşılaşmak durumunda kalınılan evlat acılarının da herkesi derinden üzdüğünü söyledi.


'VATAN SİZLERE MİNNETTARDIR'

''Ne mutlu ki milletimiz, büyük bir olgunluk ve metanetle şehitlerine sahip çıkmakta, son yolculuklarına bu evlatlarımızı kucaklayarak uğurlamaktadır'' diyen Bahçeli, şöyle devam etti:

''Bu kürsüden, MHP mensuplarını, milliyetçi ve ülkücü gençliği, canı gönülden hissettiklerini bildiğim derin acıları, aziz şehit naaşlarının kaldırıldığı mukaddes mekanlarda paylaşmaya bekliyorum. Ancak, bu son görevi yaparken, içinde bulunulan manevi iklimin adabına uygun davranmak, inancımızın bu mekanlarda uygun görmediği söz ve eylemlerden, siyasi sloganlardan uzak durmak, yüreği vatan sevdası ile dolu olan herkesin sorumluluğu olmalıdır. Yaşadığımız şahadetlere ve zor operasyon koşullarına rağmen askerlik çağına gelmiş evlatlarını, ellerini kınalayıp, 'Şehit adayı' olarak güle oynaya vatan hizmetine gönderen elleri öpülesi analarla ve babalarla iftihar ediyorum. Bu muhteşem fedakarlığın, asaletin ve ferasetin üzerimizdeki hakkını ödemek mümkün değildir. Vatan sizlere minnettardır.''

MHP Genel Başkanı Bahçeli, şehitlere rahmet, ailelerine ve Türk milletine başsağlığı dileğinde bulunarak, ''Temennimiz en az kayıpla en büyük başarının gelmesi, teröristlerin ve terör yuvalarının ele geçirilerek çeyrek yüzyıldır süren bu ihanete artık kesin olarak bir son verilmesidir. Buradan milletimin kararlılığını ve inancını sizlerin huzurunda bir kez daha tekrar etmek istiyorum: Şehitler Ölmez, Vatan Bölünmez'' dedi.


'OPERASYON, TÜRK MİLLETİNİN BİRİKMİŞ ÖFKESİ...'

PKK terör örgütünün yıllardır Irak'ın kuzeyinde yuvalandığını, Barzani'nin hoşgörüsü ve desteğiyle faaliyetlerini serbestçe sürdürdüğünü, ABD'nin ise verdiği bütün sözlere rağmen teröristlere karşı son aylara kadar hiçbir müdahalede bulunmadığını anlatan Bahçeli, 22 Temmuz seçimlerinden sonra partisinin ısrarlı ve kararlı duruşuyla AK Parti'nin teröre karşı tedbir almak zorunda kaldığını savundu.

Bahçeli, daha önceki operasyonlardan farklı olarak, bu harekatın, son 5 yıldır, Türk milletinin birikmiş beklenti ve öfkesinin dışa yansıması olduğunu belirterek, harekatın siyasal, psikolojik, diplomatik ve ekonomik anlamda kapsamlı bir mücadeleye dönüşmesinin zorunlu olduğunu bildirdi.


'YAPTIRIM UYGULANMALI'

Bu operasyonla Türkiye'nin, üzerindeki çaresizlik ve teslimiyet baskısını kaldırarak, ülke üzerinde oyun oynanmasına izin vermeyeceğini, TSK'nın gücüyle bir kez daha göstereceğini dile getiren Bahçeli, şunları söyledi:

''Ancak, gelişmeler konunun yalnızca TSK'nın müdahale gücüne ve kabiliyetine ihale edildiğine işaret etmektedir. Anlaşıldığı kadarıyla Hükümet, ABD makamları ile yaptığı görüşmelerden elde edebildiği sınırlı imkanları yeterli görmekte, ilave tedbirleri almaktan kaçınmayı tercih etmektedir.

Yıllardır her türlü himaye ve desteği verdikleri düşünülürse, yapılan harekat neticesinde kaçan PKK teröristlerinin yerel peşmerge reislerine sığınacakları ve izlerini yerel halkın içinde kaybettirecekleri şimdiden bellidir. Bu nedenle Hükümetin, yapılan kara harekat ile eş zamanlı olarak acilen bölge üzerinde ekonomik ve siyasal yaptırımlar başlatması gerekmektedir. Ancak Hükümet yetkililerinin bu konuda yaptıkları açıklamalar harekatın kapsamı, hedefleri ve süresi bakımından sınırlı olduğu izlemini uyandırmaktadır.''

Bu intibanın, teröristleri ve peşmerge yönetimini umutlandırıcı hatalı bir yaklaşımın ifadesi olduğunu belirten Bahçeli, ''Nitekim Barzani, Türkiye'nin sınır ötesi operasyonunu, 'Zorbalık' olarak nitelendirme küstahlığını, bu yaklaşımdan aldığı cesaretle göstermiştir'' diye konuştu.

MHP lideri Bahçeli, bu kapsamda geçtiğimiz aylarda MGK toplantılarında konuşulan Habur Sınır Kapısından geçiş, Irak'ın kuzeyine ekonomik yaptırımlar ve enerji kısıtlaması konusunun acilen değerlendirilmesini istedi.


'HAREKAT MEŞRU'

Hava destekli kara harekatının icrasının meşru olduğunu anlatan Devlet Bahçeli, yıllardır Irak'ın kuzeyindeki yerel güçlerin himaye ve hatta desteği ile yuvalanmalarına göz yumulan terör örgütü PKK'ya karşı başlatılan harekatın, mutlaka bu örgütün kesin ve tam bir imhası ile neticelendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Bahçeli, Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın, önceden ''Kara harekatı opsiyonumuz açık'' sözlerini de eleştirerek, Babacan'ın bu uyarısının baskın tarzı operasyon ihtimalini ortadan kaldırdığına işaret etti.

TSK'nın görevini tamamlayıp yurt içindeki birliklerine dönerken, bu hassas noktalarda kuvvet bırakarak, ''Güvenlik kuşağı'' oluşturması ve teröristlerin yeniden üslenmelerine izin verilmemesi gerektiğini ifade eden Bahçeli, ''Peşmerge yönetiminin PKK teröristlerine yeniden yardım ve yataklık etmemesi için caydırıcı davranılmalı, kesin sonuç alıncaya kadar bölgede kalınmalıdır'' dedi.

Bahçeli, dağılan terörist unsurların bölgede yaşayan Türkmen nüfusa zarar vermelerini önlemek amacıyla merkezi Irak Hükümetinin uyarılması ve soydaşların can ve mal güvenliğinin sağlanması gerektiğini bildirdi.


'TÜRKİYE İÇİNDE HAİNCE OLAYLAR YAŞANIYOR'

Sınır ötesi operasyonun yapıldığı ve kamuoyunun dikkatinin askeri harekata çekildiği şu dönemde, Türkiye içerisinde bölücülük adına vahim ve haince olayların yaşandığını dile getiren Devlet Bahçeli, şöyle dedi:

''Gelişmeler, operasyonların yalnızca silahlı teröristlerle yetinilemeyeceğini, bunların kentleri, kasabaları tutmuş silahsız ihanet odakları ile de etkili bir operasyona ihtiyaç duyulduğunu açıkça göstermektedir. Milletimiz, sınır ötesi operasyonun protesto edildiği, ellerinde örgüt paçavraları ile sokaklarda gösterilerin yapıldığı, al bayrağımızın yerlerde sürüklendiği vatan topraklarımızda da devletin kudretini ve kararlılığını gösterecek siyasi siyasi iradeyi aramakta ve beklemektedir. Hepinizin bildiği gibi, terörle mücadele, aslında bölücülükle mücadelenin yalnızca bir bölümüdür. Eli silah tutan bölücüyü zararlı, buna karşılık silahsız bölücüyü meşru ve zararsız kabul etmek; bölücülük ve terörle mücadeleyi sekteye uğratacak en büyük gaflettir. Ancak ne yazık ki aziz milletimizin bütünlüğüne, devletimizin varlığına yönelik açıkça meydan okumalar ve tehditler, bu iktidarla artık sıradan hale gelmiştir. Bugün hiçbir adli takibata uğramadan suç işleme ve bölücülük yapma imtiyazı olan bir zümre türediği ve hatta Hükümet tarafından kollandığı açıkça görülmektedir.''


'YENİ BİR ATEŞTEN İMTİHAN SÜRECİ...'

MHP Genel Başkanı Bahçeli, bölücü terörist unsurların menşeinin, Türkiye içindeki mihraklar ve ihanet odakları olduğunu ifade ederek, ''Bu nedenle icra edilen kara harekatının kalıcı ve etkili olabilmesi için yalnızca sınır ötesinin değil, sınır berisinin de etkisiz hale getirilmesi gerekmektedir. Aksi halde, terörist unsurların imhası veya zayıflaması ile ortaya çıkacak olan yeni durumda, bölücülüğün üzerinden terörist vesayetinin kalkması bu karanlık emel sahiplerinin yurt içinde ve yurt dışında meşru ve kabul edilebilir bulunmasına yol açacaktır. Bu Türkiye için en az terör kadar tehlikeli bir sürecin başlaması demektir'' uyarısında bulundu.

Yılların ihmal ve müsamahası ile iktidarın kucağında büyüyen bölücülüğün, bugün yalnızca terörizm boyutu ile algılanır hale geldiğini kaydeden Bahçeli, bölücülüğün bütün cepheleriyle ortadan kaldırılamaması durumunda, yeni taviz reçetelerinin, özgürlük ve siyaset adına Türkiye'nin önüne konacağını bildirdi.

Bahçeli, bu taleplerin, ''Siyasi bir af, Barzani devletinin tanınması, yeni anayasayla üniter yapı ve milli kimliği zayıflatan maddelerin dayatılması, federatif bir yapılanmanın idari mekanizmalar içinde sinsice yürürlüğe konulması'' olarak Türkiye'nin karşısına çıkacağını belirtti.


'SİYASETTEN BESLENEN TEHDİT...'

Türkiye'nin tercih etmiş olduğu AB yolunda, uyum yasaları çerçevesinde sağlanan demokratik görünümlü ortam, bireysel hak ve özgürlüklerin istismarının da bölücülüğün kapılarını ardına kadar açtığını öne süren Devlet Bahçeli, bu sürecin sonunda Türkiye'den bazı tavizlerin isteneceğini anlatı.

MHP lideri Bahçeli, ''Tek millet, tek devlet ve tek dil'' anlayışına itirazların yoğunlaştığı şu günlerde, Türk Milleti için yeni bir ateşten imtihan sürecinin başlayacağına dikkati çekerek, ''Bu itibarla, sürdürülen sınır ötesi harekatın Türkiye içindeki boyutu ile bölücülüğün önlenmesi için alınacak tedbirlerin aynı anda, aynı çerçeve içinde ve ortak bir vizyon ile değerlendirilmesi kaçınılmaz bir zorunluluktur. Aksi halde bir kara harekatı ne derece başarılı olursa olsun, bölücülüğü ortadan kaldırmaya yetmeyecek, bundan önceki örneklerinde olduğu gibi siyasetten beslenerek karşımıza yeniden tehdit olarak mutlaka çıkacaktır'' diye konuştu.


TÜRBAN DÜZENLEMESİ

Anayasanın 10. ve 42. maddelerinde yapılan değişikliğin, Cumhurbaşkanı tarafından 23 Şubatta onaylandığını ve Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiğini anımsatan Bahçeli, ''Sayın Cumhurbaşkanı'nın Anayasa değişikliklerini onayladıktan sonra yaptığı yorumdan, üniversitelerdeki başörtüsü sorununun kaldırılması için Anayasa değişikliğinin yeterli olmayacağı ve bunun için kanun çıkarılması gerektiğini anlaşılmıştır. Anayasa değişikliğine ilave olarak ve bu değişiklikleri tamamlayacak olan YÖK Kanunun ek 17. maddesine eklenecek hüküm hakkında, MHP ile Adalet ve Kalkınma Partisi arasında bir mutabakat olduğu kamuoyu ile her aşamada paylaşılmıştır'' diye konuştu.

Bahçeli, ek 17. maddeyle ilgili kanun teklifinin TBMM Başkanlığına sunulduğunu ve Milli Eğitim Komisyonuna görüşülmek üzere havale edildiğini anımsatarak, beklentilerinin, konunun zamana yayılmadan karara varılması yönünde olduğunu söyledi.

Gerek AK Parti sözcülerinin açıklamalarının, gerekse YÖK Başkanlığının Cumhurbaşkanın onayını müteakip uygulamaya yönelik yayınladığı talimatın, mutabık kalınan ek 17 maddedeki değişikliğin yasalaşması yönünde tereddüt yaşandığını ortaya koyduğunu ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti:

''Bu gelişmeler yaşanırken, Anayasa değişikliğine bile gerek olmadığına yönelik şahsi fikrini beyan eden TBMM'nin Sayın Başkanının açıklamaları hayretle karşılanmıştır. Sorunun yalnızca YÖK ve üniversitelerin inisiyatifi ile çözülebileceğini söyleyen Sayın Toptan'ın, geçtiğimiz beş yıl boyunca bu değerli önerisini niçin saklamış olduğu tarafımızca bir türlü anlaşılamamıştır.

Bu kanun maddesinin değişimine dair Adalet ve Kalkınma Partisi'nin önceki eğilimi, Anamuhalefet Partisi'nin başvurusundan sonra, konuyu görüşecek olan Anayasa Mahkemesinin kararı ile ortaya çıkacak sonuca göre gündeme getirecekleri yönündeydi.

Bununla birlikte Adalet ve Kalkınma Partisi, üzerinde uzlaşılmış bir mutabakat metni yokmuş gibi davranarak, konuyu kamuoyunda tartışmaya açmış ve kafaları ciddi bir şekilde karıştırmıştır.''


'YÖK BAŞKANININ YORUMU...'

''Gelişmeler ve bazı açıklamalar mutabakatın muhataplarından olan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin YÖK Kanunun Ek 17. maddesinde yapılması kararlaştırılan değişikliği sürüncemeye ve zamana bırakmaya, hatta bundan vazgeçmeye niyetlendiği yönündedir'' diyen MHP lideri Devlet Bahçeli, şöyle konuştu:

''Oysaki bize göre, Anayasa değişiklikleriyle ilgili Anayasa Mahkemesine yapılacak itiraz süreci ile ek 17. maddedeki değişikliğin kanunlaşması birbirinden ayrı mütalaa edilmesi gereken farklı safhalardır.

Diğer taraftan, YÖK Başkanlığının Anayasada yapılan son değişikliklerin yeterli olduğuna ve YÖK Kanununda yapılması planlanan değişikliğe gerek olmadığına dair yetkisini aşan yorumu ise bundan sonra yüksek öğretimde çok sıkıntılı bir dönemin başlayacağını göstermektedir.

Şayet YÖK Başkanlığının ek 17 maddede yapılacak değişikliğe ihtiyaç olmadığına yönelik yaklaşımı kabul görür ise kıyafet konusunda tam bir kargaşa yaşanması ve her tür kıyafetin giyilmesi gibi bir tehlike karşımıza çıkabilecektir.

Kaldı ki tartışma şimdiden alevlenmiştir. Aceleyle verilmiş YÖK kararı sonucu üniversitelerde, başörtüsü ile girilebilen ve girilemeyen ayrımı doğmuş, uygulamada çelişkiler ortaya çıkmıştır. Bu durum mevcut huzursuzluğu daha da artırmış, üniversite camiasında bölünme ve hizipleşmeleri kuvvetlendirmiştir.''


'MİLLİYETÇİ HAREKET VERDİĞİ SÖZLERİN ARKASINDA'

Bahçeli, yaşanan gelişmelerin partilerinin bu konudaki kaygılarını haklı çıkaracak noktaya getirdiğini belirterek, sözlerine şöyle devam etti:

''Bir mağduriyet alanının ortadan kaldırılmasına yönelik olarak başlattığımız bir girişimin, eksik bırakılarak yeni bir mağduriyet ve çatışma ortamına neden olması asla tasvip etmeyeceğimiz bir durumdur.

Bizim siyaset anlayışımıza göre, ortaya koyduğumuz ilkeler ve vardığımız mutabakatlar, günübirlik ve gelişigüzel alınmış kararlar değil; ahlaki ve siyasi duruşumuzu belgeleyen çok önemli ve vazgeçilmez taahhütlerdir. İster yazılı, ister sözlü olsun bizim şeref ve haysiyet vesikalarımızdır.

Biz, bizimle mutabık kalarak taahhüt içine girmiş siyasal muhataplarımızın da aynı fazilet ve ahlaka sahip olduklarına inanmak isteyen köklü ve erdemli bir siyasal geleneğinin temsilcisiyiz.

Üniversitelere başı örtülü kızlarımızın girmesi yönünde en makul ve geçerli adımı atan Milliyetçi Hareket, verdiği sözlerin bugün de arkasındadır.''


'KARŞILIK GÖRMEDEN VERİLEN SİYASİ TAVİZLER'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuşmasında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Ermenistan'da yapılan seçimlere değinerek, bu konudaki partisinin görüşlerini dile getirdi.

Bahçeli, son yıllarda Türkiye'nin, ''Bir adım önde olmak'' adına nafile hamleler attığını bunun da hayal kırıklığı yaşattığını söyledi. Bahçeli, şunları söyledi:

''AKP Meclis çoğunluğunun çıkardığı Vakıflar Yasasının uyandırdığı heyecan ve ümit ile Türkiye üzerinde emelleri olanların, hükümeti yeni ve daha etkili bir dayatma sürecine sürükleyecekleri belli olmuştur. AKP, bu yasa ile taviz ve teslimiyet sınırlarının bulunmadığını bütün dünyaya göstermiştir. Bu ülkelerden biri de Ermenistan'dır. Ermenistan'da geçtiğimiz hafta yapılan seçimde cumhurbaşkanlığını Sarkisyan'ın kazanmasını bir şans gibi gören medyamız toplumu da gereksiz ve anlamsız bir beklentiye yönlendirmektedir.

Özelikle PKK terör örgütü mensuplarının Ermenistan yönetimince işgal altındaki Karabağ'a yerleştirilmeye başladıklarına dair haberlerin yaygılaştığı bu süreçte, hükümetten beklenen Türkiye'nin tarihi tezleri ve duruşunu bir kez daha yeni Ermeni yönetimine yüksek sesle ifade etmesidir.''

Soykırım yalanına dayalı iddialarından vazgeçmedikçe, işgal altında tuttukları Dağlık Karabağ bölgesini Azerbaycan'a iade etmedikçe ve Türkiye üzerindeki toprak taleplerinden dönmedikçe Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin değişmeyeceğinin ısrarla vurgulanmasını isteyen Bahçeli, ''Bugün Ermenistan'ın işgalinde olan Dağlık Karabağ bölgesinde BM Güvenlik Konseyi'nin kararları ile tam dört kez Ermenistan'ın işgalci olduğu ve bu toprakların Azerbaycan toprağı olduğu tasdik edilmiştir. Buna rağmen, işgal altındaki bu bölgenin Ermeni seçmenleri de yeni Cumhurbaşkanlığı için oy kullanmışlardır. Bu durum, seçimin meşruiyetine gölge düşüren önemli bir hadise olarak görülmelidir''dedi.


'HÜKÜMETİN UMUDU...'

Bahçeli, Güney Kıbrıs Rum Yönetiminde de yapılan seçimler sonucunda iktidarın el değiştirdiğini Meclis Başkanı ve AKEL Genel Sekreteri Hristofyas'ın Cumhurbaşkanı olduğunu anımsatarak, Kıbrıs konusunda çözüm olarak önerilen sözde planların bundan sonra nasıl bir siyasal durum ortaya çıkaracağını zamanın göstereceğini söyledi.

Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı:

''Ancak, bu seçim Kıbrıs'ta değişen bir şeyin olmayacağı konusundaki kanaatleri güçlendirmiştir.Türkiye, uluslararası ilişkilerinin seviyesini başka ülkelerin yönetim değişiklikleri ile değil kendi ilkeleri ve milli duruşu ile tayin etmesi gereken önemli ve köklü bir devlettir.

Ancak gelinen taviz ve teslimiyetle tıkanan dış politika ve milli meselelerde hükümetin yegane umudu, muhatap ülkelerdeki yönetim değişiklikleri olmuştur.

Rumların tercih değişikliğinden de olumlu anlamlar çıkarmaya çalışanlar en yakın zamanda yanıldıklarını bir kez daha anlayacaklardır.''



Resim
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

cron

x