Bakanlıktan Montrö açıklaması

Dışişleri Bakanlığı, NATO ve ABD savaş gemilerinin geçişiyle ilgili açıklama yaptı

Dışişleri Bakanlığı, Gürcistan-Rusya çatışmasının ardından NATO ve ABD savaş gemilerinin Karadeniz'e geçmesiyle birlikte Montrö sözleşmesi üzerindeki tartışmaların sağlıklı yapılabilmesi amacıyla Sözleşme'nin içeriğine ilişkin bazı detaylara dikkat çekti.

Bakanlık açıklamasında, "Montrö Sözleşmesi Türk Boğazlarından uluslararası seyrüsefere ilişkin olarak ticaret gemileri bakımından geçiş serbestisi sağlamakta, askeri gemilerin geçişi açısından ise bazı kısıtlamalar getirmektedir" denildi.

Açıklamada, 20 Temmuz 1936 tarihli Montrö Sözleşmesi'nin 72 yıldan bu yana tarafsızlık içinde titizlikle uygulandığı vurgulanarak şu ifadelere yer verildi:

"Bu çerçevede, Montrö Sözleşmesinin aradan geçen süre zarfında başarıyla uygulanmış olması, Sözleşmeyle oluşturulan dengenin kalıcılığının bir göstergesi, aynı zamanda da teminatıdır.

Montrö Sözleşmesi Türk Boğazlarından uluslararası seyrüsefere ilişkin olarak ticaret gemileri bakımından geçiş serbestisi sağlamakta, askeri gemilerin geçişi açısından ise bazı kısıtlamalar getirmektedir.

Bu bağlamda, Karadeniz'e sahildar olan ve olmayan ülkeler bakımından bir ayrıma gidilmiş ve Karadeniz'e sahildar olmayan ülkelerin askeri gemileri hem tonaj hem de Karadeniz'de kalış süreleri bakımından bazı kısıtlamalara tabi tutulmuştur"

Bakanlığın verdiği bilgi notunda sözkonusu kısıtlamalar şöyle sıralandı:

"-Bu çerçevede, sahildar olmayan ülkelerin Karadeniz'de bulundurabilecekleri askeri gemilerin toplam tonajı 45.000 tonu geçememektedir.

-Sahildar olmayan bir ülkenin Karadeniz'de tek başına bulundurabileceği askeri gemilerin toplam tonajı 30.000 tonla sınırlandırılmıştır.

-Türk Boğazlarından aynı anda geçiş yapan yabancı bayraklı askeri gemilerin toplam tonajı 15.000 tonu aşamamaktadır.

-Sahildar olmayan ülkelerin askeri gemileri Karadeniz'de en fazla 21 gün süreyle kalabilmektedir.

-Türk Boğazlarından geçmesi öngörülen yabancı bayraklı askeri gemiler için ülkemize bildirimde bulunulması gerekmektedir. Montrö Sözleşmesi uyarınca Karadeniz’e sahildar ülkeler için bu süre 8 gün, sahildar olmayan ülkeler için ise 15 gün olarak uygulanmaktadır." (ANKA)

---

Kaynak

Büyükanıt'tan Montrö yorumu
''Şu anda Montrö Anlaşması'na aykırı bir durum Karadeniz'de yok, bu kadar basit.''

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, ''Şu anda Montrö Anlaşması'na aykırı bir durum Karadeniz'de yok, bu kadar basit'' dedi.

Orgeneral Büyükanıt, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki devir teslim töreninin ardından verilen resepsiyonda gazetecilerin, Türk boğazlarından geçen gemilerin Montrö Anlaşması'na uygun olup olmadığı soruları üzerine, şunları söyledi:

''Bazı kişiler, Montrö Anlaşması'nı okumuyor, ama yazıyor. Allah rızası için okusunlar. Şimdi yığıldı, bilmem ne oldu. Montrö anlaşması harfiyen uygulanıyor. Şu anda Montrö Anlaşması'na aykırı bir durum Karadeniz'de yok, bu kadar basit. Ama öyle bir hava veriliyor ki sanki Montrö Anlaşması yerin dibine girdi. Montrö Anlaşması'ndan memnun olmayanlar yok mu, var. Olmaması mümkün değil, ama Montrö Anlaşması bizim için çok önemli. Karadeniz, bölgenin en sakin denizi, ama karıştırmaya başlıyorlar.

Ben bunları sempozyumda da anlattım. Çevredeki bütün sorunları Karadeniz'e giydirmeye çalışıyorlar. Dağlık Karabağ'dan Moldovya'ya Ermenistan'a kadar. Onun için Karadeniz konusunda Türkiye'nin çok hassas olması gerekir, Karadeniz'in istikrarının bozulmaması gerekir.''

Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç da ABD gemilerinin boğazlardan geçişinin Montrö Anlaşmasına uygun olduğunu belirterek, ''Geçmeden önce konuyu, en ince ayrıntısına kadar inceledik'' dedi.

---

Kaynak

Lozan'ı tarih sayfalarına gömdüler.Montrö ne ki?Ha çiğnenmiş,ha çiğnenmemiş?

çok doğru dedin mahir kardeş,katılıorum... ayrıca hoşgeldin

Hoşbulduk.10.köye gidene kadar buradayım

tuba yazdı:Büyükanıt'tan Montrö yorumu
''Şu anda Montrö Anlaşması'na aykırı bir durum Karadeniz'de yok, bu kadar basit.''

... Karadeniz, bölgenin en sakin denizi, ama karıştırmaya başlıyorlar ...

---

Kaynak

Sayın Paşam, karıştırmaya başlayanlar vatan ve hukuk sevgisiyle, Montrö'nün delinmiş olmasından kuşku duyan ve bölgenin karışmasından çekinen yazar-gazeteciler ve hatta bizzat ben miyim, yoksa mama taşıma bahanesiyle Karadeniz'e savaş gemisi sokan Amerika ve ona izin verenler mi? Turuncu devrimlerle, sömürge valisi Saaşkavili'lerle ortalığı karıştıranlara ne demeli?

Gemilerin tonajlarıyla birlikte antlaşmanın maddelerini sıralayıp, net bir şekilde sunsanız ya (siz yada bakanlık), biz de "haa tamam uyuyormuş" diyelim; ortalıkta bilgi kirliliği olmasın.

Hem teknik açıdan uysa bile, izin vermek zorunda mıyız? Uyması demek, "geçmesine izin verilebilir" demektir.

Referandum yapılsın bakalım, gemilerin boğazlardan Karadeniz'e geçmesine, halkımızın acaba % kaçı onay verecek?
Ben vermiyorum, vereni de kınıyorum.

Ben kendi adıma alıştım genel kurmay başkanlarımızın son yıllarda yarattıkları hayal kırıklıklarına.
Bir tanesi göz göre göre Amerikalıların vurduğu MUAVENET zırhlımızda şehit olan askerlerimizin hesabını Amerikalılardan sormaya cesaret edememişti.

Bir diğeri meşhur ÇUVAL OLAYI sonrası ağzını açıp en azından Türk kamuoyunun içine biraz olsun su serpecek şekilde Amerikalılara yüksek perdeden iki laf edememişti.

Yukarıdaki açıklamanın sahibi olan komutanımız da Prezidan Buş ''derhal askerlerinizi çekin'' dedikten hemen sonra(buradaki hemen gerçek kelime anlamı ile kullanılmıştır)çıkıp ekranlara ''biz zaten askerlerimizi çektik''açıklamasını yapabilmiştir.

Çok yeni genel kurmay başkanımız da KKK devir teslim töreninde sanki yaşadığımız onca terör belasının sorumlusu AB ve ABD değilmiş ve terör öylece kendiliğinden oluyormuş gibi bir konuşma yaptı.Basın da bu konuşmayı aldı ve yere göğe sığdıramadı.Yok laiklik vurgusu yapmış,yok terör ile ilgili önemli mesajlar vermiş.Yahu aynı sırada dünyanın gözü yanı başımızdaki Karadeniz'e çevrilmiş,bizim üzerimizden Amerika ve NATO,Rusya'ya gözdağı vermeye çalışıyor.TSK'nın yeni genel kurmay başkanı ağzını açıp da bu konu ile ilgili tek bir görüş beyan etmedi.

Sayın Büyükanıt'ın yukarıdaki açıklaması da yine NE ŞİŞ YANSIN,NE DE KEBAP açıklamasıdır.
ATATÜRK'ün kurduğu TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ'nin başkomutanlığında henüz ayrılmış bir komutandan ben böyle bir açıklama yerine daha DELİKANLI,daha MİLLETİNE GÜVEN VEREN,daha HAKÇA bir açıklama beklerim.Ama biliyorum ki daha çok beklerim.

Sözün özü,Montrö Antlaşması'nın tartışılıyor olması bile-ki bu tartışmayı zaten içimizdeki hainler,Karen Fogg'un beslediği gazeteciler çoktan dillendirmeye başladılar,tabi onları konuşturan-dillendiren AB ülkeleri ve ABD asıl tartışmaya başladı bu konuyu-yeterince Türk Milleti'ni aşağılayıcı bir tavırdır.

Bazen soruyorum ''Ben mi çok fazla duygusalım,çok fazla takıntılıyım yoksa bizi yönetme görevi ellerinde olup da yönetemeyenler mi çok fazla basiretsiz,beceriksiz,düşüncesiz ve umursamaz?''diye.Benim kendime verdiğim cevap belli.

Ne olacak bu memleketin hali arkadaşlar?

Bir Ülke'nin Yardıma Muhtaç Bir Ülkeye İnsani Yardım Etmesine Anlayışla Karşılıyorum,Lakin İnsani Yardımlar Neden?Askeri Gemilerle Yapılıyor?Amerikan Gemilerine İzin Verenlere Acaba Bu Soruyu Sordular mı?Yoksa Cesaret mi?Edemediler?,Saygılarımla...