Date: Thu, 25 Mar 2010 08:49:20 -0400
To:
Conversation: Pinar Dogan ve Dani Rodrik'den
Subject: Pinar Dogan ve Dani Rodrik'den
Sevgili dostlar,
Biz “Balyoz darbe planı”nın lideri olarak tutuklu bulunan Çetin Doğan’ın kızı ve damadıyız. Öncelikle, size bu mail’i grup olarak attığımız için özür diliyoruz. Ancak geniş bir kesime ulaşmaya çalıştığımız için bizi affedeceğinizi umuyoruz (blog adresimiz: cdogangercekler.wordpress.com).
Balyoz darbe planı’nın sahte, düzmece ve sonradan uydurulmuş bir plan olduğuna dair bizim en ufak bir şüphemiz yok. Birincisi, Çetin Doğan’ı yakından tanıyoruz ve onun bu planda tarif edilen faaliyetlere kesinlikle katılmayacağını biliyoruz. İkincisi, yazarı olduğu iddia edilen “Balyoz Harekat Planı”ndaki çelişkiler bu belgenin Çetin Doğan’ın 1. Ordu komutanlığı döneminden daha geç bir zamanda hazırlandığına işaret ediyor. Üçüncüsü, orijinal olduğu iddia edilen CD ve bilgisayar çıktılarının dijital tarihlerinin değiştirilmesi ve 1. Ordu bilgisayarlarından çıktı gibi gösterilmesi sahtekarlık yapmak isteyenler için çocuk oyuncağı kadar basit.
Kısacası Çetin Doğan, hak ve hürriyetlere saygılı hiçbir çağdaş yargı sisteminin “kuvvetli şüphe” kaynağı kabul etmeyeceği kanıtlarla cezaevinde tutulmakta.
Ancak bundan daha fazla kaygı verici bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyoruz. Balyoz vakası gösteriyor ki, birileri büyük bir gayretle belge üretip, sahtekarlık yapıp, TSK içinde ya da dışında hedef aldıkları kişileri çetecilik, darbecilik gibi iddialar karşısında bırakmak için uğraşıyorlar. Bu suçlari işleyenlerin kimler olduğunu bilmiyoruz ama yukarıdaki sebeplerle varlığından kuşku duymuyoruz.
Demek ki, Türkiye’nin ana meselesini sadece “demokrasi” yanlıları ile “laikler” arasında yeralan bir güç savaşı olarak görebilmek mümkün değil. Karanlık ve kimliği belirsiz bir üçüncü grup var. Bu üçüncü grubun “laiklere” karşı faaliyet yaptığı kesin. Ama hareket tarzlarından demokrasi taraftarı olmadıklarını da çıkarmak çok zor olmasa gerek.
Öte yandan Balyoz darbe iddialarına destek oluşturan belgelerinin savcılık tarafından gerçekliğinin ciddi bir şekilde sorgulanmadan doğru olarak kabul edilip, onlarca subayın cezaevine atılmış olması Türkiye’de yargının işleme tarzı konusunda herkesi kötümser kılmalı. Burada yapılabilecek en iyimser yorum, yargının ustaca oluşturulmuş bir kamuoyunun baskısına başeğip, elle tutulur kanıtlar olmamasına rağmen Çetin Doğan gibilerini medyadan tepki almamak için içeride tutmayı tercih etmesidir. Daha kötü olasılık, yukarıda bahsettiğimiz grubun yargının önemli bölümlerini de ele geçirmiş olduğudur.
O halde Türkiye’nin şu anda geçirdiği süreci bir “normalleşme,” demokratikleşme, askeri vesayetin kalkması süreci olarak kabul etmek çok zor.
Medyada Balyoz vakası ile ilgili gerçeklerin doğru yansıtılmaması ve bunun doğurduğu bilgi kirliliği bizi bir blog açmaya zorladı. Adresimiz: cdogangercekler.wordpress.com. Bu blogdaki yazılara göz atacağınızı ve blog adresini tanıdıklarınıza yollayacağınızı ümit ediyoruz.
Bu konuda yorumlarınız veya sorularınız varsa lütfen bize yazın.
Pınar Doğan ve Dani Rodrik