
UFUK URAS AKPYE PAYANDA OLDU
Tarihi kökleri çok eskilere dayanan bir tartışmanın Kayacının ağzından yeniden ifade edilmesi, nedense AKPlileri ayağa kaldırdı. Kayacıya ardı ardına küfürler edildi. Bu sırada, AKPye en ilginç destek ise Mecliste bir türlü varlık gösteremeyen ÖDP Milletvekili Ufuk Urastan geldi. Uras, Kayacının bu sözlerden dolayı, 301. maddeden dava edildiğini öğrenince, aklınca espri yaptı. Uras, Kayacının sözlerine, 301inci maddeden dava açılması haksızlıktır. Çünkü bu sözlerin içinde fikir göremedim dedi.
Bu sözleriyle, 301i adeta kutsayan Uras, Antik Yunan ve Romadaki tartışmaları bilmediğini de göstermiş oldu. Doğrusu, bu durum, Doçentlik tezini 10 yıla yakındır tamamlayamayan bir akademisyen için şaşırtıcı değil. Şaşırtıcı olan, sol adına konuşan bir vekilin, 301i kutsaması Ve Kayacının düşünceyi ifade etme özgürlüğünü savunması gerekirken, aksine, onun da linç ekibine katılması
KAYACI'YI LİNÇ EKİBİ
Kuşkusuz, Ufuk Urasın tavrında, aydınlarımızın genel hastalığının izlerini görmek mümkün. Aydınlarımız, ne yazık ki; sadece ve sadece, kendilerinin söz söyleme hakkını savunuyor. Uras, Kayacıyı susturun korosuna katılırken, Meclise neden gönderildiğini unutmuşa benziyor. Ceylan derili koltukların büyüsüne tez kapılan Uras, somut gerçek olan sansürü de görmezden geliyor.
Sadece Uras mı?
Avrupa Birliği (AB) Kriterleri adı altında ne olduğu bilinmeyen sanal özgürlük sevdalılaları da aynı kategoride. TRTde bir süreden bu yana program yapmaya çalışan Banu Avar ve ekibi, deyim yerindeyse, tam anlamıyla eziyet görüyor. Sınırlar Arasında adlı programı, İsrail Büyükelçiliğini rahatsız ettiği için sansürlenen Avar, o günden bugüne, sesini duyuramıyor.
İHBAR EDİLMİŞTİ
Avarın çilesi, bununla da bitmiyor. İsveçin yaptığı soykırımı anlatan bir program çeken Avar, dönemin Milliyet Gazetesi Yazarı Yavuz Baydar tarafından açıkça hedef gösterilmişti. İsveç vatandaşı olduğu iddia edilen Baydar, Avarın TCKnın 216. maddesinden yargılanmasını istemişti. Banu Avar, bunların hiçbiri karşısında yılmadı. TRTye hazırladığı program için tam seksen ülkeyi dolaştı. Dünyayı evimize farklı bir gözle taşıdı. Ancak AKP hükümeti, TRT üzerindeki egemenliğini devreye sokarak, Avarı defalarca uyardı. Ve bu uyarılar, Şu ülkenin büyükelçiliği rahatsız oluyor şeklinde ifade edildi.
Programı, anlaşma yapıldığı halde yayımlanmayan Avar, geride bıraktığımız Çarşamba günü ise TRT 1den, TRT 2ye adeta sürgün edildi. ABDnin NATOya zoraki sokmaya çalıştığı Gürcistanı dosya haline getiren Avar ve ekibi, programın TRT 1de yayımlanamayacağını öğrendi. TRT yetkilileri, Sizi TRT 2ye aldık dedi.
GECE GELEN TELEFON
Bu zoraki transferin ilginç olan yanlarından biri ise; programın saat kaçta yayımlanacağının bilinmemesiydi. Yapımcı Avar, Çarşamba günü yaptığımız görüşmede, O gece kanalı açanlar, tesadüfen rastlarsa, programı izleyebilecek yorumunu yaptı. Ve bu belirsizlik, Perşembe akşamı 23.00e kadar sürdü.
Perşembe gecesi saat 23.00te aradığım Avar, programının TRT 2de saat kaçta yayımlanacağını telefonum üzerine öğrendi. Tesadüfen izlediğim TRT 2de Avarın program tanıtım bantı dönüyordu. Bunun üzerine, hemen Avarı aradım ve Gürcistan dosyan, cuma günü saat 23.20de yayımlanacakmış dedim.
AKPNİN MAKASI HİÇ DURMUYOR
Avar, bu duruma, sevinsin mi, üzülsün mü şaşırdı. Çünkü; büyük emek verdiği program, adeta sürgün edilmişti. Ve o programın ne zaman yayımlanacağını dahi bilmiyordu. Programın yapımcısı, bizden öğrendiği bu haber üzerine, Cuma günü TRT 2nin karşısına geçti. Bu sırada, yine "ilginç" bir gelişme yaşandı. TRT 2, program öncesi yaptığı tanıtımlarda, Gürcistan yerine, "Rusya"yı konu alan programın yayımlanacağını anons etti.
Ne olup bittiğini anlamaya çalışan Avar, 2. şoku ise, saat 23.30'da yaşadı. Çünkü; bir saat önce "Rusya" başlıklı bölümü yayımlayacağını duyuran TRT, yine fikir değiştirmişti. Bu yüzden, son anda "Gürcistan" konulu bant yayına konulmuştu. Ancak; tek bir farkla: Programın içinden 20 dakikalık bölümüne makas atarak! AKPnin altı yıldan beri yönettiği TRT, yukarıdaki hazin tabloyu yaşıyor. Burada BBC standartlarını hayata geçireceğim diyen AKP Bürokratı Genel Müdür İbrahim Şahin, tipik sansürcü zihniyetin en kaba uygulamalarını hayata geçiriyor.
TRT NEREYE GİDİYOR?
TRTyi adeta AKP yanlısı, Yeni Şafak, Star ve Zamanın görüntülüsü haline çeviren Şahin, Gürcistan adlı dosyanın neden gözlerden kaçırıldığını açıklayamıyor. Bir dönem Çillerin akıl hocalığını yapan Mümtazer Türköne ve yeni irticacı Emre Aköz'ü kanala transfer eden Şahin, kamu yayıncılığı ilkesinden bi haber olduğunu gösteriyor.
Peki, köşesinden demokrasi dersi veren Türköne ile Aköz, Avar özelinde uygulanan sansür karşısında ne düşünüyor? Onlar bu AB kriteri dışı uygulama karşısında ne diyor? Belli ki onlar bu durumdan hiç de rahatsız değil. Gürsel Tekinin yazının girişindeki tespiti, tam da onlara uyuyor. Onlar AKPnin eteğinin altında, demokrasicilik oyunu oynayıp ceplerini dolduruyor. Tıpkı diğer AKP yandaşları gibi
5 Nisan 2008 / Barış YARKADAŞ
