Banu AVAR’ı Susturamazsınız!

Banu AVAR’ı Susturamazsınız!

İletigönderen Erkan Güçiz » Cum May 25, 2012 22:11

Banu Avar’ı susturamazsınız!

İnternet sayfasında kendini "Bir hoşgörü mucizesi" olarak tanımlayan İstanbul Protestan Kilisesi Vakfı* ne kadar hoşgörülü olduklarını kanıtlamak için Banu Avar hakkında dava açıyormuş.

Asılsız iddiaları, Banu Avar’ın “halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden beyanlarda bulunması”, “onları hedef göstermesi”, “Türkiye`de 54 binin üzerinde ev kilisesi var demesi” ve “onları siyasi bir komplonun parçası olarak da göstermesi” imiş.

Din, dil, ırk, köken farkı gözetmeden, ülkemizi içinde bulunduğu çıkmazdan kurtarma yolunda bütün yurttaşlarını aydınlatmaya, birlikte olmaya çağıran, bunun için gece-gündüz, köy-kasaba koşturan birine bundan daha alçakça bir iftira atılamazdı.

Güneş balçıkla sıvanmaz!

Banu Avar’ı susturamazsınız!


Aşağıdaki 24 Mayıs 2012 tarihli Bizim Kocaeli adlı İnternet gazetesinde çıkan haberi okumadan önce bu vakıf, “Azınlıklar” ve “Misyonerler” hakkında birkaç şeyi paylaşalım.

İstanbul Protestan Kilisesi Vakfı, İngilizce İnternet sayfalarında, "İncil inanç ve uygulamada tek otoritedir" diyor, ancak Türkçe sayfada başka bir hava çalıyor:

• Başlıca hizmetimiz, Mesih İnancını benimseyen herkese ibadet imkânını sağlamaktır.
• İncil’in esaslarını öğrenmek isteyen herkese de, Mesih İsa’yı gerçek kimliğiyle tanıtmaktır.
• Diğer bir hizmet kapsamı, devletimize ve ülkemize her yönden hizmet etmektir.

Yine, başka bir İngilizce sayfada Vakfın amacı açıklanıyor.

Yaşayan her canlıya”, yasalara ve adetlere uygun yollardan İncil’i anlatmak ve gereken yerlerde toplumlar oluşturmak.
Sorarım; biz İncil’e inanmayan Müslümanları kurtarmak için mi ev ev dolaşıp din ticareti yapıyorlar, bu mudur devlet ve ülkeye hizmet dedikleri?

Bu sorunun yanıtı Zaman Gazetesi’nin 21 Mart 2005 sayısından bir haber başlığında: “Bayburt Müftüsü Peyami Güngör, misyonerlerin ellerinde İncil ve yüz dolar ile halkı etkilemeye çalıştığını söyledi”.

2 Mart 2005 tarihli Zaman Gazetesi’nde çıkan bir haber şöyle.

Misyonerler faaliyetini yaygınlaştırdı

Serkan Talan

Son çıkan AB uyum yasaları çerçevesinde yapılan kanun değişikliği ile başlatılan ibadethane açma serbestliğinden dolayı Hıristiyan misyonerler faaliyetlerini yaygınlaştırdı. Sadece büyük şehirlerde değil Anadolu'nun en sakin köşelerinde de misyoner faaliyetleri hız kesmeden devam ediyor.
Edinilen bilgilere göre; Türkiye'de Hıristiyan misyonerlerin başlattığı çalışmalar sonucunda dağıtılan İncil sayısının miktarı milyonlara, açılan Kilise Evlerin sayısı 25 bine ulaştı. Ekonomik yönden geri kalmış yörelerde ve alevi kesimlerde propagandasını yoğunlaştıran Hıristiyan misyonerler Toprakkale'de 100 adet İncil dağıttılar. İncil dağıtılmasına İlim Hizmetlerine destek derneği'nden tepki geldi. Toprakkale'de İncil dağıtılmasıyla ilgili olarak bilgi veren MHP'li İl Genel Meclisi Üyesi Cevdet Uyduran; ‘Pazar günü ikindi civarında evdeyken Bestami Erdem telefonla aradı. Toprakkale'de misyonerlerin İncil dağıttığını söyledi. Müdahil olmamı istedi. Biraz sonra da elinde İncillerle geldi.’ dedi. Edinilen bilgiye göre Ankara plakalı bir otomobille gelen misyonerler beraberinde getirdikleri İncilleri portakal satan esnaflara verdi.
Misyonerlerin bedava İncil dağıtmalarına sert tepki gösteren imam hatip mezunlarının oluşturduğu İlim Hizmetlerine Destek Derneği Başkanı İsmet İpek, Türkiye'yi misyonerlik Müslümanlık çatışmasına getirenlerin bu işin sorumluları olduğunu söyledi.”


2005 yılında sayısı 25 bin olan Kilise Evlerin bugün 50 binin üstünde olması hiç de şaşılacak bir şey değil. Vakıf sözcüsünün dediği gibi Türkiye’deki Protestanların sayısı 4-5 bin ise ve bu 50 bin küsur Kilise Evlerinin yarısı, yani 25 bini onlarınsa (diğer yarısının Katolikler’e ait olduğunu varsayarak), kişi başına 5 kilise düşüyor demektir. Hiç birinin kendi 5 kilisesinden başka kiliseye gidecek vakti olmadığı gibi, herhalde haftanın her günü değişik bir kiliseyi ziyaret etmeleri gerekiyor.

Açıkça görünen o ki, Kilise Evleri, dinlerini değiştirmeyi hedefledikleri Müslüman vatandaşlarımız için açılıyor.

Biliyor musunuz, Vakfın elektrik masraflarının yarısının Diyanet İşleri tarafından karşılandığını. Ben bilmiyordum; ABD Büyükelçisi, 2010’da merkeze gönderdiği mesajda Vakıf yöneticisi Timur Topuz’dan aktarmış bu bilgiyi, Wikileaks’de gördüm bunu. Bu vesile ile ne kadar cahil olduğum da ortaya çıktı; meğer Lozan Antlaşmasının 41.maddesinde varmış bu.

“Müslüman olmayan azınlıklara ilintili Türk yurtdaşlarının önemli oranda bulundukları kentlerde ya da kasabalarda, bu azınlıklar Devlet bütçesi Belediye ya da benzeri bütçelerde eğitim, din, ya da yardım amacıyla genel gelirlerden verilecek paralardan yararlanma ve ödenek ayrılması konusunda hakça bir pay alacaklardır. Söz konusu paralar ilgili kurumların, yetkili temsilcilerine ödenecektir.”

Lozan Antlaşmasında “Azınlıkların Korunması” başlıklı bir bölüm var, ancak bir “Azınlık” tarifi verilmemiş; “Müslüman olmayanlar”a “Azınlık” deniyor, o kadar. Ben Müslüman değilim diyen herkes “Azınlık” sayılıyor; ondan sonra da azınlıklara tanınan bütün ayrıcalıklardan faydalanabiliyor.

Fırsat varken kaçırmayalım diyen Türk yurttaşı “Azınlıklar”ın 20 değişik ilimizdeki kilise adreslerini de “İsviçrekiliseleri”** adlı bir İnternet sitesinde bulabilirsiniz.

Bu düzenden faydalanmak isteyenler yer yer medyada çabucak unutulan haber konusu oluyorlar ancak, yasal boşlukları, ABD ve AB baskılarını ustaca kullandıklarından sayıları gün geçtikçe artıyor. Banu Avar bunları bize hatırlattığı için de saldırılara hedef oluyor. Örnek olarak, dar bir çerçeve içinde, Zaman Gazetesinde çıkan birkaç başlığa bakmak yeter.

Misyonerler, kargoyla İncil dağıtıyor 12.03.2011
Yeni bir yöntem geliştiren misyonerler, kargo yoluyla vatandaşlara ulaştırdıkları İncil vasıtası ile inançlarını yaymaya çalışıyor.

Misyonerler cami avlusunda CD ve kitap dağıttı 03.07.2008
Adana'da binlerce kişinin ibadet ettiği şehrin en büyük Merkez Sabancı Camii'nde misyonerler, yatsı namazı sonrasında cemaate ve özellikle küçük çocuklara "Mesih İsa'nın yaşamı" konulu CD, broşür ve kitap dağıttı.

Malatya'da Alevi-Sünni çatışması hedefleniyor 01.05.2007
Malatya'da işlenen cinayet ne anlama geliyor? Prof. Dr. Salim Cöhce'ye göre Malatya bir ateşin içine çekilmek isteniyor: "Hedef Alevi ve Sünnileri karşı karşıya getirmek. Bunun için misyonerler kullanılıyor."

'Misyonerler, kırsal kesimdekilerle maddi güçlük çekenleri hedef seçiyor' 12.09.2006
Şehir merkezlerinde İncil dağıtılması şeklinde propagandayla başladığı bilinen misyonerliğin, son zamanlarda özellikle kırsal kesimde yaşayanlarla doğu kesimlerde maddi güçlük çeken insanları hedef seçtiği bildirildi.

Aksu: Türkiye'de misyonerlerin sayısı belli değil 21.03.2005
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Türkiye'de misyonerlerin sayısının belli olmadığını bildirdi.

Bakan Aksu: 8 yılda 388 kişi din değiştirdi 15.03.2005
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Türkiye'de faaliyet gösteren misyonerlerin sayısının belli olmadığını belirterek, "Misyonerlik faaliyetleri gizlilik içinde yürütüldüğünden, harcanan paranın miktarı konusunda da net bir rakam vermek mümkün değil." dedi.

Şimdi söz bizim.

Banu Avar’ı onlara yem ettirmeyeceğiz, boğazlarında kalacak; yorumunuzu ekleyin, onlar 4-5 bin kişiyiz diyorlar, gösterelim biz kaç kişiyiz!


“Bizim Kocaeli” gazetesinde çıkan haber.
İstanbul Protestan Kilisesi Vakfı İzmit Temsilcisi Emre Karaaili, gazeteci yazar Banu Avar’ın Kocaeli Kitap Fuarı’nda yaptığı konuşma ile kendilerini hedef gösterdiğini öne sürdü, Banu Avar hakkında Savcılığa dava açtıklarını söyledi.
Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan ve gazetemize gönderen Emre Karaali şunları söyledi: “Banu Avar Kitap Fuarı`ndaki söyleşide "…Türkiye`de 54 binin üzerinde Protestan ev Kilisesi var. Bunun büyük bölümü İzmit`te. İzmit bu konuda pilot bölge seçilmiş durumda. Feci yayıldılar… Hepimizi Protestanlaştırmaya çalışıyorlar. Bu ev kiliselerinin büyük bölümü İzmit`te" şeklinde halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden beyanlarda bulunmuştur.
BİZİ HEDEF GÖSTERDİ
Banu Avar tarafından her ne kadar isim zikredilmemiş olsa da İzmit`teki protestanları suçlayıcı nitelikteki beyanları ile Kocaeli`de faaliyet gösteren ve Protestan inancı mensuplarına hizmet veren tek kurum olmamız sebebiyle şüphelinin bizi hedef gösterdiği anlaşılmaktadır. Bu söylemlerin 2007 yılında Malatya katliamı öncesi basına yansıyan ifadelere olan benzerliği bizleri derin biçimde tedirgin etmektedir.
DİNİ İHTİYAÇLARI KARŞILIYORUZ
Kocaeli ili sınırları içerisinde faaliyet göstermekte olan ve 24 Haziran 2001 tarihli Resmi Gazete`de kuruluşu ilan edilen İstanbul Protestan Kilisesi Vakfı, Protestan inancı mensuplarının dini ihtiyaçlarını TC Anayasası ve Türk Hukuk mevzuatına uygun olarak karşılamak amacıyla İzmit Temsilciliği aracılığı ile hizmet vermektedir. Kurumumuzun amacı Gazeteci Yazar Banu Avar`ın ifade ettiği gibi insanları Protestanlaştırmak değil, Protestan inancına mensup olan vatandaşlar ile Türkiye`de ikamet eden aynı inançtaki yabancıların dini ihtiyaçlarını karşılamaktır.
TÜRKİYE`DE 4-5 BİN KİŞİYİZ
Türkiye`de Protestan inancı mensupları 4-5 bin kişi iken gazeteci yazar Banu Avar`ın “Türkiye`de 54 binin üzerinde ev kilisesi var” ifadesi de hayal ürünüdür. Banu Avar aynı zamanda Protestan inancı mensupları olan bizleri siyasi bir komplonun parçası olarak da göstermektedir. Bu ifadeler tarafımızda asla kabul edilemez. Bu asılsız söylemlerden duyduğumuz rahatsızlığı tüm kamuoyuna ifade etmeye ihtiyaç duyuyoruz.
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUK
Ayrıca Gazeteci Yazar Banu Avar hakkında Cumhuriyet başsavcılığına şikâyet başvurusunda bulunduğumuzu saygılarımızla belirtiriz.”
İstanbul Protestan Kilisesi vakfı İzmit Temsilcisi Emre Karaaili, gazeteci yazar Banu Avar`ın 20 Mayıs günü Kocaeli Kitap Fuarı`nda yaptığı konuşma ile kendilerini hedef gösterdiğini öne sürdü, Banu Avar hakkında Savcılığa dava açtıklarını söyledi.

* http://www.ipkv.org/yeni/index.php?option=com_content&view=article&id=51&Itemid=1
** http://www.isvicrekiliseleri.ch/



Erkan GÜÇİZ, 25 Mayıs 2012
Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir.
Gazi Mustafa Kemâl Atatürk

Erkan Güçiz

Facebook - TC ERKAN GÜÇİZ
Kullanıcı küçük betizi
Erkan Güçiz
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 421
Kayıt: Çrş Eyl 29, 2010 5:18

Şu dizine dön: Erkan GÜÇİZ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x