Bu belgeselde;
- Banu AVAR görüştüğü Doğu Türkistanlıların yorumu açıktır.
- Gidip gördüğü kadarıyla olan biteni aktarmıştır.
- Banu AVAR, kurulan meşru bir devlette, Türkler'in Batı destekli isyanına karşı çıkmaktadır.
- Banu AVAR, -Doğu Türkistan'a gittiği zamanda- bir zulüm olduğuna ikna olmamış, ikna edici bir veriye rastlamamış gözüküyor.
- Bunun için geçmişteki baskılardan/yıkımlardan bahsetmiştir.
Ayrıca; söz konusu Türkistan ise, 300-400'ü geçip bunun Ön-Türk geçmişine de inebilir, burası için binlerce yıllık Türk yurdu diyebeliriz.
50 yıl önce % 90'ı Uygurlardan oluşan Urumçi şehrinde şu anki Türk sayısı %8-10 civarıdır.
Bu veri eksiktir. Burada Uygur eksilmesinden çok, yoğun Çin göçü vardır. Oraya
Yeni Topraklar demelerinden ve Çin'in nüfus dağılımlarından bellidir. Böyle bile olsa sorun yaratır.
Son olarak
Rabia Kadir kimi Uygur Türkleri için simgedir. Adamı olmak için yanında çalışmak, emir almak gerekmez.
Sorgulamak iyidir. Hele ki bu konu hakkında dönen birçok dolap ve çarpıtma varken zorunludur. Bir kırıma karşı çıkmayan biri yurtsever olamaz; çünkü vicdanı gelişmemiş bir bireydir, yurdunu dolayısıyla da yurttaşı karşılıksız sevemez. Ancak, son günlerdeki
Dersim masalları da,
Ermeni soykırımı yalanları da ders niteliğindedir.
Gidip görmek, en azından birkaç ay yaşamak, varsa yasaklı bölgeleri/illeri belirlemek ve nedenlerini araştırmak ve bunları birleştirip bir sonuca varmak gerekir -ki bu bile kesin bir doğruluk içermeyebilir. Neden mi¿? Çünkü buraya giden kimsenin, oldukça donanımlı, ahlâklı ve oldukça tarafsız olması gerekir.
Çünkü;
Van'a, Diyarbakır'a, Batman'a gelip türlü türlü etkinlikte bulunan ecnebi gazeteci, araştırmacı veya ajanların(devletinin görevlileri) dünyaya sunduğu aktarımlar aklanmış olur.