
Başbakanla Türkiyeliliği mi konuşacaksın Kılıçdaroğlu?
Kemal Kılıçdaroğlu onca ikaza ve yönlendirmeye rağmen kafa karıştırmaya devam ediyor.
Önce durduk yerde Türkiyelilik diye bir kavramı ortaya sürdü, akabinde Deniz Bey’in haklı olarak şartlar ileri sürdüğü Başbakan’a randevu konusunda anlamsız bir adım attı.
Yahu, Tayyip Erdoğan’ın bu randevu talebinin tuzak olduğunu görmek için illa da Baykal kalibresinde olmak gerekmiyor, her şey ortada!
Hal bu iken Kemal Bey farklılığını ortaya koyacak ya, Erdoğan’a gel diyor!
Yarın geliyor işte, yoksa buluşmada yine Türkiyeliliği mi terennüm edeceksin Kemal Bey!
Öyle bir sözü bir daha edersen Tayyip Bey onu müjde diye ahaliye duyurur ve emin ol ki rüzgarını dindirir!
Bu ülke ırk ya da kan bağı devleti değil, imparatorluk bakiyesidir Kemal Bey!
Başında olduğunuz CHP’yi kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün ettiği “Ne mutlu Türküm diyene” ifadesi bunun delilidir.
Bu ülkede yaşayan 72 milyonun tamamına Türk denir ve Türklük milletin ifadesidir!
Hal bu iken Kürtçülerin jargonuyla konuşmanız ve Türkiyelilik gibi sözleri etmeniz sadece kendinize değil aynı zamanda CHP’ye kast etmektir Kılıçdaroğlu!
Ne yani birilerine şirin görünmek için 5 bin yıllık Türklüğümüzden vaz mı geçeceğiz?
Siz bir taraftan benim soyum Orta Asya’dan geliyor, Türkoğlu Türküm diye medyaya belgeler göndereceksiniz ama öbür tarafta Türkiyelilik gibi marjinal bir sözü edeceksiniz, kafam karışıyor Kemal Bey!
Hazırlattığınız ’Yeni Kürt Raporu’nda da Türkiyelilik varmış diyorlar doğru mu Kemal Bey!
Ne o Tekin Bingöl ile Mesut Değer gibi Kürtçülerin CHP’deki kankalarını Mustafa Kemal ile takas mi ediyorsunuz Kemal Bey?
Değilse nedir bu Türkiyelilik söylemi?
Yoksa Baykal’dan farklı olmaktan kastınız bu Türkiyelilik kavramı mıdır?
Daha önce de yazdık, toplumda AKP’ye karşı öyle bir tepki var ki minnacık umut veren muhalefet, ahali tarafından kucaklanacak. Kılıçdaroğlu bu anlamda çok iyi bir şans ve fırsat yakaladı ancak görülüyor ki Kemal Bey durduk yerde kendi ayağına kurşun sıkıyor!
Din ve Kürt meselesinde edilecek zerre yanlış söz bir anda büyük çözülmeler getirir, işte ekonomik krizlerin bile yıkamadığı AKP’yi bir Habur görüntüleri geriletmedi mi?
Bu örnek ortada dururken Kemal Bey’in Türkiyelilik gibi sözler ederek uçukluklar yapması emin olunuz Ağar’ın “Düz ovada siyaset” benzeri bir büyük gaftır!
Hülasa söyleyeceğimiz şudur: Tayyip Erdoğan yarın CHP’ye Habur’da yediği vurgunu telafi etmeye ve o sebeple AKP’den kopan oyları tekrar AKP’ye alma adına geliyor. Amacı yukarıda söylediğimiz gibi Kılıçdaroğlu’na uçuk bir söz ettirmek ve bunu kullanmaktır.
Bereket görüşmede Önder Sav da olacaktır ki o sigortadır! İyi de Önder Bey hep bekçilik ve yol göstericilik mi yapacak?
Bu satırların yazarı AKP’yi göndermek adına Kılıçdaroğlu mutlaka başarılı olsun arzusundadır lakin böylesi hatalar ardı ardına gelirse korkarım ki CHP ve Kemal Bey bundan olumsuz etkilenecektir.
Yapma Kemal Bey, CHP’nin yarım asırdır yakaladığı iktidar şansını etkisinde kaldığın uçuk birkaç isme ve fantezilerine kurban etme, partini kuran büyük deha Atatürk’ü izle!
CISSS...
40 milyarlık saat, villalar ve Bitlis Lacost’tu!
Şamil Tayyar, Başbakan’a kıyak yapayım derken tongaya düşürdü... Şamil’in; “Kılıçdaroğlu Etro giyiyor, sizinki ne marka” pasına Tayyip Bey; “Benimki Bitlis Lacost’u her şeyi ile yerli imalat” karşılığını verdi ve güya kendisinin yerli ve ucuz giyindiğini ima etti ama yine kazdığı kuyuya düştü... Nasıl mı? Bizzat Lacoste’un Türkiye mümessili açıkladı ki Bitlis’de böyle bir imalat yok.
Bir Başbakan’ın bunu bilmemesi ve olmayan fabrikayı var diye anlatması ancak Erdoğan’a özgü bir şey. İkinci husus, Çorlu’daki Lacoste fabrikasında ise Fransa’dan gelen malzemeler montajlanıyor, yani üretim yerli ve milli değil. Başbakan bunu da bilmiyor... Bu arada Şamil’e bir hatırlatmamız olacak? Hepimizin giydiği Kılıçdaroğlu’nun Etro gömleğine takan Şamil, Başbakan’ın 40 milyarlık Franck Muller marka saatini ve İstanbul Boğazı’ndaki 5 adet villasını niçin görmez ve bunları soru olarak Başbakan’a sormaz!.. Aslında sormaz değil, soramaz çünkü böyle bir soru değil Şamil’i soranı anında işinden eder!
YENİ KAPI...
TRT, Tayfun’un gazinosu mu?
TRT’den ayda 100 milyar aldığı bizzat TRT Genel Müdürü tarafından açıklanan Tayfun Talipoğlu medyada onca yazılıp çizilmesine rağmen İbrahim Şahin’le özel ilişkisine çok güveniyor ki devletin kurumu olan TRT’yi tabir yerinde ise adeta gazino gibi kullanıyor. Zap esnasında tesadüfen şahit oldum, Tayfun TRT’nin bir müzik programında kafa dağıtıyor yani onlarca dakika ekranda kalarak şarkılar, türküler söylüyordu.
TRT gibi ciddi bir kurumda sanatçı kimliği olmamasına rağmen, bir, iki, üç tane değil neredeyse onun üstündeki şarkıya ortak olup söylemesi benim kafamı karıştırdı. Yoksa ayda 100 milyar az geliyor da Tayfun’un kankası İbrahim Şahin, Talipoğlu’na bir de okuyucu maaşı mı bağlayacak? Olmaz demeyin bugünün TRT’sinde olmaz olmaz!
ŞAKA GİBİ...
Kak Mesut, K. Irak’ta
PKK’lı yok diyor!
Dışişleri Bakanımız Davutoğlu’nun ağabeyi(!) Kak Mesut (Barzani), Türkiye’nin PKK’lıları iade edin çağrısına, sözcüsü Cabbar Yaver aracılığı ile şu karşılığı verdi: “K.Irak topraklarında PKK’lı bulunmuyor...” Şaka yapmıyorum Barzani ya da Peşmergenin sözcüsü aynen bu karşılığı verdi... Peki Barzani denen adam çok değil birkaç hafta önce Ankara’da haşmetlu sıfatı ile devletin en üst katlarında ağırlanmadı mı? Ağırlandı.
O zaman var olan bu tabloyu nasıl yorumlamamız gerekiyor söyler misiniz? Bir aşiret reisini cihan hükümdarı gibi karşılayıp bağrınıza basarsanız olacağı budur. Bu Barzani denen adamla çok değil 15 yıl önce Uzatmalı Başçavuş muhatap olurdu ve o gün Barzani Türkiye ile beraber PKK ile vuruşurdu. Bugün Barzani’ye Cumhurbaşkanı Gül muhatap oluyor ama değil PKK ile vuruşmak, onların topraklarındaki varlığını bile utanmadan inkar ediyor.
Sabahattin ÖNKİBAR
14 Temmuz 2010
YENİÇAĞ