kintex yazdı:Alparslan Türkeş / Amerikan, İngiliz ve Fransız Belgelerinde adlı kitabın yazarı Rasim Ekşi'den(Kitabın arka kapağı)
Amerikanın 27 Mayısta kendi menfaati için uygun görmediği, siyasi hayatta iken, zararlı gördüğünü açıkça ilan ettiği, CIAnın Türk İçisleri Bakanlığındaki bürosunu kapatan Alparslan Türkeş mi ABDye yakındı?
Fransız işgaline karsı direnen Cezayir milliyetçilerini destekleyen Alparslan Türkeş, Fransaya yakın olabilir miydi?
İngilizlerin Kıbrıstaki oyunlarını bozan; Atina ve Londranın adamlarının (Dr. Ihsan Ali Olayı ileride izah edilecektir) Türkiyeye girmesini yasaklayıp Dr. Fazıl Küçük-Rauf Denktaş ikilisinin Kıbrıs Türklerinin lideri olarak kalmalarını sağlayan Türkeşin İngilizlerle bir yakınlığı olabilir mi?
Amerikalıların, İngilizlerin, Fransızların elinden çıkmış belgeler, 3 Mayıs 1944 ve 27 Mayıs 1960 olayları ve Türkesin siyasi hayatıyla ilgilidir. Bu belgelerle birlikte bu üç devreye dair bilgileri de okuyucularımıza aktardık. Böylece merhum Türkeşin hayatının üç dönemi hakkında Amerika, İngiliz ve Fransızların neler düşündüğünü gözler önüne sermeye çalıştık. Ayrıca Rusların (Sovyet zamanında), komünizmin en büyük düşmanlarından Alparslan Türkeşle ilgili görüşlerinin de yine okuyucuların tarafından ilgisini çekecektir.
Attila İlhanın bile düştüğü vahim bir hata vardır. İkinci Dünya Savaşı sırasında, Türkçü-Turancıların Almanya ile işbirliği yapıp onlardan maddi katkılar aldıkları söylenir. Rasim Ekşi, bunun kuyruklu bir yalan olduğunu belgelerle kanıtlıyor.
Atsızın; Almancılık, faşistlik ve ırkçılık suçlamalarına, 1944 Irkçılık-Turancılık davasında verdiği savunma ve cevaplar, döne döne okunacak nitelik, içerik ve tutarlılıkta. Almanyanın Türkiye Büyükelçisi Papenin, Türkçü-Turancılar hakkında Alman Dışişleri Bakanlığına yazdığı raporların tam metinleri de kitaba alınmış. Bu bağlamda en çok suçlanan Nuri Paşanın (Enver Paşanın kardeşi) durumu da tam anlamıyla açıklığa kavuşturuluyor. Paşa tertemiz.
Peki, pis olanlar, Almanlardan rüşvet alıp onlarla işbirliği yapanlar kimler? Rasim Ekşi, bu konumda olan gazetecilerin tam listesini de vermiş. Belli başlılarını sayalım: Yunus Nadi (Cumhuriyet gazetesinin o yıllarda, Nazilere açıkça destek verdiğini hatırlatalım), Necmettin Sadak, Falih Rıfkı Atay, Hüseyin Cahit Yalçın...
Ekşi Yabancı hayranlığından vazgeçmeyen bazı solcular, sağcılar, ABDciler, Avrupacılar... Merhum Alparslan Türkeşe saldırırken seçtikleri yol, oldukça çirkindir. Hayatı sömürgecilikle mücadele ile geçmiş bir insanı yabancı güçlerle işbirliği yapmakla suçlamak bir yana, imâ etmek bile abesle iştigal etmektir diyor ve dediklerine ilişkin bolca örnekler veriyor. Biz de bu örneklerden özetler aktaralım.
27 Mayısın ünlü devrimci (!) isimlerinden Cemal Madanoğlu, ABDnin muteber adamlarından biri. Madanoğlunun babası da zaten Kurtuluş Savaşının 150liklerindendi, Yunanla işbirliği ve yolsuzluklar yapmıştı. İşte bu Madanoğlu diyor ki Amerika Türkeşe güvenmedi, 13 Kasım 1960 tasfiyesinin sebebi bu. Le Monde Gazetesi yazarı Eric Roluca da doğruluyor Madanoğlunu: Albay Türkeşle karşılaştığımda ondan ilk işittiğim, Amerikanın Türkiyenin işlerine fazla karışmasından şikâyet olmuştu.
Yalnızca bu kadar mı? Değil. 21 Mart 1963 tarihinde Washingtonda kaleme alınan Ordu İstihbarat Raporunda 14lerin lideri Alparslan Türkeşin, NATOya karşı olduğu ve bu düşüncesini açıkça ortaya koyduğu ifade ediliyor. CIA operasyonlarının üstadlarından olan ABDli Albay Dicksonun EM kodlu kişiye verdiği raporda, Türkiyede nötralize edilmesi gerekli 50 kişi olduğunu belirtip sayıyor bunların adlarını. Bu adların içinde; Alparslan Türkeş ve Bülent Ecevit de var.
Mevlana, Can, haberdardan olmaktan ibarettir. Kim daha fazla haberdarsa, o daha fazla canlıdır diyor. Yaşayan leşlerden olmak istenmiyorsa, okumak, özellikle de kitap okumak gerek. Neden gerek biliyor musunuz? Şimdiki ülkücü gençlerin çoğu, kitap yerine, ucuz siyaset dedikodusu yapılan köşe yazılarına rağbet ediyorlar; bu yazılardan aldıkları hız ve ilhamla (!), internetteki yazışma gruplarında sanal mehdiliğe kalkışıyorlar, sonra da ömrünü ülkücü harekete vakfetmiş kalem erbabına, Türkçe ve imlâ özürlü e-postalar atarak ukalâlık ediyorlar.