Başımız Belada

Genel & Güncel Konular

Başımız Belada

İletigönderen cafersadık » Cum Nis 27, 2007 21:52

BOP Adayı AB-Dullah Gül -Nevval Kavcar -


Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı adayı olarak açıklanmadan önce Reuters'le düşen haber ile altı kişi arasında adı vardı.

Her zaman ki gibi dışarıdakiler bizden önce bunu biliyordu. Gül için orada başbakanlık öngörülmesi açıklama sürecine kadar, ortama gevşetme operasyonudur. Erdoğan'ın itici politikası, saman altından su yürüten Gül'ü öne çıkarmıştı yaklaşık bir yıldır. Olabilecek en tehlikeli tercihtir Gül.


BOP un eş başkanlığına bir de Cumhurbaşkanlığı makamı eklenecektir. .


Gül'ün İsrail'in Lübnan'a saldırması sonrasında The Washington Post'ta çıkan makalesini hatırlayalım:

“ Benim neslim, demokrasinin yüksek değerlerinin yanında duran bir ABD imajıyla büyüdü… Tek başına bu trajediyi durdurma imkân ve kabiliyetine sahip olan dünyanın tek süper gücü, insanların bu kadar acı çekmesine neden göz yumuyor ve merhamet çağrılarını neden karşılıksız bırakıyor ?' ( Abdullah Gül- Zaman- 3.8.2006)


Erdoğan olmasında kim olursa olsun politikasının semeresidir Gül. Türkiye'nin başı bu sefer hakikaten derttedir. ABD ile” Stratejik Vizyon Belgesi” mutabakatını imzalayıp gelen Gül, BOP u siyasallaştırmıştır.
Gül için ABD ne demektir sorusunun cevabını, yazdığı makalenin satır aralarında sizler görünüz:” dünyanın tek süper gücü… merhamet çağrılarını neden karşılıksız bırakıyor” . Adeta Tanrılaştırmıyor mu Amerika'yı? Merhamet çağrıları kime yapılır?

“. “ Kahraman Amerikalı askerlerin sağ salim Amerika'ya dönmesi için duacıyım” diyen Erdoğan'dan sonra şimdi de 'Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) Türkiye'nin dış politika ilkelerine uygun. ABD ile hareket ediyoruz. Amacımız İslam ülkelerine özgürlük ve demokrasi getirmek...' diyen bir Cumhurbaşkanımızı seçme sürecine girmiş bulunmaktayız.

Amerika'nın Ortadoğu'da yirmi iki ülkenin sınırlarına değiştirme operasyonunu, Dış Politikamıza uygun gören Gül'ün adaylığı bir yıldır kesindi. AKP nin belkemiği ve gizli başbakanı, Cumhurbaşkanı olacaktır.

AKP nin düşmekte olduğunu görüldüğünden Çankaya ele geçirilmek istenmektedir.

Başbakan yardımcısının Çankaya'ya çıkıyor oluşu, Erdoğan'ın yerini Gül'e vermesi olarak görülüyor ki yanlıştır. Kabinenin asıl başbakanı Gül'dür.

Washington'un sesi Çongar'ın, Şubat 2007 de

“ O aday, Başbakan Erdoğan değil .” Diye yazdığını hatırlatarak 12 Nisan 2007 de Amerika'da “ Atatürk'ün Koltuğunu Doldurmak: Türkiye Cumhurbaşkanını Seçiyor " adlı panele Türkiye'den, “ Süleyman Demirel 'in danışmanı Mehmet Ali Bayar,
Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Hasan Bülent Kahraman ve
Today's Zaman Gazetesinin Ankara Temsilcisi Kerim Balcı konuşmacı olarak katılmıştır.

TÜSİAD ve Brooking Enstitüsü tarafından ortaklaşa Washington'da yapılan panel'in başkanı ABD nin eski Ankara Büyükelçisi Mark Parris. CIA nın Ortadoğu ve Türkiye uzmanıdır ayni zamanda.


“ Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olması halinde AKP'de çatlaklar meydana gelebileceğine… Türk halkının yüzde 70'inin Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığını desteklemediğini. AKP nin bunu kullanarak, sempati toplayıp, oy kazanabileceğini.” şeklinde gelişen bu konuşmalar da AKP nin yeni stratejisinin “Haksızlığa uğramış Erdoğan ” profili çizeceğini söyleyebiliriz.

Today's Zaman'ın Ankara temsilcisi Kahraman, Gül ve Erdoğan'ın odalarını topladıkları ara notunu vermiştir bu panelde. Gül'ü anladık ta, Erdoğan niçin odasını topluyor, o da Cumhurbaşkanı sözcüsü olarak mı çıkacaktır Çankaya'ya.

Elbette ki hayır, tüm söylenenlerle hedefe yaklaştırıldık sadece.

Abdullah Gül'ün adaylığı birçok kesimde şok yarattı mı bilmiyorum fakat bunun adı “şok “değil “tedirginlik” olmalıdır şu dakikadan sonra .

“Atatürk'ün Koltuğunu Doldurmak”tan bahseden Amerika'nın kastettiği nedir?

Atatürk'ün koltuğu ilk kez mi doluyor?

Bu sefer ki seçimin özelliği nedir?

Abdullah Gül'ü o koltuğa layık görenlerin, beş yıldır sergilediği anti millî politikaları da göz önüne alırsak, bu tercih yerinde olmuş mudur? Onlara göre evet olan bu sorunun cevabı, Türk Milleti açısından “karanlık” günlerin başlangıcı olarak görülmelidir.
AKP nin Genel seçimlerde ki propagandası şimdiden bellidir.

“ Erdoğan'ın hakkı yendi, Allah rızası için şu AKP ye oy ve Cumhurbaşkanlığı bizde ve başbakanlık da bizde olursa başörtüsü problemini çözeriz”

olacaktır.

İslam'ı dar kalıplara dökerek siyasallaştıran AKP ve Laiklik vurgusu ile yine İslam'ı başörtüsünden ibaret algılayan muhalefet ile Türkiye tam bir çıkmazdadır.

Başörtüsü üzerinden oy toplayan din tacirlerinin, İslam ile yakından uzaktan ilgisinin olmadığı görülmedikçe bu sömürü devam edecektir.

AKP nin felsefesinin “şeriat değil, işbirlikçilik”, İslami görüntünün ise makyaj olduğu anlaşılana kadar, “atı alan Üsküdar'ı geçecektir.”


Milletin dini, diyaneti üzerinden siyaset yapılmaya devam edildikçe kaybeden Türkiye olacaktır.


Şu an itibari ile:


“ Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkilerimiz önemlidir. Dünyanın süper gücünün gündem maddeleri bizim de gündem maddelerimizdir. Aramızdaki işbirliğinin stratejik boyutta olmasının anlamı, bu meselelerde ulaşılması gereken hedeflere ilişkin görüşlerimizin örtüşmesidir ”

diyen Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmak üzeredir.

Atatürk'ün koltuğunun sömürge zihniyetli AKP kadroları ile doldurulmasını demokratik bir sürecin sonucu olarak görmek yanlışlığı ne zamana kadar devam edecektir?

Başımızın belada olduğunu daha başka nasıl anlatabilirim?
Kullanıcı küçük betizi
cafersadık
Üye
Üye
 
İletiler: 198
Kayıt: Sal Mar 20, 2007 20:22

İletigönderen Egeli » Cum Nis 27, 2007 22:00

Doğrudur,ABDullah Gül'den bahsediyoruz sonuçta dimi.Ampül'Ün 7 ışığından biri :twisted:
Kullanıcı küçük betizi
Egeli
Üye
Üye
 
İletiler: 1724
Kayıt: Cum Mar 09, 2007 17:40


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x