BAYRAMLARINI UNUTMA!

BAYRAMLARINI UNUTMA!

İletigönderen Feza Tiryaki » Çrş Ağu 25, 2021 22:01

BAYRAMLARINI UNUTMA!

30 Ağustos Zafer Bayramı geliyor!

Bu büyük günü, bu günde neden bayram yaptığımızı çocuklarımıza öğretelim. Yüce Önderimizi, Türk büyüklerini, şanlı ordumuzu sevgi ve saygıyla analım.

“Bilelim ki milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlere av olur.”

Yüce Önderimizin bu büyük sözü eski ders kitaplarımızın arka kapağını süslerdi. İlkokula giden çocuk bu uyarıyı daha küçücükken duyar, eski Türk tarihini, Kurtuluş Savaşı tarihini öğrenmeye ilkokulda başlar, yurdun nasıl düşmandan kurtarıldığını öğrenir, öğrendikçe de kendine güvenirdi. Atatürk’ün şu sözü nasıl da anlamlıdır, yol göstericidir!

“Türk; övün, çalış, güven!”

Türk tarihini öğrendikçe geçmişiyle övünmek, onurlanmak, çalışmak, kendine, büyük Türk Ulusuna güvenmek.

Ağustos ayı, Kurtuluş Savaşı’nın önemli aylarından biridir. Sakarya Savaşı (Sakarya Meydan Muharebesi) bu ay 13 Ağustos’ta Yunan saldırılarıyla başlamış, 23 Ağustos’tan – 13 Eylül’e kadar 22 gün 22 gece, yüz kilometrelik bir cephede hiç kesintisiz sürmüştür. Yüce Önderimiz:

“Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla sulanmadıkça bırakılamaz!” sözünü bu savaşta askerlerine söylemişti.

Sakarya Meydan Muharebesi ile büyük bir zafer kazandık, saldırgan, dış destekli yayılmacı düşmanı (Yunan’ı) yendik. Yüce Önderimize, Kurtuluş Savaşı Başkomutanına bu savaştan sonra Meclis tarafından Gazilik sanı verildi. Rütbesi de Mareşallığa yükseltildi. (1921) Ayrıca bu savaş başlamadan 5 Ağustos’ta Başkomutanlık görevini aldı. 12 Ağustos’ta da ordunun başkomutanı olarak savaş alanına gitti.

Bu zaferle güçlenen ordumuzu Atatürk bir yıl boyunca Büyük Taarruz’a hazırladı. 1922 Ağustosunda hazırlıklar bitti, Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Paşa, 26 Ağustos’ta ordumuza, düşmanı (Yunan'ı) şaşırtacak bir gizli emir verdi, önce cephe kumandanlarına planı açıkladı, onları ikna etti, sonra orduya sabah beş buçukta Taarruz emri verildi. Taarruz topçu birlikleriyle başlatıldı. Düşman cepheleri düşürüldü. 30 Ağustos 1922’de de “Başkomutan Meydan Muharabesi” ile düşman yenildi, ordusu yok edildi. Düşman komutanı esir alındı, Yunan ordusu takip edildi, denize kadar kovalandı. Yol boyunca düşmanın aldığı yerler kurtarıldı. Ordumuz 9 Eylül günü İzmir’e girdi. Zaferden sonra, Başkomutan Atatürk:

“Bu zafer Türk milletinin özgürlük ve bağımsızlık fikrinin ölmez anıtıdır! Bu eseri vücuda getiren bir milletin çocuğu, bu ordunun başkomutanı olduğumdan sonsuz ölçüde mutlu ve bahtiyarım!” demişti.

O ünlü sözünü de 1 Eylül’de düşmanı kovalarken söyledi:

“Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!”

Bu sözler de Atatürk’ün savaş için dedikleri sözlerdir. Yaveri anlatmıştır. Başkomutan Meydan Savaşı’nda, savaştan sonra savaş alanını gezerken, ölen düşmanlar için söylemiştir:

“ Bu manzara insanlığın yüzünü kızartacak bir şeydir. Ama suç bizde değil. Onlar bize saldırdı. Biz kendimizi, yurdumuzu savunduk.”

Bu büyük zaferden sonra yurdumuzda tek düşman kalmadı. Atatürk Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne:

“Anadolu’daki Yunan ordusu kesin yenilgiye uğramıştır.” diyerek Anadolu’nun kurtuluş müjdesini vermiş, mücadeleyi Trakya’ya yönlendirmiştir:

“Trakya’nın 1914’ten önceki sınırlarına dek kayıtsız şartsız teslim edilmesi gereklidir.” diyerek vatan topraklarının hepsi kurtarılıncaya kadar mücadele edileceğini düşmana, diğer yayılmacı ülkelere (Fransa, İtalya, İngiltere) bildiriyordu. Görüşmelerle Yunan’a Doğu Trakya boşalttırıldı. Sonunda 11 Ekim’de Türk Ordusu’nun bu büyük başarısı sonuç verdi, Ateşkes anlaşması imzalandı (11 Ekim 1922), Türk vatanı kurtuldu, savaş bitirildi.

Sonrası biliyorsunuz önce 11 Kasım 1922’de başlatılan Lozan konferansı görüşmeleri, konferansa ara verilmesi, konferansın yeniden başlatılması, 24 Temmuz 1923’te istediklerimizi elde ederek bağımsızlığımızı dünyaya kabul ettirmemiz, ardından Cumhuriyetin ilanı. (29 Ekim 1923)

Atatürk bu antlaşma (Lozan) için şöyle demiştir:

“Bu antlaşma, Türk milletine karşı yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr antlaşmasıyla tamamlandığı sanılmış olan büyük suikastın çöktüğünü bildiren bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri bulunmayan siyasi bir anıttır.”

Ordumuzun 30 Ağustos’taki bu büyük başarısından sonra büyük siyasi mücadelerle kuruldu devletimiz. Son olarak Atatürk’ün ordumuz hakkındaki son sözlerini bir kez daha anımsatalım mı?

Aşağıdaki sözleri 1 Ekim 1937’de söylemiştir:

“ Ordumuz, Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir.”

Bu sözler de “Orduya Veda” ( 29 Ekim 1938) sözleridir. Bir bölümünü aldım:

“Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan her zaman zaferle beraber medeniyet nurlarını taşıyan kahraman Türk ordusu!
Memleketini, en buhranlı ve müşkül anlarda zulümden, felaket ve musibetlerden ve düşman istilasından nasıl korumuş ve kurtarmışsan; cumhuriyetin bugünkü feyizli devrinde de askerlik tekniğinin bütün modern silah ve vasıtaları ile mücehhez olduğun halde, vazifeni aynı bağlılıkla yapacağına hiç şüphem yoktur.”



30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun!

*
Bu büyük zafer bayramında, olayın oluşundan (28 Şubat, 1997) 24 yıl sonra siyasi bir hesaplaşma adına, üstelik o dönemin iktidarının - başbakanının ortaklaşa imzaladığı, Cumhuriyetimizin laiklik ilkesini koruma amaçlı, açıkça yayınlanan, gizlisi saklısı olmayan bir belge yüzünden tam da bu kutlu günlere gelinirken bir anda hapse atılan emekli komutanlarımıza sahip çıkmalı, uğradıkları haksızlığı dile getirmeli, devlet kuran, ülkemizi düşman istilasından koruyan caydırıcı bir güç olan kahraman ordumuzun değerini bilmeliyiz… Kendimizi dosta düşmana güldürmemeli, vicdanları kanatmamalıyız.

Feza Tiryaki, 25 Ağustos 2021
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 986
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Re: BAYRAMLARINI UNUTMA!

İletigönderen Gönül Pınar Atacı » Cum Ağu 27, 2021 7:57

Baştan sona dek istisnasız her cümlesi ve kelimesi tüm ATATÜRK'cü vatansever melekler ve erkekler tarafından harfi harfine aynen ve tamamen paylaşılması gereken ve mutlaka paylaşılacak olan MUHTEŞEM ve EN DERİNDEN ETKİLEYEN HATTA BÜYÜLEYEN bir irdeleme ve sonuç. Çok değerli yazarı sevgili Feza TİRYAKİ'ye
tüm sevdikleri ve sevenleri,okurları ve hayranları ile birlikte en uzun bir ömür boyu sonsuz sağlık ve bağışıklık,selam ve saygı,esenlik ve mutluluk,utku ve umut dilekleri ve kocaman öpücükler.
Kullanıcı küçük betizi
Gönül Pınar Atacı
Üye
Üye
 
İletiler: 1285
Kayıt: Sal Ara 01, 2015 9:02


Şu dizine dön: Feza TİRYAKİ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x