Belgesini Konuşan Çok İrticadan Söz Eden Yok

Belgesini Konuşan Çok İrticadan Söz Eden Yok

İletigönderen Türk-Kan » Cum Eki 30, 2009 23:17

Belgesini Konuşan Çok İrticadan Söz Eden Yok

Bilge Montaigne, aklının kendisini aldatmasından yakınır ve daha ileri giderek “Hep yanlış söylese kolay, dediğinin tersini yaparım, ama ne zaman doğruyu söylüyor, ne zaman yanlış bilemediğim için durum daha da fena” der ve ekler:

- Bir kez aklımın beni kandırdığını gördükten sonra nasıl olur da ona güvenebilirim?

Türkiye’de, bunca dolap ve dalaverenin, bunca aldatmanın hedefi olan insanlar, eğer her önlerine konana sorgulamadan inanırlarsa, ahmaklar kervanındaki yerleri sağlam demektir.

Dursun Çiçek’e ait olduğu söylenen belgenin ıslak imzalısının bulunduğu yandaş medya ve siyasi iktidar tarafından açıklandı.

Belgenin ne nereden çıktığı, ne kimden geldiği, ne de neden dört buçuk aylık bir gecikme sonucu servis edildiği açıklanıyor.

Yine gazetelerde açıklandı, hatta fotoğrafları bile yayımlandı, ıslak imza taklit makineleri çıkmış ve Türkiye’de de varmış. Acaba, “orijinal belgenin!” bu kadar bekletilmesinin nedeni, bunlardan birinde imal edilmesi mi?

28 Ekim 2009 akşamı TV 8’deki programda Adli Tıp Uzmanı Doç. Dr. Nevzat Alkan imzanın Albay Çiçek’e ait olduğunu ileri süren Adli Tıp’ın, bu olayda bugüne kadar uyguladığı prosedürü uygulamadığını, yani kura ile uzman belirlenmediğini, kritik belgelerin tüm uzmanların ortak incelemesine sunulmadığını, kısacası Çiçek’in imzasının araştırmasının kapalı devre yapıldığını söylüyor.

***

Adli Tıp Kurumu’nun daha önceki kimi olaylarını ve bazı üyelerinin ona yönelttikleri eleştirilerin içeriğini bilenlerin, bu son açıklama üzerine, mideleri biraz daha fazla bulanıyor.

Yanlış anlaşılmasın! Belge sahte demiyorum.

Ama Türkiye’deki bunca dalavereden, yargı önünde bunca hukuk ihlalinden, F tipi örgütlerin devlet adına bunca manipülasyonundan sonra, bu kadar kuşku ortadayken belgenin doğruluğuna gözünü kırpmadan inanmanın ve sorgulayıcılığı bir yana bırakmanın, kuşkuların ağzını tıkamanın yanlış olduğunu söylüyorum izninizle.

Ergenekon soruşturmasında olan bitenleri, sakat kalan ve ölüp gidenleri gördükten sonra, dikkatli olmak gerektiğini düşünüyorum.

Son zamanlarda Türkiye’de yaşananları birbiriyle ilişkisi olmayan münferit olaylar olarak algılayıp bütünü göremezsek, hiçbir şey anlamamız da mümkün olmaz.

Türkiye’de kimi çevreler, bir yandan Cumhuriyet’in kurucu felsefesini, öte yandan da Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hedef alarak sistematik bir yıpratma kampanyası içine girmiş bulunmaktadırlar. Ergenekon soruşturmalarını da irtica ile mücadele belgesi olayını da bütün bu genel çerçeve içinde ele alırsak, taşları yerine oturtabiliriz.

***

Son olay TSK tarafından hazırlandığı ileri sürülen, kimilerinin Genelkurmay Başkanlığı’nın da haberi olduğunu iddia ettiği, bu yüzden de kişisel değil, kurumsal bir sorumluluk doğurduğu savlanan bir belgeden çıkıyor.

Söz konusu belge “irtica ile mücadele eylem belgesi.”

Şimdi çoğu kişi irtica ile mücadele eylem belgesini konuşuyor.

Neymiş efendim Türkiye’de böyle bir belge varmış.

Var mıymış, yok muymuş, onu göreceğiz.

Tabii eğer ortada mücadele eylem belgesi var da irtica yoksa, durum çok vahim toplumsal bir akıl sapması var demektir. Şimdi soralım bakalım:

- Peki irtica var mı?

- Evet düpedüz var?

- Nereden çıkarıyoruz bunu?

- Anayasa Mahkemesi’nin, AKP’nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğunu belirten kararından. İrtica laiklik karşıtı eylem değilse nedir?

- Peki, mademki irtica var, faili kim?

- Anayasa Mahkemesi’ne göre, iktidar.

- Ülkede irtica var ise bununla mücadele edecek olan kim?

- Tabii ki, siyasal iktidar.

- Peki, eğer irticanın faili siyasal iktidar ise o zaman ne olacak?

Verin bakalım yanıtı!

- Yahu diyorum kendi kendime ne garip durum, herkes irtica ile mücadele eylem belgesini konuşuyor. Ama irticadan söz eden yok.

Bu nasıl iştir?..

asirmen@cumhuriyet.com.tr


Ali SİRMEN, CUMHURİYET, 30 Ekim 2009

http://www.cumhuriyet.com/cumhuriyet/w/c0406.html
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Belgesini Konuşan Çok İrticadan Söz Eden Yok

İletigönderen ilkkurşun » Cum Eki 30, 2009 23:29

Yandaş ve tarikat medyada"Demokrasiye ihanet",Yalama medyada"Siyasete müdahele"planı.Bi tarafın tıpası"irtica" demeye yemiyo,diğer kesimi zaten "irtica"nın göbeği. :roll:
Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır. Kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir." MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Resim
Kullanıcı küçük betizi
ilkkurşun
Üye
Üye
 
İletiler: 99
Kayıt: Cum Eki 23, 2009 15:40


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x