Belki zamanı değil ama bunları yazmak zorundayım. En baştan söyleyeyim genelleme yapmıyorum ama çok fazlalar.
Avukata gidersin, sana ölümü gösterip kansere razı eder. Saçma sapan bir dava için altından çekip donunu almaya kalkar.
Özel Doktora gidersin, çünkü devletteki çok ilgilenmez. Evet koyduğu tespitler doğrudur ama takip etmez. Doktorun muayenesi bir asgari ücretlinin yarısı kadardır.
Yıkama yağlaması ile birlikte maaşı bırakıp çıkarsın. Gözünün yaşına bile bakmaz. Pahalı olmayı marifet sayar.
Çocuğunu koleje yazdırmak istersin çünkü devlet okullarına güvenin yoktur. Daha iki kere ikiyi bilemeyen çocuğuna takdiri dayar, seni bir kaz gibi yolar 12 sene boyunca.
Lokantaya gidersin dört kişi, bir büyükçe levrek söylersin yanına güzel bir salata. En az 3000 kağıt öder çıkarsın.
Yaz tatilinde bir otele gideyim dersin. Köpek muamelesi gördüğün bir hafta için iki aylık maaşını bırakıp çıkarsın.
Çocuğuna ders aldırmak istersin. Saatine 500 isterler. Haftanın en az üç günü hesabı sana bırakıyorum.
Pazara gidersin, ne kadar çarık çürük varsa doldururlar poşete. El çabukluğu ile koyduğu çürük elmanın kilosuna 40 kayme ister utanmadan.
Markete gidersin, kasada hesap farklı çıkar. Kazıklanmaktan artık bir kulak arkan…neyse.
Tamirciye gidersin, ne kadar uyduruk malzeme varsa kullanır. Arabanın olmayan arızasını sanki onarmış gibi önüne fatura eder.
Hastaneye gidersin, senden gerekli gereksiz test isterler. Dışarıda bedavaya yaptırabileceğin test için dünyanın parasını ödersin. Hele birde sağlık sigortan varsa vur ha vur gözüne.
Evini tadilat yaptırmak istersin. Sana taahüt edilen gün ve fiyatın üstüne üç kat biner. Yok binmezse eğer işin baştan savma yapar.
Berbere gidersin, 100 liralık traşa günlük yevmiyeyi bırakıp çıkarsın.
İki kadeh içmeye bir mekana gidersin, pavyon hesabı gibi sokarlar roma mızrağını bir tarafına.
Doğum olur para ödersin deliler gibi. Düğün olur ödersin, ölün olur ödersin. Ha babam de babam ödettirirler sana.
Bütün bu kazıklarla yoğrulmuş müteahhit kişi seni oradan eli boş yollamak istemez. Demirden çalar, çimentodan çalar, kolondan çalar, kirişten çalar, temelden çalar…
Senin çocuğunu o müteahhit öldürmezse, kırmızı ışıkta geçen sarhoş sürücü öldürür. Senin çocuğunu okulun servis şöförü öldürür. Senin çocuğunu işini iyi yapmayan doktor öldürür. Senin çocuğunu engel olamadığın uyuşturucu satıcısı öldürür. Senin çocuğunu senin acımadığın kişiler öldürür. Gözünün yaşına bile bakmadığın coğrafya öldürür senin çocuğunu.
Bir gün insancıl düzeni inşa edeceğiz. Bir gün hayatlarımızı sevginin temeli üzerine oturtturacağız. Bir gün adil düzen sen istesen de, istemesen de kendi kendine kurulacak. İnsanlar birbirlerine güvenmeyi öğrenecek. Kültür ve Sanatın üstünlüğü önem kazanacak. Bu cehalet dönemi sen istemesen de sona erecek. Bence o gün çok uzak değil..
Şafak Güç